hadis-i şerif

söz. haber. açıklama.

islam anlayışında, hz. muhammed’in (sav.) ayetleri açıklamak için söylediğine ve yaptığına inanılan söz ve eylemlerdir.

sahih, ve sahih olmayan olmak üzere ikiye ayrılan peygamber sözüdür.

efendimiz (sav) 'in yaptığı veya söylediği veya karşı çıkmadığı şeylerdir. müslümanların da bunları yapmaya çalışması güzeldir.

ramazan ayı haricinde kolay kolay kimsenin ağzından duyamayacağınız söz fiil ve takrirlerdir. özellikle cuma günü tv programlarında ve uçankuş tv'de sıklıkla görebilirsiniz. kuran araştırılması gereken bir kitaptır , birisinin direkt ezbere söylemini bile kitabı okuyarak bakmalısınız. günlük burçlara bakar gibi sadece kendinizle ilgili şeyleri okumayın.

tamamen din dışı rivayetler, yani dedikodulardır.

dinin tek kaynağı vardır kuran:



www.kurandakidin.com/

ciddi ilahiyatçılar bunları sallamaz. tamamına yakını guvenilmezdir. doğru da olsa bunu bilemezsin.

hz. muhammed'e dayandırılan sözler ve fiiller. ayrıca hadisler 200 yıl sonra yazıldı ve hadisleri imam buhari uydurdu yalanları da epey yaygın yalanlar arasındadır.

bir tür dedikodu, yani söylentilerdir.

daha evvel de belirttiğimiz üzere din dışıdırlar.

bu uydurma hadislerin yanlış yönlendirmelerine bir örneği de şu yazımda anlatmıştım:

emre1974tr.blogspot.com/201...

şeriflerin en güzeli

üzüldüm. mutlaka belli konularda uzmanlıkları vardır ama ömrü hayatında rahle önünde diz çöküp üç satır din ilmi okumamış adamlar ne kadar kolay atıp tutuyorlar din konusunda değil mi?
bu durum benim beyin cerrahisi hakkında, beyin cerrahının gastronomi hakkında, aşçının hukuk konusunda yorum yapması kadar gereksiz, abes, hatta saçmadır.

inanıp inanmamak tabi ki özgürlüktür, inananın inancına saygı duymak insanlıktır. tıpkı inanmayanın inanmama hakkına da saygı duymak gibi.

hadis yoktur demek nedir? hadisin anlamı sözdür, peygamber sözüdür. yoktur demek peygamber konuşmamıştır demektir. "hadis" duyanın duymayana naklettiği zincirleme şekilde sonraki kuşaklara aktarılan sözlerdir. şahitli şekilde iletilmesi zorunluluktur "ben duydum ya yeter" demekle hadis olmaz 1400 yıl öncesinden şahitleriyle nakil yoluyla gelen sözlerdir.

taş plak mı vardı, kasete mi kayıt yapacaklardı veya mp3 formunda cd mi yapacaklardı. din alimleri birbirlerine naklettiler, belli dönemlerde de güvenilir hadis alimlerinin kitaplarında topladılar bu bilgileri. buhari, tirmizi, müslim, ebu-davut vs... tabi ki buna da inanıp inanmamakta özgürsünüz, inanana saygı duymaya "mecbursunuz" eğer düşünce yapınızın ve davranışlarınızın insani olduğunu düşünüyorsanız.

birebir karşılığı değil tabi ama anlaşılır olması için günümüz uygulamaları üzerinden örneklendirmeye çalışacağım, zira islam'da "teşbihte hata olmaz" anlayışı yani "benzetmelerle anlatmakta sorun yoktur" görüşü kabul görür.

hukukun yazılı kaynakları arasında bulunan normlar hiyerarşisi, astlık üstlük ilişkileridir ve ;
anayasa > kanun > tüzük > yönetmelik > genelge > yönerge şeklinde oluşmaktadır.

