league of legends

gençliğimde deli gibi oynadığım efsanevi oyun. türkçesi ''efsaneler ligi''dir. zamanında kule altında az penta atmadım ben de.

bizim türk gençlerinin algılarının nasıl açık olduğunu gösteren oyunumsu.
kız arkadaşım oynuyor, bi iki senedir falan. geçen benim bilgisayardan oynuyordu, izleyeyim falan dedim.
neyse, kız arkadaşımın nicki normal bir şey olmasına rağmen oyundaki 9 kişi de oynayan kişinin kız olduğunu farketti, bazısı chate bir şeyler yazdı falan. oyunun ikinci dakikalarındayız o sırada.
bizimkine sorduğumda "nerden anlıyolar, ilk kez mi böyle?" diye, dedi yok, hep anlıyorlar.
garip bizim türkler, aferin.

sesli chat falan da yok oyunda sanırım.

an itibariyele 13. sezonu sonlanan moba oyunu. yarın itibariyle 14. sezon başlayacak olup harita, yaratık ve eşyalarda kapsamlı değişiklikler yapılacak. 14.1 yama notları

tft olmasa oynanmayacak oyun. geçen yine bir aram attım yetti de arttı kanser ettiler tft devam. valorant ile buna girip güzel stres atabilirsiniz küfür etmeyi seviyorsanız.

hayatımı bitiren oyun. her gün keşke başlamasaydım diyorum kendi kendime ama nafile. sigaradan bile çok daha zararlı olduğunu düşünüyorum.

gay oyunu

riot games'in fenomen oyunudur. dünya çapındaki turnuvaları ile e-spor dünyasına lig atlatmış, arkasına da büyük bir prodüksiyon kurulmuş, sosyal etkinlik olanağı yüksek bir oyundur.
her ne kadar sezon2- sezon5 arası kadar kaliteli bir ortama sahip olmasa da, en az üç kişilik arkadaş grubunuz ile beraber oynadığınızda hâlâ eglenmeniz mümkündür. aksi halde antartika"da cehennemi yaşarsınız.
valorant oyunundan sonra yüksek oranda oyuncu kaybetmiştir. yani bir cebinden alıp, öbür cebine koymuştur riot games.

gaylerin isgal ettigi kiytirik oyun

gaylerin dışlandığı ve oynamayı beceremeyenlerin kıytırık dediği oyun.

bu oyunda düşük elo ve yüksek elo oyuncuları ayıran faktör yetenek değil. hatta ayrıcı faktörlerde yeteneği ilk 3 sıraya bile yazmam.

-düşük eloyu düşük elo yapan ilk ve en önemli faktör mikro ve makro oyun bilgisi. yüksek elolarda herhangi bir savaş kazanıldığı an varsa objektif yoksa kuleye hatta bazı durumlarda ikisine birden oynanıyor. düşük elolarda ise bu çok zayıf. düşük eloda ormancı biraz öne geçerse hele ki bu kayn, shaco, master yi tarzı bir ormancıysa asla objektif almaz ormanda geze geze adam arar.

-düşük eloda meta takibi çok zayıf. her sezonda her yamada öne çıkan, bufflanan, iyi durumda olan şampiyonlar olur ama düşük eloda neredeyse hiç meta takibi yoktur.

-düşük eloda comp bilgisi çok zayıftır. daha doğrusu comp bilgisi ben yasuo alayım sen de zıplatmalı bi şeyler al. 5 benzemez gibi comp dizilmesi düşük elonun şanındandır.

-düşük eloda video çeken youtuberların bu char çok bozuk ya da bu build çok bozuk tarzı içeriklerin gerçek sanılıp deneniyor olması da en büyük problemlerden biri. bunun yarattığı hüsran ve stomp kolay kolay bulunmuyor.

yaklaşık 10 yıldır oynuyorum bu oyunu. bazen bırakıp gitsem de birkaç ay sonra tekrardan lig kasmak için duo arıyorum :) riot kesinlikle psikoloji profesörleriyle ortak bir çalışma içinde. haftada 6-7 saatin üstüne çıkmayacak şekilde oynamaya iradeniz varsa bence oynanabilir. ama fazlası mental ve fiziksel hasara neden olacaktır, uyaralım.

eşleştirme sistemi yüzünden an itibariyle artık bıraktığım oyun. istese rank farkı yüzünden duo giremeyecek oyuncuları karşılıklı olarak eşleştirmesinden, kolunu bacağını bırakıp adc oynamaya çalışan çok bilmiş tipler bunalttı artık. support main olarak oyunu oynamak resmen eziyet.

gençliğimi çürüten, gerçek manada kanser etmese de ona yakın derecede zarar veren, her yamada lux ve ezreal karakterlerine skin gelen 30-40 gblık çin virüsü.

belli bir elodan sonra support ve jungle rolünün her karşılaşmanın kaderini belirlediği moba oyunu.

(bkz: dijital sabır testi)

riot games'in, 2009 yılında ''bataklıkta debelenin ulan itneler'' motivasyonu ile piyasaya saldığı moba türünde bir strateji oyunudur. beş kişilik takımlar halinde oynanan oyunda amaç, karşı takımı haritadan silip rakip nexus'u yok etmektir. iddialar bu yönde olsa da bana kalırsa ''bir oyunu sadece oyun olmaktan çıkarıp, br ömür sürecek bir psikolojik gerilim yaratmak ister misiniz?'' diye sorduktan sonra, kendi kendilerine ''aaa çok mantıklı'' diyerek de motive olmuş olabilirler. bilmiyorum... gerginim çok.

oyun, şampiyon seçim ekranında başlar, karşı yone'nin dördüncü dive'ı ile biter. bir yandan ''beyin bedava'' diye darlanırken diğer yandan ''jung diff'', ''sup diff'' zerzenişleri ile ruhsal bir çöküş hikayesi yazılır.

türkçesi (bkz: efsaneler ligi) olarak çevrilse de, bu efsane oyun içindeki ''intleyen yasuo''nun hikayesi ile sınırlıdır. kısaltması (bkz: lol)'dür, fakat ben gülünecek pek de bir şey göremiyorum.

harita üç koridor, ortada bir nehir, ormanda yaratıklar, minyonlar, kuleler, inhibitörler ve nexus'tan oluşur. başta basit gibi görünebilir ama acele etmeyin; işin içine metalar, eşya dizilimleri, stratejiler, çaldırılan ejderler, çaldırılan baron nashor'lar, ''800k yasuo var mid sal'' diyen ve ''hoplatan bişe alın'' diye ekleyen ergenler, ward itemini satıp tek kılıcı çeken supportlar, tilt olan ormancı, all chat'e''sup diff'' yazıp sürekli pingleyen adc, teleport kullanmayan solo, her şeyin kendisi etrafında döndüğünü zanneden ama ejderhaya bile gelmeyen mid girince, dijital bir santranç tahtasından ziyade sinir sistemini hedef alan dış minnakların oyunu halini alır.

bu üç kordorda; üst(top), orta(mid) ve alt(bot) olmak üzere üç sapaktan oluşur. bir de bunlara ek olarak, işler yolunda giderken kimsenin kafaya takmadığı ama işler kötü giderse herkesin ortaklaşa sövdüğü bir ormancı(jungle) vardır. amaç rakip nexus'u yok etmek demiştim ama bu süreçte laptopun anakartı ve tuşlarını daha önce yok etmek de mümkündür. yabmayın olm böyle şeyler.

lol'de rol dağılımları vardır. üst koridor oyuncuları genellikle depresif olduğunu varsaydığımız kişilerdir; haritayla bağlantısı olayan, bütün savaşı kendi ile olan bir keşiş, tek başına oynar, ilk 25 dk rakip darius'a 5 kez ölür, yardım istemez, teleport kullanmaz ve ''haritaya bakmıyorsunuz'' der. ormancı, her şeyin sorumlusudur; koridor kaybedilirse ''jungle diff'tir, rakip baskın yaptı ise ''jungle diff''tir, wardın süresi mi doldu? yapıştır gelsin ''jungle diff", alt kordordaki sevgililer kavga mı etti? e ''jungle diff bariz''. destek oyuncusu genelde fedakar ve cefakar kisilerdir; ölümüne korur adc'yi, bir ward atar, edison görse gözleri dolar ama yanlışlıkla bir tane kill onda kalırsa o da örselenir ''sup diff'', ''thresh ks rep''. adc'ler genelde dramaqueen kişilik bozukluğu sahibi kişilerdir; hem korunmayı isterler, hem takım savaşına en önden girerler, sonra da ''sup yok ki'' diye ağlarlar, dk 15'te ff çeken odur ama yanlışlıkla bir triple atsa ''ez game'' yazar. mid oyuncuları, duygusal dengesi çok ince bir çizgide olan kişilerdir; ya oyunu taşır ya da afk kalır, egosu çok yüksek ve kırılgandır, kaybederse ''mid kamp'' kazanırsa ''mid diff gg ez'' yazmak vatani görevidir, dünya onun etrafında dönüyor zanneder.

ayrıca bir parantez yasuo main oyuncuları, nam-ı diğer rüzgarla savrulan bela tam bir ''tokatçı arkadaş'' ya da ''projeci enişte'' tiplemesidir; her el gelir ve son picktir, ''trust me bro'' der, rakip kulenin önünde dans eder, skoru 0-7-1 olsa dahi ''latede taşıyacağım'' der, takım savaşlarında ya 5'te 5 yapar ya da 5 kişiye tek başına dalıp küfür yer. alelade bir akraba ile ortak ticarete girmek gibidir, bu kadar güven vericidir en fazla.

tr serverinde ''oyunda 160+ şampiyon olabilir koçum, ben yasuo ya da zed oynayacağım'' mottosu her metada, her yamada, her yenilikte, taş tabletlere yazılı bir emir gibi değişmez bir sürüm olarak gelir takımdaki taş kafalarla. çünkü tr serverinde ''başarı'' demek, yüksek skor ve win değil; rakibin moralini bozmak ve kendi takımına da mental bir çöküş sağlayarak, chate ''1v9, easy game'' yazmaktır.

lol, tek güncelleme ile bütün alışkanlıkları yerle bir eder; main şampiyon nerf yer, jungle'ı değişir, eşyalar değişir, bir bak ki yasuo ile support oynuyorsun shdgskjd. yine de her yama'da ''bu defa bırakıyorum'' diyen ve next game'e geçen yüzbinlerce insanın bağımlı olduğu bir kısır döngüdür. tam metaya alışırsın, benimsersin; ''wow wow wow haram!'' der riot bacı.

bitmek tükenmek bilmeyen umutların oyunudur lol. her yeni oyuna başlarken, ''bu defa elo boost yemem'', ''şimdi kazanacağım'' diye sabaha kadar premadelerini, yoksa kendini gazlaya gazlaya ''aram atıyorum, o halde doğdu güneşim'' demektir lol... gülersin tabeee, gül sen gül...

topluluğu toksikliği ile ünlüdür. getirin pc başına en evliyasını, en minnoşunu, en bilgesini dört dakika içinde bütün ilkel azgınlıkları vücudunu ele geçirmiş bir şekilde sunucuları kundaklamak için yanıp tutuşur.

''adres ver oç'', genelde üstünlük sağladığınız rakip koridor oyuncusundan gelen bir replik olsa da bazen kendi takımınızda kill sizde kalınca ''yasuo main''den de gelebilir.
lolde sizden istenen ikametgah bilgileri, hayatınız boyunca kurumlara ibraz edebileceğinizin milyonlarca katına eşittir.

''ayağımla oynadım'', bunca yıllık lol kariyerimde hiçbir koşulda kullanmadığım repliktir ama genelde rakip çok kötü ise yine en çok ''yasuo main'' oyuncularının all chat'e yazdığı bir beyandır. sportmenlik dışıdır.

çalıda saklanırken üzerine atlayan rengar, allah onu bildiği gibi yapsındır. gerçek manada korkutucudur. kahveyi klavyeye dökme garantilidir.
***

''bu son el'': koca bir yalandır. sabaha karşı derecelide yüklendiğin gerginliği, aram'da teemo'ya statik hançer kasarak atarsın.

''normalde böyle oynamam'': kesinlikle! son on maçın 1-9 ama haklısındır bence.

''auto fill verdi'': eğer destek rolünde yasuo oynamak için bahane arıyorsanız, tam size göre bir yalanımız var.

''lag var'': yav he he!

''tilt oldum ya'': ay gtüm ya, tilt olmasa faker çünkü.

''build deniyorum'': millet baronda per perişan, sen ''crit morgana" ile troll değilsin yani, ok.

''gg team diff'': halbu ki sen ne kadar iiyisin... suç hep takımda.

bonus:bıraktım ben lolü aslında: hahahah, bırakadın. lol bırakılan bir şey değil, sen bıraksan o bırakmaz. düz kötü oyuncusun işte.

yalanlar yalanlar yalanlar...
***
her lol sezonu, oyunuların ruh sağlığını emin adımlarla aşındırır. her sene en az platin olma motivasyonu ile başlanıp, sezon sonu bronz 4'te ağlayarak bitirir gene de bırakmazsın. çünkü lol bir oyundan daha fazlasıdır. bir aidiyet duygusudur. travma biriktirme stratejisidir, mental göçüş, toksik terapi ve stockholm sendromudur. birlikteyken nefret ettğin, ayrılınca boşluğa düştüğün toksik ilişkidir, geri dönüp tekrar pişman olmak istediğin ağlama duvarıdır, gün be gün merkezine çekildiğin karadeliktir. bir kere girdiysen bırakamazsın. çünkü sen artık ''efsane''sin.

hey gidi günler. abartmıyorum efsane ötesi jeneriklik oynadığım bir nami kariyerim vardı bu oyunda. supportda leona, soraka, taric, sona, nami, tresh, braum, nautilius, bard, tahm kench ve lulu oynardım. hepsine üst seviye hakimdim. turnuvaya girsem koreliler önümde eğilir, ver elini öpeyim agam o nasıl bir nami demez muhtemelen nami banlarlardı. turnuva nickim nami banlatan.

oyuna tank veya support olarak 2009 yada 2010 gibi başladım ve 5 6 sene oynayıp bıraktım. hesabımı da kardeşime devrettim hala duruyordur herhalde. çok eğlendim iyi zaman geçirdim aman aman bir stres yaşamadım, hileciler dadandığında bıraktım oyunu. bol bol hileli vayne, ezrael, yasuo gelmeye başlamıştı, adamlar hile açıp canlı yayın yapıyordu.

işi bilen bahisçilerin müsabakalardan bahisler alıp deli gibi para kazandığı oyun. rexbet bülteninde var ama ben o kadar anlamadığım için girmedim hiç, aslında en garanti kazanma yollarından biri gibi duruyor bu oyunun bahisleri. çünkü kolay kolay sürpriz olmuyor, favori genelde kazanıyor.

artık aram bile sarmıyor. ne zaman yabancı sunucuya girsem hep oynamak isteyeceğim çarlar geliyor ama ne zaman yerli sunucuya girsem nerde tank, davar varsa geliyor. çok sıkıldım cidden. zar da bi işe yaramıyor. bu olasılıkları kim ayarlıyosa uykuları kaçsın inş.

2011 de 2600 elo seviyesinde oynadığım (avrupa sunucusu.) oyun.

bilmeyenler için challenger da ilk 20 gibi bir şey.

sonrasında oyunun cılkı çıktı eğlenemediğim için bıraktığım oyun. arada udyr, irelia,trundle ve briar oynamaya giriyorum. onun dışında eğer kazanmak istiyorsam alırım nocturne u atarım pentayı oyun biter zaten.

bir zamanlar riot games fanı , 12 yıllık lol'cü olarak yazıyorum.

artık neredeyse yılda 10 saat bile oynamıyorum bu oyunu.

bir zamanlar " meta " diye bir şey vardı. atılan en ufak buff ve nerf'ün bir anlamı vardı. esas amaç oyunu tamamen dengelemekti. bu bir türlü sağlanamıyordu. çünkü yeni herolar ile birlikte yeni mekanikler geldikçe oyun sistemi dalgalanıyordu. o yüzden buna dönemin metası diyorduk. bazen bazı laneler bile meta olabiliyordu. böylece oyun zevki standart düzeyde gitmek yerine sürekli canlı kalıyordu.

sonra malumunuz tencent'in etkisi artması ile birlikte abd'de yayılan sjw/woke dalgası vurdu. beyinsiz insanlarda oynasın diye diye oyunu casual hale getirdiler. haliyle vadide sürekli canlı kalan meta , ilk darbeyi aldı. artık belli başlı lane ve görevleri yoktu. mesela top lanerlar tank/offtank herolar almak zorunda değildi. hatta bu iş supportlara kadar gitti. sırf buna özel şampiyon bile çıkarttılar. (bkz: pyke)

sonuç olarak: online oyunlar denilince ilk başta akla hile geliyor. sonra tencent geliyor. sonra sjw/woke lobisi geliyor. sonra zevksiz , tatsız , tuzsuz , beyinsiz casual denen ucube sistem geliyor...

iyi ki zamanında bolca lol oynamışım. hatta iyi ki eskiden doyasıya tadını çıkarmışım internetin. şimdiki nesiller eğlence nedir bilmeden büyüyolar. artık hiçbir şeyden keyif alınmıyor. sadece ve sadece aptalca , para amaçlı işler yapılıyor.