günümüz gençlerinin siyasi tepkisizliği

çünkü gençlik boş boş ideoloji savunmak istemiyor.

gençlerin gençliği heba olmuş, siyaset düşünecek tartışacak halleri mi kalmış.

hükümet yanlısı +50 yaş rahatlığında olduğumuz için değil bazı şeylerin seçim ile değişeceğini bilmemizdendir. ayrıca o kadar kargı ve telaş içinde gençliğin siyaset ile ilgilenmemesi normaldir.

konuşsan ağzını kapatırlar,sussan tepkisiz derler. siyasi tepkisizlikten çok cesaretli yeni nesil var fakat koyun sürüsü gibi sabit bir düşünce ve araştırma yetileri eksik araştırıp sorgulamak yerine hazıra konmayı tercih eden bir gençlik. üzücü....

tepklisizlik,tepki verdiğin zaman başına gelecekleri bilmekten dolayı ortaya çıkmıştır. bunu umursamazlık olarak düşünmemek gerek.

en yakın arkadaşlarımla bile hiç siyaset konuşmadım. elbette "ülke gündemi" hakkında sohbetlerimiz oluyor ama bunların hiç biri bir siyasi parti taraftarı olarak yaptığımız şeyler olmadı. siyasi parti konuştuğumuz zaman da bu hep herhangi bir partinin o sıralar yaptığı saçmalıkları üzerine oldu. çünkü yakın çevremde hiç bir partiyi övme ihtiyacı güdecek kadar siyasetle ilgilenen arkadaşım olmadı. hiç birinin de kime oy verdiği hakkında "bilgim" yok kimilerininkini tahmin ediyorum anca. çünkü hayatımızın odağından o kadar uzak ki. belli bir noktada da bizi ilgilendirmiyor zaten. bir toplumun bu kadar siyasetten anlaması normal değil. inanın bana bir öğrencinin ekonomi planı hakkında bilgisi olmasa da olur aslında. siyaset konuşulunca ülke kurtarılmıyor ki gençlerden siyaset konuşmalarını isteyin. ülkeden habersiz kalırız diye korkuyorsanız da gündem zaten izin vermiyor. aktif şekilde sosyal medya kullanan her genç içeriğini bilmese de o gün ülke de ne dert edilmiş haberdar oluyor. kendi adıma konuşayım ben zerre anlamam siyasetten. çok düz mantıkla meseleleri çözebilmemiz gerektiğine inanırım. gelecekte de siyasete atılıp hayatınızı etkilemeye niyetlenmeyeceğim. bugün siyaset konuşmak benim ne işime yarayacak o zaman? bugün siyaset üzerine kafa yormam demek mühendislik öğrencisi olarak derslerimin yanına ek bambaşka bir konuyu sırtlanmam ve bana, dinlenmeme kalan sürenin kalmaması demek. neden yapayım bunu?

fikrimce kesinlikle var olmayan durum. her dönemin kendine özgü ceremeleri olmakla beraber özellikle 95 sonrası doğumlular hayatın sillesini ciddi boyutlarda yiyor. eğitimlerinin, emeklerinin hiçbir işe yaramadığı bir ülkede tepkisiz kalmak ne kelime, her gün daha çok bunalıma giriyorlar. pelinsu, berkecan hikayesi çok da doğru değil yani. başka kıtalardaki gençler daha ülkelerini yönetenin kim olduğundan bihaberken türkiye'deki gençler iletişim bakanından tekel bayileri platformu başkanına kadar birçok figürü tanıyor. bir gençlik düşünün ınstagram feed'i gibi resmi gazetede genelge takip ediyor, gençliğini doya doya yaşayamayıp bu ülke nereye gidiyor, benim halim ne olacak ilerde diye düşünmekten kendini yiyip bitiriyor. 95 sonrası doğumlu bir genç olarak keşke tepkisiz kalabilseydik diyorum, maalesef yine biz bir şeyleri değiştirmeye çalışıyoruz.

tepki verince noluyo tekme tokat gözaltı gençler tepki verdikçe kolluk kuvvetlerinin yetkileri de artıyor düşünsenize polis sokakta birini tekme tokat dövücek bunu kameraya bile çekemeyeceksiniz.

hangi birine tepki verelim arkadaşlar.

tepkisizlik de bir tepkidir.

