haklıyken susmak

*

karşı taraf haklı olduğumu ısrarla anlamıyorsa daha fazla yorulmamak için tamam sen haklısın diyip konu kapatılır. bu olay insanı daha fazla yorar.

eğer sustuktan sonra içinizde bir sinir harbi yaşamıyorsanız hayat kurtaran özellik

haklı olduğunuzun ispatıdır. eğer karşıdaki laftan anlamıyorsa susmaktan başka çareniz yoktur. kaldı ki insan haklı olduğunu kanıtlama çabasına girmemelidir bence. ben haklı olduğumu düşünüyorsam varsın o düşünmesin, ne olacak.

erdemdir.

belki de bu konudan en muzdarip adam ünlü rus romancı fyodor mihayloviç dostoyevski. zamanında şunu demiş:
"sırf kalp kırmamak, kendime yakışanı yapmak için cevap veremediğim herkes kendini haklı zannetti…"
hangimiz bu duruma düşmedik ki?

deneyimle ulaşılan bir noktadır.. erkenden istesen de yapmazsın.. zamanı gelecek, bekle..

karşındaki insansa olan sevginden ve onu kaybetmemek isteğindendir.

yorulmuştur, karşısındaki kişinin harcadığı çabaya değmeyeceğini anlamıştır ve haklı olmak artık gereksizdir çünkü herkes gereksiz şekilde haklıdır...

dermansızlıktan bir şey anlatmaktan vazgeçmek

bıkkınlık göstergesidir. anlatsa da anlaşılmayacak en iyisi susayım sevinsin gariban diyen insan evladıdır. çünkü çok kere anlatmaya çalışırken anlaşılmamış ve bu durumdan bıkmış yorulmuştur. iyi insanlardır. he bi de sevilesi..

bir şey anlatırken inadına inanmıyor ise ben n’apayım? boşuna tükettiğim oksijene yazık, öyle cahilce ölüversin.

en güzel duruştur. lâfa lâfla değil de karakterle cevap vermektir.
zor bir davranış olsa da vicdanı rahatlatan en güzel harekettir.

seninle mi uğraşacağım ben yaa demenin cümle kurmadan belirtilen halidir.

haklıyken susan, ilerleyen zamanda kavgasını kendiyle yapabilir.

bu nedenle, haklı iken ortamdaki gerilimi yükseltmeden kendini güzelce ifade etmek daha iyidir diye düşünüyorum.

herkes, haklıyken susmayı bir bilgelik, bir iyiniyet, bir edep meselesi gibi göstermiş de ,

hiç kimse , karşıdaki denyonun bundan güç alarak, aynı tutum ve davranışı bir alışkanlık, bir yaşam biçimi haline getirip , toplumda bu şekilde dolaşmaya devam edeceğini düşünmemiş.

hak edene hak ettiğini vereceksin, vermezsen, işte bugün ülkede yaşanan genel saygısız, sevgisiz, haddini bilmeyen bir toplum içinde yaşamakla baş başa kalırsın.

ısmet paşa'nın şu sözü gelir aklıma hep bu durumda .

' bir ülkede namuslular da namussuzlar kadar cesur olmadıkça, o ülkede kurtuluş yoktur.'

yani sen susarak meydanı kötüye bırakırsan, o kötü büyür, bir süre sonra kötülerin esareti altında bir yaşam sürmek zorunda kalırsın...

önce karşındakine bir bakarsın. sonra ''konuşsam da ne anlayacak ki?'' diyerek yoluna devam edersin.

insanın içinin dolmasıyla psikosomatik rahatsızlıklara sebebiyet verebilecek eylem.

kime göre neye göre haklılığın belli olması gerekir. kendime göre haklıysam karşıdakide haklı kendince çıkmaza girer. ama örneğin 2+2=4 eder lan eşşeğin biri ısrarla bana göre 5 eder diyorsa lan ölüm olsa susmam.(kimse galeyene gelmesin sorumluluk kabul etmiyorum.) sıra benimken önüme geçip hakkımı yediyse kusura bakma susmam. susarsan hep susmaya mahkum olursun. bu gün o hakkını yer yarın öbür hakkını yer sonra baktıki senin hakkını yemek kolay enseye şaplak göte parmak oynar. susmamak gerekli.

kavgadan, tartışmadan bıkmış insan tepkisidir.

ben genelde üşenirim. yani kime ne anlatıcam derim. hiç kendinizi yormayın böylelerine kendileri fark etmedikçe kabul etmezler çünkü...