karışık kaset

90'lı yıllarda o çok sevdiğiniz insanın sevdiği şarkılarını doldurduğunuz kasettir. hediye edilendir belki de.
(bkz: sözlük yazarlarının ilk aşkları için yaptıkları)

dinlenilen kasetler arkadaşlar arasında değiş tokuş yapılırdı.

karışık spotify listesinin eski versiyonu. kasetçiye gidip abi ortaya karışık eğlenceli şeyler doldur denir sanırım.

sarp apak ve özge özpirinçci'nin oynadığı aynı isimli kitaptan uyarlanma bir türk filmi.

radyo odtü'nün web istasyonlarından biri.

eskiden vardı bir tanıdık kasetçim, ona güvenir yap abi sen kafana göre deyip bir iki tane yaptırdığım kasettir. eve gelip sunny saçma hacimli müzik setinde dinler keyiflere gark olurduk.

kendi belirlediğiniz şarkılardan oluşan kaset türü.

tamamen analog dönemden gelen nesilden birisi olarak nedense bugün aklıma düşmüş; anılarımı canlandırmıştır aynı zamanda. eskiler bilir; kral tv hegemonyasının hüküm sürdüğü ve janraların bugün olduğu kadar keskin çizgilerle ayrılmadığı; fakat daha sığ olmasına rağmen, daha kaliteli çıktıların alındığı bir dönem yaşanmıştı. kimileri için 80'lerdi, kimileri içi 90'lar, kimileri için 00'ler ama özet olarak bugün tüm dünyanın "oldies but goldies" dediği bir dönemdi.

hafızam yanıltmıyorsa "geri sarma özelliği" olan, yani "rew" tuşu olan walkman, çok büyük bir lükstü. standart walkmanlar daha ucuz olmakla beraber, geri sarma özellikleri de yoktu. sadece ff tuşu ile ileri sarabilirdik. fakat walkmanin içinden kaseti çıkarıp, kalem ile geriye doğru çevirerek istediğimiz şarkıya tekrar geri dönebilirdik. gülümseyerek hatırlayanlar çıkacaktır eminim.

ben de esasen çoğu arkadaşımın bildiği üzere diceylik hayatıma, o dönem basit bir mantıkla yaptığım kablo ile radyodan, kasete kayıt yaparak başlamıştım. böylece bir kasetin içindeki tüm şarkıları dinlemek zorunda kalmıyordum.

boş kaset desem kimler gülümseyerek parmak kaldırır ?

neyse, herkes gibi benim de doldurma kasetlerim oldu ve hala sakladığım kasetin içindeki şarkılar yanlış hatırlamıyorsam şöyleydi;

sevgiyle, özlemle, saygıyla, hasretle...

a yüzü:

1- ayşegül aldinç - alimallah
2- orhan gencebay / dertler benim olsun
3- orhan gencebay / meyhaneci
4- ferda anıl yarkın / sonuna kadar
5- burak kut / benimle oynama
6- ahmet kaya / kum gibi

b yüzü:

1- mory kante / yeke yeke
2- scatman / scatman
3- modern talking / cherry cherry lady
4- boney m - ma baker
5- atb / till i come
6- dj bobo / freedom

yıllar önce bir fuardan karışık kaset almıştı bana babam. içinde alakasız şarkılar vardı. mesela yalnızlar rıhtımından sonra, karabiberim çalıyordu. kral tv'de istediğimiz şarkıyı beklemek dışında müzik dinlemenin en kolay yolu olduğundan karışık kasetler bir nesil büyütmüştür.

tatlı bir romantik komedi filmi. bu tarz romantik komedi önerileri olan varsa dm'den beklerim.

eskiden varmış öyle bir kaset doldurtma işi.

(bkz: emek verilen ve zor elde edilenin değerli olması)

hiç sahip olmadığım bir şeyi özledim. bu nasıl olur?

bunun en güzeli*. radyonun başında beklersin, çift kaset çalarda 2 kaset yeri de doludur. tam sevdiğin şarkı gelince kayıt tuşuna basarsın.
ama radyocunun anonsu da arada kaynar artık.
sonra bu kaseti sevdiğine armağan edersin.

başlığı görünce zihnimde mazi gönlümde yaradır şarkısı canlandı.

boş kasetle birlikte liste yapar verirdik kasetçiye ve tekrar bize ulaşmasını büyük bir heyecanla beklerdik.

babalar resitali dedikleri şeyi biz bu vasıtayla öğrendik.

ilk 5 şarkı baba müslüm, sonraki 5 ferdi, diğerleri de benzer tarz ama karma şarkılar olurdu.

ve her seferinde lan bu şarkıyı nasıl unuttum diyerek bir kusur bulur, gidip yeni boş kaset alarak başladığımız noktaya geri dönerdik.

ha bir de sağdan sırayla çevirdiğimiz çubuk şarabı, onu da unutmamak lazım. köpek öldüren derlerdi ama hiçbirimiz ölmedik.

