kış aylarının eskisi gibi olmaması

sevgililer gününe kadar sabredin. çok romantik bir gün olacağa benziyor.

sanayileşmenin getirileridir. ilerleyen zamanda eğer olursa tabi çocuklarımız büyüyüp asit yağmurları altında kahve zannettikleri sentetik nescafeleri sevdikleri ile el ele tutuşup içerken bizleri bolca anacaklardır.

an itibarıyla kar yağmasa bile soğuktan yerlerin buz tuttuğu ankara şubatı'nda mayıs'ı yaşıyoruz ve bu beni çok korkutuyor. biz eskiden sömestr tatiline "kar tatili" derdik. çünkü hakikaten diz boyu kar yağardı ve yerden haftalarca kalkmazdı. dolayısıyla sömestr tatili uzardı. şehrin etrafındaki dağların zirvesinde dahi kar yok ve bu, durumun ne kadar ciddi bir hal aldığını gösteriyor.

önümüzdeki hafta sonu görüşürüz dediğim başlık.

''kış, saadetimizi tamamlamak için geliyor. bahar, aşkımızı tazelemek için..'' demiş sait faik.

artık hep bir bahar havasındayız sanki. bu yüzden benim alerji de mevsimlere yayılmaya başladı lakin konumuz bu değil. hep bir bahar havasındayız ve yağmurlu, karlı günlere hasret kaldık. çok soğuk havayı hem dışarıdaki hayvanlar hem de evsiz insanlar için sevmiyorum fakat 4 mevsime de ihtiyacımız olduğu da bir gerçek. tamamlanamamış bir saadetin içerisindeyiz. eskiye büyük bir özlem duymamızın nedenlerinden biri de budur belki.

mevsimler yok ki artık

ne eskisi gibi ki mevsimler aynı kalsın.

yaşayanlar bilirler akdeniz bölgesinde 10-20 yılda bir kar yağar.
yaşadığım yere şu anda kar yağıyor. en son 1994 yılında yağmış. yollar hala bembeyaz duruyor çok mutluluk verici.

bir söz vardır :
'dünyanın çivisi çıktı .'
işte biz insanlar bu sözün yazarıyız.
kendi ellerimizle kendi kıyametimizi oluşturuyoruz üstelik farkında olsak da umursamadan zarar vermeye devam ediyoruz. hedefimiz daha güzel bir dünya oluşturmak olmalıydı, elimizdekini yok etmek değil !!!

kesinlikle doğrudur. son senelerde kış mevsimi olmadı bile diyebiliriz. ankara'dayken işe gidip geldiğim servisin 60-70 yaşlarındaki şoförünün annesinin babaannesi mi ne diyormuş; 160 yıl kadar önce ağustos ayında ankara'da kar yağması çok normalmiş.

gözümüzün önünde kayıp duruyor, saçmalıyor mevsimler.

kombili bireyler adına, doğalgaz faturası ekseninde şimdilik sevindirici bir gelişme olsa da, kış-mış olmadı yani hakikaten daha, hayırlısı bakalım.

biz küçükken eylül'ün sonunda hava soğurdu bayağı. ekim'de soba yanardı. kasım sonunda bir kar yağardı şubat sonuna kadar kar yerde kalırdı.
bir metre falan kar yağardı.
okullar tatil olurdu. mevsimler daha belirgindi.
eskiden dağda bayırda tarlalarda bir yerde mutlaka bir içilecek su kaynağı olurdu. bir çeşme olurdu.
ırmaklar daha temiz daha çok su taşırdı.
şu mevsimde balıkçılar kapalı yav. hamsi yok ortada düzgün.
gündüz tişörtle gezenler var.
çok önemli bir nostalji yaptım yav he he.
işte bu z kuşağı bilmez biz kağnılarla kurduk bu günleri. sade gofretle büyüdük sade mısır cipsi su gibi buz dondurma vardı adını unuttum.
öyle dubai cikiletasi yoktu.
düzgün durun la.

(bkz: kardeş sen nolsun istiyorsun donak mı)*

şimdi ne eskisi gibi ki allah aşkına? ne mevsimin tadı tuzu kaldı ne diğer şeylerin. böyle diyince de nerede o eski ramazanlar diyen bey amcalarım gibi, bu yeni nesil de çok kötü diyen tontiş teyzelerim gibi hissettim fakat işin doğrusu da bu. hava bile düzgün soğumuyor artık. * yine de bir umuttur yaşamak işte. belli başlı sebeplerden ötürü keyif almamaktan keyif almaya devam.

hiç bir şey eskisi gibi olmaz ki.. doğanın yasası bu.. bugün siz bile dünkü siz değilsiniz..

buraya 8 yildir kar yagmadigi icin dogaldir.

bir kaç yıla "oh hafif serinledi ya, iyi oldu" diyeceğiz.
bugünkü soğukların değerini bilin.

o eski kışlar, balkanlardan gelen soğuk hava dalgası yeniden kapıda geliyor diyorlar.

x.com/HavaForum/status/1856...

ama eski kışlara göre şu bir iki senedir tırt kışlar yaşadığımız doğru. rabbim tez zamanda göt kesen soğuklarına kavuştursun bizi, dinimiz amin.

daha bebeyken bahçe duvarından karın içine doğru sırt üstü atladığım istanbul için doğru önermedir.

hava bile eskisi gibi değil.