bir tercih gibi görünse de insanın içinden gelen, kendine ait olan bir davranış.

bu konuyla alakalı yapılan çoğu tanımın, analizin arka planında "olmaması gereken bir şey" teması işleniyor. bunu açıkça ifade edenlerin dışında "kırılırım, susarım, içime atar, yanarım" gibi cümleler kuranlar da aynı temayı işliyor. insanların ısrarla kendilerine ait duygusal özelliklerini kötülemesini anlamak zor. bu, "olmaması gereken bir şey" teması da şu kelimede tezahür ediyor: kaybedersin.

kırıldığında susan kişi, gerçekleşmiş olaya vereceği en uygun tepki susmak olduğu için susar. bir sürü şey düşünür insan ve düşüncelerini duygularıyla harmanlar. sert bir karakteri olan kişinin, kavga anında gözlerinden ateş çıkarması kadar doğal bir şey olmadığı gibi narin bir insanın da susup çekilecek karanlık bir köşe araması da doğaldır. bundan farklı bir davranış içine girerse kesinlikle üzerinde eğreti duracaktır.

davranışlarınızda fıtratımızın payı büyüktür. fıtratımızdan gelen bazı özelliklerimiz baskındır ve bunlar öyle gizlenebilecek, kolaylıkla değiştirilebilecek şeyler de değildir. (bkz: insan yedisinde neyse yetmişinde de odur) buna yetiştiğimiz çevrenin de kattıklarını düşünürsek, bir birey oluruz. zaten arkadaşlıklar, ilişkiler de bu kabuller üzerine kurulurlar. mesela sevdiğin kişi yüksek sesle, üst tonda konuşmayı sevmeyen, sakin yapıda bir insansa sen de sesini yükseltmezsin. bu, karşılıklı yapıldığı zaman görünmeyen bir uyum oluşturur. böylece iki insan arasında arkadaşlık/dostluk/sevgili ilişkileri kurulur.

cimrilik vs. gibi toplumun ittifakla reddettiği özellikler dışında, kişinin kendine ait özellikleri, kendisine bir eksen belirleyip, ona göre bir mutsuzluk sebebi olarak tanımlayarak reddetmesi bir özsaygı eksikliğidir. bir defa mesele kadınlara ulaşmak olmasaydı, kimse kırıldığında sustuğu için kendisine vebalı muamelesi yapmazdı. bu noktada insan kendisine şu soruyu sormalı: bana özümden gelen şeyleri değiştirmem gerektiğini düşündürecek kadar etkili bu kadınlar kim, neyin nesi bunlar ? bu soruyu kendisine adamakıllı soran insanlar kolaylıkla cevaba ulaşırlar. kadınlar aynı kadınlar, onlara kutsiyet atfeden şey, beyninizin içinde.

her şeyi uçlarda yaşamayı şiar edinmiş arkadaşlar, bunu bencillikle karıştırabilir. "ne olursan ol kendinden ödün verme, bırak o değişsin" gibi algılayabilir. hayır, öyle değil. karşınızdaki insana, ona duyduğunuz saygı ve sevgiye göre pozisyon alıp fedakarlıklarda bulunacaksınız elbette. ancak normalde bir gariban gördüğünüzde gözleriniz doluyorken, öfkelendiğinizde sessizce dışarı çıkıp yalnız kalmak iyi geliyorken, tüm bunları üç beş zevzeğin "kaybedersin" temalı lafları için harcamayacaksınız. bunlardan vazgeçerseniz geriye ne kalır ki ? o ilişki bittiğinde hangi özellikleriniz size ait olacak? ben bu muydum yoksa şu muydum? neydim ben ?

kırıldığında susan, kırıp dökemeyen, köşesine çekilen biriyseniz, ona uygun ilişkiler kurun kendinize. bu davranışın getirdiği büyük dezavantajlardan biri olan "ayrılık" meselesine hazırlayın kendinizi. karşınızdaki insanın üzerinize gelip, sizi kalem kıracak seviyeye getirebileceğini düşünerek hareket edin. basit bir şey bu. her davranışın bir bedeli vardır. sinirlendiğinde eşine tokat atan adamdan daha az bedel ödeyeceğinizi düşünmeyin. ancak siz, bu davranışınıza sahip çıkarsanız, o da anlayışlıysa, sevmese de saygı duyacaktır. siz bunu değiştirmeyi değil, karşınızdaki buna göre pozisyon almayı öğrensin. siz, siz olarak kalın. karşılığında zaten siz de onda bir davranışı kabul etmiş olacaksınız. öyleyse bu iş yürür aksi takdirde yolun sonu zaten uçurumdur.

hayatta sapasağlam durmanın hazzını yaşamak varken eğilip bükülmeyi, mızmızlanmayı ve değiştirilmeyi tercih etmek ahmakçadır. mesela "her seferinde aynı şeyi yapıyordu, kavgadan kaçıyordu. bu yüzden ayrıldık" diyen bir kadının karşısında, erkeğin söyleyecek birkaç sözü vardır. "ben böyleyim, kızmadım, sövmedim ne yapayım" dediği noktada bu adam kazanmıştır zaten. onu muzaffer kılan, üçüncü, beşinci şahısların haklılığını yargılaması ve neticeye varması değil, vazgeçmeyişidir. eğer maksat "kaybetmek" ise; yenilenler değil, vazgeçenler kaybeder.
devamını gör...
bir çeşit öfke kontrol yöntemi.en azından benim için öyle.
devamını gör...
fırtına öncesi sessizliktir. konuşmaya başlayınca artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.
devamını gör...
yapılmaması gereken. kırılınca susup bunun anlaşılacağınızı sanıyorsunuz ama yanılgıdan başka bir şey değil. kırıldığınızda susmak yerine avazınız çıktığı kadar bağırın ki kırıldığınız anlaşılsın.
devamını gör...
yapılamayandır tarafımca. ben kırılınca da söylerim, küsünce de, sevince de. içimde tutup kendime dert edeceğime söyler ona dert ederim. herşeyi de ben düşünecek değilim bu hayatta zaten düşüne düşüne saç kalmadı kafamda.
devamını gör...
karşısındaki kırgınlığını anlamadığı için susuyorsa daha kötü olan olaydır. uzak durulması hayatından çıkartılması gereken insandır.
devamını gör...
konuşmaya mecali kalmayanların yaptığı şeydir.
devamını gör...
iki seçenek var ya kırıldığında susucaksin yada konuşup sende kıracaksın bende birinciyi seçenlerdenim maalesef
devamını gör...
pasif agresif bir insan olmanıza sebep olacak durum.
devamını gör...
ne yapabilirsin ki başka? susmak ve unutmak iyi insanların intikamıdır, demişti biri. ne yapabilirsin ki? yerlere çalmışlar seni, rezil etmişler belki, elindekileri almışlar, emeğini kirletmişler, değer verdiğin her bir şeye ayrı saldırmışlar, sevgini bıçak edip sırtına saplamışlar, sen özenli davrandıkça daha bir vahşileşmişler, ihanetlerini yıkıcılığın binbir biçimiyle sergilemişler... ne yapabilirsin ki? susmaktır sana kalan.
devamını gör...
kırılmak değer vermekle alakalı bir durum. değer verdiğim kişi, beni kıracağı ya da kırabileceği durumları bilip bundan kaçınmalı. tabi ki, insanlar bilmelerine rağmen muhattaplarını kırabilir ve -bunun psikolojik bi temel ya da dayanağı var mı bilmiyorum- değer veren kişi de sessiz kalarak karşısındaki kişiyi kendinden mahrum bırakır. bence bu farkında olmadan yaptığımız bir korunma stratejisidir.
devamını gör...
özellikle hayal kırıklığıysa. içine doğru akar gözyaşları.
devamını gör...
bir kadının /erkeğin gerçek anlamda kırıldığında yaptığı sessiz tepkidir. artık anlatmaya çalışmaktan yorulmuştur anlaşılmamak ağır gelmeye başlamıştır.
devamını gör...
hem de çok fena susmak. bir arkadaşıma o kadar kırıldım ki 1 yıldır tek kelime etmedim. her gün 888 kere arıyor ama açmıyorum konuşmak istemiyorum. bu kadar kırmadan önce düşüncekti.
devamını gör...
büyük hatadır. ne hissettiğinizi, ne düşündüğünüzü karşınızdakiyle paylaşmazsanız sorunları halledemezsiniz.
devamını gör...
tartiştığım insanin benim için bir değeri vardır, çünkü bir şeyleri öğrenmek istiyorumdur. sustuğum insan benim için tamamen bitmiştir. doğrusu yalnışı artik beni ilgilendirmiyor.
devamını gör...
zaman içinde oluşmuş davranıştır, çok anlatılmış ve anlaşılmamıştır, o yüzden artık gerek duymuyordur ne neye kırıldığını ne de kızdığını anlatmayı.
devamını gör...
benim yaptığım davranıştır bu .daha bir kere bile kırıldığımda karşı tarafa bunu söylediğimi hatırlamıyorum. söylemek istesem dahi vazgeçerim bu çabamdan belki kötü bir alışkanlıktır bunun kararını henüz vermiş değilim .belki çok fazla anlaşılmak isteğinden kaynaklı bu susuş veya anlatsan da herhangi bir değişim olmayacağından kaynaklı.
en iyisi hiç anlatmamak ,anlatsam ne anlatacağım ki zaten ,belki değişirdi, değişse ne olacak senin kendini anlatmanla değişecekse hiç değişmesin,ama en azından biriyle konuşabilirdin anlatsan gibi gibi düşüncelerin sonunda yine hiçbirşey söylemeden konunun üstünü kapatır ve hiçbir şey olmamış gibi devam ederim.
devamını gör...
''seni kırdıysam özür dilerim' denir çoğunlukla,oysa kırılan kişinin kendisidir.karşıdaki insanı üzmemek için söylenir..
devamını gör...
aslında ne kadar çok kırıldığını anlatır. ne kadar susuyorsan içinde ki kırgınlık o kadar büyüktür ve gürültüküdür. kırıldığın kişinin bunu farketmemesi daha da çok kırılana neden olur.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"kırıldığında susmak" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim