kişide kaçma isteği uyandıran muhabbetler

köydeki sorunlu tarla problemi ile x’i öldürse alınacak ceza arasında hangisi başa yazsam diye düşündüren muhabbettir.
galiba sona yazdığımı başa yazmalıydım çünkü herkes sevdigini öldürür.

ıspanak temizlemek çok zor, eve temizliğe gelen hanıma kitliyorum, ayyi çalışıp eve bakmak çok zor, kocam çoraplarını kapıdan girer girmez çıkartıp yere bırakır ordan toplamaz, bulaşık makinasını açamaz midesi bulanıyormuş tipi beyaz yaka kadın muhabbetleri.
bana itici ve samimiyetsiz geliyor. çok yoruluyoruz diyorlar sonra yemeğe temizliğe eşin yardım etmiyor mu diye sorunca ay şekerim etmek istiyor ama o benim istediğim kadar iyi beceremiyor diyorlar. arkadaşım hasta mısın? adam sana yardım teklif etmiş benim istediğim gibi yapamıyor diye herşeyi kendin yapmayı seçiyorsun.

düğünü yaklaştığı için çeyiz düzen kız muhabbeti. ha bir de hükumet güzellemesi yapan ve bir kaynağa dayanmadan wp-facebook paylaşımlarından edinilen güya bilimsel muhabbetler

kişi tanımadığım insanlarla yaptığı işleri, konuşmaları uzun uzun anlatıyorsa hiç tahammül edemiyorum.

amerikanın oyunları.

hemen hemen her şey. insanların kafaya takıp kendine dert ettiği ve sonrasında da çenesine vuran hemen hemen her konu, aşırı şekilde boş geliyor bana.

mesela sevgilisinden ayrılmış. ilk 1-2 konuşmada anlatırsın, dertlenirsin tamam ama yatıp kalkıp her konuyu ona getirirsen ben sıkılırım. insanlar kanserle, covidle falan mücadele ediyor, şunun derdine bak derim bir süre sonra. tamam herkesin derdi kendine büyük de, çözümü olan ya da hayat memat meselesi olmayan şeyleri de bu kadar takmayın artık.

kimi lafla sözle vatan kurtarır, kimi dine imana söver, bir başkası düşmüş ortaya sevgili arar... gerçekten mi bu kadar işsizsiniz yahu! en çok da dedikodu yapanlara deli oluyorum.

kitap okuyun onu konuşalım, belgesel izleyin bana onu anlatın, birlikte gülüp eğlenelim, film izleyelim falan... ama sonu bir yere varmayan konularla kendinizi de başkalarını da bunaltmayın. herkesin derdi kendine yetiyor zaten.

evlilik, siyaset

-eski aşkların kalmadığından dem vurulduğu
- kışkırtıcı siyaset
- karşı tarafın sürekli kendini anlatıp övdüğü
-benim tanıdığım kişilerin bana kötülendiği
- dünyanın en dertli kişinin kendisi olduğu zannedip olaylara her zaman bardağın boş tarafından bakmayı başarabilen kişilerle muhabbet etmeye dayanamıyorum.
(bkz: acil çıkış kapısı)

askerlik anılarının bütünü. adam 28 gün bedelli askerlik yaptı geldi, 5 aydır anlat anlat bitiremedi. 28 günün her dakikasını anlatsan 5 ay sürmez yiğidim. sen nerede yaptın askerliği? neler yaptılar sana böyle?

(bkz: askerlik anısı)

sınav sonrası soru muhabbetleri. "dördüncü soruyu ne yaptın?" "sekizinci soru neydi ya?" "şu sorunun cevabı şu muydu?" "sınavım çok kötü geçti ya!"

sınav oldu bitti. ne yaptıysan yaptın, ne diye bir de sınav sonrası kurcalıyorsun? böyle muhabbetler döndüğü zaman yok olmak istiyorum.

takım tutarcasına siyaset ve babanın dededen kalma takımıymışçasına futbol.

beni ilgilendirmeyen her konu

3 beyaz.

yol yabdı başka kim var abiii dininde imanlı siz eskiden bilmezdiniz çöp dağları gibi muhabbeti yapanlardan kaçmaktan ötedir.

kesinlikle komplo teorileri.

dini konular.

bilgisi dahilinde olmayan konuları konuşan insanlara katlanamıyorum. sadece oradan buradan toplama bilgi ile konuşulan her konu beni irite ediyor.

sözlükte "kızların" diye başlayan başlıklarda konuşulanlar...

normal hayatta dedikodu, siyaset tartışmaları, sürekli ama sürekli dert anlatan melankolik tiplerin muhabbeti...

konuşanlar arasında entelektüel bilgi alışverişinden ziyade taraflar arası sidik yarıştırmaya dönmüş her muhabbet bu kategoride değerlendirilebilir.

evlilik ve askerlik muhabbetleri