insanı en sakin anında bile sinir eden şeyler

erkekler

suyosunu
suyosunu
suyosu*
*

hele bakınız: suyosunu sinirlendiriyor beni.
deniz ayakkabısız girmem denize mesela.
hiç suyosunu olmamalı girdiğim denizde.

bu saatte neden böyle şeyler yazıyorum.
hiç uyaranım da yok, yapma etme diyenim yok şu an beni durdurabilecek kimse yok çoğözür dilerim gidiyorum.

(bkz: abla geç oldu yat istersen)*

kendi adıma, bazı siyasi ve dini figürlerin sinir katsayımı etkilediğini farkettiğimden beri tv ve boyalı basın diyetindeyim.
sanırım biraz da şanslılar arasındayım. minimal sinir, maksimal doğa, deniz, müzik, kitap ve gezi.. ve evet rakı..

bazı kişiler geçmişten seçmeceler

sokakta tüküren insan dışı varlıklar.
bunları gördüğümde midemdeki her şey oynuyor
kürekle dalacağım bir gün birine az kaldı

ruh hastasi olmasi

1 izlediğin kanalın, evin diğer üyeleri tarafından değiştirilmesi,

2 izinsiz odana girilmesi ve eşyalarının giyilmesi/ kurcalanması/ yerlerinin değiştirilmesi/ sana ait özel şeylerin okunması. ( türk anneleri bu konularda bir master'dır.)

3 kendine aldığın herhangi bir şeyin sana sorulmadan yenmesi/ tüketilmesi

4 tatil günlerinde verilen görevlendirmeler/ atılan mailler ve işe çağırılma

5 yapılan bir programın son dakika bozulması

6 yazılan bir mesaja saatlerce cevap verilmemesi

7 aramaların açılmaması

8 seninle kıskançlıktan uğraşan kompleksli tipler

saat 00:00'dan sonra zamanın hızlanarak saatlerin dakika gibi geçtiğine tanık olmak.

01:45 ne lan? oldu olacak 5 ol.

edit: şu an saate tekrar baktım ve saat 02.42 olmuş. yok artık! oldu olacak 5 ol.

(bkz: beşiktaş)

egzozunu bağırta bağırta motoruyla sokaktan geçen döl israfı kekolar. özellikle evden çalışıyorsanız ve teams toplantınıza denk geldiyse.

konuşan kişinin seni sık sık dürterek konuşması. bak yine sinirlendim .

her şey maalesef allahim hayat çok zor

nezaketi aptal yerine koyması.
yumruğumu sıkar kovarım seni buradan pislik demeden pislik derim sana nezaketle şerefsiz!

bir iki ay önce gelseniz epey sinirlenecek şey sayardım.
şu an sinirlerimi aldırmış gibi geziyorum.
bu planlı da olmadı ama nasıl oldu bilmiyorum.
yine arada bazen sinirleniyorum ama sürmüyor.

sanırım işin sırrı dışarı vurmak. içimde kalacağına dışarıdakine dert olsun.
bana ne.

ısrar
herhangi bir konuda ısrar beni delirtiyor. içmek istemediğim, yemek istemediğim, gitmek istemediğim, yapmak istemediğim bir şeyin üçüncü kez tekrarlanması öfke patlamasına dönüyor bende.
hayır ya hayırsa hayır işte.
ısrar etmeyin, net…

ağız şapırtısı sesi. bi de mizofonin varsa geçmiş olsun yavrum.

sigaranın içinden odun çıkması

yavaş yürüyenler. her türlü yürüme dahildir.

çok sıkılıyorum beklerken.

tekrara düşen, dinlemeyen, olayları uzatan, takılı kalan insan beni sinirlendirir.

bir de:
benim mekanımda, anam babam dahi yapsa,
ben davet etmeden birini buyur etmeleri beni çileden çıkarır.

yahu? ben koruyorum mesafemi neden başıma sardırıyorsunuz??? yapmayın. yapma dedim ve bir daha yapılmayacaktır insallah yani.
sen gidince ben uğraşıyorum sonra çünkü. insan sevmiyor değilim ama olmuyor dostlarım olmuyor birçok insan çokunu çıkarıyor ben güler yüzlü bir ketum oldum bunu nasıl başardım onu ben de bilmiyorum.

insan istenmediğini, rahatsız ettiğini bilebilmeli ya.
bilmiyorlar dostlarım ya da safa yatıyorlar ben de bunu bilemiyorum. hayır elbette güler yüzlü davranacağım muhabbet esnasında.

nasıl insanlarla karşılaştınız ki? muhabbet ederken küfür mü ettiler yüzünüze yüzünüze de hep böyle müptela gibi her saniye iki güldük diye sürekli geliyorsunuz. olmaz kardeşim olmaz arkadaşım git burdan kaçarım çok ciddiyim.
içimi çok feci döktüm kusuruma bakmayın valla neyse gittim.