'kuranı çoğaltan' osman denilmiş, ama tam doğrusu öyle değil. kuran, peygamber döneminde (peygamberin isteği dışında gelişir biçimde) kemik, taş, parşömen deriler ve diğer çeşitli materyaller üzerine yazılı ve kimi hafızların ezberlerinde kısmi parçalar halinde var. yani kitap şeklinde değil ve bunlara mushaf deniyor. peygamberin ölümünden sonra kalan birden fazla da mushaf var. süreç içinde bunların kimi de giderek okunmaz hale geliyor. osmandan önce (hafızların çoğunun da savaşlarda kaybı ve ölümü nedeniyle) derlenme çalışmalarına başlanıyor. toplanan kimi mushafların, peygamberden dinlenilenlere aykırılığı gözetilerek önce o mushaflar imha ediliyor. keza buna rağmen elde edilebilen 7 ayrı mushafta da biribiriyle açık çelişkili durumlar gözleniyor. çünkü o dönem arapçsında noktalama işaretleri de (hareke deniliyor) yok ve sesli harf eksiği var. işte osman, bu harekesiz 6 mushafın incelenerek konulara bağlı şekilde tek bir metin haline getirilmesi için, birisini görevlendiriyor, o birisi de sert ve kavgacı kişilikte bir dönem şairinden, derlenen metni harekelendirerek tek metin haline getirmesini istiyor. işte o şairin harekelendirerek hazırladığı metin, bugün elimizdeki kuran metnidir. diğer tim orjinal kuşkulu mushaf ve metinlerde, osmanın emriyle imha ediliyor. ve kuran kitaplaştırılıyor. esasen bunun, ilkönce ebubekirden istenildiği ama ebubekirin bu işi, peygamberin yapılmasını istemediği gerekçesiyle yapmadığı söylenir.
devam eden yıllarda, emevilerin bu son metni basarak dağıttığı, bu işi yapanın da peygamber ve ailesine düşman mervan olduğu söylenir.(müslümanlarla savaşında mızraklarının ucuna parçalayarak taktıkları yapraklar zarar görmesin endişesi ile savaşamayan müslümanları kılıçtan geçiren mervan)
özetle: bugünkü kuran, emevilerin kontrolünde derlenerek seçilip derlenmiş ve peygamberden çok yıllar sonra hazırlatılmış bir metindir. peygamberin sağlığında bir kuran kitabı yoktur, peygamber, bugün elimizdeki kuranı görmemiştir. sizce de ilginç değil mi.?
(bilgilerin tamamı, ehli sünnet kaynakları ve diyanet kaynaklarına dayanılarak edinilmiş bilgilerdir. isteyen araştırabilir. zaten tartışmalı da değildir, branş uzmanlarının malumu hususlardır.)
devamını gör...
en ustun ucuncu sahabi ve ucuncu halife.

simdi azeri bir sii sitesinin osman hakkindaki karalama amacli olan iddialarina cevap vericez...

1. osman, temettu haccini yasaklayarak kuran ve sunnete karsi gelmistir. sahih-i buhari'de hac bolumunde su rivayet naklediliyor:

"mervan ibnü'l-hakem şöyle demiştir: "osman ve ali ile ilgili şöyle bir olaya şahit oldum. osman temettu haccı yaparak umreyle birlikte hac yapmaktan nehyediyordu. ali bunu görünce umre ve haccı birlikte yapmak üzere ihrama girdi ve "hiç bir kimsenin sözü sebebiyle nebi sallallahu aleyhi ve sellem'in sünnetini terkedecek değilim" dedi."

yine sahih-i buhari'de, hac bolumunde su rivayet naklediliyor:

"saîd ibnü'i-müseyyeb şöyle anlatır: "ali ve osman, usfan adlı bölgede temettu' hacc hakkında görüş ayrılığına düşmüşlerdi. ali, "sen, temettu’ haccından nehyetmekle ancak nebi sallallahu aleyhi ve sellem'in yaptığı bir şeyi yasaklamış oluyorsun" dedi ve umre ve haccı birlikte yapmak üzere temettu' haccı niyetiyle ihrama girdi."

cevap: evvela temettu hacci nedir bilmeyenler icin, temettu hacci, ayni yilin hac mevsiminde, evvela umre yapip ihramdan ciktiktan sonra yeniden hac icin ihrama girilerek yapilan hacdir.

iste osman bunu nehyetmis ve ali ile bu konuda fikir ayriligina dusmuslerdir.

ya simdi bu konuyu aciklayan, bezzar'dan sahih bir rivayet nakledince durumu anlayacaksiniz:

"abdullah b. ez-zübeyr der ki: (hac mevsiminde) osman b. affan'la birlikte cuhfe'deydik. yanında da içlerinde habib b. mesleme el fihri'nin de bulunduğu şamlı bir grup vardı. bir ara hacda temettü konusu açılınca osman: "haccın ve umrenin tam olmaları için ikisini hac mevsiminde yapmamak daha uygundur. umreyi, (hacdan sonra) kabe'yi bir iki defa ziyaret ettikten sonra yapmanız daha iyi olur. zira allah da sizlere hayırlar (maddi imkanlar) bahşetmiştir" dedi. o sırada hz. ali de vadide devesini yemliyordu. osman'ın bu dediği kendisine ulaşınca gelip osman'ın başında durdu ve: "resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in kıldığı bir sünnet ile allah'ın kitab'ında kulları için tanıdığı bir ruhsattan ne istiyorsun? neden insanları bu yönde zora koşup bunları yasaklıyorsun? oysa bu (hacda temettü), işi olan veya evi uzaklarda bulunan kişiler için bir kolaylıktı" dedi. ardından ali hem hac, hem de umre için ihrama girdi. osman ise insanlara döndü ve: "ben böyle bir şeyi yasakladım mı ki? bunu yasaklamadım. sadece bu konudaki görüşümü söyledim. dileyen bu görüşümü uygular, dileyen de uygulamaz" dedi."

osman'in bunu yasakladigini bildiren rivayetlerde osman'in, ali'ye yonelttigi bir itiraz da vardir.

sahih-i muslim'de su rivayet naklediliyor:

"abdullah b. şakik der ki: hz. osman hacda temettüden alıkoyardı. hz. ali ise bunun yapılabileceği yönünde fetva verirdi. osman bu konuda onu tenkit etti. ali: "resulullah'ın (sallallahu aleyhi ve sellem) temettü yaptığını biliyorsun değil mi?" deyince, osman: "biliyorum, ama o zamanlar korku taşıyorduk" dedi.

şu'be der ki: katade'ye: "osman'ın bahsettiği bu korku ne?" diye sorduğumda: "bilmiyorum" dedi."

burda osman, velev ki temettuyu tamamen yasaklamissa dahi, bunu ali'ye o zamanlar korku tasiyorduk diye aciklamistir.

burdaki korku ne bilmiyorum, ama belki de, o zamanlar umre ve hacci farkli senelerde yapamazdik, hani musrikler falan vardi, zaruret olarak ayni sene yapardik demek istemistir.

yani durum ne olursa olsun, hasili kelam osman muctehid bir sahabi olarak, bu durumu kendi gorusune gore aciklamaya calisip oyle bundan nehyetmistir. adam karsi cikmak icin karsi cikmamis, kendince bir gorusu varmis tabi, bir ictihad bu da.

dolayisiyla bunun uzerinden osman'a saldirmak yersizdir.

2. osman kuran ve sunnete karsi gelmistir. soyle ki,

"enes bin malik'den rivayet ediliyor ki: peygamber buyurdu ki: "kuran 7 harf uzerine indirilmistir."" sahihtrix silsile el-ahadis es-sahiha

bu beyandan murad, 7 harften - 7 dil demektir. taberi bunu tefsirinin mukaddimesinde 1 harfin ve 1 kelimenin anlamlarinin toplanmasi ve lafizlarin ayrilmasiyla izah ve şerh etmistir. ve yine de aciklamisti ki, ummet diger 6 harfsiz 1 harf uzerine sabit olmustur. burda hicbir nesh veya zayilik (ortadan kalkma) yoktur. bugun de okunan kiraat osman'in devrindeki mushafta oldugu gibididir.

