hayvanseverler niye sinekleri savunmuyor sorunsalı

genellikle omurgalı hayvan olması gerek savunulacak hayvanın yoksa insanoğlu (her ne kadar kabul etmese de) sınırlı bir algı kabiliyetine sahip olduğu ve pek çok canlı türü gibi bencil olduğu için bir memelinin acısını acı sayarken bir kafadanbacaklının ya da pırasanın acı çektiğini düşünmez, düşünse de bu acıdan tepki doğacak ölçüde etkilenmez.

siz hiç bugün de arıların zorlu yaşam mücadelesini, arıların kötü yaşam koşullarını inceleyeceğiz diyen biri veya birilerini gördünüz mü?

hayır.

neden?

çünkü arı eklembacaklı ve bir memeli olan insan kendisini arıda göremiyor, arının acısı bizimkine benzemiyor.

veganizmi yanlış anlamış kimseler veganizmin henüz yolun başında the vegan society'nin kurucusu 7 eski vejetaryen tarafından yapılan "...mümkün olduğu ölçüde hayvansal kaynaklı besin veya besinler tüketmeyen kimselerdir veganlar..." tanımının mümkün ölçü/ uygulanabilirlik kısmını bir kenara koyarak bizim gibi vegan olmayanlara amaçlarını anlatmak yerine bizlere "ceset yiyiciler" ya da "katiller" şeklinde hitap ediyorlar. kendileri ne öneriyorlar? mesela ot yersem herhangi bir veya birileri bana katil demiyor, neden?

çimler biçilirken çıkan ve o vegan ya da değil çoğu insanın "oh, miss" diye içine çektiği koku otların çığlığıdır. bitki biyolojisi hakkında detay gözetmeksizin yapacağınız ufak araştırmalarla görebilirsiniz ki bitkiler sistem regülasyonlarını çoğunlukla gaz formundaki çeşitli kimyasallarla sağlarlar (hormon da denebilir bunlara, deniyor da zaten) bu kimyasallardan kimi olgunlaşmayı kimi büyümeyi kimi ise tehlike, yara vb. durumlarda zaruri olmayan fonksiyonların baskılanmasını ve yaşamın devamı için zaruri fonksiyonlara öncelik verilmesini sağlar yani bitkiler de yara karşısında ağlar.ancak bu ağlama göz yaşıyla belli etmez kendini de kokuyla hissettirir.

tek sebep nedir biliyor musunuz?
insan da bir hayvandır ve diğer tüm hayvanlar gibi merhametinde de sevgisinde de acısında da hep kendisini merkeze alır (doğa budur, bunu gerektirir) ve kendini bulabildiği, kendini hissedebildiği durumlarda empati sergiler, sevgi gösterir veya bunun gibi şeyler.


demek ki kendisini bir eklembacaklıda ya da damarsız bitkide gören hayvansever çıkmamış...

insan yiyebildiği hayvanı sever maalesef.

daha arada fareler var.

sivrisinekler, tüm canlılar içinde, sebep oldukları insan ölümü sayısıyla zirvedeler.
insan için en tehlikeli canlı aslında.

birinci sırada sivrisinekler, ikinci sırada insanlar, üçüncü sırada da yılanlar varmış.

insan bile yapmıyor anlayacağınız, sivrisineğin insana yaptığını.

neyini savunabilirsin ki şu ortamda?
görmüyor musun her yanda sivrsinek!

(bkz: sen sineği savundun)

çünkü bu ülkede makul ve mantıklı, içinde saf hayvan sevgisi olan küçük bir azınlık dışında hayvanseverlik adı altında insan nefretiyle dolu, ağır psikolojik sorunları olan büyük bir kitle var.

çünkü hamburgerler sinekle yapılmıyor.

zaten öldürülmeyen hayvanın hakkını kim, neden arasın ki?.

noktalar birleşmiyor ne yapalım.

kimse ölümü umrunda olmadığı bir canlının yaşam hakkını savunmaz.