1.
gerçekten rezil bir karakter gelişimi gösterdi dizide. böyle birisi.
annesinin sindirdiği ve nefret ettiği bir ezik kızdı. ilk aşkı umut'la sümsük sümsük kar küresi hediye ediyorlardı birbirlerine ve titreşmeyi bile beceremediği için parmaklarıyla ritim tutuyordu.
sonra muazzam bir gelişim gösterdi. kendi ayakları üzerinde durmayı öğrenmeye başladı. işi oldu. bu gelişime neden olan olay da kıymetli anne ve babasının kendisini zorla evlendirdiği manyağın pencereden atması ve ölümden dönmesi oldu.
ondan sonra rüzgâr çıktı ortaya. iyice cesaretlendirdi nursema'yı. onunla tatlı, uyumlu bir ritim yakalayacaklar derken çıkardılar adamı diziden.
sonra imama yanladı. o da sümsüğün tekiydi. nursema'da bence zaten kendi yaşayamadığı özgürlüğü yaşayabilen beylere meyil duyma hali var. firaz muazzam bir karakterdi tam ortada durduğu için. bu sefer ailesine karşı gelip kendi istediği adamla kendi kararıyla evlenebilmeyi becermesi iyiydi yine de.
şimdi pembe hanımın ölümüyle iyice sapıttı. ben bu öfkenin ve sapıtmanın, annesinin ölümüne içten içe sevinmesi ile kendine duyduğu öfkeden kaynaklanan bir etrafa sıvanma olduğuna inanıyorum. inanılmaz antipatik bir karaktere dönüştü.
kör ölür, badem gözlü olur misali pembe hanım kıymete bindi. sanırsın muazzam bir ilişkileri vardı, sanki sevgi görüyordu annesinden, anlayış görüyordu. insanın başına ne geliyorsa kendisine dürüst olamayışından geliyor.
içinden fırlayan psikopat despot, yalnızca insanların empatisi sayesinde anlayış görüyor. ancak bunu bile görmekten ve anlamaktan aciz.
herkese saldıra saldıra ömür mü geçer? annesinin bir üst sürümüne dönüşüyor garip bir şekilde. hayatı boyunca savaştığı ve hatta savaşamadığı şeyi şimdi ona buna sıvama peşinde.
çok sinirleniyorum karakterlerin bu manasız değişimine. nursema'dan da iğreniyorum her yeni bölümle. bir tane karakter de bırakmadılar sevilebilecek, gerçekten çok enteresan. bir an önce final yapmalarını temenni ediyorum.
hayatı boyunca ezilmiş kişilerin eline bir parça güç geçirince zıvanadan çıkışı da hayatta da gördüğümüz tatsız bir klişe. herkese gücünü kendinden alabildiği bir yaşam da temenni ediyorum.
annesinin sindirdiği ve nefret ettiği bir ezik kızdı. ilk aşkı umut'la sümsük sümsük kar küresi hediye ediyorlardı birbirlerine ve titreşmeyi bile beceremediği için parmaklarıyla ritim tutuyordu.
sonra muazzam bir gelişim gösterdi. kendi ayakları üzerinde durmayı öğrenmeye başladı. işi oldu. bu gelişime neden olan olay da kıymetli anne ve babasının kendisini zorla evlendirdiği manyağın pencereden atması ve ölümden dönmesi oldu.
ondan sonra rüzgâr çıktı ortaya. iyice cesaretlendirdi nursema'yı. onunla tatlı, uyumlu bir ritim yakalayacaklar derken çıkardılar adamı diziden.
sonra imama yanladı. o da sümsüğün tekiydi. nursema'da bence zaten kendi yaşayamadığı özgürlüğü yaşayabilen beylere meyil duyma hali var. firaz muazzam bir karakterdi tam ortada durduğu için. bu sefer ailesine karşı gelip kendi istediği adamla kendi kararıyla evlenebilmeyi becermesi iyiydi yine de.
şimdi pembe hanımın ölümüyle iyice sapıttı. ben bu öfkenin ve sapıtmanın, annesinin ölümüne içten içe sevinmesi ile kendine duyduğu öfkeden kaynaklanan bir etrafa sıvanma olduğuna inanıyorum. inanılmaz antipatik bir karaktere dönüştü.
kör ölür, badem gözlü olur misali pembe hanım kıymete bindi. sanırsın muazzam bir ilişkileri vardı, sanki sevgi görüyordu annesinden, anlayış görüyordu. insanın başına ne geliyorsa kendisine dürüst olamayışından geliyor.
içinden fırlayan psikopat despot, yalnızca insanların empatisi sayesinde anlayış görüyor. ancak bunu bile görmekten ve anlamaktan aciz.
herkese saldıra saldıra ömür mü geçer? annesinin bir üst sürümüne dönüşüyor garip bir şekilde. hayatı boyunca savaştığı ve hatta savaşamadığı şeyi şimdi ona buna sıvama peşinde.
çok sinirleniyorum karakterlerin bu manasız değişimine. nursema'dan da iğreniyorum her yeni bölümle. bir tane karakter de bırakmadılar sevilebilecek, gerçekten çok enteresan. bir an önce final yapmalarını temenni ediyorum.
hayatı boyunca ezilmiş kişilerin eline bir parça güç geçirince zıvanadan çıkışı da hayatta da gördüğümüz tatsız bir klişe. herkese gücünü kendinden alabildiği bir yaşam da temenni ediyorum.
devamını gör...
2.
evin baş hanımı oldu olalı daha da güzelleşen karakter.
validesi pembe hanım rahmeti rahmana kavuştuktan sonra evin otoriteri oldu. valla yakıştı da.
emir eri olmak istersiniz bazı insanların hani. sağ kolu, en sevdiği çalışanı filan..
fanıyız efendim. dizinin en güzel kadınıdır ayrıca.
validesi pembe hanım rahmeti rahmana kavuştuktan sonra evin otoriteri oldu. valla yakıştı da.
emir eri olmak istersiniz bazı insanların hani. sağ kolu, en sevdiği çalışanı filan..
fanıyız efendim. dizinin en güzel kadınıdır ayrıca.
devamını gör...
3.
son bölümlerdeki gıcıklığına tahammül edemiyorum, özellikle kendisine o kadar iyiliği dokunmuş karakterlere karşı tutumuna. nursema’dan bi pembe çıkarma kesinlikle projesi olmadı.
devamını gör...
4.
insan olmaktan korktugu kisiye donusuyo iste sonunda. istemedigi annesi oldu çıktı basımıza allahın boynu bükügü
devamını gör...
5.
dünyanın en şizofrenik karakteridir. sırf reyting uğruna harcadıkları bir karakter daha.. o dizi tam bir rezillik işi.. duru durağı yok.. sırf reyting alıyor diye abartıyorlarda abartıyorlar.. annem izlediği için arada bazı sahnelere gözüm takılıyor ya da kulak aşinalığım var.. bir de sosyal medya tabi.. 2 gönderiden biri bu dizi..
neyse, ceren'i böyle bir garip senaryo sisteminde, yaptığı iş için destekliyordum ama artık mimikleri- oyunculuğu aşırı gözüme batmaya başladı.
öncelikle üzülerek söylüyorum ki ceren yalazoğlu belirli bir noktaya kadar tamam ama belirli bir noktanın üstüne çıktığında, oyunculuk yapamıyor. su an oynadığı karakterdeki psikolojik değişim, kendisi tarafından canlandırılamıyor çünkü kendisinin gücünün yettiğinin çok çok üstünde olan bir değişim bu. yakın açıdan mimikleri çekildiğinde, ben rahatsız oluyorum. yapamıyor, veremiyor duyguyu düzgünce. o delilik halini canlandıramıyor. gereksiz titremeler, kelime tekrarları barındırıyor ve üstüne ne olduğunu bir türlü anlamadığım garip bir görünüm veriyor suratına ve sahneleri böyle oynuyor. standart replikler için sıkıntı yok ama olay zaten böyle deli sahneleri canlandırabilmekte. oyunculuk uçuk sahnelerde belli olur. son 5-6 bölümdür hiç bir şey yapamıyor. keşke bu diyalogları ona yazmayı kesseler. benim için fazlasıyla yetersiz ve duygudan yoksun çünkü. psikolojik açıdan deliliğin eşiğine gelmek böyle canlandırılmaz.
neyse, ceren'i böyle bir garip senaryo sisteminde, yaptığı iş için destekliyordum ama artık mimikleri- oyunculuğu aşırı gözüme batmaya başladı.
öncelikle üzülerek söylüyorum ki ceren yalazoğlu belirli bir noktaya kadar tamam ama belirli bir noktanın üstüne çıktığında, oyunculuk yapamıyor. su an oynadığı karakterdeki psikolojik değişim, kendisi tarafından canlandırılamıyor çünkü kendisinin gücünün yettiğinin çok çok üstünde olan bir değişim bu. yakın açıdan mimikleri çekildiğinde, ben rahatsız oluyorum. yapamıyor, veremiyor duyguyu düzgünce. o delilik halini canlandıramıyor. gereksiz titremeler, kelime tekrarları barındırıyor ve üstüne ne olduğunu bir türlü anlamadığım garip bir görünüm veriyor suratına ve sahneleri böyle oynuyor. standart replikler için sıkıntı yok ama olay zaten böyle deli sahneleri canlandırabilmekte. oyunculuk uçuk sahnelerde belli olur. son 5-6 bölümdür hiç bir şey yapamıyor. keşke bu diyalogları ona yazmayı kesseler. benim için fazlasıyla yetersiz ve duygudan yoksun çünkü. psikolojik açıdan deliliğin eşiğine gelmek böyle canlandırılmaz.
devamını gör...