belki de çok eskimiş düşüncelerdir.

düşünceyi oluşturan anılar yitmiş geriye sadece nereden geldiği belli olmayan hisler kalmıştır. böyle hissediyorum çünkü neden böyle düşündüğümü hatırlamıyorum.
devamını gör...
his, tıpkı kokuya, harekete, sese, ışığa duyarlı bir hayvan gibi algıladığının peşinden giden onu yakalayan, iyi veya kötü diye en başta tespiti yapan duyu organına, av hayvanına benziyor. akıl veya zekâ ise, gelen tüm bu verilerden, önceliği karnını doyurmak ve kendini korumak olan bu hayvanın hırlamalarını çırpınmalarını susturup, ne olup bittiğini anlamaya anlamlandırmaya çalışan asıl sahip gibi oluyor. his bir hayatta kalış gücü, zekâ ise ifrat ve tefritten koruyor. duyulan ses ve hareket korkusuyla ağaç tepesinde bekleyip açlıktan ölmek, veya korkmadan tehlikenin üstüne gidip ölmek, akıl, korkak ve saldırgan hissi dizginleyen şey. hisse dayanan zihnin subjektifliği daha yoğun, histen nispeten sıyrılmış zihin ise, daha makûl
olmakla beraber çıkarı aslında hisle aynı olduğu için, aynı subjektiflik altında, sadece daha tutarlı. aklın temel sınavı, hissin dur durak bilmeyen avlanma çabalarını durdurup, onun için daldığı karanlığı aydınlatan bir fener olmaktan çok hissin fayda veya tehlike olarak gördüğü şeylerin başka yüzlerini de tanıyabilmek. hakikate ulaşırken hissi kullanmak ama ona yenilmemek.
devamını gör...
bir şarkı var. daha bu sabah duydum. ilk defa… ama sanki ruhumdan bir parça. öyle ince, öyle güçlü ve o kadar güzel ki. tanıdık bir şey var şarkıda. bir his… kimseyle paylaşmak istemedim. hala istemiyorum. bana ait kalmalı sanki. içimde sürekli yankılanıp durmalı. hem ağlatmalı beni hem de güldürmeli. hem yasa bürümeli hem de bayram sevinci yaratmalı içimde. hisler anlatılmıyor dostlar. hiçbir hissi yüzde yüz anlatamıyor harfler, kelimeler, diller. artık anlatmak da gelmiyor içimden. çünkü ne kadar çabalarsam çabalayayım içimdeki büyüklüğü anlatamıyorum hiçbir şekilde. sonra da başlıyorum anlatma telaşıyla hata üstüne hata yapmaya. bir şarkı geliyor, ben susuyorum, o başlıyorlar beni anlatmaya. işte her şey bu kadar.
devamını gör...
hissedilendir. anlatması ve tarifi zordur. bazen kendin bile farkına varamadığın şey hakkında başkasıyla konuşması zordur. bazen birisi tarife yakın durumlardan bahseder, heyecanlanırsın. bazıları anlar nasıl hissettiğini, bazıları seni okur. heyecanın da üzerinde bir şeydir bu okuma; seni anlayan biri vardır artık. bu hazzı bir kez yaşadığında hayatın boyunca arar durursun bunu, hazzın mecnun'u olursun. seni anlayanlar olacaktır, ama seni çok anlayan biriyle karşılaştıysan elinden gelen her şeyle olayları geliştirmelisin.
devamını gör...
kimi zaman süs kimi zamansa pastır.
devamını gör...
hepimizin varoluş nedenidir.

onlar anne baba olmanın nasıl bir his olduğunu merak etmeselerdi, öteki var olmayacaktı.
birçok şeyin, belki her şeyin altında yatan hissetme isteği/ duygu durumu



saçma gelebilir, ben öyle hissettim*
devamını gör...
kişinin üretmesine sebep olan sezgiler bütünü.

önce hisseder sonra ise karar veririz.
bütün kararlar histen doğar.
devamını gör...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
yaşanmayan her şey biriktiği köşede çürüyor, yaşam diyorlar adına.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"his" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim