halk neden ayaklanmıyor sorunsalı

iktidarın insanları koyunlaştırmasından, gruplaştırmasından olabilir.
protesto her insanın hakkıdır. ancak bu ülkede böyle bir şeye kalkışırsanız(izinler dahilinde olsa bile)
karşıt görüşlüler tarafından linç edilmeniz büyük olasılıktır.
tarihin hiç bir döneminde böyle bir süreç yaşamayan anadolu toprakları, insanları; her zaman haksızlığa karşı, hakkını savunan, topraklarını savunan bir toplum olmuştur.
ancak son 18 yıl göz önüne alındığında; halk tepkisizleştirilmiş, tepki veren, hakkını savunanlar da terörist damgası yemiştir.
sonumuzun iyi olması dileğiyle...

bunlar ancak kendi askerine ayaklanır dediğim soru. cahil halk kendini devlet büyüğü olarak kanıksatmış biri kışkırtmadan ayaklanmaz.

bari (bkz: pasif direniş) e o da yok.
(bkz: sivil itaatsizlik) için, önce haklarının bilincinde olması lazım.

"bilgili bir aptal, bilgisiz bir aptaldan daha aptaldır" moliere

enflasyon sonucu market zamları haberlerini gördüğümde aklımdan geçmiyor değil.

halk ayaklanmasının kaostan başka hiçbir faydası olmaz ki kaos'da normal insanlar için bir fayda değildir.

halk, bunları düşüneceğine, kafayı biraz daha yoracak, kendisi ve geleceği için en iyi kararı bulacak ve demokrasinin gereği olarak bunu sandıkta gösterecek. bu kadar basit.
ya da şu an türkiye'de olduğu gibi, yaptığının altında belki ezilecek, ama susmayı tercih etmekten başka da bir yola yeltenmeyecek..

baskı ve sefalet altında ezilen kesim sıranın kendine geleceğini bildiğinden ayaklanmaz. içten içe her kesimden insan sıranın bir gün kendine geleceğini, zengin olacağını, iktidar olacağını, özgür olacağını kısaca gücün kendine geçeceğini umuyor. ister inanç diyin buna ister herşeyin hızlı değişimi ama beklenti hep bu yöndedir.

ayaklanma durumunda ise oluşacak otorite boşluğundan yarar sağlayamayacak halk haliyle de ayaklanmıyor. olası bi ayaklanma durumunda ağır aksak ilerleyen işleri de bozulacak, güç bela bulunan işler kaybedilecek, her akşam ıslatılan kutu ekmeğin bulunması da zorlaşacak.

zamanında ayaklandık hepimizi terörist ilan ettiniz. o dönem biz neler çektik neler yaşadık, karakollarda mahkemelerde hiçbirinizin haberi yok. bilgisayar başında ahkam kesiyorsunuz. hâlâ o dönem hakkında saçma sapan başlıklar ve tanımlar yazılıyor.

ben bu halk için bir daha kılımı kıpırdatmam.

çünkü fakirlik kutsal bir şeydir,
başımıza gelenler allah'ın lütfu dur,
isyan, itiraz günahtır.
hayata bakış böyle olunca, kabullenip yaşamaya devam ediyor insanlarımız.

çünkü demokratik toplumlarda tepki seçim sandığında gösterilir. atraksiyon için arjantin’e gidebilirsiniz.

soru, iktidara karşı sorulmuşsa cevabı belli.

aramızda akp öncesinde yetişkin olup, eli ekmek tutan, gün görmüş insanlar var ve bu insanlar, akp öncesi ülkenin her konuda bundan daha dandik olduğunu biliyorlar. ondan ötürü, sorunun hükümetlerden değil, direkt sistemden kaynaklandığını, böyle bir ayaklanmanın palan dövmekten ileri gitmeyeceğinin farkındalar.

(bkz: anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs) (bkz: ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası)

(bkz: haşlanan kurbağa sendromu)

tweet atarak ülkeyi değiştirdiğini zannediyorlar bu onların vicdan mastürbasyonuna iyi geliyor. sokak kültürü kalmamış, kazanımlar olmuyor artık. unuttuk sokağı isyanı...

bu ülke için değmez diyordur ve haklıdır.

korkuyor çünkü. herkesin üzerine öyle bir korku saldılar ki insanlar nefes almaya korkar oldu. yazık.

rusya 'da 1 ay önce putin karşıtları ayaklandı naptılar görün. youtube da videosu var.

çünkü şaşıyoruz bizi taşıyan dize.

ben diyorum kaostan bıkmak, siz diyorsunuz kaos yaratmak.

aksak timur'un anadolu'yu işgalinde, ordusunda filler de varmış. bunlardan birini, tarlada hizmet amacıyla köylülere armağan etmiş.

fil, tüm ekinleri talan etmeye başlayınca, köylüler soluğu, timur ile arası iyi olan nasrettin hoca'nın yanında almışlar.

-bu fil bizi mahvedecek. timur'a gidip, fili geri almasını bizim adımıza rica edebilir misin, ya hoca?

nasrettin hoca düşünmüş, taşınmış. bu adamlara da bir türlü güvenmezmiş...

-tek bir şartla! demiş. benimle birlikte timur'un otağına varacaksınız; ben de sizin adınıza konuşacağım.

köylüler kabul etmişler. birlikte timur'un otağına varmış, huzura kabul edilmişler... daha doğrusu nasrettin hoca öyle sanmış. astığı astık, kestiği kestik aksak timur seslenmiş:

-söyle hoca, dileğin nedir?

-ben köylünün adına geldim, efendimiz! demiş nasrettin hoca. onların derdine tercüman olmaktır dileğim. diyorlar ki...

nasrettin hoca, kolunun çemberi ile köylüleri işaret etmek üzere şöyle bir yarım dönmüş ki; o da nesi? ardında hiç kimse yok!

yarı bele kadar eğilmiş ve:

-diyorlar ki, diye devam etmiş... armağan ettiğiniz fil, öyle hayırlı, uğurlu ve yararlı bir hayvanmış ki... ondan bir tane daha köye armağan etmenizi talepten utanç duyuyorlar. kerem edin, köyümüze bir tane daha gönderin

sorguladığım durumdur. bir zamanlar ecevit’in önüne yazar kasa fırlatıyordular. hadi şimdi de yapsınlar. esnaf aç, tarım bitti diyorlar ama hiçbir ayaklanma söz konusu değil . her şey twitter’da tag açarak yapılmaz.öyle yapınca sadece bir süre gündemde kalır ve sonra hiçbir şey olmamış gibi rafa kaldırılır.