go oyunu

hala oynanmakta olan en eski akıl oyunudur. en az 2500 yıl önce çin'de ortaya çıkan go, bir efsaneye göre kral yao tarafından oğluna astrolojiyi öğretmek için tasarlanmıştır. bugün çin, güney kore ve japonya başta olmak üzere doğu asya ülkelerinde yaygın olarak oynanmaktadır.

19 yatay ve 19 dikey çizgiden oluşan bir tahtada oynanır. kuralları çok basittir. oyunculardan biri siyah biri beyaz taşlarla oynar ve oyuna siyah başlar. benzeri birçok oyunun aksine go'da tüm taşlar birbiriyle eşittir ve yine diğer birçok tahta oyununun aksine oyuncular tahtadaki taşları yok etmeye çalışmaz, boş bir tahtaya koydukları taşlarla rakipten daha fazla alana sahip olmaya çalışırlar.

4000 yıllık bir geçmişe sahip dünya'nın en eski strateji ve zeka oyunlarından. çin kökenlidir. kuralları oldukça basit ama ustalaşması bir ömür sürer. ülkemizde çeşitli şehirlerde go dernekleri de bulunmaktadır. bu derneklerin genelde haftalık buluşmaları olur. bir go buluşmasına çat kapı gidip go öğrenmek istediğinizi söylediğinizde size seve seve go öğretirler. +bir sürü de arkadaşınız olur. zira gocular çok arkadaş canlısı insanlardır.
go'yu online öğrenmek için de şu youtube kanalına bakabilirsiniz.
online oynamak isterseniz birçok sunucu ve mobil uygulama mevcuttur. yeni başlayanlar için androidte goquest uygulaması tavsiye edilir.
zeka oyunlarına meraklıysanız mutlaka denemeniz gereken bir oyundur go.

bir sıra tabanlı strateji oyunudur. e herhalde tahta üstünde gerçek zamanlı strateji olacak hali yoktu. ama yakın gelecekte onlar da gerçek olacak gibi, gelişen teknoloji ile...

satrancı küçümsemek gibi algılanmasın ama mekanik bir oyun olan satrancın yanında sofistike kalan oyundur.

en temelde oyuncuların sırayla hamle yaparak tahta üzerinde en az taşla en fazla alanı çevrelemeye çalıştığı bilinen en eski zeka oyunu kabul edilen oyundur.

trevanian, altı bölümden oluşan meşhur romanı şibumi (kitap)’ yi go oyununun aşamalarına oturtarak kurgulamıştır. sezgi ve denge felsefesiyle çin’ in antik çağlarından günümüze uzanan bu geleneksel oyun, şibumi romanıyla dünyada olduğu gibi ülkemizde de meraklısını arttırdı. oyuncuların bir araya geldiği dernekler kuruldu.

lisedeyken go oynamıştım. siyah ve beyaz taşlarla oynanır. oyundaki amaç karşı tarafı, alan ve hamle açısından kısıtlı hale getirmektir. tabi o zamanlarda hiçbir şeyin kıymetini doğru düzgün bilmediğim gibi, go kulübüyle işim bittiği anda oyunla da işim bitmişti. değerlendirmeyi şimdi yaparken keyifli olduğunun farkına varıyorum.

çin kökenli bir tahta oyunu olmakla birlikte tüm doğu asya’da yaygındır. 19x19 bir tahta üzerinde 181 siyah ve 180 beyaz taşlarla oynanır. oyuna siyah başlar ve oyuncular tahta üzerinde en fazla alanı kontrol etmeye çalışırlar. oyun satrançla kıyaslanamayacak ölçüde zordur, toplam 30 seviye vardır ve birinci seviyeye ulaşmak için ömür bile yetmeyebilir. şöyle de bir söz vardır: “satranç çatışmaysa, go savaşın ta kendisidir.”

satranç oyununda ilk dört hamlede oynanabilecek 318,979,564,000 olasılık vardır.
go oyununda ise sadece ilk üç hamle için bu olasılık 2.110.889.642.385.600 olur.

satranç oyununda ilk 10 hamlede bu sayı 169,518,829,100,544,000,000,000,000,000 olur.
klasik bir go oyununda ise 10 üzeri 761 gibi bir sayıya ulaşılabilir. (açık yazılışını görmek isteyenler aşağı 1 ve 761 tane sıfır yazabiir.)

yaklaşık olarak 20 senedir oynadığım oyun. özellikle öğrencilik yıllarında ve sonrasında uzun süre keyif alarak oynadım. çok sağlam oyuncular tanıdım. oyun benim için resmen saplantı haline gelmişti. öğrenciyken okul biter bitmez, iş hayatı başlayınca da işten çıkar çıkmaz soluğu ''go'' tahtasının başında alıyordum. tahtanın başına oturunca, günün zihinsel yorgunluğu bir anda uçup gidiyordu. oysa ''go'' oynayanların da bildiği üzere zihninizi azami düzeyde yorduğunuz bir oyun. buna rağmen tahtanın başına oturduğum vakit kendimi hafiflemiş hissediyordum. benim üzerimde böyle bir etkisi vardı.

şimdilerde ise aile efradı ile oynuyorum. tabiri caizse halı sahada maç yapan eski futbolcular gibi olduk. vakit ve rakip yoksunluğu bunun en temel sebebi oldu.

yukarıda bir arkadaş yazmış. evet ''go'' savaşın ta kendisidir lakin aynı zamanda tevazunun strateji oyunlarındaki vücut bulmuş halidir. farklı seviyelerdeki oyuncular aynı masaya oturup, kafa kafaya oyunlar çıkarabilirler. zira siz ya da rakibiniz oyun seviyenize göre birbirinize avans verebilirsiniz. ben iyi oynarım seni yenerim küstahlığını ''go'' oynayanlarda pek göremezsiniz.

satranç kibrin ve zekanın karışımı bir oyunken. ''go'' tevazunun ve zekanın tek potada eritildiği bir oyundur.

strateji oyunlarını sevip de, bugüne kadar ''go'' tahtasının başına oturmamış olan arkadaşlara şiddetle tavsiye edilir. deneyin, kesinlikle pişman olmazsınız.

satrançta taktik go oyununda ise strateji önem kazanır. kuzey amerika'da go oyununda terminoloji, zaman hesaplaması ve alanların tanımlanmasında ufak farklılıklar olmakla birlikte temelde aynıdır. zaman hesaplamasında ve kontrolünde iki yöntem vardır. bunlar standart hesaplama ve kanada hesaplamasıdır.

bu oyuna sardım saralı yılların satranç oyuncusu olarak satranca burun kıvırıyorum.set evde duruyor çevrede oynayabileceğim babayiğit yok düşünmeye sıkılıyor insanlar. online oynayacak arkadaş varsa yazabilir. epey zaman oldu oynamayalı.
not : şöyle bir söz aklımda kalmış "satranç tüccarların , go ise filozofların oyunudur" şibumi kitabı ,trevanian

öğrenmesi 10 dk
ustalaşması bir ömür süren oyun.
yapay zekanın bir insanı yenemediği oyunlardan biri.
gerçi o haberi okuyalı çok olmuştu, belki yenmiştir.
bu oyunu konu alan bir anime mevcuttur;
hikaru no go

uygulamadan öğrenmeye çalıştığım ama satranç gibi buna da kafamın basmadiği için bıraktığım tahta oyunu. ilk olarak reply 1988 dizisinde görmüştüm. oradan heves ettim. ama çevremde de kimse anlamadığı için hevesim çabuk kaçtı

oynanma şekliyle satrançla ayrılır. birbirine karıştırılmamalıdır. satranç oyununu küçümsemek gibi olmasın şahsımca daha bir beyin gerektirdiğini düşündüğüm oyundur. oynamadım, oynamak isterdim. ama beynimin yeteceğini düşünmüyorum.

iki kişinin oynadığı masa oyunudur. oyunun mantığı diğer masa oyunlarıyla kıyaslanamaz. bu oyunda isterseniz karşı tarafın taşlarını azaltarak savaş açarsınız veya aynı tahta üzerinde doğru bir dağılım yaparak karşı takıma bulaşmadan oyunu ilerletirsiniz. o yüzden bu oyunun satranç gibi bir oyunla karşılaştırılması mantıksız olacaktır.

nicolai hel'in şimubi'de yardırdığı oyun. satranca da "bezirgan oyunu" der hel'e bu oyunu öğreten ustası.
(bkz: şibumi) (bkz: nicolai hel) (bkz: trevanian)

(bkz: teoman şarkıcısı)

türkiye'de 1981 yılından beri, entelektüel gözükmek için oynadığını iddia edenlerin, hakkında ahkâm kesenlerin oyunudur.

neden 1981? çünkü şibumi'nin ilk baskı tarihi.