kafanın içinde birinin konuşması
başlık "kafadandeniz" tarafından 19.02.2021 03:33 tarihinde açılmıştır.
21.
sadece konuşsa keşke sürekli bir münakaşa halinde biride değil galiba birkaç kişiler gibi
devamını gör...
22.
allah bin belasını versin onun.
devamını gör...
23.
o da bir şey mi? şu an kafamda dede korkut hikâyeleri’ndeki şahıslar kavga ediyor.
devamını gör...
24.
gerçekten sadece biri mi??
devamını gör...
25.
kimsin lan sen, sen kimsin lan, lan kiiimsin seeeen. ağzını yüzünü dağıtacağım bir gün. gevezenin teki. bu da kafa yani. sessizlik!
devamını gör...
26.
oyun oynamak istiyordur! abisi/ablası. hani en büyük "sen" sin ya.
devamını gör...
27.
bir ben vardır bende benden içeri.
devamını gör...
28.
devamını gör...
29.
şizofrenik sancılar.
kafanın içinde birinin konuşması artistlik olsun diye abartılarak söyleniyor diye düşünüyorum çünkü öyle olsa şizofrensin demektir.
sürekli düşünmek, düşünce karmaşası yaşamak kafanın içinde birinin konuştuğu anlamına gelmez. en azından düzenli olarak bu olmaz, böyle bir şeyse psiko terapiye gitmek gerek.
ayrıca, beyin sürekli bir şeyler düşünür. abartmayı ya da farklı göstermeyi ya da reklâmı seviyoruz. o kadar düşünüyorsun da katma değerli olarak ne yaptın ¿ kendine ne kattın ¿ hangi eksikliğini tamamladın ya da benliğini nasıl geliştirdin..vs diye de sormak lâzım ama uğraşmak da istemeyiz tabii, bu yüzden en kâbul edilir diyalog:
-kafamın içinde biri sürekli konuşuyor abi yeeaa
-ssssiktir git
kafanın içinde birinin konuşması artistlik olsun diye abartılarak söyleniyor diye düşünüyorum çünkü öyle olsa şizofrensin demektir.
sürekli düşünmek, düşünce karmaşası yaşamak kafanın içinde birinin konuştuğu anlamına gelmez. en azından düzenli olarak bu olmaz, böyle bir şeyse psiko terapiye gitmek gerek.
ayrıca, beyin sürekli bir şeyler düşünür. abartmayı ya da farklı göstermeyi ya da reklâmı seviyoruz. o kadar düşünüyorsun da katma değerli olarak ne yaptın ¿ kendine ne kattın ¿ hangi eksikliğini tamamladın ya da benliğini nasıl geliştirdin..vs diye de sormak lâzım ama uğraşmak da istemeyiz tabii, bu yüzden en kâbul edilir diyalog:
-kafamın içinde biri sürekli konuşuyor abi yeeaa
-ssssiktir git
devamını gör...
30.
yunanlar şöyle düşünüyordu, insanların içerisindeki küçük insanlar?
içinizdeki küçük insanların konuşmasıdır o.
içinizdeki küçük insanların konuşmasıdır o.
devamını gör...
31.
bilinç değil mi? o ancak ölünce susar, belki bilinç ölmüyordur da bilemem.
devamını gör...
32.
insanın kafasının içerisinde duyduğu ses; kendi düşünceleridir. dini açıdan " vesvese" durumuda vardır. kafanızın içerisindeki düşünceler arayıcılığı ile şeytan sizi yönlendirmeye çalışır. bazen sanki içinizde başka biri varmışta, sizinle konuşuyormuş gibi hissedersiniz.
bir çok arkadaşımız özür diliyorum ama "ota bok'a " şizofreni/ coklu kişilik bozukluğu etiketini yapıştırmayı huy edinmiş. şizofrenler ve coklu kişilik bozukluğu hastaları teshis edilir, kendi zihinlerinin bölünmüş olduğunu çoğunlukla analiz edemezler. o yetide olsalardı, teshis için psikiyatr'a gitmek gerekmezdi. insan kendi düşüncelerini duyar kafasının içerisinde. çoğunlukla kendi düşüncelerinin kendisine saldırdığını hisseder. buna "vesvese " tıbbi adı "kaygı bozukluğu ya da şiddetli versiyonu okb denir.
peki bu kadar düşünce normalse, neden kaygı bozukluğu ve okb diyoruz?
zihin daima düşünce üretir. bunu duymak- fark etmekte normaldir fakat kişi kendi kafasının içerisindeki düşünceleri çok dinleyip, onların gerçek olacağına inanmaya başlarsa ve bu günlük hayatını etkileyecek noktaya gelirse, "kaygı bozukluğu veya okb" olur. okb bir tık daha şiddetli versiyonudur, size bazı davranışları takıntı seviyesinde sürekli tekrarlatır.
yani burada düşünceyi- bozukluğa dönüştüren şey;
düşüncelerinizden korkmak ve onlara göre hareket etmektir. düşüncelerinizin kölesi olursunuz. mesela:
otobüse binip, işe gitmeniz gerekiyor. kafanızdan şöyle bir düşünce geçti " havada yağmurlu ya otobüs kayar ve kaza yaparsak?" simdi bu düşünceden korkup, vapurla işe giderseniz sıkıntı başlar.
peki temkinli olmak? bu temkinli olmaktır. evet, temkinli olmak ayrıdır, hayat sisteminizi bozmak ayrı. bahsettiğimiz şekilde gelen her düşünceyi dinleyerek hareket ediyorsanız, bu artık bozukluk olmaya başlar. temkinli olmak ise, sadece ön görü mekanizmasıdır.
insanları saçma sapan şekilde manipule edip, hasta olduklarına inandırmayın. insanın kendisini şizofren sanması kadar yorucu bir süreç yok. saçma sapan şeyler yazıp/ çizerek insanların akıllarını bulandırıyorsunuz. gerçekten bir şizofreni hastasının karşısına oturun bakalım bilinç/algı var mı? ileri vakalar, kontrol altında tutulmaları adına hastaneye yatırılıyor. kendi kendisini dinleyen, düşüncelerinin yoğunluğu karşısında afallamış insanlara şizofreni teshisi koymak yerine, bunun normal olduğunu, zihnin bir günde trilyonlarca seyi düşünebildiğini söyleseniz daha uygun olur.
zihin düşünür, zihin sizi sürekli tetikte tutar. siz uyursunuz, uyurken bile çalışıp; size rüya göstermeye devam eder. 7/34 açık bir mekanizmanın ultra düşünce üretmesi normal değil mi?
normal ile anormal anlayışınız karışmış.
bir çok arkadaşımız özür diliyorum ama "ota bok'a " şizofreni/ coklu kişilik bozukluğu etiketini yapıştırmayı huy edinmiş. şizofrenler ve coklu kişilik bozukluğu hastaları teshis edilir, kendi zihinlerinin bölünmüş olduğunu çoğunlukla analiz edemezler. o yetide olsalardı, teshis için psikiyatr'a gitmek gerekmezdi. insan kendi düşüncelerini duyar kafasının içerisinde. çoğunlukla kendi düşüncelerinin kendisine saldırdığını hisseder. buna "vesvese " tıbbi adı "kaygı bozukluğu ya da şiddetli versiyonu okb denir.
peki bu kadar düşünce normalse, neden kaygı bozukluğu ve okb diyoruz?
zihin daima düşünce üretir. bunu duymak- fark etmekte normaldir fakat kişi kendi kafasının içerisindeki düşünceleri çok dinleyip, onların gerçek olacağına inanmaya başlarsa ve bu günlük hayatını etkileyecek noktaya gelirse, "kaygı bozukluğu veya okb" olur. okb bir tık daha şiddetli versiyonudur, size bazı davranışları takıntı seviyesinde sürekli tekrarlatır.
yani burada düşünceyi- bozukluğa dönüştüren şey;
düşüncelerinizden korkmak ve onlara göre hareket etmektir. düşüncelerinizin kölesi olursunuz. mesela:
otobüse binip, işe gitmeniz gerekiyor. kafanızdan şöyle bir düşünce geçti " havada yağmurlu ya otobüs kayar ve kaza yaparsak?" simdi bu düşünceden korkup, vapurla işe giderseniz sıkıntı başlar.
peki temkinli olmak? bu temkinli olmaktır. evet, temkinli olmak ayrıdır, hayat sisteminizi bozmak ayrı. bahsettiğimiz şekilde gelen her düşünceyi dinleyerek hareket ediyorsanız, bu artık bozukluk olmaya başlar. temkinli olmak ise, sadece ön görü mekanizmasıdır.
insanları saçma sapan şekilde manipule edip, hasta olduklarına inandırmayın. insanın kendisini şizofren sanması kadar yorucu bir süreç yok. saçma sapan şeyler yazıp/ çizerek insanların akıllarını bulandırıyorsunuz. gerçekten bir şizofreni hastasının karşısına oturun bakalım bilinç/algı var mı? ileri vakalar, kontrol altında tutulmaları adına hastaneye yatırılıyor. kendi kendisini dinleyen, düşüncelerinin yoğunluğu karşısında afallamış insanlara şizofreni teshisi koymak yerine, bunun normal olduğunu, zihnin bir günde trilyonlarca seyi düşünebildiğini söyleseniz daha uygun olur.
zihin düşünür, zihin sizi sürekli tetikte tutar. siz uyursunuz, uyurken bile çalışıp; size rüya göstermeye devam eder. 7/34 açık bir mekanizmanın ultra düşünce üretmesi normal değil mi?
normal ile anormal anlayışınız karışmış.
devamını gör...
33.
kafamızın içinde ses olmaması, olmasından daha kötüdür.
biz ona iç ses diyoruz.
bazıları çok net duyar, bazılarının iç sesi vızıltı gibidir.
ömrü boyunca o sese ulaşmaya çalışır.
biz ona iç ses diyoruz.
bazıları çok net duyar, bazılarının iç sesi vızıltı gibidir.
ömrü boyunca o sese ulaşmaya çalışır.
devamını gör...
34.
kötü şeyler söylüyorsa kasmayın atın suçu şeytana
devamını gör...
35.