anayasada çalışanın yıllık izin hakkı veya tazminat hakları yazmaz veya evliliklerde anlaşmalı boşanma davası açmak için bir yıl şartı anayasada yer almaz. bunlar iş hukuku ve medeni hukukun alanlarıdır, yani kanun başlığı altında anlatılır. tıpkı bunun gibi kuran-ı kerim anayasadır* kuran da namaz kılın der, kılınış şekli yazmaz veya "mallarınızı allah yolunda infak edin" yani "zekat verin" der ama orandan (%2,5 veya 1/40 )bahsetmez. bu bilgiler hadis-i şerifler yoluyla inananlara iletilir. dikkat edin inananlara dedim. inanmayana zaten bu konuda bir yükümlülük yok, herkes bildiği gibi yaşamakta özgür.

devletler, kurallarını nasıl normlar hiyararşisi altında hukuk kurallar içinde belirliyorsa, din hükümleri de kitap* > sünnet -hadis * > icma * > kıyas-ı fukuha* başlıkları altında dini yaşantının kurallarını belirlerler ve uygularlar.

sen konuya seküler bakabilirsin, hayatını böyle yaşayabilirsin, bu seni ilgilendirir. din ise inananı ilgilendirir, inanmayan kişi zaten kendi inandığı şekilde yaşar ve buna da kimse karışamaz. senin dinine yani kendi inancına göre yaşayana karışamayacağın gibi...

yani senin tapı 'nın * senindir. benim dinim, inancım benimdir.

inanmadığım uydurma sözlerdir.

ne hikmettir ki islam'ı anlattığını sana sözde hocalar tek kaynak kur'an-ı kerim olduğu halde hep hadislerden örnek veriyorlar. bir de nasıl inanarak anlatıyorlar sanki 1500 yıl önce peygamberle iç içeymişte birebir duymuş gibi.

işte bu yüzden islam dini altında her halt yapılıyor günümüzde. bu yüzden islam ve inanç duyguları sömürülüyor. akılsızlarda inanıp, şakşaklıyor.

kaynağını doğrulayana kadar şüpheyle yaklaşmak gerekir. sahih olmayanlar da sahih gibi söylenir.
yine de yazıya dökülmesinin 200 yıldan fazla olması kafanın bir kenarında durmalıdır. neticede pek çoğu rivayet edilir ki diye başlıyor.

imam buhari, imam müslim, imam nevevi, imam tirmizi ve imam ibni mace sahih hadis alimleridir.

islam dininin kurandan sonraki en büyük kaynağı ve müslümanların amel etmeden önceki dayanağıdır.
bu sözlerin kıymeti o kadar büyüktür ki allah* kelamından sonraki en kıymetli kelamdır ve kuranın birinci tefsiri hükmündedir, yani bu sözler en kıymetli ikinci söz olmasının yanında en kıymetlinin de anahtarıdır.

bu anahtar olmadan kuranın tam anlamıyla anlaşılması mümkün değildir. azıcık kuran ile ilgilenmiş, islam tarihi ile alakadar olmuş kimseler bunu rahatlıkla idrak ederler.

bunları idrak etmekten uzak kimseler ise allah'ın peygamber gönderme sebebini anlarlar ise hadisin kıymetininde farkına varırlar.

kurandan sonra dünya üzerinde hakkında en çok akademik çalışma yapılan ve insanlığın üzerinde en çok kafa yorduğu şey şüphesiz hadisi şeriflerdir. bu sözler ilimlerin en büyüğünü ve hatta bütününü elinde bulunduran insanca söylenmiştir kıymeti de şahsın kıymeti nisbetince büyüktür.

fakat hadisler kuran gibi üzerine leke atılamaz durumda değildir sahih olanı, zayıf olanı ve hatta uydurma olanı vardır bunların elenmesi gerekir ve hali hazırda gelmiş büyük düşünürler bunun kritiğini yapmışlardır tabii ki eksik kalmış yönleri olabilir, eksiği doldurmakta sonraki gelenlerin vazifesidir.

bir uydurma hadis görüp hadislerin bütününü inkar: pire için yorgan yakmaktan bin defa daha mantıksız ve akıl dışıdır.

hadise saygısı olmayan müslüman tam anlamıyla müslüman olamaz, saygısızlık onu aklına yatmayan hadisi inkara götürür. herkes kendi aklına yatmayan hadise bu yanlıştır derse; tek yol olan islamdan, başka fertlere ait binlerce belki milyonlarca yeni din oluşur.

mürşid talebeyi terbiye eder, talebe mürşidini terbiyeye kalkışırsa talebelikten çıkar ve mürşidinden istifade edemez.

“size iki şey bırakıyorum. (bunlara tutunursanız) asla delalete düşmezsiniz: allah’ın kitabı ve sünnetim. bu ikisi (kıyamette) havza kadar ayrılmadan beraberce geleceklerdir.”

(hâkim,1/93).

hadisi inkar için önce bu hadisi inkar etmek gerekir 120.000 sahabenin katıldığı veda haccında söylenen söze söylenmemiş demek de aklı olanın yapacağı iş değildir.

en babaları için (bkz: kütüb-i sitte)

hadislerle oynanabilir mi? kuran tefsiriyle bile oynanıyorsa tabii ki oynanır.

bugün her tarikatın; cemaatin, vakfın ve benzeri oluşumların kendi matbaaları var. herbiri kendi çıkarına uygun "çıkarımlı" baskılarla bütün hadis külliyatlarıyla oynayabilir.
mesela;
"bir kertenkele 100 şehit sevabı" cüppeli ahmet.
"ümmetimin alimleri ben-i israil'in peygamberleri gibidir" aha yine cüppeli
gibi sallamalar hadis diye yutturuluyor ve daha onbinlercesi halk'a din diye empoze ediliyor.
önemli olan; hadisi hangi hocanın/şeyhin söylediği değil, hadisin silsilesidir.

"benden kuran dışında hiçbir şey yazmayın. kim benden kuran dışında bir şey yazmışsa imha etsin." (müslim, sahihi müslim, kitab-ı zühd; hanbel, müsned, 3/12, 21, 33)

(bkz: adamın gol diyor)

jonathon a.c. brown(protestanken müslüman olmuştu sanırım, hanbeli islam alimi kendisi.) henry preserved smith ve ignaz goldziher okuyun. bu işin babaları bunlardır. john esposito da var onun yeterliliğine de siz karar verirsiniz. birkaç kişi daha vardı arap ama isimlerini hatırlayamadım. bir de müslüman alimlerin onlara yaptığı şerhlere bakın. türkiye'deki ilim bilmez şarlatanlara kanmayın. islam ilimleri içerisindeki en gelişmiş ilim hadis ilimleridir. tefsir, fıkıh, kelam vs. hepsi hadis ilmine dayanır. ilim dediğimiz şey bilim değildir elbet fakat işin bir felsefesi vardır. hadis inkarcısı ultra gerçek müslümanları gördüğünüz an kaçın. büyük ihtimalle bilgisiz ve cahildir. hadisler olmasa kuranı okuyamazdık dahi bırak anlam vermeyi.

hadis yazımı hicri birinci yıla kadar gider. ilk hadis kitabı "sahifetü's -sahiha" ebu hureyre tarafınďan hemmam b münebbihe yazdırılmıştır. hadisleri inkar etmeden önce hadis usulü ve metedolojisine eğilmek gerekir. bakın bakalım gerçekten hadisler sıhhatlerine göre nasıl kitaplara alınmış. her bir ravi ayrı ayrı incelenmiş günlük hayatta bir defa yalan söylediğine inanılan birinin rivayeti alınmamıştır. şimdi günlük hayatında yalanı şiar edinmiş insanların burada hadisler uydurmadır dediğinde çok komik oluyorlar. biraz araştırın ve öyle konuşun

#1653976 tr'de yaşayan bütün müslümanlar o 73. fırkadır arkadaşlar. yani fırka-yı naciye. bu ülke insanları üst düzey, prezantabl, medeni, insan haklarına saygı duyan çok nezih insanlardır hepsi cennetliktir.