her ilde üniversite olması saçmalığı

her mahalleye bir imam hatip ortaokulu ve lisesi açmakla beraber düşünüldüğünde buz gibi bir muhafazakarlaştırma projesidir. bir genç düşünün ki sürekli geleneksel değerlerin hakim olduğu okullarda geçiyor gündüzleri. eve geliyor zaten ana-baba sultasında. üstüne başka şehirden gelebilecek olan gençler için yeterli kyk yurdu olmadığından havada kapıyor gençleri cemaat/tarikat yurtları.

ana caddesinde bir tur attığında aynı kişiyle üç defa karşılaştığın bir şehirdesin. esnafı, işletmecisi falan hepsi aşina sana çocukluğundan beri. bölümde hatta fakültede dönem arkadaşlarının yarıdan çoğu ailenle aynı kafada insanlar. mahalle baskısı ve dedikodunun gırla olduğu bir şehirde gel de kozanı yırt!

mezun olduğunda da bağımsızlık umudun yok çünkü iş yok! sana diyorlar ki şu sandığa git şu gün oy kullanarak yöneticiyi belirle. mahallene en uygun kafayı seçersin.

bunun adına da fırsat eşitliği diyerek sunarlar. sana 22 yaşına kadar çocuk muamelesi yapanlar okul biter bitmez askerlik gibi zor bir sürecin hakkını vermeni bekler. kendi başına anacığı olmadan on gün yaşayamayacak gençlerle doldururlar kışlayı. kendi başına on gün yaşayamayacak olan kızlara derler ki evlen ve en az üç çocuk doğur. sonra gelsin her gün kavga gelsin her gün aile içi şiddet. e bu gençler evden uzak on gün bile yaşamadı ki ne bilsin geçimi, uzlaşmayı, çözüm üretmeyi. bir sığır gibi davrandığında bile onu asla yargılamayan anaların dizinin dibinde geçti tüm çocukluğu ve ilk gençliği.

gerçekten saçmalıktır ama asıl saçmalık niteliksiz oluşlarıdır. tabi bir diğer açıdan bakacak olursak eğer meslek yüksek okuluna dönüştürülebilirlerse de muazzam bir iş yapılmış olur tabi eğitim kalitesi düşük olanlar. son dönemde dünyada en çok eksikliği çekilen şey meslek erbabının kalmayışı azalışıdır. bugün avrupa memleketleri bile bundan oldukça dert yanmakta nihayetinde bu mesele avrupa için bile aşılamazsa ileride sıkıntı yaşayacakları aşikardır. tr de ki bu tip eğitim kalitesi düşük üniler meslek yüksek okullarına dönüştürülebilir ve bunlarda sanayi bölgelerinin içerisine taşınabilirse türkiye neredeyse kuruluşundan beridir hayalini kurduğu sanayi/teknoloji üretimi yoğun bir ülkeye 20 yılda dönüşebilir.

''oku, okğu, bizim gibi olma''diye diye milleti gaza getirdiler. dersaneler ve üniversiteler ticarethane mantığıyla çalıştı. sonuç; meslek bilmediği için ve mavi yakalıya yabancılaştığı için zanaat yapıp para kazanamayan bir sürü işsiz ya da asgari ücreti alsa öpüp başına koyan, ya da benim gibi yarı-işsiz yarı ne idüğü belirsiz beyaz yakalı yığını. edit: lümpen kırması prekarya alaşımı sporlu'yum maalesef.

net bir şekilde vatana ihanettir. ülkenin geleceğini düşünmek yerine; nasıl işsizlik daha az görünür, esnaf - ev sahibi nasıl daha fazla kazanır vs vs

bu uygulama, yoz ve vasat insanları ''tahsilli'' sıfatı kazandırarak ülkenin sanata kültüre ve bilime verilen değerin yerle bir olmasına neden olmuştur. eğitim denerek eğitimsizlik üretmişlerdir. büyük başarı.

her ilçeye nerdeyse üni açmışlar. benim yaşadığım ilçede bağlı olduğu il merkezindeki saygın bir üniversiteye bağlı yüksek okul vardı. tutup yüksek okulu ilçenin adıyla üniversite yapmışlar. şak şak şak. ben olsam o okulu yazmam bile. kim bilir ilçenin adıyla olan üniversiteyi allasen? ha amaç gençler bir yere gitmesin otursun gözümüzün önünde okusun, başka kültürlerle karşılaşmasın gözü açılmasın ise oh ne ala.

işsizliğin ve vasıfsız öğrenci birikintisinin nedenidir. üniversite sayısı arttırılarak yükseköğrenimde okuyan öğrenci sayısının fazla olduğunu ve eğitim seviyesinin arttığını göstermeye çalışan türk hükümetinin yükseköğrenim kurumlarını mahalle bakkallarına çevirdiğinin en net göstergesidir...

eğitimi, zincir market mantığıyla yürür sanan hükûmetin yaptığı saçmalıktır.

her köşeye üniversite açınca eğitim ilerlemediği gibi, mevcudiyetin de ağzına sıçarsın.

akp çok güzel sıçtı ve sıvamaya da devam ediyor.

bomboş üniversiteler, bomboş mezunlar.

öncelik ile bireylerin eğitim haklarını eşit kullanabilmeleri için gerekliliktir. ancak ülkemizde pek çok şeyin ticari olduğunu göz önüne alırsak o zaman daha rahat bakarız. bugün adını duymadığımız üniversitelerin iş merkezlerinde bir kaç odadan oluşan kampüslerinin olduğunu görürüz. saçmalık burada başlıyor. bu denli fazla oluşu bireylere rahatlık kazandırmakta ne olur burslu da olsa okurum diplomayı alırım sonrası meçhul. nitelikli eğitim şarttır. bugün kaç üniversitenin nitelikli eğitim verdiğini söyleyebiliriz? insanların umutlarını ticari çıkarları için kullanan üniversite niteliği taşımayan kuruluşlar kapatılmalıdır.