oyle gorunuyor ki, burda ehli sunnete gore mutevatir olan hadisten problem ortaya cikmistir. bu peoblemin de adi "peki geride kalan 6 harfe ne oldu?"dur. oyle gorunuyor ki, osman kuran'i tahrif etmisti: diger 6 harfi reddederek birini birakmistir.

cevap: sii burda acikca kendisi kuranin tahrif edildigini soyleyerek, kuranin,

"şüphe yok ki kur'an'ı biz indirdik ve şüphe yok ki onu mutlaka koruyacağız." (hicr/9)

ayetini hasa inkar ediyor.

neyse, simdi gelelim 7 harf meselesine.

oncelikle siilinin dedigi gibi 7 harf, 7 dil degildir. kuranin da dedigi gibi kuran arapca indirilmistir, taberi de 7 dili 7 lehce olarak aciklar tefsirinde.

yani 7 harf, 7 arapca lehcedir.

kuran, allahu a'lem, 7 arapca lehce uzerine indirilmistir.

e peki osman bu lehcelerin 6'sini kaldirarak kuran'i tahrif mi etti?

bunu zaten tefsirinde taberi acikliyor ama herhalde siinin isine gelmemis.

hatta taberi bu sii sahis gibi dusunenleri "bilgisiz" olarak adlandirarak cevap vermistir :)

taberi evvela, kuranin 7 siveyle okunma ruhsati sebebiyle, bunun osman doneminde ihtilaflara sebep olduguna dair rivayet paylasmistir.

ayrica, cebrail'in peygambere gelip, allah sana kurani bir lehce ile okumani emretti gibisinden bir rivayet paylasmis. peygamber ummetim zorlanir diye diye bu 7'ye cikarilmistir.

yani kuran aslinda 1 lehcedir, sadece farkli bolgelerdeki insanlar rahat okusun diye diger birtakim lehcelere ruhsat verilmistir.

ki osman doneminde ihtlaf cikinca, osman, kuranin aslinda indigi o lehce olan kureys lehcesiyle kurani tek mushaf altinda toplamistir. bunun sebebi de, o donem farkli kuran okuyuslarinda cikan ihtilaftir arkadaslar.

ki taberi bu sii gibi kimseleri "bilgisiz" diye adlandirarak soyle yaziyor tefsirinde:

"eğer bilgisi zayıf olan birisi çıkıp diyecek olursa ki "resulullah'ın okuttuğu ve okunmalarını emrettiği kıraatları ümmetin terketmesi nasıl caiz olabilir? cevaben denilir ki: "resulullah sahabilerine bu kıraatları okumalarını emrederken farz veya vacip olduklarını bildirmek için değil, mubah olduklarını emretmek için bildirmiştir. şayet resululiah onlara farz veya vacip olduğunu bildirmek için emretmiş olsa, onlar da bunu bilmiş olsalardı herhangi bir kimsenin, doğruluğunu bildiği bir kıraati terketmesi caiz olmazdı. bilakis onu terk etmemek vacip olurdu. ümmetin bu gibi kıraatları terketmesi, kendileri­nin bu gibi kıraatları okumakta serbest bırakıldıklarının açık bir delilidir. o hal­de ümmetin yedi kıraattan altısını terketmesi, kendileri için vacip olan bir şeyi terk etmeleri değildir. bilakis ümmet bu kıraatları terkederek üzerlerine gerekli olanı yapmışlardır. zira onlar, bu kıraatları terkederek ümmetin ihtilafa düşmesini önlemişler, müslümanların, bir kısım kıraatları inkâr ederek, kâfirliğe düşme tehlikesini bertaraf etmişlerdir."

yani olay budur. resulullah, ummet kuran okuyusunda zorlanmasin diye kuranin farkli lehcelerde okunusuna ruhsat vermistir. bu farz veya vacip bir emir degildir.