çevresinde doğru dürüst genç bulundurmamış kişi ifadesidir. ulan bizim boş ergen muhabbetleri yapmamız lazım sürekli birbirimizin içini karartıyoz siyasetle.

ne saydırmış yazarlarımız biz z kuşağına. çok değerli yazarlar siyasi tepkisizlik siyasetin monarşiye dönmesinden kaynaklıdır. insanların açık açık fikir beyan etmesi (bakın buranın altını fosforlu kalemle çiziyorum)artık bir cesaret göstergesidir. üniversiteye başlayacak yaşta bir genç olarak söylemeliyim ki zaten zor şartlarda yaşayan ailem beni yarın üç kuruş kazanayım diye gönderdikleri okulda siyasi fikir belirttiğim için veya eylemlere katıldığım için karakolluk olduğumu duyarsa sekte-i kalpten gider efendim. kaldı ki bursların kesilmesi de ayrı bir konu. bir de bahsettiğiniz gençlik nasıl ailelere sahip diye düşünmek lazım. birçok genç düşündüğü şeyi açık açık söyleyemiyor bile. çünkü ailesinden farklı düşündüğü için aforoz edileceğini biliyor. sonuçta biz yağ sırasına girmedik değil mi? konuşmaya hakkımız yok. işte tepkisizliğin bu yüzden olduğunu düşünüyorum.ayrıca 68 liler ile kendinizi kıyasladınız mı ki z kuşağını kıyaslıyorsunuz. z kuşağının bir misyonu yok ki tek emelimiz hayata devam etmek için asgari şartlar. her şey için gençleri suçlayın. yok kendinden başka bir şey düşünmezlermiş yok tüketim toplumuymuş yok efendim ülkeyi düzeltmek gibi bir emelleri yokmuş. bundan önce biz bu gençlere ne bıraktık diyebilirsiniz mesela. harika yönetilen bir ülke, sansürler, ekonomik kriz... gençlik ülkeyi niye düzeltmiyor diyeceğinize neden gençlere düzeltilmek zorunda olan bir ülke bıraktık diyin bence.modern zamanın kahrını çeken de , henüz en büyükleri 20 li yaşlarının başında olduğu halde inanılmaz bir olgunluk ve bilgelik beklenen de z kuşağı. hepiniz koca koca insanlarsınız hanginiz bizim yaşımızdayken dünyayı kurtarmayı misyon edindi. edinse bile hanginiz gerçekleştirdi. hep daha kötüye gitmedi mi? şimdi bizden meslek edinmek için bile kendimizi paralamamız ve sonra işsiz kalmamız dışında ne yapmamızı istiyorsunuz. biz ortaokuldan mezun olunca hemşire olamıyoruz kusura bakmayın bir taraflarımızı yırtmamız gerekiyor. temel bilimler, müzik, sanat okuyunca boş beleş insan olarak görülüp zaten onlardan bir b*k olamaz sözlerini duyuyoruz. hala ne için tepki göstermemizi bekliyorsunuz. önce herkes kendisini düzeltmeli sonra hayata yeni başlayan bizler hakkında yorum yapmalı.

iktidar korkusundan muhalefeti eleştirince linç kültüründen korka korka herşey içimizden söyler olduk

tepkisizlikten çok bence özgürce ifade edemediklerinden kendilerini zor duruma düşürmek istemiyorlar.

mevcut siyasetin çözüm aramaktan ziyade, sorunlar üzerinden boş siyaset yapması ve sürekli aynı teranelerin dönmesi bu arkadaşlarımız için cazip gelmiyor olabilir... sorunu sadece iktidar kavramı üzerinde değil de bütünsel bir çerçevede inceleyen ve muhalefet kavramının da hakeza iktidar kadar önem arz ettiğini düşünen yeni bir siyasi fikir ortamı yeni çağa daha uygun bir bakış açısı olacağını düşünüyorum. zaman değişiyor ve sınıf kavramı üzerinde dönen siyasi çatışma ortamı önemini yitiriyor... ama şöyle bir bakınca tüm partilerde varolan sorun, tutana elleme ordan devam et mantığı ki, bu sorunu dizilerde de yaşıyoruz. ben 90'larin son senesinde doğan biri olarak tam anlamıyla z kusafi hissine sahip olmasam da yaşça büyük kesimin genç nesli küçümser tavırları birkaç sene içinde dünyayı youtubelarin yönetmesine sebep olabilecek bir distopya senaryosu çıkarıyor benim karşıma. bilgi akışı, tarafların birbirini anlamaya çalışması ve enn önemlisi doğru bir üslup ile bu sorun gayet kolay bir şekilde çözülebilir. şunu da ekleyelim ki, 68 jenarasyonunun boomerlara bakışının aynısı, şu an z ve 68'ler arasında yaşanıyor. şu an eleştirdiğiniz z kuşağına hala bu şekilde salt eleştirel tavır takinmaya devam ederseniz ne yazık ki alfalar geldiği zaman hepimizi dumur edecekler...

tepki versek kelepçeyi basıyorlar. okuldan atıyorlar. siyasi fikrini söyledin mi bir daha iş miş vermiyorlar. copluyorlar. nezarete atıyorlar. tepkisizlik değil bunun adı bastırılmışlıktır. hemde düpedüz.

bıktık, bezdik, usandık ve silivri soğuktur lafı komik değil gülemiyoruz

ağzından çıkan her söz yargılanma ihtimali taşıtıyorsa sana, orada bırak gençler tepkisiz olsun. tepki verenlere terörist damgası vurmayı ihmal etmiyorsunuz. bazılarımız.

eve polis gelir diye kimse kendini sansürlemeden konuşamıyor.

tepki veren kodesi boyluyor.
haha.