221.
#1378745 30 yıllık ömrümde ilk adımı atan bir kadın görmedim. hayattır , neler göstereceği bilinmez ama ben göremedim. genelde bir erkek sorusu olarak mimliyorum bu soruyu. göreceli emsal kararımdır, tartışma gibi bir gaflete düşülmesin.
devamını gör...
222.
neden kadın olduğumuzu anlayınca msj atıp tanışmaya çalışıyorsunuz? bırakında rahatça birşeyler paylaşalım şurada burası esra erol tanışalım yeri değil kafanız karışmasın.
devamını gör...
223.
içi boş sorulardır.
devamını gör...
224.
#1378745

ilk adımı atan kadın takdir edilir. er kişisinin ilişki yaşamak gibi bir özlemi, arayışı, isteği, ve inceden bir beğenisi varsa ve dediğiniz gibi kadın da adımların ilkini atmışsa erkek onun o ilk küçük adımına kocaman bir adım atar ki, atılan adım sırasıyla değil büyüklüğüyle hatırlansın... yani ileride bir gün aralarında ''ama ilk adımı sen atmıştın.'' gibi bir konu geçmemesi için erkek yine vazifesini yerine getirir, getirmelidir..
ilk adımı atan kadın talihsizliği diye bir şey olduğuna inanmıyorum. adımı attığınız insanların kimler olduğu önemli.. o nedenle adımlarınızı dikkatli atınız sevgili kadın cinsi.

birine karşı duygu oluşturma ve bağlanma süreci bir kısa gün bile olabilir...
ruh eşleri birbirlerine çok kısa sürede bağlanabilirler. bunun adına enerji mi dersiniz, gerçek bir kardeşlik mi?
ne dersiniz bilemem... bir şekilde birbirlerini tanırlar.
kadınlarda fizik mi mizik mi önemli diye sorulmuş..
cevabı kişisine göre değişir ama bencesine gelirsek,
en önce ruh önemli, tavır önemli... insanları birbirine çeken esas şeyler bunlar olsa gerek.
başkasının son derece sıradan, eh işte diyebileceği bir kadın aşığına çok çok özel görünebilir.
mecnunun leylada ne bulduğunu bir türlü anlamlandıramamışlar mesela.
mecnunun leylanın nesine deli divane olduğunu kimse çözememiş...
çünkü ikisinin arasındaki o ruhsal yakınlık ve arzu yalnızca ikisine mahsusmuş...
devamını gör...
225.
#1378745

çok karmaşık bir şey yok, kendine güvenmeyen erkek ilk adımı atan kadından uzak durur. örneğin kendine duygusal ilişki konusunda güvenmeyen, ne bok yiyeceği belli olmayan bir erkek ilişki konusunda adım atan kadından çekinir. eğer hedef sadece birliktelik yaşamak ise ona bu hissiyatı vererek konuyu aşabilirsiniz.
devamını gör...
226.
neden bir erkek bir kadının peşinden koşar, kadın kabul ettiğinde kaçar. hatta bunu niye 5 yıl boyunca yapar. *
devamını gör...
227.
#1379163
herkes dış görünüşe bakar. kadın erkek ayrımı yoktur bunda. hatta hayvanlarda bile dış görünüşe bakıyoruz. kim hamam böceğini uğur böceğinden çok sevmiş? erkek doğduğuma pişman olduğum olmadı ama "ulan kız olsam acaba nasıl olurdum?" diye düşündüğüm olmadı değil.

#1379165
aşık olduğunu düşündüğü için koşar peşinden o kadar süre boyunca. kadın kabul ettiğinde kaçmasının sebebiyse muhtemelen ilişkinin hayal ettiği gibi olmamasıdır. bunu 5 yıl yapmasının sebebiyse çoğunlukla daha iyi çift olacağını düşündüğü birine denk gelmemesidir
devamını gör...
228.
#1378745 yo pas veriyoruz fakat ilk adımı atan kadın pek görmedim ben. genelde attırıyorlar. yani sizi kendine aşık edip, cilve yapıp, aklınızı alıp sizden teklif gelmesini bekliyorlar. böyle düşününce kendimi bir an av gibi hissettim. yazık lan biz erkeklere.
devamını gör...
229.
neden sevgiliye bu kadar ihtiyaç duyuyorsunuz? neden boş kalamıyorsunuz?
devamını gör...
230.
#1379163 insanoğlu işte. güzele meftun varlıklarız sonuçta. ondandır.
devamını gör...
231.
#1379178 canımız sevgili çekiyor.
devamını gör...
232.
#1379169

1- sinestezik olsaydınız sizce dünyayı nasıl algılardınız?

paslı demir kokardı. yahut üzerine hardal boca edilmiş çiğ sosis tadında da olabilirdi belki…

2- zaman ve mekan kavramları hakkında ne düşünüyorsunuz? gerçekler mi yoksa bir simülasyondan mı ibaretler?

maruz kaldığımız sürece var olduğunu kabullendiğim şeyler bunlar. yahut temas ettiğimiz sürece gerçekler.

3- varlıkla yokluk arasında nasıl bir fark ya da benzerlik var? yani yokluktan bahsedebiliyorsak ona var diyebilir miyiz? varlıktan bahsetmememiz de onun olmadığını mı gösterir?

bir şeyin var olduğunu söyleyebilmek yahut bunu değilleyebilmek için ikisini de biliyor olmak ya da deneyimlemiş olmak gerekir. bir şeyin var olması yahut değillemesi tamamen bizim duyulanımlarımızla ilgili. bizim için var olduğunu savunduğumuz bir şey, başka biri hissetmediği için onu yok kılabilir. ama bu onu var ya da yok yapmaz. zaman ve mekan gibi. bizle birlikte var, bizle birlikte yoklar…

4- bir ideolojiyi özümsemekle direkt savunmak arasındaki fark nedir sizce?

uyandırdığı hissiyat bakımından bir farktan bahsediyorsak; özümseyen bence savunana göre daha akılcı davranmaktadır. zıt bir fikri değiştirmeye uğraşmak yorucu bir iş. bence insana külfetten de başka bir şey değil. ama savunucu olmak da ateşli bir durum. huzur ve dinginlik aramaktan çoook uzak bir yapısı olan insanlara göre…

5- insan karakterini aşabilir mi?

aştığında vardığı nokta da karakteri olacaktır. vardığı noktayı da yarın belki yine aşacaktır. ama bu onu başka bir şey yapmayacaktır, bu onun karakteri olacaktır.

6- bir zaman çizelgesi yaratsaydınız nasıl olurdu?

sevdiğim şairlerden şükrü erbaş’ın çok sevdiğim bir sözü var. diyor ki; “yaşamı düz bir çizgide tutmak, tükenmektir…” beceriksizliğimden ders çıkarıp, bir daha öyle bir şeye kalkışmazdım muhtemelen…

7- siz de bana üzerinde fikir teatisi yapabileceğimiz bir soru sorun.

ölmek son mudur, sonuç mu?
yani, ölmek bitmek midir? öyle ise, yaşamaya da tükenmek diyebilir miyiz?

8- sizce insan olmak deneyimiyle diğer varlıklara karşı empati yapabilmemiz mümkün mü?

yaradılış bakımından bencil varlıklar olduğumuzu gözlemliyor ve buna inanıyorum. etik anlayışı insanlarda oturmadan böyle bir şeyin mümkün olduğunu düşünmüyorum. empati yoktur, vicdan azabı vardır. v.hugo’nun dediği gibi; “vicdan insanın içindeki tanrıdır…”

9- dokunabileceğiniz en yakın mesafedeki renk nedir? ne hissettiriyor ve nasıl bir şeye benzetiyorsunuz?

turkuaz. benzetmek değil de, iyot kokusu alıyorum turkuaz görünce. ege’de berrak ve ıssız bir koyda, rüzgarla burnunuza çalınan o iyot kokusu…

10- insanların avcı toplayıcı kültürünün şu anda da devam ettiğini ve hala avcı toplayıcılık yaptığımızı ama bunun sadece yönteminin değiştiğini düşünüyorum. sizin fikriniz nedir bu konuda?