ki taberi diyor ki eger bu vacip olsa, hadi size gore osman kotudur buna karsi cikmamis olsun, e ne o donemki ashab'in, ne ali'nin buna karsi ciktigi vaki midir? degildir.

demek ki bu kiraat farkliliklari farz veya vacip olmayip, muslumanlarin muhayyer birakildiklari bir konuydu. bu konu osman'in hilafeti devrinde ihtilaflara yol acinca da bu onlendi.

nasil ihtilaf? mesela arkadaslar, sen lehce farkindan falanca kelimeyi, falanca diye okursun, adam cikip ulan bu boyle degil kurani egip bukme diye senin lehceni inkar eder. halbuki senin lehcen de kurandan oldugu icin, adam istemeden kurani inkar etmis olur.

osman tum bu lehceleri kuranin asil indirildigi lehceye indirgeyerek tum bu ihtilaflari onlemistir.

adama tesekkur edeceklerine, cikmis bir de kurani tahrif ediyor diyorlar :d

3. osman uhud savasindan kacmistir. bunu omer'in oglu ünlü sahabi ibn omer de onayliyor. soyle ki nesai, kitabinin "hasais" bolumunde su rivayeti naklediyor:

"ala bildiriyor: bir adam ibn ömer'e, hz. osman'ı sorunca, ibn ömer: "iki ordu karşılaşınca (uhud günü) kaçanlar arasındaydı ve allah onun tövbesini kabul etti. sonra bir günah işlediği için de onu öldürdüler" dedi. adam hz, ali'yi sorunca ise: "onun, resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e olan yakınlığı dışında bir şey sorma" dedi."

kitabi inceleyen ahmed mirin el-beluşi soyle diyor: "isnadi sahihtir, ravileri sikadir"(yani guvenilirdir)

nitekim alusi de "ruhul-meani" tefsirinde soyle yaziyor:

"ebul-kasim el-belhi nakletmistir ki, uhud gununde peygamberle birlikte yalniz 13 kisi kalmistir. bunlarin besi muhacirlerden olmustur: ebu bekir, ali, talha, abdurrahman bin avf ve sad bin ebu vakkas, digerleriyse ensardan olmustur, allah onlarin hepsinden razi olsun. osman, rafi bin el-mualla, harice bin zeyd, ebu huzeyfe bin utbe, velid bin ukbe ve ensarin beni-zureyk kabilesinden ola osman'in iki oglu, sad ve ukbe ise kacanlarin meshurlarindan. ibn abbas'tan ayetin (osman, rafi ve harice) hakkinda indirildigi nakledilmistir. baskalarindan ise baska kisiler hakkinda da indirildigi nakledilmistir. belki de ozel olarak onlarin isimlerinin soylenmesinin sebebi sudur ki, onlar kacmakta mubalaga etmisler ve sadece bir sure gectikten sonra peygamber'in yanina donmusler. hatta onlar arasinda uc yunden sonra donup gelen kisiler de olmustur. peygamber'in onlara soyle soyledigini iddia etmisler: "cok uzaga gittiniz!" diger kacanlsra gelinceyse, onlar o gun daga toplanmistilar. omer bin el-hattab da -allah ondan razi olsun- siilerin itikadindan farkli olarak bu gruptandi. atta farz etsek ki, (siilerin dedikleri gibi ilk gruptan olan kacanlardan olmustur), yine de allah teala hepsini affettikten sonra herhangi bir kimse ayiplanamaz. biz sahabilerin -allah onlardan razi olsun- masum olduklarini iddia etmiyoruz ve masumlugu hilafet icin sart kosmuyoruz."

yine sahih-i buhari'de soyle bir rivayet naklediliyor:

"osman -ki ibn mevheb'dir-'den dedi ki: "mısır halkından bir adam geldi ve beyt'i haccetti. oturmakta olan bir topluluk gördü. bunlar kimlerdir, diye sordu. bunlar kureyş'tir, dediler. aralarındaki bu yaşlı adam kimdir, diye sordu. abdullah b. ömer'dir dediler.

adam: ey ibn ömer dedi, ben sana bir hususa dair soru soracağım, sen de bana onun hakkında (bildiklerini) anlat. osman'ın uhud günü kaçtığını biliyor musun?

ibn ömer: evet dedi. peki, bedir'de bulunmadığını ve bedir'e tanık olmadığını da biliyor musun? evet, dedi.

adam: peki, onun rıdvan bey'atinde de bulunmadığını, orada hazır olmadığını da biliyor musun, diye sordu. ibn ömer, evet dedi.

adam: allahu ekber dedi.

ibn ömer dedi ki: gel de sana açıklayayım: onun uhud günü kaçışını ele alalım. şehadet ederim ki allah onu affetmiş ve ona mağfiret etmiştir. bedir'de bulunmayışına gelince, resulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in kızı onun nikahı altında idi ve hastalanmıştı. resulullah sallallahu aleyhi ve sellem ona:

senin için de bedir'de fiilen bulunan kimsenin ecri ve (ganimetten) payı vardır, diye buyurdu. rıdvan bey'atinde bulunmayışına gelince, şayet mekke vadisinde osman'dan daha aziz birisi bulunsaydı onun yerine onu gönderirdi. resulullah, osman'ı gönderdi. rıdvan bey'ati ise osman'ın mekke'ye gidişinden sonra olmuştu. resulullah sallallahu aleyhi ve sellem sağ elini göstererek: bu osman'ın elidir dedi ve onu diğer eline vurarak, bu (bey'at) da osman içindir, dedi. ibn ömer adama: şimdi bunları beraberinde al ve git, dedi."

cevap: aslinda ibn omer'in sonuncu cevabi yetecektir diye dusunsem de kisaca konusayim dostlar,

evvela alusi'nin tefsirinde omer'in de savas meydanini terk eden gruptan oldugu gecer ki o konuya deginmicem ki omer basliginda onu tartismistik. suan ise konumuz osman.

ilk rivayet ve son rivayette onun savastan kactigi, fakat allah'in onu affettigi gecer. iki rivayette de adi gecen isim ibn omer.

simdi, bu savasta osman'in kactigi bir gercektir. osman bu savas disinda her savasta savasmis olmasina ragmen(bedir disinda ki orda da mazereti vardi). bu savasta, muslumanlarin bozguna ugramasiyla birlikte kacan bircok sahabiden biriydi.

fakat burda unutulmamasi gereken nokta, osman muslumanlarin bozguna ugramasiyla birlikte, burda durmanin alemi yok diyerek kacmis olabilir. onemli olan bu savas haricinde tum savaslarda yer almis, bu eyleminden pismanlik duymus olmasidir.

yani bir adam, bir savastan kacti diye(ustelik muslumanlar bozguna ugruyorken), onu tekfir mi edicez?

veya hadi tekfir ettiniz, ibn omer, allah onu affetti diyor.

ibn omer'in bu sozunden kasit nedir biliyor musunuz?

kuran. ali imran suresinin 155'ci ayeti uhud savasiyla ilgili indirilmistir:

"iki ordunun karşılaştığı gün sizden bozguna uğrayanlar var ya, sırf yaptıkları bazı şeyler yüzünden şeytan onların ayaklarını kaydırmıştı. şüphe yok ki allah onları affetmiştir, allah çok bağışlayıcıdır, pek halîmdir."

simdi allah onu affetmisken hesap sormak bize mi duser?

kisaca boyle arkadaslar yani meselenin ozu.

yani hz. osman en ustun ucuncu sahabi ve ucuncu halifedir.
 
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
başlığı açan (ve entry'sınde) iyi sallamış.

söz konusu üstün yalvara yalvara ölmüş ,müslüman mezarlığına kabul edilmemiş hatta ortadoğu'da bile kabul edilmemiş ,şu an mezarı afganistan'da olduğu söyleniyor..
12 yaşında ki bir kız çocuğuna işkence yapmaktan suçludur gerisini düşünün.

hazret falanda değildir.
cahil ile cahil olmamayım cevap vermeye değmez.
devamını gör...
islam tarihinde ilk sarayı inşaa ettiren sultan. ümeyye oğullarının prensi.
devamını gör...
hakkinda bazi yanlislari duzeltip ilginc de bir bilgi verecegim halife ve sahabi.