(bkz: rec tuşu)
çoğu zaman radyodan doldururdum ben de bulduğum bos ya da artık dinlenmeyen kasetlerin üstüne. araya giren radyo reklamları ile ne rezil ve zor bir kayıt olurdu ama ne güzel olurdu.

film.

-bu sarkı bitene kadar dusmeden kendi etrafımda donersem irem de beni sevecek

--- `spoiler` ---
*90 lar. apartmanda saklambac oynadıgımız, balkon altına gizli gizli gidip dedikodu yaptıgımız, bodruma inip herkesten gizli sise cevirmece oynadıgımız gunler. ve karısık kasetler. hatırlar mısınız aramızda karısık kasetler gider gelirdi. benim oynama burak kutları, sımarık tarkanları, aya benzer yuregin mustafa sandalları. sonra isi ilerletip bir taraftan eric claptonlar, phil colinsler, bir taraftan metallicalar, megadeathler, aerosmithler degis tokus etmeye baslamıstık.
-esas cocuk: irem e onu sevdigimi soyleme provası yapıyorum ayna karsısında. bir turlu soyleyemiyorum.
-baba: mektup yaz.
-esas cocuk: denedim. mektup yazmayı beceremiyorum.
-baba: karısık kaset yap.
ve gunlerce ugrasır cocuk. hangi parcaları koymalıdır en guzel duygularını ifade edecek? kaseti yapar ama buyukada ya irem in dogumgune gittiginde irem ersin diye baska bir cocuga kikirdemektedir. kaseti parcalar bizim oglan sinirle.
irem in anne babası bosanacaktır. bizim oglanla okulu kırıp lunaparka giderler. bir oyun oynarlar. herkes sevdigi seylere sevmiyorum, sevmedigi seylere seviyorum diyecektir:
-bizim oglan sabah servis beklerken yanımda arkadasım olmasını hic sevmem.
-irem: cok sacmasın. hem zaten senin servisin 7 bucukta gelmiyor mu? neden hep erken iniyorsun?

irem tasınır aile bosanınca. 10 yıl sonra yeniden karsılasırlar. 2000 ler:
-irem: simdiye kadar kac sevgilin oldu?
-bizimoglan: bir
-irem: neden ayrıldınız?
-bizim oglan: muzik zevkimiz uymuyordu.
bum! saatlerce konusurlar bir yemek masasında. sezen aksu nun yeni cıkan albumu delivereni dinlerler beraber. sevisirler. sabah irem uyanır ve nisanlısının kollarına geri doner.
bir 10 sene daha gecer. 2010 lar: bir arkadaslarının dugununde karsılasırlar.
-bizim oglan: nasıl oluyor. 10 sene konusmuyoruz, karsılasıyoruz. sonra bu?
bizim oglan icer icer irem e trip atar, bagırır cagırır.
-irem: ben seni terk edip baska sehre giden annen degilim. hic bitmeyecek bir kitaba gomulen baban da degilim. kendi sorunlarının hıncını benden cıkarma.
bizim oglan babası vefat edince onun omrunu adadıgı kitabı bitirir. irem in film setine gider kitabı vermek icin.
-bizim oglan: sana kitabımı getirdim.
-irem: ilk cıktıgında almıstım zaten ben.
-bizim oglan: ama bu imzalı. irem seni kaybetmek istemiyorum.
-irem: biz o yola defalarca beraber girdik. o yol hayırlı bir yere cıkmıyor.. bizim filmimizi cekiyorum ya o aksam kitapcıdan sonra yemek masasında saatlerce konusuyorlar ve kız evine donuyor filmde. -bizim oglan: ama kızın fuları. kız fularını oglanda unutuyor ve onu almak icin geri donuyor. barısıyorlar. ama istersen tum bunları yasanmamıs sayalım. hayatıma ilk girdin karısık kasetler yapmaya basladım, 10 sene sonra tekrar girdin bankacılıgı bırakıp dj oldum, on sene sonra tekrar girdin babamın hayali kitabını bitirdim. bi on sene daha beklemek istemiyorum irem.
-cok sacmasın.
ve buyuk opucuk:)
bizim oglan babasının yıllardır tamir edemedigi lambayı sonununda degistirdi, kitabı bitirdi ve babasını sevgiyle ugurladı ya. buruk bir tebessum sardı beni. biraz huzunclu ama umutlu da.
-bu ne?
-karısık kaset?
-bu ne?
-karısık cd.
-bu ne?
-karısık usb.

--- `spoiler` ---
-bu sarkı bitene kadar dusmeden kendi etrafımda donersem irem de beni sevecek.

cok tesekkurler kitabın yazarı uygar sirin, filmin yonetmeni tunc bey ve ozge ve sarp.

-hic kimseyi tanımadım ben senden daha guzel. duman