üretiyoruz, bu çok açık. bazı coğrafyalarda bazı insanların hala mağara kurallarıyla yaşadığını da kabul ediyorum, evet. ama üretiyoruz yani. bu düşünce biraz haksızlık olur gibime geliyor.

11- sizce evren bir makroorganizma ve gezegenler de aslında hücreleri olabilir mi?

bu benim için metafordan öteye gidemeyecek bir düşünce. evren benim algılayamayacağım kadar büyük bir şey. kaldı ki algılayamayacağım daha başka bir şeye eviremem…

12- dünyanın renklerini değiştirecek olsaydınız hangi renklere boyardınız dünyayı?

bence olduğu hali gayet uyumlu. ha, diyeceksiniz ki “olduğu halinden farklı halde bir dünya deneyimlemiş olsaydık o zaman da uyumlu gelecekti size”… evet, doğru… ama ben deneyimlerimden gayet mutluyum. en azından büyük çoğunluğu için…

13- sizce dünyadaki en büyük sihir nedir?

kesinlikle sevgi… yani gerçek değil bir yanılsama ise bile insanı farklı bir insan yapabiliyor. kör edebiliyor, gözünü açabiliyor, cesursanız korkak, korkaksanız cesur edebiliyor. başka bir şeyken çok daha başka bir şey yapabiliyor sizi. çok, çok tuhaf bir şey sevgi… tuhaf ve çok güzel…

14- birçok şeyi çizgisel olarak algılıyoruz. peki sizce bu algı olmasaydı hayatımızda ve olgularımızda neler değişirdi?

benim hayatımda çok bir şey değişmezdi muhtemelen. çünkü çizgisellikten kastettiğiniz şeyi anlayamayacak kadar farkında değilmişim o algının.

15- insanın bir şeyi yaratıp kölesi olması hakkında neler düşünüyorsunuz? acaba farkında olmadan kolaylık olsun diye yaratma düşüncesinin altında yatan ihtiyaç bir şeye bağlı olma ihtiyacı mı?

ben bunun altında iki neden görüyorum. birincisi insan öleceğini bilerek yaşıyor. yani bitecek bu ömür. gündelik koşturmaca içerisinde her ne kadar unutsak da bunu, ki unutmadan yaşayamayız, bilinçaltımız sona doğru yaklaştığımız için kalıcı olmaya zorluyor bizi. ikinci sebep de aitlik. bir şeye bağlanmak değil de bir şeye ait olma ihtiyacı. bu büyük evrende kendimizi yalnız hissediyor ve yalnız kalmaktan çok korkuyoruz. çünkü yalnızlık güçsüzlük gibi geliyor kulağa. öyle hissettiriyor. bize ait olmak isteyecek birine denk gelecek özgüvenimiz olmadığından, birinin ait olmasındansa birine ait olmak daha az sorumluluk getireceğinden, bunu tercih ediyor olabiliriz…

16- sizce insan bağımsızlık yaşayabilir mi? detaylı düşünürsek bağımlı olma alışkanlıklarının bağımsızlık duygusunu asla tadamayacak olmanın farkındalığı olarak yorumlayabilir miyiz?

elbette…
ilk insanların yaratıcı aramalarıyla benzer bir ilişki değil mi zaten bu? “bizden daha güçlüsü muhakkak vardır.. bulalım ve ona sığınalım…” gibi…

17- zamanı somutlaştırabilecek olsaydınız neye dönüştürürdünüz onu?

bir adet tohuma… ağaç, sebze, yahut meyve farketmez… bir adet tohum. bence zaman için güzel bir metafor olabilir. her ne kadar tohum, meyve için başlangıç olsa da, o tohumu veren meyvenin de öncesi vardı. zaman da bizimle başlıyormuş gibi algılıyoruz fakat deneyimlerimiz bizden öncesinin de olduğunu gösteriyor.

18- sonsuzluk sizce nasıl bir şey?

insan beyninin algılayamayacağı bir şey. mesela tüm yeryüzü, denizler, dağlar, her yer komple buğday tanesi olsa, ve bir kuş her sene bir adet buğday tanesi yese. o buğdaylar biter, sonsuzluk bitmez…

19- insanın içgüdülerinin aklını kullanmasını engellemesi hakkında ne düşünüyorsunuz?

böyle bir şey var, evet. reddetmek akla uygun değil benim için. sebebi ise yeterince evrilmedik. belki bir gün. düşünen hayvanlar olmaktan evrilip de düşünen insanlara dönüşebilirsek belki… umutlu değilim…
devamını gör...
233.
#1379169 okudukça fazlasıyla ciddiye aldım cevaplamadan geçmeyeyim. bazı soruları atlayacağım

2- bana göre mekan vardır ancak zaman için aynı şeyi söyleyemem. bir yanılsama olduğunu düşünüyorum ancak detaylı bilmediğimden bunu söylemekle yetiniyorum şimdilik.

3- birbirine tamamen zıt iki şeydir. yokluktan bahsetmemiz onun var olduğunu kanıtlamaz. yokluk var olamaz. bu sadece hiçbir şeyin olmamasına verilen bir isimdir. aksi takdirde ifade etmek imkansız olurdu. varlık ise somut olan her şey diyebiliriz zannımca.

4- özümsemek o ideoloji için her şeyi yapabilmektir. öldürmek, ölmek vesaire. savunmak ise onu fikir olarak desteklemektir. sadece sözlü olarak savunulabilir ancak özümsemek her türlü eylemi buna göre yapmak demektir.

5- kesinlikle evet. ekstrem durumlar veya travmalar buna sebep olabilir.

8- bu kişiye ve karşı varlığa göre değişiklik gösterecektir. örneğin karşınızdaki kışın üşümüş ve aç bir sokak köpeği diyelim. aç ve üşümüş bir evsiz o köpekle en iyi empati kurabilecek insandır.

10- doğru düşünüyorsun derim fakat bunun farklı bir yolu olmadığını söyleme ihtiyacı duyarım.

11- panteizm her şeyin tanrının bir parçası olduğunu söyler. bu düşünce bir tık ona kayıyor gibi geldi bana. tanrı fikrini ortadan kaldırıp sadece organizma olduğuna odaklanacak olursam neden olmasın diyebilirim.

15- bir insanın bir şeyi yaratıp kölesi olacağını sanmam. tam aksine kölesi yapar yarattığı şeyi. düşününce öyle yapıyoruz zaten. ihtiyaçlarımızı karşılamaları için robotlar üretmeye çalışıyoruz.

16- bağımsız olmak bana mümkün gelen bir fikir değil zira mümkünse bile bir hayli sancılı olacaktır. bir fikre bile bağlanmak bağımsızlığı yitirmeye sebep olacaktır tam bağımsızlığı düşündüğümüzde. sadece fiziksel bağımsızlık olarak düşünmemek gerekir.

17- kum saati

18- sonsuzluk da yokluk gibi hayal edilemeyecek bir şeydir. bu sebepten olsa gerek aklıma hiçbir şey gelmedi.

19- çoğu zaman kötü sonuçlanmasının yanı sıra insanın gelişiminde bir engel olarak görüyorum. karar verirken içgüdülerimizden olabildiğince uzaklaşmak gerektiğini düşünürüm.

özet olarak cevaplamaya çalıştım okuyan yazarlara ve çaylaklara selamlar ve teşekkürler.
devamını gör...
234.
selamun aleyküm. insan mısınız?
devamını gör...
235.
ay niye sürekli bana yaziosunuz?
devamını gör...
236.
#1401363 aleyküm selam. bilemiyorum, öyle değilsin diyen de var..
#1401359 konuşma değmez erkeklerin hebisi pis.
devamını gör...
237.
as darkness, kendi adıma konuşuyum değilim.
devamını gör...
238.
bu leş sorulara 31 yıllık öz hakiki bir erkek olarak cevap vermek bana saçma geliyor.

ne biçim ne yavan sorular ulan bunlar? yaratıcı olun.
devamını gör...
239.
#1401359 çok düşünme sevgili ol, kendine de adama da yazık etme. anlaşamazsan ayrılırsın yahu.
devamını gör...
240.
ben de ciddi ciddi düzgün soru arıyorum cevap vermek için. tanımların yarısı soru bile değil. soru görünümlü laf sokma çabaları.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"kadın yazarlardan erkek yazarlara sorular" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim