hadis-i şerif

islam peygamberinin, müslümanlarca büyük değer verilen, genel kural niteliğindeki sözleri ve davranışları.
aynı zamanda bu sözleri ve davranışları konu alan bilim dalının adı.

yalanlarla dolu hatırlar.

i shot the sheriff

tanım: yalan dolan.

toplam hadis sayısının 600bin, sahih, yani doğrulanmış hadis sayısının 20bin olduğu, buhari'nin hadis kitabının 600bin hadis arasından seçtiği 7275 hadisi içerdiği söylenir.
www.islamveihsan.com/sahih-...
en güvenilir hadis kitabı olan buhari'nin kitabının orijinal sureti kayıptır. eldeki suretler "buhari’nin meşhur talebelerinden el-firebri’nin nüshasına dayanılarak hazırlanan nüshaya dayanmaktadır. firebri’nin kendi nüshasını, hocası buhari’den iki defa dinlediği rivayet edilir."
buhari'nin peygamber'den 200 yıl sonra yaşadığı düşünülecek olursa, ortada güvenilir hiçbir kaynak yoktur, buhari dahil.
aslında kuran emevi devletinin anayasası olarak 714 yılında halife abdülmelik'in kurduğu yazım komisyonu tarafından kurgulanıp yazılmıştır. tabi biraz "based on a true story" katkısı da vardır.
hadisler de bu anayasaya dayanan yasalardır. yasa maddeleri arasında çelişki görüyorsanız aralarında zaman farkı var demektir. örnek verelim: karşılıksız çek yazmak hapis cezası gerektiren bir suçtu. şimdi değil. (sanırım arada bir de 50bin liradan fazla karşılıksız çek yazmak suçtur diye bir yasa çıktı, sonra o da kaldırıldı)
dolayısıyla sahih hadis, mütevatır hadis, uydurma hadis kavramları tamamen yapaydır. tamamı uydurmadır.

hz. peygamberin söylediği iddia edilen, söylendiği sırada orada bulunanlar tarafından rivayet edilen, o anki konuyla alakalı verdiği bilgilerdir.
#742848 cevaben;
hz. peygamber veda hutbesinde "size iki kutsal emanet bırakıyorum, bu iki kutsal rehbere uyarsanız sırat-ı müstakim (dosdoğru yol) üzere olursunuz. bunlar kuran-ı kerim ve ehlibeytimdir" buyurmuşlardır. kuran ve sünnetim dememiştir! kaldiki sünnet rivayet edilen ve hadis olduğu iddia edilen kulaktan kulağa gelmiş bilgilerle kesin bir şekilde bağdaştırılamaz. zira islam hükümdarlığını yaklaşık 80 yıl kadar, hz ali, hz. hasan, hz hüseyin'in katili olan emeviler yönetmiştir. dolayısıyla söz konusu hadislerin büyük bir bölümü, bu ehlibeyt düşmanları tarafından iletilmiş olup, malesef sahih değildir! bu sebeple de asla hakikate gidecek iki büyük kutsal rehberden biri olamaz. kaldiki iki kutsal rehberden biri olan ehliyetin yerini asla dolduramaz..

ben manevi miras olarak hiçbir nas-ı katı, hiçbir dogma, hiçbir donmuş, kalıplaşmış kural bırakmıyorum. benim manevi mirasım ilim ve akıldır. benden sonra, beni benimsemek isteyenler, bu temel mihver üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse, manevi mirasçılarım olurlar.
hz.mustafa

ortaya ciddi bir paradigma sorunu çıkaran, hangi kaynağa göre kabul edip etmeyeceğimiz belli olmayan durum. ateist argüman yine aynı kaynaktan besleniyor, islamcı argüman da aynı kaynaktan. e şimdi sormazlar mı hanginizin dediği doğru? zira verilen tüm kaynaklarda hadis diye verilen zırvaların çoğunun en az bir zıddı var. buhari, müslim, tirmizi, gibi (bunlar asya kökenlidir ha unutmayın)

biraz uzun olacak ama umarım okursunuz. özellikle bizim çayır güzeli okusun :) sevdiğimden takılıyorum öyle.

1. ibn-i said-il-kudri’nin naklettiği hadis şöyledir:
“kuran’dan başka, benden bir şey yazmayın. kim kuran’dan başka bir şey yazmışsa derhal
yok etsin.”
bu söz, peygamberin vefatından tam 30 yıl sonra yazılmıştır ve peygamberin hiçbir
zaman hadis yazdırmadığının kanıtıdır.

2. ibn hanbal’ın naklettiği hadis:
zayid ibn tabit (peygamberimizin en yakın vahiy yazarlarından) halife muaviye’yi ziyaret
etti (peygamberimizin vefatından yaklaşık 30 yıl sonra) ve ona peygamberimizin başından
geçen bir olayı anlattı. mueviye hikayeyi beğendi ve birine yazması emrini verdi. zayid:
“allah’ın resûlü söylediklerinin yazılmasına hiçbir zaman izin vermedi” dedi.

bu hadisleri destekleyen ayet ise kuranda hakka suresi 44-47 arasıdır. burada elçi "kesin bir dille" uyarılmış ve öldürülmekle tehdit edilmiştir! kim tarafından, allah tarafından.

kuran’daki gibi tevrat’ta da her şeyin açıklaması olduğu 06:154 ve 07:145
ayetlerinde belirtildiği halde, yahudiler de hz. musa’nın ölümünden yüzyıllar sonra “mişna”
(hadis, söz) ve “gamara” (sünnet) icat etmişler ve tevrat’ı bırakarak bunlara uymaya
başlamışlardır.

hz. muhammed’e isnat edilen hadislerin sayısı yüz binleri bulmaktadır. şimdi kim kaç
tane hadis toplamış ve kaçını reddetmiş bakalım:

1. malik ibn-i hanbal, “müsnad” adlı eserinde 40.000 tane hadis topladı. bu hadisleri
bulduğu 700.000 hadisten seçti. diğer bir deyişle kalan 660.000 hadisi yalan veya
uydurma olduğu için kabul etmedi.

2. buhari topladığı 600.000 hadisten 7275 tanesini sahih olarak kabul etti; 592.725 hadisi
onaylamadı. bu da neredeyse topladığının %99 demek. seçimlerini yaparken sahih
diye onayladığı hadislerin kuranla çelişip çelişmediğine hiç bakmadığı gibi, kişisel
kavgalarını da ön planda tuttu.

3. müslim 300.000 hadis topladı ve bunların sadece 4000 tanesini onayladı ve 260.000’i
reddetti. bu da toplanan hadislerin yine %99una tekabül etmektedir.

bu istatistikler islam’a arka kapıdan ne kadar yozlaşma girdiğinin kanıtıdır.

kuran’da hadis (söz) kelimesi birçok kez geçmektedir ve geçtiği yerlerde hep kötü bir
anlam yüklenmiştir.

fe bi eyyi hadisim ba’dehû yü’minûn.
77:50 artık bundan (kur'an'dan) sonra hangi hadise (söze) inanacaklar?
...mâ kâne hadiseyyüftera...

12:111 gerçekten de onların kıssalarında üstün akıllılar için bir ibret vardır. bu kur'ân
uydurulmuş bir hadis (söz) değildir. lâkin kendisinden önce gelen kitapların tasdiki her şeyin
ayrıntılarıyla açıklayıcısı ve iman edecek bir kavim için hidayet ve rahmettir.

ve minen nâsi mey yeşterî lehvel hadisî li yüdılle an sebîlillahi bi ğayri ılmiv ve yettehızehâ hüzüvâ...
31:06 bayağı insanlardan kimi de vardır ki, bilgisizce allah yolundan saptırmak ve onu
eğlence yerine tutmak için gülünç hadisleri (sözleri) satın alırlar. işte onlar için aşağılayıcı
bir azab vardır.

felye’tû bi hadîsim mislihî in kânû sâdikıyn
52:34 eğer doğru iseler onun benzeri bir hadis (söz) getirsinler.

...fe bi eyyi hadîsim ba’dellâhi ve âyâtihi yü’minun.
45:06 işte sana gerçek olarak okuduğumuz bunlar allah’ın ayetleridir. artık allah’tan ve
o’nun ayetlerinden sonra hangi hadise (söze) inanacaklar.

bir üniversite profesörü sözsel bilgi transferinin orijinal mesajı nasıl değiştirdiğini
gösteren bir deney yaptı. izleyenlerden 10 kişiyi yanına çağırdı ve bunların dokuzunun salonu
terk etmesini istedi. kalan kişiye bir alıntı verip seyirciye okumasını istedi.

alıntı şuydu:

“hz. isa capernaun’a annesi, izleyenleri ve öğrencileri ile birlikte gittikten sonra, orada
fazla kalmadılar çünkü musevilerin fısıh bayramı yaklaşıyordu. hz. isa kudüs’e gitti. orada
ibadethanenin içinde sığır, koyun ve güvercin tüccarları ve masalarında oturan döviz alıp
satan kişileri gördü. hz. isa ipten kamçı yapıp koyun, sığır ne varsa ibadethaneden çıkardı.”

bundan sonra ilk kişiden kağıt parçasını alıp cebine koydu, ikinci kişiyi içeri davet etti
ve az önce kağıttan okuyan kişiye şimdi de ne okuduğunu ikinci kişiye anlatmasını istedi.
çıkan şey şöyleydi:

“hz. isa capernaun’a annesi ve öğrencileri ile gittikten sonra orada uzun süre kaldılar.
ondan sonra hz. isa kudüs’e gitti. ibadethanenin yakınında sığır, koyun ve güvercin satın
alan insanlar ve döviz alıp satan kişileri gördü. hz. isa hepsini kovdu.”

daha sonra içeri üçüncü kişi çağırıldı ve ikinci kişiye birinciden ne duyduysa
tekrarlamasını istendi. sıradaki duyduğunu şöyle aktardı:

“hz. isa kudüs’e annesi ve bazı öğrencileriyle gittikten sonra birkaç gün kaldılar. bundan
sonra hz. isa tekrar ibadethaneye gitti. ibadethanenin yakınında sığır ve domuz satın alan
insanlar ve döviz alıp satanları gördü. hz. isa onlara bağırdı ve yaptıklarının kötü olduğunu
söyledi.”

tekrar sıradaki kişi geldi ve şöyle aktardı:
“bir gün hz. isa annesiyle birlikte uzun yıllar kaldığı kudüs’teymiş ama bir gün hz. isa
kudüs’ten ayrıldı ve uzaklara gitti. ibadethanenin yakınlarında at ve domuz satın alan
insanlar gördü, onlara çok paraları olduğu için bağırdı ve paranın kötü olduğunu söyledi.”

diğer kişi ise şöyle aktardı:
“hz. isa kudüs’te doğmuş ve annesiyle uzun süreler orda kalmıştı. bir gün hz. isa kudüs’teki
pazar yerine gitti ve ata binen ve domuz satan insanlar gördü. onlara çok fazla hayvanları ve
paraları olduğunu için bağırdı ve paralarını fakirlere vermelerini yaptıklarının kötü olduğunu
söyledi.”

sıradaki şöyle aktardı:
“hz. isa kudüs’te doğmuş ve hayatı boyunca annesiyle kalmıştı. bir gün hz. isa kudüs’teki
pazar yerine gitti ve pazarda ata binen ve domuz satan insanlar gördü. hayvanlara zulüm
ettikleri için onlara bağırdı, tüm paralarını vermelerini ya da hayvanları iyice doyurmalarını
istedi.”

bu sözler şöyle değişti:
“hz. isa kudüs’te doğdu ve birçok kişinin zavallı domuzlara kötü davrandığı ve atlarını
kamçıladığı bir pazarın yakınında yaşardı. bir gün hz. isa pazar yerine gitti sadece
domuzlarını satmakla meşgul olan kötü insanlar gördü, ona karşı çok kaba ve sert
davrandılar, o yüzden bir şey demedi ama paralarına beddua edip oradan ayrıldı.”

tüm bu deneme bir konferans sırasında 10 dakika içinde oldu. bir de yüz binlerce
sözün birçok ağız değiştirip de 240 yıl sonra nasıl bir değişeme uğrayacağını bir hayal edin ve
bir daha bir hadis okuduğunuzda inanmadan önce iki kere düşünün!


saygılarımla geldim.

hadis ilmi diye bir ilim vardır ve hadisler burada çeşitli olgunluk derecesinden geçirilip elenirler. hadisleri tamamen inkar etmek de sakıncalıdır. sonuçta peygamberimizin söylediği bir şeye "söylememiştir" diyorsun, bu yalan yani.

neyse efendim bir hadisin bir hadis kitabına ne zorluklarla girdiğine bir bakalım:

bir alim duymuş ki bir insanda bir hadis var. adam uzaklarda, o zamanın şartlarını düşünün, vasıta yok, yiyecek kısıtlı, güneş tepede...

neyse alim yola çıkıyor, hadisi alacak. varacağı yere varıyor, adamı soruyor. "senin aradığın şahıs bu şahıstır" diyorlar ve ileride bir adamı gösteriyorlar.

bu adam da meğerse keçisini kaçırmış ve elinde bir ot varmış gibi yaparak keçisini yerine sokmaya çalışıyor. hayvanı bir nevi kandırıyor.

alim bu olayı görünce adama hiç gözükmeden geri dönüyor.

işte hadisler böyle kitaba girdi. her söz "bu hadistir" diye kitaba alınmadı yani.

hadis-i şerif, islam'da kısaca "hadis" olarak bilinen muhammed'in sözlerinin arapça'daki orijinal halidir. hadis-i şerif'lerin(şerefli hadis) toplandığı kaynağa kütüb-i sitte(6 ciltlik hadis kitabı) denir. hadisler, kur'an-ı kerim'den sonra güvenilir ikincil kaynaktır. gerçek islam'a göre kur'an, allah'ın sözü; hadis-i şerifler ise peygamber'in sözüdür dolayısıyla hadis inkarcıları birer şarlatandır. hadislerde öyle sıkandal şeyler yazıyor ki sahih hadisleri okuyup da buna karşı çıkan direkt dinden çıkar..

günümüzde öyle bir duruma geldi ki hadis konusu resmen twitter paylaşımı yapıp altına ünlü birinin adını yapıştırmak gibi oldu. doğru yolun ne olduğunu aslında herkes biliyor ama okumak zor geliyor ve yazılanları anlayıp uymak işlerine gelmiyor çünkü değirmenin suyu kesilir. neyse işte öyle.

..
"bu anahtar olmadan kuranın tam anlamıyla anlaşılması mümkün değildir. "
..
kuranı tam ve eksiksiz ve anlaşılsın diye apaçık gönderdiğini doğrudan kuranda belirten, müjdelediği dinin de islam olduğunu söyleyen allah, yanılıyor olabilir mi..
baksanız ya: eğer hadis yoksa, olmazsa allahın kuranı anlaşılmaz dolayısıyla da islamın yaşanması mümkün olamaz mış. allah bunu öngörememiş olabilir mi. ama alıntı öyle diyor.
hadis ne, birinin duyduğunu gördüğünü söylediği bir şeyin, bir ötekince ve yüzyıllar sonra aktardığı 'insan ürünü söylentiler'..
o zaman kuran ve islamın anlaşılabilmesinin "kilidi" kuran ve allah değil söylentiler olmuyor mu.. peki allah buna ihtiyaç duymuş olabilir mi.. duymuşsa kurana ne gerek vardı..
yaa.. konu ne kadar karışık değil mi..!!
peki tüm hadisler mi.." yok sadece bizim firmanınkiler.".!! peki niye.. diğer firma ürünleri tu kaka.. ama onlar da sizinkiler için öyle diyor.. ve hani bunlar oluşmasın diye allah bir mucize kitap göndermemiş miydi..hani islamda ruhban yoktu, kötüydü de, bu din onun için gönderilmemiş miydi. taam da bizimkiler iyi çocuklar, ötekiler kötü yav. bırakın allahı kuranı, malın hası bizim firmada işte..yoksa öte tarafta yanarsınız bak..
eveett.. siyasal islama hoş geldiniz.. bir bilseniz daha da çarpıcı nice sürprizler sizleri bekliyor...!!
bizi dinleyin. tüm bildiklerinizi unutun...
din öğrenmeyecek ama çok eğleneceksiniz..

piyasadaki sahte inciller ve sahte tevrat da hadis kitaplarıdırlar.

zaten bilindiği üzere şu an için elimizdeki tek gerçek kutsal kitap kuran'dır ve dinin tek kaynağıdır:

emre1974tr.blogspot.com/202...

hem kuranın allah kitabı, tam, eksiksiz ve bozulmamış olduğunu söyleyip ( islamı öteki ve öncekilerden ayıran son ve tek kitaba sahip oluşla niteleyip) hem de kuranın islamı yaşamak ve öğrenilmesinde yeterli olmadığı, eksik kalacağı, bu yetersizliğin ve eksiğin (insanlar arası söylenceler olan) hadislerle giderilebileceğini söylemek, sadece kuran yeter diyenlerin islam dışı olacağını iddia etmek, giderilemez bir çelişkidir.
allahın tam ve eksiksiz diyerek gönderdiğini yeterli bulmamak, hatta o eksikliği tamamlayabilecek kimseler olduğunu iddia etmek, allahlık taslayıp allaha eş koşmak yani şirk (en büyük günah) değilse başka ne olabilir.
allahın gönderip bildirdiği dini ondan daha iyi öğretebilecek olanlar varsa, peygamberlere, kitaplara hatta allaha gerek kalıyor mu.
öteki dinlerin bozulup terkedilmesini gerektirdiği söylenen, ruhban sınıfı ve allahtan başkalarının dediklerine inanış islama dahil edilmiş olmuyor mu..kendi temel referanslarını kendisi çürüten bir inanış. adı da: hadis islamı.. siz siyasal islam olarak da algılayabilirsiniz.

günümüzde 1 milyon civarında hadis olduğunu biliyoruz. bunlardan, sadece 500-600 tanesinin hz muhammed'e ait ve sahih olduğunu iddia eden bazı aklı başında hoclara göre, geri kalan sözlerin tamamının, emeviler ve sonrasında uydurularak islama sokulduğunu öğreniyoruz.

etkileyici bir ornek olarak:
“iki günü birbirine eşit (denk) olan aldanmıştır.
iki günü bir olan ziyandadır.”
hadisi ile efendimiz (s.a.v.) surekli degismeyi ve yeni kapilardan gecmeyi bizlere ogutlemistir.