hırsızlık

bir şeyi çalmak eylemi.

akıllara ilk olarak 17 aralık 2013 yolsuzluk ve rüşvet operasyonu ve recep tayyip erdoğan'ı getirir.

bir şeyi maddi manevi olarak birilerinden izinsiz şekilde almaktır.
çalmaktır yani kısaca.
toplumda çok zengin insanların çoğu aslında biraz hırsızdır.

partili cumhurbaşkanımızın bu tanımla ilgili çok güzel bir tespiti vardır.

“ben bugüne kadar evladından hırsızlık öğrenen baba görmedim, duymadım. hırsızlık babadan evlada geçer. evlattan babaya değil. dolayısıyla yönetimlerde hırsızlık, yukarıdaki üst yöneticilerden alttaki yöneticilere, oradan da halka yansır.

yapmayı iyi beceremediğimiz için fakir olduğumuz eylemdir.

dün çalışırken başıma gelen olay. şöyle ki;

yemeğimi yiyip, son sigaramı içip yeniden mağazaya döndüm ve direkt büroya çağırıldım. acaba neyi yanlış yapmış olabilirim diye düşünüyorum yürürken. içeri girmemle karşımda üç kadın görüyorum. ikisi çalışan, biri de kaşları çatık, dombiş, esmer, başörtülü bir teyze.

- beni çağırdınız, buyrun?
- sen yabancısın sudoku, persçe biliyor musun?
- nope.
- yine de bir iletişim kurmayı dene hanımefendi ile.
- peki.

- - - -

- hallo, türkisch?
teyzem başını sağa sola sallıyor ve kendi dilinde sessizce bir şey söylüyor
bende başımı sallıyorum

çalışanlar mikemmel bir iletişim oldu diyip gönderiyolar beni yeniden.

beş dakika sonra çalışanın birisi yanımdan geçiyor bende soruyorum:

- teyzenin neye ihtiyacı varmış?
- ihtiyacı olanları çantasına koymuş, gidiyormuş. neyseki fark ettik.

- - -

ardından polisler geldi ve büroda kınama seansı gerçekleştirdiler. hep birlikte dışarı çıktılar ve buraya bidaha gelme denilerek gönderildi teyze.

bu olay beni gerdi tabi. iki saat düşüncelerimi meşgul etti teyze. monolog;

yav teyzem niye böyle şeyler yapıyon manyak mısın? zaten dış görünüşün bas bas bağırıyor önyargılanacak tip diye. yapma bunu işte. sonra tüm yabancılara, farklı ten renkli insanlara, baş örtülülere, örtüsüzlere herkese önyargı geliştirip aynı tencereye atıyorlar.
hayır çaldıklarına ihtiyacın olsa bi yerden yakalayacağım empati duygusunu. ne diye düğünde giyilecek şeyler alıyosun? neden ihtiyacın varsa tshirt, etek, pantolon ne bileyim atlet falan çalmıyosun da düğün elbisesi çalıyosun ya?
hayır ayrıca neden çalıyosun teyzem? zaten bu ülkenin devleti yeterince yardımda bulunmuyor mu? işsizlik maaşı, oturum izinsiz yabancı ülke vatandaşına geçim yardımı, çocuk parası, anonim yardımlar da bulunmuyor mu sen aç kalma diye? kendini böyle durumlara sokma diye?

offfff teyzem, senin yüzünden kendimi yedim iki saat.

her türlüsü sıkıntılıdır, hele hele günü kurtarmak için yapılanı ağır gerizekalılıktır.
çok büyük bir vurgun, ve uzun vadede iyi bir hayat vadediyorsa, yapanda bir takım haklı sebepler belki bulunabilir, ama yine de çok sıkıntı.
geçenlerde şöyle bir tanım okudum.
#1310499
böyle dengesiz bir herifin, onu yiyeceğinize gidin çalın demesine şaşırmadım.

hırsız bir şeyi çalarken cüzdan vs. adrinalinle beraber onun için zaman o an durur. o anı tadan hırsız çalmaktan vazgeçemez bir alışkanlık olur maddi gelirden öte bir şey.

tabii cezaevinde ki hırsızlar küçük hırsızlar gerçek hırsızlar yasal olarak milleti soyuyor millet farkında bile olmadan..

bu aralar çok revaçta.

trend suçlarda ilk 3'e girer
kapı kolu, 2010'dan kalmış üstünde futbolcu stickerları olan dandik bilgisayar kasaları ne bulurlarsa valla. sulh ceza'ya 10 dosya geliyorsa 4 tanesi net hırsızlık.

geçen migrosta kasa sırası bekliyorum
dayının pantolonundan 3 şişe bud çıkarttılar
ne bileyim viski falan tekleseydin bari, bira için bu vizyonsuzluğa değmez
bence yani.

50 liralık bira satılmasıdır. benden çalıp çomar besliyorlar.

hırsızlık zahirden baktığımızda kötüdür...
ama allahu teala der ki; kiminizin rızkını kiminizden temin ederiz...
sen ölçüp biçip sayıyorsan, garibanın hakkını gözetmiyor isen, allahu teala negatif isminde fena ettiği kulunu yollar alır elinden hakkını...bu en basit hâli...
"mülkün sahibi benim" der
hırsızlık yaptırdığı kulu belki çocuğu hastadır, tedavisi için çalmıştır...
açtır ekmek almak için çalmıştır...
o halde olanları kınamamayı öğretmek için çaldırmiştır.
o her şeyi yaşatarak öğretir.
kimi de zengindir, parasına para katmak için çalar... bu da başka bir isimde fena halidir...o kulunu da negatif halifeliğe hazırliyordur kim bilir?
onun hallerinde eksiklik yoktur...bütün halleri güzeldir...
bir eksiklik var ise o bizim bakışımızdadır...
o negatif hallerini de sever, pozitif hallerini de...
tek boyutta almadın ki elest hitabını!
her boyutta eğitir, her boyutta öğretir...

malın aidiyeti/ aidiyet/mülkiyet kavramından doğmuş suç kabul edilen eylem.

parasını ödediğimiz şeyleri kendimize ait sanıyoruz ama ölünce yanımızda götürebileceğimiz dünyevi tek bir şey yok.

para ve onunla alabildiklerimiz olmasa hırsızlık diye bir şey de olmayacaktır, çünkü o zaman her şey herkesindir.

yoksul insanların mal çalma fiyiliyatı.

her branşı mevcuttur. para , mevki, altın , zaman , hak ihlali bu branşların bazılarıdır.

dünyada da, ahirettte de insanın yüzünü kızartan utanç verici bir iştir.

kim bir karış (bile olsa) toprak çalarsa, kıyamet günü o yer, yedi kat hâlinde onun boynuna dolanır.” (tirmizî, diyât, 21)

baya popüler bi' suç tipidir.

hangi şehirde olursanız olun
ister bayburt, ister kırşehir, ister adana
sulh ceza hakimliklerinin %60'ını hırsız dostlarımız dolduruyor.

devir çok kötü,
vizyon düştü, rekabet arttı
100 lira, 200 liranın peşine düşüyor artık hırsız kardeşlerimiz.

bazen mülkiyetin kendisidir.

(bkz: pierre-joseph proudhon)

yahu yatırım tavsiyesi değil ama bari kafan kaldır da bir köşelere bak kamera var mı belki cayarsin alemenyon

allah affedebilir de, benim tek affetmeyeceğim şeydir, ben allah değilim.
başıma bir mevzu geldi. üzülüp üzülüp duruyorum ve konduramıyorum fakat gerçekten de çok üzücü.

sabah sakin kafayla tekrar düşüneceğim. ki ben sarhoş olmam. ihtimaldir...
sakin kalayım - .
*

sekiz yaşındayken arkadaşlar bahçeye dalarken onlara ayak uydurmak için iki kurtlu ayva çalmıştım.
hala her "hırsızlık" denildiği vakit, elimde o tüylü ve kurtlu ayvalarla duvar dibinde tadının ne berbat olduğunu düşündüğüm o ana gidiyorum.
o ayva bahçesine yıllar sonra cesaretimi toplayıp gittim. nurten teyze ile helalleşmek için kapıyı çaldım. meğer nurten teyze çoktan vefat etmiş.
şimdi fark ettim de, belki de mahlasımı elma kurdu yapmam da bu yüzden.

her hırsızlık cezalandırılmalı, gönül ile yapılan hariç tabi.