kahverengi

neden bu renge isim koyamamışlar tamam koymuşlar ama tam olmamış? kahverengi derken? kahve ne renk...

benim çok sevdiğim, üzerinde genel bir 'yaşlı rengi' algısı olduğunu gözlemlediğim renktir.

mavi+kırmızı+sarı renkkerin karışımıyla kolayca elde edilebilen renktir.

yeni zelanda maorileri, bizim kahverengi olarak gördüğümüz, tanımladığımız rengin her tonunu ayrı bir renk olarak görür.
tanım: her insana yakışmayan, doğaya çok yakışan, sonbaharın göstergesi bir renk.

göz rengi olunca renkli göz olarak kabul edilmeyen güzel bir renktir.

kahverengi aslında osmanlıda fındık rengi fındık kabuğu rengi olarak adlandırılırdı. daha sonrasında kahve bu coğrafyaya gelip tanınmaya başlanınca renk olarak kahverengi kabul vermiştir ve kullanılmaya devam etmiştir.

son zamanlarda kadınlar arasında moda olduğunu görüyorum. kahverengi ceketler, croplar, tişörtler...

türkler her renk için bir isim bulmuş ama kahverengi için önce fındığın rengine benzediğinden fındıki demişler sonra da kahvenin rengine benzediği için kahverengi demişler.

ahşap, toprak gibi varlıkların da rengi olduğu için insanlarda giyim ürünlerinde aidiyet duygusu, sıcaklık, yerellik algısı oluşturabiliyor ancak iş hayatında ise bu renk farklı sonuçlar dogurabiliyormuş. yani kahverengi iş hayatında özellikle erkek giyiminde cesaret kırıcı, güven veren ama aynı zamanda ağır ve hantal insanlar için atfedilen bir renk olarak kabul ediliyormuş. önemli bir iş gorusmesinde eğer yatırım yapacak, müşteri baglayacaksaniz pek önermiyoruz ama yatırımcıyı kendinize çekeceksiniz o zaman gel yavrum babanın kıllı kollarına mesajına verebilmek için düşünebilirsiniz.

bir yemek mekanında ortamın kahverengi tonlarında dekore edilmiş olması müşterinin kendini bu mekana ait hissetmesine ve daha uzun süre kalıp yavaş yemesine sebep oluyormuş. bu yüzden ocakbaşı, pide kebap vb ürünler satan dükkanlarda tercih edilirken fast food gibi müşteri giriş çıkışının yoğun hızlı olması istenen dükkanlarda tercih edilmezmiş.

yine kahverengi yiyecekler yani tahıllar, kuru baklagiller, kuruyemişlerdir bunların içerisinde bakır, çinko, magnezyum, krom, b vitaminleri içerir. yani iceriginde maden olduğu ve bu madenlerin rengi de kahverengi olduğu için yiyecek de kahverengi oluyor sözlük. caktın köfteyi ?

2000'li yılların başında kahverengi her alanda altın çağı yaşadı diyebilirim. tanıdığım kadınlardan hatırladığım kadarıyla kahverengi gölgeli saçlar, toprak tonlarında göz makyajı,kahverengi kaşe kabanlar, kahverengi ekoseli kaşe pantolonlar pek modaydı. allah günah yazmasın çikolata ve kahve hariç hiç bir yerde görmeyi sevmediğim renktir kendisi. arkadaşlarımın saçlarında bile kahverengi görünce kendilerine olan sempatim azaliyor. mobilyada da belki biraz akçaağaç belki biraz italyan cevizi ama başka hiç bir şey de sevmem.


bana inanılmaz gam kasavet verir. huzurevi rengidir bu ayol !!!

ingilizcesi mantıken coffeecolour olması gerekirken brown olan renk.

o zaman fundyy'den gelsin.

iş görüşmeleri rengi olmayan renk.
açıkçası benimde çok tercih etmediğim bir renktir.
aramız bi iyi olmadı.
iş görüşmeleri deyince hangi renkler tercih edilmeli aşağıya bırakıyorum.
mavi: rahatlık ve huzur. lacivert: saygınlık, güven, kararlılık. beyaz: asalet ve saflık. siyah: güç ve asalet. gri: kararsızlık. başka renklerle kombinlenerek dengelenmelidir. turuncu: neşe, canlılık, dinamiklik. kırmızı: heyecan, enerji. sarı: akıl ve zeka. yeşil: doğallık, iyimserlik.

allah’ım ne şanslı kadınlar var. elleri öpülesi, kahverengi gözlerine şiirler yazılası.
leyla ile mecnun’u, kerem ile aslı’yı kıskandırası.



ne güzel seviliyorlar, maşallah. gözümüzün rengini bilen yok, saçımızı anan yokkkk. püüü bana da yazıklar olsun.

neyse ben yeşil ojemi süreyim, kahvemi içerken cağnım sözlüğüme bir anın fotisi koyayım.
herkesin dünyaya geliş amacı farklı sonuçta.

kahverengi mi ha o şey; bir renk. güzel bir renk. benim için toprağın rengi. keşke toprak olsaydım! ha öyle diyince ölmek gibi şeyoldu, öle değil. bereket gibi, şifa gibi o manada yani. yoksa hayat güzel, yaşamak güzel, sonbahar güzel…

kahverengi ile ilgili bir de anım var, onu da yazacağım. bir gün adamın birine; “benim gözlerim ne renk?” demiştim telefonda; “ ne renkti ya dur, hiç söylemedin ki!” demişti. cingöze bak sen. tamam söylemedikte hiç mi bakmadın, görmedin? milletin adamı resimlerini büyütüp, inciğini cinciğini ezberliyor. sorsan kirpik sayısını söyleyecek adamlar var. mazide yıllar yıllar öncesinin anısıda, geçti. hayat işte adil değil, ne yapacaksın. neyse sorun yok, kahverengi kahvemizi içelim biz. severiz kahverengiyi.

odun rengi