düzeltmeye ihtiyaç varsa, yenisini yapın dediğim sorunsaldır. düzeltmeye çalıştıkça zaten bozulur, bozuldukça yok olur, yok oldukça da yenisi doğar.
devamını gör...
günlerdir kafamda dönüp dolaşıyor bu gerçek.
işe girdim çıkarıldım
kpssye çalışamadim depremden sonra ve rezalet geçti
yüksek lisansa başvurdum gittim sınavlarına girdim kabul almadım.
diyete başladım hastalanıp devam ettiremedim bir süre.
her şeye yetişmeye çalıştım ve hepsi aynı anda bozuldu.

söyle şimdi bana sözlük, ben yersiz yurtsuz ve işsiz napacagim?
devamını gör...
yazılımcıların dediği gibi aga (bkz: bir şey çalışıyorsa elleme). sonra başına iş alır,kendine söversin. böyle mi gelmiş bırak öyle gitsin. sen pizza değilsin herkesi memnun edemezsin(bkz: swh)
devamını gör...
babadan miras kalan karma gibidir. kılıcımı kırarım karmamdan ayrılmam diyenlerin çiçeğidir.

mütevazı ve önemli hayatlarımız her şey ile ilgili olamayacak kadar küçüktür.
yok eden şey hiçbir şeyi düzeltemeyeceğini zaneden bireylerden oluşan kocaman bir kalabalıktır. *

her şeyi düzeltme kardeş. lafın gelişi zaten o her şey dediğin. sadece değişsin istediğin şeylerden önüne gelen bir kaç şey zorlu çıktı diye her şey ile mücadele ettiğini farzetme. matematik, mantık, felsefe vs. bunlar insanları kandırmak için de kullanılabiliyor.

demişler ya : şeytanın en büyük numarası insanları var olmadığına inandırmakmış, diye..

o misal bu şey de işte. bir avuç zorba, her gün her birimize aynı işkenceyi yapıyor ve yaşadığımız şeyin her şey olduğuna inanmamızı, yaşadığımız şeyin 'işte böyle' olan hayat olduğuna inanmamızı istiyor.

insanlar, şu ya da bu sebepler ile yalnız bıraktıkları azınlıkların ve devrimcilerin savaştıkları şeyin kader olduğunu iddia ediyorlar.
bizim ve hatta hepimizin 'kader'i, insanların genelinin inançsızlığından başka bir şey değildir.

hastalık hastası insanları uyarmak için kullanılabilecek bir mantık aslında bu. kendinden kaynaklanmayan her şey ile birlikte temizlemeye kalkarsan bedenini, simbiyotik ilişki içinde olduğun şeyleri yokettiğinde korunma sistemlerini de zedelersin ve düşman işgali başlar!
devamını gör...
çırpınmak boğar.
devamını gör...
her şeyi düzeltmeye çalışırken aslında hiçbir şeyi yerinden oynatamadığını fark etmenin oluşturduğu hayal kırıklıklarının kalbe batması durumu.

dağınık kalması daha iyi olabilecek şeyler için ne bu tantana halbuki.

darlamayın insanı.
ben varken daha güzelim çünkü.
devamını gör...
(bkz: elinde patlamak)
devamını gör...
... yarım kalmışlardı. tamamlanmadılar.
toplu odalarını sevdiler.
ölümü hüzünle geçmişlerdi, ateşe tapardılar.
kent eşiklerindeydi, ağlayışını duydular
kestiler, biçtiler, dikmediler ve gitmediler,
iğnelerine iplik geçirip beklediler;

"ey artık ölmüş olan at! -dediler-
en güzeli oydu işte, yüzünün
savaşla ilişkisi.
boydanboya bir karşıkoyma, denge
ve istekli bir azalma. onu bilirdik.
o ağaç senin kanınla beslenirdi,
hepimizi besleyen.
bir ülkeyi yeniden yaratırdı şaşkınlığımız
senin karşında,
alışverişin, alfabenin,
iplik döküntülerinin ve
her şeyi düzeltmeye kalkışmanın yok ettiği..."


evet her şeyi düzeltmeye kalkışmanın yok ettiği!
devamını gör...
hayatın boyunca bir şeyler inşa etsen de sonunda gördüğün sadece bir hiç. yaşam harcanan emeğe değmez.
devamını gör...
aslında iyi niyetli her çaba yanlış anlaşılmaya, yorumlanmaya ve olumsuz karşılık görmeye mahkum. niye böyle oluyor bilmem ama dokunmamak en iyisi bırakın dağınık kalsın.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"her şeyi düzeltmeye çalışmanın yok ettiği gerçeği" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim