karşılıksız aşk

kenarında bile gezdiremediğinde olan duruma denir.
kenarında gezdirip içine koyamadığında dümdüz aşk olur.

karşılıksız aşk internetsiz bilgisayara benzer
çok umut edersin tam oldu dersin
bir bakarsın sadece bakıyorsun
tuşuna bile basamiyorsun
sadece bakıyorsun
benim sana baktığım gibi

annenin çocuğuna olan aşkı.

gerçek olandır. öyle ki şiir yazdırır, aradan uzun yıllar geçse de o dönemden şarkılar duydun mu içini sızlatır. hayata anlam katar, yıpratsa da güzeldir.

başlayan her aşk.
hiç bir aşk karşılıklı başlamaz.
biri aşık olur ötekini ikna eder yada edemez.

en güzel tanımını cemal süreya'nın yaptığı aşk türü. sanırım böyle bir duruma maruz kalmadan böyle dizeler yazılmaz.

''uzaktan seviyorum seni!
kokunu alamadan,
boynuna sarılamadan.
yüzüne dokunamadan.
sadece seviyorum!
öyle uzaktan seviyorum seni!
elini tutmadan.
yüreğine dokunmadan.
gözlerinde dalıp dalıp gitmeden.
şu üç günlük sevdalara inat,
serserice değil adam gibi seviyorum.
öyle uzaktan seviyorum seni,
yanaklarına sızan iki damla yaşını silmeden.
en çılgın kahkahalarına ortak olmadan.
en sevdiğin şarkıyı beraber mırıldanmadan.
öyle uzaktan seviyorum seni!
kırmadan,
dökmeden,
parçalamadan,
üzmeden,
ağlatmadan uzaktan seviyorum.
öyle uzaktan seviyorum seni;
sana söylemek istediğim her kelimeyi,
dilimde parçalayarak seviyorum.
damla damla dökülürken kelimelerim,
masum beyaz bir kağıtta seviyorum.''

herkesin hayatında bir kere yaşayacağı aşk türüdür.

karşılıksız aşkı yaşayan kadar seven insan göremezsiniz. aşkına karşılık vermeyen kişi de hiç bu kadar sevilmez zaten hayatında.

yazariniz da bir ara böyle bir aşka kapılıp gitmişti. lanet olsun ki platonik bir aşktı. öyle birkaç yılımı heba etmiş olabilirim. ağır bir depresyon geçirmiş ve yemeden içmeden kesilmiş, gecemi gündüzüme katmış, saatlerce ağlamış da olabilirim.
sanki hayatım oydu ve bende onun ekseni etrafında dört dönüyordum. tabi bu aşkı karşılıksız yaşamam aşkı sevmeme değil nefret etmeme sebep olmuştu. öyle hayatımız da yaşadığımız her şeyin sonu tatlıya bağlanmıyor.

her aşk gibi karşılıksız aşk da bitiyor. normalde bir şeyin peşinden koşarsanız ve vazgeçerseniz, vazgeçtiğiniz o şey olurmuş ya bende o da olmadı.

herşey gibi o da gelir geçer.

yaşadığım şey...bir süreden sonra o mutluyken senin üzgün olman olayı iki kat daha zorlaştırır

en zorlarından biri de bu için gidiyor ama elinden bir şey de gelmiyor.

belki okur mu diye yazıyorum işte böyle bir şey karşılıksız aşk. belkilerle, olur ya diyerek beklersin beklediğinle kalırsın. hiç kendini tanıtamamışsın veya tanıtmışsın olmamış işte . sever mi diyerek hayallere dalarsın uyandığında olmadığını anlarsın. sen onla çok güzel hayaller kurarsın o bunları bilmez. anlatmak istesende anlatamazsın ki. içinde kalır her şey her şey ama karşılıksız aşkın tanımı içinde kalır her şey. karşı tarafa da kızamazsın öyle geçer işte. arada bir aklına gelir gönlünde kağıt kesiği bir sızı

sevilmediğini anlayınca yavaş yavaş bitiyo ya çok takmayın

insanlar bu konuda sandığımızdan daha acımasızdır kıymetli okuyucu.bizler de insan olduğumuza göre aynı acımasızlığı içimizde barındırırız.

aşk derken, bir insanın başka bir insana duyduğu her tür duygusal çekim kast ediliyorsa eğer; bu, çoğunlukla ego işidir. çok nadirdir hiç bir karşılık gözetmeden birini sevebilmek. doğal olarak ,karşılık beklemiyorum diyen biri çoğu zaman doğruyu söylemiş olmaz. herkes biraz kendi için sever diğerini ve en iyi ihtimalle karşıdakinin iyiliği ve huzurunun da ancak kendi yanında bulunmasına bağlı olduğunu düşünür.

not: işbu ileti, yazarın saçma sapan aforizmalarını içerir. çok da ciddiye alınmamalıdır.

çok acı bir duygudur.
söylediğin sözler karşı tarafa geçmez, yaşanabilecek o güzel günlerin hiç yaşanamayacağını bilirsin ve için acır. umarım kimse hayatında bir defadan fazla yaşamaz bunu.

çok çaresiz bir durum. kimsenin yaşamasını istemem bireyin kendisine yaptığı büyük bir haksızlık. çünkü senden bir habersiz insan için birşeyler yapmak ve onu düşünmek sadece seni yıpratır.

alexandre dumas "kadınlar sevmedikleri adama hiç acımazlar. sevdikleri adam uğruna da kendilerine hiç acımazlar." der. bence cinsiyet ayırt etmeksizin bu böyledir (özellikle ilk kısmı), o yüzden karşılıksız aşk durumunda, aşık iseniz maşuk için görünmez gibisinizdir, dilerim hep aşığınızın maşuğu olursunuz.

en büyük karşılıklı aşklar karşılıklız aşklarla başlar ama bunun karşılıklı hale gelmesi için baya hasar alıyor iki tarafda.

aşkın her türlüsü acı verir mi insana? kalbini delebilir mi her bir bakışı sevdiğinin. kalp yanlış hissedebilir mi? yanlış anlayabilir mi? ya da yanlışı sevebilir mi?bu sorulara cevap verirsem galiba aşkı anlayacağım. sevmek sevilmek ya da sevilmemek kalbi ne kadar çok yoruyor. kalbe çok sorumluluk veriyoruz. görevi kan pompalamak ve allahı sevmek olan kalbe biz neler yaptık. şimdi kalbim paramparça. bu benim seçimimdi. kalbimin acı çekmesini cam parçalarıyla dolup taşmasını ben istedim. şimdi acıdan ölsemde ses etmemem gerekir. çünkü kalbi görevinin dışında kullandım.

hayat bunlara katlanmak için çok kısa.

platonik aşk olarak devam eder.