istanbul sözleşmesi olayının çok abartılması

milletvekilinin evinde kadın öldürülüyor be herif. hangi devletine güvenin tam ?

istanbul sözleşmesi son 2 yıldır çok medyatik oldu. 2011 yılında imzalanmış. 2011 yılından beri neyi önlemiş,kimi ne kadar cezalandırmış,kimi korumuş o kadar çok merak ediyorum ki. bu ülkede adalet yok.paramparça. toz duman. o yüzden ne sözleşme kurtarıyor ne antlaşma. kadınlar hala sesini duyuramıyor. defalarca darp raporu, uzaklaştırma alsa da o kişi cezasını çekmediği için yine korkuyor,yine öldürülüyor. ceza almaması da erkeklere çok fazla daha özgüven veriyor olmalı ki bu şiddet giderek artıyor.

kadınlar ne çiçeğinizdir ne de baş tacınızdır. kadınlar bireydir istanbul sözleşmesi de güvencemizdir. o da gidince gündüz vakti sokağa çıkmaya korkar hale geldik. empati kuramayan bıyıklılar lütfen bu konu hakkında yorum yapmasın.

sözleşme, kadınlara fiziksel şiddet uygulayanlara çözüm getirdiği gibi “kadınlar prensestir, emanettir” vb. yargılarla kadına sosyal ve iş alanın da hak tanımamayı meşru gören kişiler için de darbe niteliğindedir. #istanbulsözleşmesiyaşatır

zaten bundan önce de öldürülüyorduk bizde sıramızı bekliyoruz. ben daha adaletin tecelli ettiğini duymadım sözleşmeler zaten korumuyordu bu yüzden bazı duruşmalar mahşere kaldı. üzgünüm caağnım kadınlar dünya bize göre bir yer değil. bu mel'un yerde sizi sizden başkasi da koruyamaz güçlü kalın gözlerinizden öperim.

haklı bulmadığım düşüncedir. bunu iptal etmeden önce "bakın biz daha iyisini yaptık. bunun da maddeleri şunlardır" şeklinde bir açıklama yapılması gerekiyordu. son zamanlarda her gun 3 4 kadın cinayeti haberi alırken yapılacak bir iş değildi bu. ülkenin derdi bitti olumsuz herseyi kaldırdılar da bir bu mu kaldı. düşünce tamamen şu "aa buradaki bir madde escinselleri de kapsiyor galiba. o zaman bu sözlesme bizim ahlak anlayışımızı bozmaya çalışıyor" dezavantajlı bir azınlığın şiddet görmesini engellemek nasıl insanları rahatsız edebilir ben de bunu anlamıyorum.

ilk olarak 'bayan' değil 'kadın'
ikinci olarak ise birini öldürüp (yada diğer şeyler) elini kolunu sallayarak gezen insanlarla dolu bu ülke. pardon da ne yapmamızı bekliyorsunuz? kadınların öldürülmesine göz yummamızı falan mı? bizi bu duruma sokan sizlersiniz. sizler ve cahil zihniyetiniz. sizler ve kadına 'erkeğe sunulan bir obje' muamelesi yapmanız. üçüncü olarak ise abartıldığını düşünmüyorum. aksine, bence o kadar ilgi duyulmuyor. sözleşmeye karşı gelen cahillerin ise tek derdi bir yerlerinin tutuşması. kadın hakkını arayacak diye ödleri kopuyor. buna karşı gelen 'kadınlara' ise değinmiyorum bile. ama bu dünyanın bir de öbür tarafı var derim. siz biz kadınları ne zaman bastırmaya, susturmaya, önümüze geçmeye çalışırsanız biz daha çok güçleneceğiz. düşersek daha güçlü bir şekilde kalkmasını bileceğiz. erkek çocuklarınızı iyi yetiştirin ki kız çocuklarınıza "hava kararmadan evde ol." demeye ihtiyacınız olmasın.

abartı mı? arkadaşlar inanılmaz yanlış yerdesiniz.bu tavır çok çirkin duruyor farkındayım ama bütün platformlarda aynı yer tartisilinca insanin sabri taşıyor.
neden abartı değil açıklayayım?
rahatsızlık duyulduğu iddia edilen maddelerden biri istanbul sözleşmesinde yer alan eşcinsel birlikteliklerden kaynaklı mağduriyetlerin de devlet tarafından giderilmesi,eşcinsel birlikteliklerde de devletin koruyucu görev üstlenmesi.
şimdi açık ve samimi düşün.hukumet bu maddenin benzeri bir maddeyi kanunlastirip istanbul sözleşmesi ihtiyacini giderir mi?
hayır.bin kere hayır.
o zaman eşcinsel ciftler devlet desteğini kaybetti mi? kaybetti.
bu ülkeyi düşünce ve özgürlük olarak geriye taşır mı? evet.
bu mu abartı?

diğer rahatsız olunan madde 'kadin beyani' esas alınarak oluşturulan evden uzaklaştırmanin aile de babayı çocuktan uzaklaştırdığı ve aile içi şiddet de arabuluculuk yapılmamasının aileyi parçalaması iddiası .
hükümet aile içi şiddetten maalesef rahatsız değil.gelenek görenek muhabbetiyle dovuyorsa da korumak için dövüyor mantığıyla bu grupların uzlaşmasi gerektiğini savunuyor.
kadın beyanı esastirdan da rahatsız.bu madde olmasına rağmen hala eski eşi uzaklaştırılmadigi için öldürülen kadınlar var.bu zaten açıklanamaz bir durum.
hadi birinci eşcinsellik de ikinci de neyden rahatsız oldu?
sence bu maddeden rahatsız olan hükümet yerine daha iyi madde getirir mi?
hayır.yuz bin kere hayır.

nasıl abartı arkadaşlar? nasıl ya?

koskoca sözleşmenin gece yarisi kararnameyle değiştirilmesini nasıl normal karşılıyorsunuz?

hükümet resmen
uluslarasarasi platformlardan çekilerek ülke iç siyasetini tekellestiriyor.bunu da iç siyasette ozgurlesiyoruz goygoyuyla yapiyor.yazik.
hukumet gizli bir anlaşma yapmış gibi iç işlerinde serbest olayım dış işlerde geri çekilir siz ne derseniz yaparım modunda yürütüyor ülkeyi?
daha katı,daha geleneksel ve maalesef yapayalnız bir ülkeye donusuyoruz.
bir gecede,tek imzayla.

kadın cinayetlerinin iyice arttığı bir dönemde taraf olduğumuz böyle bir sözleşmeden ayrılmak tabii ki sorgulanması ve konuşulması gereken bir durum. bunun abartmakla bir alakası yok. ayrıca usulüne göre onaylanmış uluslararası bir sözleşmeden cbk ile ayrılmak hukuken doğru bir şey değil. az bile abartılıyor bence. umarım daha iyisini yerine getirecekleri için ayrılmışlardır sözleşmeden.

ülkeye bolca psikolog gerekli diye düşünüyorum. anca paklar bu tipleri. adım başı terapi merkezi yapılsın avm yerine.

sizin o "bayan" dediğiniz "kadın" bir çiçek değil öncelikle "insandır". ayrıca o sözleşmeyi okumadığınız apaçık ortada kaldıki siz televizyon açıp haber de izlemiyorsundur, izleseydiniz siz de tonlarca kadın ölümlerine ve şiddetlerine hatta ve hatta bunun için eylem yapan kadınların canice geri püskürtülmesini de görürdünüz diye düşünüyorum.

modern ve laik bir vatandaş olduğunu iddia eden trolün acemice saçmalamaları.
amacı gündemi meşgul etmekse boşa yormasın kendisini, şiddete maruz kalan her kadın haberi ile bu gündem daha da büyüyecek zaten.

bayanlar çiçektir beyanından sonrasını okumaya gerek görmedim.trol olduğunu sanmıştım görünce,keşke öyle olsaymış

keşke insanlar neden istanbul sözleşmesi ortaya çıktı diye gidip araştırsalar. o zaman tartışmak daha yararlı olur. bi de sözleşmenin sadece kadınları savunduğu düşüncesi var. sözleşme mağdur olan her kişiye yöneliktir.

zaten abartılması gerekiyor olan bir konu.sözleşmenin çıkış amacının da zaten bu devletin kendi kadın bireylerini koruyamamasından dolayı çıkan ve ne utanılası ki diğer devletler tarafından imzalanarak kabul ettirilmeye çalışılmış olmasıdır.ne yazık ki zaten bunu beceremeyip daha da kaldırılırak taciz kültürüne misafirperverlik yapıyor olması.(bkz: zaten bu kadar dil dökmemin bir anlamı olmayan başlık)

kendisini modern ve laik şeklinde kendince aydınlık biri olarak gören kişinin hukuka aykırı işleme karşı gelinmesini ve eleştirilmesini dahi abartı bulması...
gerçi metin orta çağdan yazılmış, seçme - seçilme tartışılıyor. sen buna mı takıldın derseniz anlarım.

bu basligi acan kisinin kotu zihniyetini daha fazla abartmamiz gerekiyo arkadaslar evet

akıllara durgunluk veren başlık.

ne demek çok abartılıyor, aklımızla alay mı ediyorsunuz. kadın hakları alanında bir kazanıma böyle bakabilmek ne demokrasiyle bağdaşır ne insan haklarıyla.

bir ülkede kadının 23 şikayeti umursanmamış ve arkasından öldürülmüş haberlerini duyuyorsak en iyi ihtimalle 3 günde bir ve hala bu durumun abartıldığı söyleniyorsa ; o ülkedeki ahlak korkunç dereceden yozlaşmış, kötürüm kalmıştır.
sokağa çıkarken şiddete ya da tacize uğramayacağınızın ola ki uğrarsanız da gereğinin yapılacağının güvencesini veremiyorsa bir devlet plastik su bidonundan farksızdır.