1. osman'in mezari afganisfan'da degildr arkadaslar. arabistan'a yolunuz duserse bircok buyuk sahabinin gomulmus oldugu baki mezarligindadir. bu mezarlik da medine'dedir. kendisi ilk sehid edildiginde mezarinin baki mezarligina alinmadigi dogrudur. baki mezarliginin disina, duvarinin otesine gommusler sanirsam. hatta ilk isyancilar gomulmesine izin vermemisler de sonradan oraya gomulmus. sonra sanirsam muaviye, kendi devrinde mezarini baki mezarliginin icine getirmis.

2. ilk saray onun devrinde yapildi diye biliyorum ben de. fakat yaptiran kendisi degil, muaviye'ydi.

anlayacaginiz osman, bugun baki mezarliginda defnedilmistir.

arkadaslari ebu bekir ile omer, peygamber ile birlikte gomuludur yine medine'de.

ali ise necef'tedir. hasan ise, annesi fatima gibi yine baki mezarliginda gomuludur.

kisaca,
1. ebu bekir peygamber'le gomulu,
2. omer peygamber'le gomulu,
3. osman baki mezarliginda gomulu,
4. ali necef'te gomulu,
5. hasan baki mezarliginda gomulu.

ılk 5 halifenin 4'nun mezari medine'de olup 1'i ise necef, yani irak'tadir.

gel gelelim osman ile ilgili ilginc meseleye,

altta bir resim goruyorsunuz. bu resim, medine'de bulunan bir kaya yaziti.

yazitin ilginc ozelligi ise, 656'ya ait olmasi. evet, ilgili kaya yaziti osman'in sehid edildigi seneye ait bir kaya yazitidir.

ki bu kaya yaziti islam'in en onemli bulgularindan biridir, cunku islam tarihinin yazimi oncesi osman'in sonuna dair bilgiler icermektedir. hem de o donemin cagdasi tarafindan yazildigi icin ilginctir.

yazitta sunlar yaziyor:

"1. ben kays'im
2. katibi ebu
3. kutayr'in. tanrinin laneti
4. (bunlara) olsun ki
5. osman bin affan'i kim öldürdüyse onlara
6. ve bu cinayete acimasizca
7. yol acanlara."

bu yazit su ana kadar islam tarihinde kesfedilmis siyasi bir boyuta sahip en eski yazit niteligi tasir.

metnin yazari osman'in suikasti karsisinda sasirmis olmalidir ki boyle bir yazit yazmistir.

bu yazittan cikardigimiz sonuc,

1. osman'in 1 degil birkac kisi tarafindan öldürüldügü,
2. eceliyle olmeyip de öldürüldügü,
3. acimasizca bir cinayete kurban gittigi.

ki bu tum anlati, osman'in suikastinden 100+ sene sonra yazilmis rivayetleri dogrular bir nitelik tasir.

frederic imbert bu yazitin muhtemelen 656, cemel savasinin gerceklestigi doneme ait oldugunu soyler.

edit: osman'a, emirul muminin, melik osman, halife osman vs denmedigine, direkt ismiyle anildigina dikkat edin.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
hz. osman(uthman), raşidin halifeliği'nin üçünü halifesidir ve aynı zamanda muaviye'nin kuzenidir. osman döneminde kur'an mushafları çoğaltılarak küfe gibi önemli yerlere gönderilmiş ve arap-islam devleti'nin ilk donanması kurularak bizans imparatorluğu'na karşı zafer kazanılmıştır fakat 656 belencer savaşı'nda hazar imparatorluğu'na yenilmiştir. osman dönemi, müslümanlar arası ilk yozlaşmanın başladığı bir dönemdir çünkü halife osman, kuzeni muaviye'yi devlet dairelerine sokmuştur.
osman, yaptığı yolsuzluklar yüzünden yönetimine isyan eden ebu zer el-gıfari'yi uzak yerlere sürgüne gönderme gibi haksızlıkları olduğu için bizzat aralarında ebu bekir'in oğlunun da olduğu muhalif müslümanlarca sakalları yolunarak ve tekme tokat dövülerek öldürülmüştür, osman'ın ölüsü ise yahudimezarlığına atılmıştır. dakika bir gol bir. şuna bak; bu saçmalıklar, çoktanrılı yunan mitolojisinde yok. işte, anlatılmayan gerçekler..
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel hz. osman'ın arapça kaligırafisi
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
agzindan kopukler akan 1 yazarin(?) hortlattigi baslik. verdigin bilgiler yine yanlis. bide uthman ne ya. adam osman'in ingilzce adina bakmis, uthman yazmis ehjwsgwjw waooww islam ifsaa... uthmann mi.

1. osman, muaviye'yi devlet dairelerime getirmemistir!! :d omer getirmistir lan omer omer. yezid bin ebu sufyan, amvas vebasindan vefat edince sam valiligine muaviye'yi, omer getirmistir!!! ve muaviye gayet iyi 1 valiydi. olmasaydi ali ile savasinda samlilar ne pahasina olursa olsun yaninda durmazdi. adam demek ki iyi yonetmis. osman'i cokturen valiler arasinda degildir muaviye.

2. osman, ebu zer'i surgun etmemistir :d ebu zer'e, 1cok olay patlak verince kendisiyle ilgili, istersen medine disina cikabilirsin demis, ebu zer de kendisi osman'in bu sozunu 1 istek olarak anlayip rebeze'ye gitmistir. yani osman'in rebeze'ye git diye ebu zer'i surgun ettigi rivayetler sanirsam sahih degildir.

anlayacaginiz uzere arkadas yine ateistforum haberlerini tarih diye yutturma pesinde.
devamını gör...
#3206789

bilmeyenlerin hakkinda atip tuttugu halife.

gercekten nasil boyle rahat iftira atilabiliyor akil almiyor.

lan ebu lulue'nin kizini osman degil, ubeydullah bin omer öldürmüstür.

osman'dan habersiz.

nerde geciyor osman'in, ebu lulue'nin kizini öldürttügü.

yalandan 60 yas rpsi yapip kelimeleri cumleleri ic ice gecirince tarih degistirilmis olmuyor.

bilmedigi konularda insanlar nasil baskasina iftira atabiliyor akil almaz.
devamını gör...
"olacaksan osman olma ali ol" sözünde atıfta bulunulan islam halifesidir.
devamını gör...
kız öldürülmedi işkence gördü , olmadık eziyet yapıldı ,babasının mirasından bir şey alamadı ..
osman hayırlı olsa , müslümanlar tarafından reddedilmez yahudi mezarlığına gömülmezdi ayrıca orada bile bırakılmadı 2 yer gezdi ,son durak afganistan,ne alaka.


azeri milletini de sevmem belirtmiştim, naz mila ayrıdır ..
ne iftirası yazmak istemem ,aç oku osman bin affan nasıl öldürüldü ,utan. kuran'ın tahrif edilmesi de çabadır ,şahit müslümanların annesi ayşe'dir.
eğer ayşe ali'yi yense idi ,gerçi müesses düzeni yıkmak zordur ama islam bilhassa sünni mezhebi bu halde olmazdı ,kadın hakları daha önde olurdu ,pek çok hurafe yaratılmaz ,hadis denilen saçmalık din yerine kabul edilmez, bugünkü pedofili sapkınlığı sürmezdi

halk niye emevilere koştu kimse laf kondurmuyor ,kabe niye yakıldı ,herkes niye mekke' yönetiminden nefret ediyordu ,medine niye dışlanmıştı, bu kadar mezhep niye çıktı ,şia sünni ayrışığı aynı protestan- katolik ayrılığı bibi kan davasına dönüştü,islam olmayanrın ve hatta dönmelerin mallarına çökülüyordu (ebülüle müslümn'di)
bunların hepsi elçi muhammed öldükten 30- 40 sene içinde oldu dünyada örneği yok 4 halife devrinin, kalkmış cahil sallıyor...
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"hz. osman" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim