41.
ölmüş bir işçiye emniyet kemeri takmaya çalışmak...
üç kuruş tazminat vermemek için bir insan hayatını gözden çıkarıyorsunuz. bu kadar mı kolay?
üç kuruş tazminat vermemek için bir insan hayatını gözden çıkarıyorsunuz. bu kadar mı kolay?
devamını gör...
42.
valiz toplarken valizi kapatmadan önce yerde bişi unuttum mu diye düşünürken bir anda gelen hayatın sorgulanması
devamını gör...
43.
bir şeyler anlatmaya çabaladığın ve ara yolu bulmaya çalıştığın insanın seni engellemesi.
hayatı çok güzel sorgulatıyor cidden.
sen abdülhamit'i savundun tarzı cevaplar almak ekstra sorgulatıyor mesela.
aslında ben kendimi savunmuşum ama senin gözünü kendin bürümüşsün.
zor.
e: bu bir metafoo...
hayatı çok güzel sorgulatıyor cidden.
sen abdülhamit'i savundun tarzı cevaplar almak ekstra sorgulatıyor mesela.
aslında ben kendimi savunmuşum ama senin gözünü kendin bürümüşsün.
zor.
e: bu bir metafoo...
devamını gör...
44.
sabah işe yada okula gitmek için sıcak yataktan sabahın kör vaktinde ayazda uyanmak. değer mi bilinmez.
devamını gör...
45.
ömrümdeki binlerce kez hayatı sorgulatan anlardan biri olarak en son hatay'da depremden hemen sonra yardım için gittiğim şehir merkezinde villasının önüne kurulmuş çadırda yaşlı bir amca ateş etrafında çaylarımızı yudumlarken yeğenim yaklaşık 50 yıllık emeğim 2 dakikada bitti dedi. ne diyeceğimi bilemedim. nemli gözlerimi yaşlı gözlerinden kaçırdım sadece.
devamını gör...
46.
saf kötülük.
böyle diyorum nasıl aklınıza geliyo böyle şeyler nasıl yüreğiniz el veriyo.
böyle diyorum nasıl aklınıza geliyo böyle şeyler nasıl yüreğiniz el veriyo.
devamını gör...
47.
dün kahve dünyasına gitmiştim. kahvenin yanında bir tane kaşık şeklinde çikolata vermişlerdi. ben de onu yememiş ve poşetin içine atmistim. bugün saat 19.00 civarı poşete basıp da çikolatayı ezmeyeyim diye çikolatayı poşetin içinden aldım. daha sonra da 'e yiyeyim madem o kadar efor sarfettim' diye düşündüm. çikolatayı paketten çıkartıp 'aa ne güzel kaşık şeklinde dur önce ucunu yiyeyim sanki kaşık yiyor gibi hissedeyim'diye düşündüm. hatta fotoğrafını çekme isteği bile uyandi içimde. sonrasında artık bu çikolataların klişe olduğunu, neredeyse herkesin en az 5 kere gördüğünü ve fotoğrafını çekmekle uğraşmak yerine istediğim her an internette bulabileceğimi düşündüm.
evet, bunu çok hızlıca düşündüm o an.
ardından bir tane çikolatayı bile bu kadar düşünüyor olmak da her şeyi daha anlamsız kıldı. kaşık şeklinde olması ise düşünce yolculuğumu hızlandırdı.
ardından derhal 'ulan ne yapıyorum ben bu galakside allasen veya başka galaksi olsa da ne yapıyor olacaktım ki zaten?' gibi düşünceler patpatpat zihnime yağdı.
evet, bunu çok hızlıca düşündüm o an.
ardından bir tane çikolatayı bile bu kadar düşünüyor olmak da her şeyi daha anlamsız kıldı. kaşık şeklinde olması ise düşünce yolculuğumu hızlandırdı.
ardından derhal 'ulan ne yapıyorum ben bu galakside allasen veya başka galaksi olsa da ne yapıyor olacaktım ki zaten?' gibi düşünceler patpatpat zihnime yağdı.
devamını gör...
48.
hastalandigin an. evet.
devamını gör...
49.
gecenin bu saati. tam şu an. ne yapıyorum ben bu evrende diye düşünüyorum*. oysa gün içerisinde, aldığım yeni fincanları ofiste nereye yerleştirsem diye düşünüyordum. gece kötü bir şey.
devamını gör...
50.
sabah uyandığımız anlar bunlardan biri bence.
devamını gör...