ilker canikligil

başarılı bi showrunner ve moderatör. alakam olmayan felsefe videolarını bile izliyorum sayesinde.

bazı konulara ne çok ciddi ne de laubalice yaklaşımı tercih etmeyip ortaya karışık bir vaziyetle youtube dünyasıada kendince farklı bir renk katabilen değişik bir isim. flu tv yavaş yavaş bir izleyici kitlesi oluşturuyor. ancak canikligil ne vakit pes eder, onu bilemiyorum. uzun zaman gitmeyip projeyi başkasına devredebilir de.

sosyal medya denen lağımı fazla ciddiye alan bilgili herif.

tam bir havuzlu sitede oturan tombul basketbol oynayan çocuk tipi var ama büyümüş hali

iyi niyetli insan.

arkadaşlar özünde iyi insan. fakat çok özünde olduğu için göremiyoruz. şaka bir yana kendisini seviyorum.

adamın yaşı babamızdan büyük haliyle derim bir kuşak fakımız o yüzden kınamıyorum kendisini. fakat bir insan da bu kadar neyi meden yapamayacağını anlatma meraklısı olmaz ya. tam bir enişte tipi. doblosu eksik. optimizme karşı rasyonelizme sığınmalı herkes ama canıklıgil ve doblosu hep pesimizm..

ne olursa olsun film akademi gibi bir şeyr zaman yatırıöı yapmış sonuç almış vs türkiyeye göre yine baya optimize bir insan. :) yeni nesil entelektüel olma ihtimali de yüksek. ilber ortaylı celal şengör murat bardakçı yerine 20 yıl sonra yalın alpay ilker canıklıgil falan izliyor olacak herkes tabii bence. bana kalırsa yalın alpay şimdiden izlenir bu arada. :)

iyi insan, iyi yönetmen, ama sadece ürün sattırma güdüsüne sahip bir reklam yönetmeni. reklam yönetmenlerinin ben reklam yönetmeniyim diye belirtmesi gerekiyor. çünkü kimse siz ben yönetmeni dediğinizde sizin reklam yönetmeni olduğunuzu düşünmez. film yönetiyordur diye düşünür insanlar. ilker canikligil'e tavsiyem de yorgos lantimos çok kötü filmler yapıyor gibi yorumlardan kaçınması. insanın haddini bilmesi gerekiyor. ne işin var kardeşim. çek vernel reklamını, al paranı geç.

iyi isler ortaya koyan adam. iyi ve de yararli isler uretiyor.

gerçekten gıcık bir karakteri var. özellikle ekşi sözlükte seveni pek yoktur. zaten "olmaz öyle gastronomi" programınıda kendini "ben kimsenin sevmediği ilker canikligil" diye açar.

bende ilk başlarda çok fazla gıcık oluyordum kendisine. ama izleye izleye alıştım sanırım.

youtube kanalinda sadece `emrah safa gürkan` icin `olmaz öyle saçma tarih` izledigim programinda bile, populism pesinde kosmus ve salginda bile yanlis bilgiler veren `oytun erbaş` denen virus ve hastalik manipulatorunu savunmaya calismis reklamci. ilker, tip doktoru da tarihci de degil ve programin o bolumunde, `turk geni` uzerinde yapilan spekulasyonlar uzerinde hakli cikma zavalligini gosterdi. tabi bunu da uzerinden para kazandigi enfeksiyon uzmani olmayan birini savunmak icin yapti. para icin bu kadar insan rezil olmaya gerek var miydi? hakim olmadigi bir alanda gerceklesen konusmalarda, normalden fazla dusunmesi gerekirken, youtube kanalinin gelirini dusunmesi de acizlik. universitede ders veren ve bildigim kadariyla doktorasi olan birinin, bilgiye ulasip ve onu derlemede sikinti cekmemesi gerekir.

nuri bilge ceylan kompleksi rahatsızlığına yakalanmış, azımsanamayacak bir kitle tarafından yönetmen olduğu iddia edilen bir zat.
fırsat buldukça, nuri bilge ceylan'a sallamayı kendine şiar edinmiştir. söyledikleriyle eleştiriden çok, itibarsızlaştırma maksadı gütmektedir.
sinema ona göre; insanların eğlence için kullandığı bir araçtır. söylediği her şey genel geçermiş gibi bir otör edasıyla konuşur. karşıt görüşe falan da saygısı yoktur. her şeyin en iyisini bilir o.

peki, nuri bilge ceylan cannes'da ödül koleksiyonu yaparken kendisi ne yapmıştır?

kendisinin uzun metrajı yoktur. rezil kısa metraj filmleri vardır. birkaçını izledim, eğer bahsettiği eğlence buysa; eğlenceden ırak, hikaye örgüsünden kopuk bir yapısı vardı. koca nuri bilge ceylan külliyatı saatlerce izlenir ama onun 10 dakikalık kısa filmi izlenmez, izlenilmeye tahammül edilmez. masaya konulup eleştirilecek bir yanı da yok.

velhasıl kelam; nuri bilge ceylan da herkes gibi eleştirilebilir, beğenilmeyebilir bunda hem fikiriz. ama bunu yönetmen olduğunu iddia eden sözde meslektaşı yaparsa orada dur deriz. çek daha iyisini de izleyelim deriz. cannes kapısından içeri gir de, şöyle bir smokinli seni de görelim deriz.

zamanında potansiyel bir tacizci olan kevin spacey'nin askeri olduğunu tweetlediği için sinema hakkındaki görüşlerini dinlemediğim şahıs. evet suçu ispatlanana kadar herkes masumdur ama haldur huldur desteklemeye de gerek yoktu sanki.

flu tv oluşumunu başlatan abi, severek izliyoruz efenim. çok güzel içerikler mevcut

kamera önünde ve arkasında moderatörlük yaparken ki rahatlığı ile topluluk karşısında konuşurkenki rahatlığı arasından çok ciddi bir uçurum olan bey. bildiğin çekingen, sesi titriyor neredeyse, canım benim.
yönetmen olarak yaptığı işleri bilmiyorum, sallamaya lüzum yok ama youtube kanalında çok güzel işler çıkarıyor. severek izliyorum. öpt kib bye.

her zaman böyle başlıkları yazmayı tehlikeli buluyorum çünkü insan denen mahlukat her zaman ahval ve şeraite göre geçmişi ve kişileri yorumlamaktadır. ilker hoca'nın insanları parlatma becerisi olduğunu düşünüyorum. pek çok birlikte iş yaptığı insan çok gündeme geldi ya da zaten geliyorken daha da sık karşıma çıkar oldu. çok farklı konuları formatına yedirmesini de ayrıca çok isabetli buluyorum çünkü biraz 101 seviyesinde de olsa farklı ufuklar açabilir kişilerde. insanların neden bu kadar fazla sevdiğini ya da yerden yere vurmaya paragraf paragraf övmeye/yermeye çalıştıklarını da anlamıyorum. bunu söylediğimde de e eleştirmeyelim mi oluyor. eleştiren arkadaşlara tavsiye eleştirmeyi öğrenin önce. öven arkadaşlara tavsiye ise neden bu kadar yüceltme ihtiyacı istediğinizi sorgulayın derim. son olarak ben niye bu kadar uzun yazıp aslında başlık hakkında pek bilgi vermedim diye soruyorum kendime. cevabımı da kendime verdim.

nuri bilge ceylan sevenler tarafından topa tutulan kişidir. nuri bilge'nin nasıl bir ödül meraklısı olduğunu, sistemi çözüp, boşlukları değerlendirip nasıl elitist kesimin taptığı bir ödül fabrikasına dönüştüğünü cem yılmaz, erşan kuneri dizisindeki kooperatif kemal bölümünde harika şekilde alaya alıyor. aslında yaptığı şey alaya almak değil, argoda karşılığı var ama kullanmayalım. bunu cem yılmaz yapınca alaya almak olurken, mesleği yönetmenlik olan canikligil yapınca kıskançlık oluyor. söylediği şeyler gerçekler, bunu söyleyen bir yönetmen olunca kıskanç oluyor.

ilker canikligil bir yönetmeni sevmiyorsa, bunun altını sürekli, bir şekilde doldurur. yani sizin kıskançlık zannettiğiniz şey kıskançlık değil doğruları söylemek. aynı şekilde andrei tarkovski ile ilgili yaptığı eleştiriler de gayet makul, gayet güzel eleştirilerdir. yine aynı şekilde christopher nolan'ın, nuri bilge ceylan gibi, kendi değerlendireceği bir sistem bulup(duygu pornosu) buradan yürüdüğünü anlatır. hayranı olduğum inception ve interstellar örnekleri çok bariz. iki filmin de hayranı olarak, bariz aile figürleri üzerinden oluşturulan duygu pornosunu görmemek imkansız. ayrıca kıskanç ilker'in inception ile ilgili, filmin son bölümüne yaptığı yoruma(filmin son 20-30 dakikalık bölümünün çok kötü, gereksiz aksiyon filmine dönüşmesi) katılmayan kişi düpedüz yalan söylüyordur.

nbc konusunda da, erşan kuneri bölümü kooperatif kemal'den gelsin, seyredenler anlayacaklar:

"ödül gelir mi öğretmenim eehe ehe eheeee"



gelelim asıl olaya, flu tv projesine. kanalın bütün gelişim sürecine hakim, bütün sürece şahit olmuş bir insan olarak ne kadar profesyonel, işini saygıyla yapan, işini önemseyen ve ortaya çıkardığı projesini parlatan birisi olduğu çok bariz. youtube dünyasında türkçe baktığım 2 bilemedin 3 kanal vardır. açarım, sevmediğim ya da ilgimi çekmeyen bölümü yarıda bırakır çıkarım. ses görüntü konusunda mükemmelliyetçi tavrı, aşağıdaki örneklerimden de zaten bellidir. program oluşturup, o program etrafında programın konuşmacısı üzerinden sürekli daha iyiye ulaşmaya, sürekli daha kafa açıcı sorular sormaya çabalar. sorduğu birçok soru anlatıcıyı goygoya kayan anlarda ciddiyete yönlendirir ve böylece seyirci konu özelinden kopmadan seyretmeye devam eder.(böyle buyurdu kültür, aydaki adam, olmaz öyle saçma ekonomi, olmaz öyle saçma felsefe vs.)

yukarıda da bahsedeceğimi söylediğim diğer bir konu, yanından ayrılan herhangi bir kişinin solo takıldığı hiçbir videosunu seyretmiyorum. ilker canikligil çok başarılı bir coach aslında. onun yanında çok kaliteli görünen birçok kişi yanından ayrıldıklarında ya da ayrılmayıp kendi özel kanallarında video yayınladıklarında arada çok bariz kalite farkı oluyor. "ben neymişim be abi?" dedikten sonra ilker ile yolunu ayıran istisnasız herkes sudan çıkmış balığa dönüyor. seyirci kitleleri de bunu o özel kanallarında bu kişilerin yüzüne ince ince vuruyorlar.) yani maharet anlatıcılarda olsa çok daha önce bir şekilde popüler olurlardı. ancak ne hikmetse en üst seviye popülerliklerine flu tv bünyesindeyken ulaşıp, ayrılınca "ben zaten popülerim" diyorlar. hayır sen popüler değildin, flu tv'de oldun ve ekmeğini yiyorsun.

güldüren ayrıntı ise, bir kere ünlü olduğunun farkına varan ve kanaldan ayrılan kişilerin o şaşalı dönemi geride bırakmaları. en bariz iki örnek emrah safa gürkan ve yalın alpay. bu iki kişi flu tv'den ayrıldıklarından beri çok nadir, videolarına bakıyorum ve benim gibi çok fazla kişi olduğuna adım gibi eminim. videolarında kameranın pozisyonu, kamera arkasındaki yönlendiren kişinin saçma sapan soruları, ses kalitesizliği vs. vs.

kendi cebinden sıfırdan bir kanal kurup daha yeni yeni, biraz da olsa karşılığını alıyor ki henüz hak ettiği maddi karşılığın en fazla yüzde 10'unu aldığına adım gibi eminim. çünkü o kalitenin karşılığını kısa sürede alması çok zor.

sevmeyeni var demiştim. bakın, varmış.

başıma bir iş gelmeyecekse ben çok seviyorum kendisini. didaktik olması veya "auteur" gibi konuşması da beni rahatsız etmiyor. bu çağ ile alakalı hemen her fikrine katılmakla beraber, hayat görüşü olan aynı zamanda omurgası da olan insanların kesin ve net konuştuğunu düşünüyorum.

kendisinin güzel konuklar aldığı, güzel sorular sorduğu konsept video serileri var. benim en çok ilgilendiğim olmaz öyle saçma felsefe video dizisi olmuştu.

ben ne sağcıyım ne solcuyum der ortadan yürür ekmeğini yer.

sütaş kubrick.

sanırım 2007 filan, flu'dan çok önce blogger zamanlarından tanırım kendisini. tanırım dediğim şahsen değil tabi, yazdıkları vesilesi ile. sinemaya yeni başlamış gönül vermiş, güzel bakan, güzel gören ama güzel gösterenin ne olduğunu anlamaya gayret eden her genç gibi ekipmanları tanımak, anlamak noktasında kankası kadir köymen ile birlikte yazdıklarını didik didik ederek, çıktı filan alarak okuduğumuz insandır kendisi. kadir sonra mühendislik yeteneklerinin de katkısı ile edelkrone markası ile hollywood'a ekipman satarken, ilker abi youtuber oldu*. kadere bak, kimler kimlerle beraber.

ha blogu ilkercanikligil.com adresinde hala faal, sinema, fotoğraf ekipmanları ile ilgili olanlar varsa eski yazıları hala duruyor orada.

1972 doğumlu türk film ve reklam yönetmeni, fotoğrafçı, blog yazarı ve youtuber olarak tanınır.
flu tv'nin kurucu ismidir.
marmara üniversitesi'nde eğitim almış, kısa filmler çekmiş ve çeviriler yapmıştır.
mükemmeliyetçi ve dakik adam imajı çizer. *