küresel ısınma etkisi

buzulların erimesiyle beraber yavaş yavaş sonun yaklaşması.

güney amerika ülkesi venezuela'da en yüksek ikinci zirve olarak bilinen humboldt zirvesindeki son buzul kütlesi küresel ısınma nedeniyle hızla eriyor.

--- alıntı ---
el nacional internet sitesinin haberine göre, venezuelalı araştırmacılar, ülkenin kuzeybatısındaki sierra nevada de merida dağı'nın zirvesinde yer alan humboldt zirvesindeki son buzulun erimek üzere olduğunu bildirdi. araştırmacıların mayıs 2019 ila ekim 2020’de iklim değişikliğinin etkilerini belgelemek amacıyla topladıkları kayıtlara göre, humboldt zirvesindeki son buz kütlesinin tamamen erimesine çok az süre kaldı. bilim adamlarına göre, buzulun başlangıçtaki büyüklüğü 300 futbol sahası genişliğindeydi.
--- alıntı ---

bizim televizyonlarda her sene, özellikle bu aylarda, hava sıcaklığının mevsim normalleri üzerinde seyrettiğinden, bilmem kaç yılın rekoru kırıldığından bahseder. kimse demez neden böyle oluyor, neden havalar dengesiz bir şekilde ısınıyor.
çünkü o haberleri kimse izleme; biz kendimizi kurtarma peşindeyiz, gelecek nesiller umurumuzda değil.

bir kaç sene öncesine kadar hatırlıyorum, yılbaşı akşamı bir metre kar olurdu yerde. hatta kartopu savaşıyla yeni yıla girerdik.
ben eskişehir'deyim, ayazıyla meşhurdur ankara gibi. ama bugün baya güneş var, sanki bahar havası.

kendi evimizde yaşam alanımızda , yaşam kalitemizi düşürecek şeyler yapabilir miyiz? peki dünyamız için neden böyle yapıyoruz? ev dediğimiz kavramı neden hep 4 duvar olarak algılıyoruz. kapını pencereni kapatınca izole olduğumuzu mu düşünüyoruz? bu durumlardan kurtulabileceğimizi düşünüyoruz? evimizle ilgili sıkıntı yaşadığımızda çabucak başka kiralık bir ev bulabiliriz.ama dünyamıza bir şey olduğunda kiralık bir gezegen bulamayız.henüz şimdilik. ilerisi için bu durum değişebilir teknoloji gelişir vs başka bir gezegende yaşabiliriz. bu uzun sürebilir ama yakın gelecekte bu durum olacak. şu an başka bir gezegene gitme imkanımız olsa bile , problemli kiracı gibi neden b.k edip bırakıyoruz? insanlık olarak yaşam alanımıza dünyamıza umarım iyi bakarız.

işin ciddiyetini hala anlamayan insanoğlu, doğa tarafından zorla terbiye edilecektir diye düşündüğüm ısınma süreci.

konuyla ilgili kızılderili meşhur sözü şuraya bırakayım:

--- alıntı ---

beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu, son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde anlayacak...

--- alıntı ---

aralık ayının en sıcak yılı 2009 olarak 27 derece olarak ölçülmüştür.
küresel ısınmanın da etkisi var fakat koronavirüs bunun için ve great reset
için çıkartıldı, virüsten önce çinliler maskeyle dolaşıyordu küresel ısınma yüzünden ve korona sonrası yeşile dönmüştü çin havası.
normal düşünmemek lazım

20 aralık 2002 tarihinde bir tanıdığımızın köyde düğünü vardı, o gün her yerde kar vardı ve hava gerçekten soğuktu. şimdi köye yağmur en son üç hafta önce yağmış:/

normalde yılbaşı diyince aklımıza kar falan gelirdi. ama bugün hava sıcaktı.

haberlerde gördüğüm kadarıyla da baharda açan çiçekler havaların sıcaklığında kışın ortasında açmaya başlamış.

valla nereye gidiyoruz bilmiyorum.

ısınmanın kötü olması bir yorum sonuçta. ısınma olayı periyodik bir durum ve dünyada bunun olduğu episodlarda aşırı bolluk ve bereket oluşmuş ve dünya nüfusu artmış. şu an dünya nüfusunun azalmasını ve insanlığın erimesini isteyen bir küresel otokrasi ile karşı karşıyayız. bu kesim tabi ki ellerinde olan bütün kaynakları; medya, bilim, kültür, sanat ısınmanın eşittir dünyanın sonu kampanyasını yürüttürüyor.

gelecek yılların en önemli yatirim araci temiz su olacak gibi görünüyor.

bloomberg'de bile böyle makalelerin paylaşılması, sorumlu ve sorunlu yapının ne olduğunu açıkça göstermektedir.
edit: farklı bir kaynak olmasına rağmen ne demek istediğimi oldukça iyi açıklayan bir köşe yazısını da buraya bırakmak isterim.

küresel ısınma konusunda ordinaryüs olmuş arkadaşları gördüğümüz başlık. susuzluktan geberdiğinizde ya da yaşadığınız yeri deniz yuttuğunda şöyle bir içinizden geçirirsiniz bu da bir yorum sonuçta diye. küresel ısınma sonucu olacak kuraklığın bedelini en çok bizim gibi su kaynağı kısıtlı ve etrafı anasının gözü ülkelerle dolu ülkeler çekecek. biz bize yetecek suyu buluruz belki ama birde onu korumak var. acilen doğudan batıya su kaynaklarımız üzerinde ciddi çalışmalar yapılmalı. türkiye’den çıkıp başka ülkelere giden sular şimdiden hafif hafif kısılmalı sonra biz kendi suyumuzu kullandığımızda ötmeye başlayacaklar geçmişte baraj meselesinde böyle olaylar olmuştu. umarım hatırlarlar ve önlem alırlar

buralara yaz günü kar yağıyor canım...

azcık daha dayansın bizim nesilden sonra erisin de biz yırtalım dediğim doğa olayı.

dünya ısınacak, soğuyacak. belki milyon yılda belki 50 yılda ama sonuçta sadece uyum sağlayabilen canlılar kalacak. insan uyum sağlayabilecek mi veya sağlayacak mı acaba bilmiyoruz ama sonsuza kadar dünyada yaşayamacağı kesin bu tüketim hızıyla.

salgın, susuzluk ve zombi toplum.

türkiye’de de kendini inanılmaz şekilde hissettiren etkidir. özellikle 1 ocak 2020 ve 1 ocak 2021 uzay fotoğraflarını mukayese edecek olursak.
hatta bazı klimatologlara göre türkiye bu yıl itibariyle tropikal iklime geçmiş bulunuyor.*

1 ocak 2020
imgyukle.com/i/aBIxW8

1 ocak 2021
imgyukle.com/i/aBIvMe

dünyanın ısınmasının iyi bir şey olduğuna inanan bunca bilimsiz burada, şu anda, aramızda bile olduğuna göre ısınsın zaten bu dünya. bu kalasları yontmayla neden uğraşsın, muhtelif yangınlar potasında eritmesi daha kolay.

ekleme: ülkemiz iklimi bakımından 3 ayrı flora bölgesinin özelliklerini taşır bu da dünya üzerindeki çokça ülkeden daha çeşitli endemik bitki türlerine sahip olmamız ve tarımsal faaliyetler açısından da daha elverişli koşullara sahip olmamız demektir. tüm bunlara rağmen fındığın kilosunu kaça alıyorsun fındık beyinli? arpayı, buğdayı bile dışardan ithal eder durumdayız bilmem farkında mısınız? saman ithal edildi bu ülkede saman!
neyse birileri küresel ısınmanın kötü bir şey olduğunu pompalayıp dursun kafanız bir tek bu çıkarımı yapabilir çünkü.

1 ocak günü istanbul'da neredeyse t-shirt ile gezecektim. inanılır gibi değil! normalde şu anda buz gibi bir soğuk ve bembeyaz bir istanbul yaşamamız gerekirdi.

bu sefer kesin yok olacağız.

yaşadığım yerde geçen sene -15 dereceyi görmüşken, bu sene kar bile göremedim. 3-4 sene önce -25 gördüğüm oluyordu.

felaketler silsilesinin başlangıcı.