meja (yazar)
başlık "theory of everything" tarafından 03.12.2020 16:20 tarihinde açılmıştır.
nickaltı sahibi yazar profili: meja
121.
küs değilim ama beni accık sinirlendirmiş yazardır.*
aramızda çözeriz her ne varsa, teşekkür ederim.
aramızda çözeriz her ne varsa, teşekkür ederim.
devamını gör...
122.
online listesinde bu ablanın nicki yeşildi. tekrar siyah olmuş. pişman olmuş mudur acabâ karma puanını harcadığı için!
devamını gör...
123.
#839485
sarhoşun mektubu okunmazmış, öyle der eskiler ama bu hanımefendi sarhoş da değil?
nedir bunlar anlamıyorum, korkuyorum?
yalnız gecelerimizde konuşan kedi, ölü taklidi yapan at vb video yolladık diye bu hale geleceğimizi düşünmemiştim doğrusu?
gel seni atom profesörü yapacağım dedi, şarabımı çaldı bişi demedim ama ben nişanlı bir erkeğim, lütfen meja hanım!
sarhoşun mektubu okunmazmış, öyle der eskiler ama bu hanımefendi sarhoş da değil?
nedir bunlar anlamıyorum, korkuyorum?
yalnız gecelerimizde konuşan kedi, ölü taklidi yapan at vb video yolladık diye bu hale geleceğimizi düşünmemiştim doğrusu?
gel seni atom profesörü yapacağım dedi, şarabımı çaldı bişi demedim ama ben nişanlı bir erkeğim, lütfen meja hanım!
devamını gör...
124.
sözlükte şu ana kadar, hakkında nickaltı yazarken en fazla zorlandığım memeli insan. (memeyi koyduk yine oraya. yakıştı gerçi.) entel demeye gönlüm el vermiyor. sısıısıs
tüm erkek klişelerine tepki olarak doğmuş. korkutuyor beni bazen yazdıklarıyla.
farklı hanımları keşfedip asılma ve yeşilay kolu olarak, sıkıcı olarak anılan kafa sözlükteki ilk günlerimde, uzun uzun yazdığı entryleriyle fiziğe düşkünlüğü sebebi ile "sevgilimden ayrıldım çok yalnızım blog kızı" sanmıştım onu. her 10 kızdan 4'ü gibi. itiraf edeyim bari.
sonradan "hımm bu bir şeyler diyor" deyip daha dikkatli okumaya başlıyorsunuz. az çok analiz yeteneği varsa, derin bir anlam görüyorsunuz bu hanımda. "merhaba hanım, sizde derin bir anlam var diyorsunuz", "hadi lennn oradan" diyor. o ara radyoda paralelde.
çünkü derin anlam falan yok. sabah rafadan yumruta yiyip diş fırçaladıktan sonra kahvaltıya devam eden gri çoraplı bir fırlama çünkü. belirsiz grili cisim. tüm renkleri toplamış ve kısa zaman dilimlerinde hepsine bürünebilecek kıvraklıktaki arsız bukalemun.
bir anlamıolduğu belliydi. dikkatli gözlerden kaçmadı. çektiği hikayede paralel olduğunu tahmin ettiğim tırt endişelerim olduğu için, onu 'kurtarayım' dedim. onu kurtarırsam, vicdanen daha rahat uyurum, daha önce, daha önceki acı çekenlere yaptığım tüm boktan işlerden arınırım dedim. egoizmimi konuşturdum yine. o benim vicdan azaplarımı temizleme süpürgem olacaktı. onun bundan haberi yoktu. onu çok mutlu edip gidecektim. "bak işte artık daha mutlusun hadi çüüz" diyecektim.
o da olmadı. vazgeçtim bu sabah tost yerken. (yağmur vardı gibi sabah. -yağmur yoktu vurgu olsun diye salladım aslında. çok az çiseledi mi sanki? neyse lan.)
labirent gibi birleştirmemizi buyurdu hanfendi acılarını. yazdıklarından. daha açık oldu. hemen anladım ruh halini. açılmak ertesi gün pişman eder. sanki ona karşı olumlu bir kaç söz söyleme baskısını oluşturur. aa aynı ben dedim. ben bunu yapamayacak kadar yorgunum da dedim. bu keşifler yerine meme ucu birleştirmeyi yeğlerim her zaman. dar bir zaman dilimi haricinde herhangi bir stabil konuya dahi 3 günden fazla dayanamıyorum. o kurtarıcı ben olamam dedim. 10 saniye sonra olurum dedim. kafada dönen fazlasıyla gereksiz yığın var. kimsenin kederinden van gogh resmi çıkaramam ben. renkli renkli ıyyy. defolsun bunlar. defol pis washall. gıcık. fizik daha iyi. gülücük fiziği ve kanunu.
defolmuyor hiç. öyle bir yerden karşısına çıkıyor ki insanın, "son noktada mı acaba" sorusu ve şüphesi ile başbaşa bırakıyor kişiyi.
son nokta genelde, -boşluk hissi- tanımına uydurduğum bir faz. mar adentro izlerken havada uçan piçin yaptığı gibi, her boka üstten bakılan ve "anlamsızmış lan karınca gibi görünen şu mavilik" denilen an boşluk hissidir. sıvı ve katı ve gaz ve kulak memesi kıvamı arası ütopik bir yer. solcu işi. entelce.
"yok canım, aslında canı sıkılıyor onun da, başka hiçbir amacı yok" diyorsunuz birden. buyur buradan yak. sadece stres atma doğrultularımız farklı ama onun da "bundan sonrası" için bazı kararları var ve bunlar sabit diyorsunuz. değişmez bu kesin. yapar bu yazar böyle şeyleri. aniden böyle hissettirir. çok seksidir, hiç acımaz. acıtmaz velhasıl,
meja şaşırtır.
meja'yı okumak için en uygun zaman dilimi sızmak üzere olup, "içimi döksem mi" dediğiniz gece 04.30 dilimdir. eskilere mesaj atmayı önleyerek, masal kıvamında uyutuyor hanfendi o ara.
meja belirsizdir. tam olarak tanımlanamayan uçan cisimdir.
meja'yla gün bitimi olur bazen. bazen huysuzlaşırım fazla ciddiye aldığı için. bazen eleştirip içimden paralelde gülümserim, bu kadar bunalttığı için. bazen takdir eder "bebeğim ısıt yatağı geliyorum sabaha" yazayım derim. hepsinden vazgeçer silerim. onu sabaha karşı rahat bırakırım. sessiz kalırım. kalmasam da sorun olmaz derim.
daha hakkında en ufak şey bilmememe rağmen, gece çirkefleşip sabah kusura bakma desem de anlar o beni derim. kaçış noktam oluverir bazen. "sus lan şeytan kafalı" yazıp kaçar, tamam bebeğim sustum der - derim. bu kadar telepati fazla derim.
"bu kadar telepati olunca bir kızla kesin ona açılmam lazım ince ince" derim.
"yok be bu çok hanfendi, uğraşılmaz" derim.
varlığı ile bana sağlayacağı en büyük fayda iyi hissettirmesi derim, aklımın almadığı bazı konularda akıl almak ve 458 dakika discordda konuşmak olur bunun derim. ne de olsa kafası çalışan bir karşı cins derim. canım derim. off derim. oyhş derim. derim de derim.
solcu olsam, sol yanım derdim. sol yanım falan değil. sabah kramp giren bacağım olabilir. çamaşır makinesinde unuttuğum mavi tişörtüm gibi. fazla tanıyorum ben bu yazarı gibi. -derim.
içmek lazım bununla. karşılıklı anlatmak lazım. süper ağlama terapisi olan hanım. ağlamam gerçi, hep yalan dolan bunlar. hadi eve gidelim derim. kızlar bazen sütyen takıyor çünkü nietzche diye konuyu dağıtan entellere dönerim. onu demek istemiyorum bu bağyana nedense. camideki ikizim falan olabilir, ondan. sısıısıs
bilmiyorum, şimdilik iyi böyle. hep iyi o. varlığı şans oldu, tesadüf oldu. rahatlatıyor. acaba şimdi ne hissetti diye düşündüğüm nadir dişilerden.
canımsın. canımsın.
tüm erkek klişelerine tepki olarak doğmuş. korkutuyor beni bazen yazdıklarıyla.
farklı hanımları keşfedip asılma ve yeşilay kolu olarak, sıkıcı olarak anılan kafa sözlükteki ilk günlerimde, uzun uzun yazdığı entryleriyle fiziğe düşkünlüğü sebebi ile "sevgilimden ayrıldım çok yalnızım blog kızı" sanmıştım onu. her 10 kızdan 4'ü gibi. itiraf edeyim bari.
sonradan "hımm bu bir şeyler diyor" deyip daha dikkatli okumaya başlıyorsunuz. az çok analiz yeteneği varsa, derin bir anlam görüyorsunuz bu hanımda. "merhaba hanım, sizde derin bir anlam var diyorsunuz", "hadi lennn oradan" diyor. o ara radyoda paralelde.
çünkü derin anlam falan yok. sabah rafadan yumruta yiyip diş fırçaladıktan sonra kahvaltıya devam eden gri çoraplı bir fırlama çünkü. belirsiz grili cisim. tüm renkleri toplamış ve kısa zaman dilimlerinde hepsine bürünebilecek kıvraklıktaki arsız bukalemun.
bir anlamıolduğu belliydi. dikkatli gözlerden kaçmadı. çektiği hikayede paralel olduğunu tahmin ettiğim tırt endişelerim olduğu için, onu 'kurtarayım' dedim. onu kurtarırsam, vicdanen daha rahat uyurum, daha önce, daha önceki acı çekenlere yaptığım tüm boktan işlerden arınırım dedim. egoizmimi konuşturdum yine. o benim vicdan azaplarımı temizleme süpürgem olacaktı. onun bundan haberi yoktu. onu çok mutlu edip gidecektim. "bak işte artık daha mutlusun hadi çüüz" diyecektim.
o da olmadı. vazgeçtim bu sabah tost yerken. (yağmur vardı gibi sabah. -yağmur yoktu vurgu olsun diye salladım aslında. çok az çiseledi mi sanki? neyse lan.)
labirent gibi birleştirmemizi buyurdu hanfendi acılarını. yazdıklarından. daha açık oldu. hemen anladım ruh halini. açılmak ertesi gün pişman eder. sanki ona karşı olumlu bir kaç söz söyleme baskısını oluşturur. aa aynı ben dedim. ben bunu yapamayacak kadar yorgunum da dedim. bu keşifler yerine meme ucu birleştirmeyi yeğlerim her zaman. dar bir zaman dilimi haricinde herhangi bir stabil konuya dahi 3 günden fazla dayanamıyorum. o kurtarıcı ben olamam dedim. 10 saniye sonra olurum dedim. kafada dönen fazlasıyla gereksiz yığın var. kimsenin kederinden van gogh resmi çıkaramam ben. renkli renkli ıyyy. defolsun bunlar. defol pis washall. gıcık. fizik daha iyi. gülücük fiziği ve kanunu.
defolmuyor hiç. öyle bir yerden karşısına çıkıyor ki insanın, "son noktada mı acaba" sorusu ve şüphesi ile başbaşa bırakıyor kişiyi.
son nokta genelde, -boşluk hissi- tanımına uydurduğum bir faz. mar adentro izlerken havada uçan piçin yaptığı gibi, her boka üstten bakılan ve "anlamsızmış lan karınca gibi görünen şu mavilik" denilen an boşluk hissidir. sıvı ve katı ve gaz ve kulak memesi kıvamı arası ütopik bir yer. solcu işi. entelce.
"yok canım, aslında canı sıkılıyor onun da, başka hiçbir amacı yok" diyorsunuz birden. buyur buradan yak. sadece stres atma doğrultularımız farklı ama onun da "bundan sonrası" için bazı kararları var ve bunlar sabit diyorsunuz. değişmez bu kesin. yapar bu yazar böyle şeyleri. aniden böyle hissettirir. çok seksidir, hiç acımaz. acıtmaz velhasıl,
meja şaşırtır.
meja'yı okumak için en uygun zaman dilimi sızmak üzere olup, "içimi döksem mi" dediğiniz gece 04.30 dilimdir. eskilere mesaj atmayı önleyerek, masal kıvamında uyutuyor hanfendi o ara.
meja belirsizdir. tam olarak tanımlanamayan uçan cisimdir.
meja'yla gün bitimi olur bazen. bazen huysuzlaşırım fazla ciddiye aldığı için. bazen eleştirip içimden paralelde gülümserim, bu kadar bunalttığı için. bazen takdir eder "bebeğim ısıt yatağı geliyorum sabaha" yazayım derim. hepsinden vazgeçer silerim. onu sabaha karşı rahat bırakırım. sessiz kalırım. kalmasam da sorun olmaz derim.
daha hakkında en ufak şey bilmememe rağmen, gece çirkefleşip sabah kusura bakma desem de anlar o beni derim. kaçış noktam oluverir bazen. "sus lan şeytan kafalı" yazıp kaçar, tamam bebeğim sustum der - derim. bu kadar telepati fazla derim.
"bu kadar telepati olunca bir kızla kesin ona açılmam lazım ince ince" derim.
"yok be bu çok hanfendi, uğraşılmaz" derim.
varlığı ile bana sağlayacağı en büyük fayda iyi hissettirmesi derim, aklımın almadığı bazı konularda akıl almak ve 458 dakika discordda konuşmak olur bunun derim. ne de olsa kafası çalışan bir karşı cins derim. canım derim. off derim. oyhş derim. derim de derim.
solcu olsam, sol yanım derdim. sol yanım falan değil. sabah kramp giren bacağım olabilir. çamaşır makinesinde unuttuğum mavi tişörtüm gibi. fazla tanıyorum ben bu yazarı gibi. -derim.
içmek lazım bununla. karşılıklı anlatmak lazım. süper ağlama terapisi olan hanım. ağlamam gerçi, hep yalan dolan bunlar. hadi eve gidelim derim. kızlar bazen sütyen takıyor çünkü nietzche diye konuyu dağıtan entellere dönerim. onu demek istemiyorum bu bağyana nedense. camideki ikizim falan olabilir, ondan. sısıısıs
bilmiyorum, şimdilik iyi böyle. hep iyi o. varlığı şans oldu, tesadüf oldu. rahatlatıyor. acaba şimdi ne hissetti diye düşündüğüm nadir dişilerden.
canımsın. canımsın.
devamını gör...
125.
benimle uğraşmasını ve onunla uğraşmayı çok sevdiğim yazar kişisi.
çok özledim lan seni, çabuk dön.
hanımı da ikna edicem, kuma alacam seni söz!
özlenen uyuz.
çok özledim lan seni, çabuk dön.
hanımı da ikna edicem, kuma alacam seni söz!
özlenen uyuz.
devamını gör...
126.
kendisi profesyonel bir astronomdur. başka bir yerden de tanıyorum. donanımlı bir insandır. keyifle okuyoruz.
devamını gör...
127.
bilgi birikimi ve yaptığı araştırmalar ile girdiği tanımlarla sözlüğe değer katan yazarlardan. kendisini zevkle takip ediyor, keyifle yazdıklarını okuyorum. siz yazın biz okuyalım yazar hanım..
devamını gör...
128.
129.
kendisiyle gerçekte bilimsel bir konu üzerine konuşmak istediğim değerli insan.
yazdıkları kıymetlidir, kıymeti bilinmelidir.
yazdıkları kıymetlidir, kıymeti bilinmelidir.
devamını gör...
130.
hayal kırıklıklarını da alıp geri dönmüş yazar.
yoluma pulsarlar sersen de çok geç babe..
şimdi ortalama serbest yol'unun ışığında kenar kararmasına sokup hidrojen yanmasına soktuğun adamın yüzüne bir dön bak istersen senden eser var mı?
çok yakında belli olacak zaten ak cüce kara cüce!
yoluma pulsarlar sersen de çok geç babe..
şimdi ortalama serbest yol'unun ışığında kenar kararmasına sokup hidrojen yanmasına soktuğun adamın yüzüne bir dön bak istersen senden eser var mı?
çok yakında belli olacak zaten ak cüce kara cüce!
devamını gör...
131.
yokken merak eden, dönüşümde mesaj atan herkese teşekkür ederim.
domestik'ciğim, seninle ayrıca görüşeceğiz *
domestik'ciğim, seninle ayrıca görüşeceğiz *
devamını gör...
132.
#942995
(bkz: samimi söylüyorum vazgeç kanka manyak olursun bak)
tövbe estağfurullah, şu mübarek günde?
mutlu aşk yuvamı bozmaya and içmiş mübarek, lilith kılıklı entel.
(bkz: samimi söylüyorum vazgeç kanka manyak olursun bak)
tövbe estağfurullah, şu mübarek günde?
mutlu aşk yuvamı bozmaya and içmiş mübarek, lilith kılıklı entel.
devamını gör...
133.
devamını gör...
134.
astranomide bir yere kadar tabi. tutup bacağını sözlüğe atan yazar.
devamını gör...
135.
ayak bacak yapma bize meja*
tanım : bakın ayakarım güzel pozu. hiiiç dümen yapmayın abicim şimdi.
edit : fotoğrafı beğenen beş kişiden dördünün yine kadın olması peki. şeytan tüyü var bu hınzırın shw
tanım : bakın ayakarım güzel pozu. hiiiç dümen yapmayın abicim şimdi.
edit : fotoğrafı beğenen beş kişiden dördünün yine kadın olması peki. şeytan tüyü var bu hınzırın shw
devamını gör...
136.
güzel bacaklı, idare eder ayaklı, kötü ayakkabılı yazar. hayırlı işler bol güneşler.
he bi de şey; bacak mı? ne bacağı? bacak ne arar la sözlükte?
he bi de şey; bacak mı? ne bacağı? bacak ne arar la sözlükte?
devamını gör...
137.
devamını gör...
138.
tamam arkadaşlar, abartmayın. sokağa çıktığımızda her insanın görebileceği bir uzuv bu sonuçta. yeni başlık açtım, onu okuyun...
edit: ne kadar emek verirse versin yazdıkları doğru dürüst okunmayan insanların, tek bir hareketle dikkatleri ne kadar kolay çekebildiği bir ülkede yaşadığını kanıtlamış olan yazar. tarzımı bozduğum ya da dikkat çekmeye çalıştığım yok. "bazı şeyler tüm kadınlarda var. bunu anlamanız için ille de böyle mi davranmak gerekiyor?" temalı bir çalışmaydı. başarıya ulaştı mı, buna başarı denir mi bilemem. bence başarı "meja böyle şeyler yapmazdı. bunda bir gariplik var." dedirtebilmek. onu da diyenler oldu sağ olsunlar. gerisi beni ilgilendirmiyor.
edit: ne kadar emek verirse versin yazdıkları doğru dürüst okunmayan insanların, tek bir hareketle dikkatleri ne kadar kolay çekebildiği bir ülkede yaşadığını kanıtlamış olan yazar. tarzımı bozduğum ya da dikkat çekmeye çalıştığım yok. "bazı şeyler tüm kadınlarda var. bunu anlamanız için ille de böyle mi davranmak gerekiyor?" temalı bir çalışmaydı. başarıya ulaştı mı, buna başarı denir mi bilemem. bence başarı "meja böyle şeyler yapmazdı. bunda bir gariplik var." dedirtebilmek. onu da diyenler oldu sağ olsunlar. gerisi beni ilgilendirmiyor.
devamını gör...
139.
piranalara çiğ ciğer atıp izlemeye koyulmuştur an itibari ile. evet su pembeleşti yavaştan kırmızıya döner. piranaların suda çıkardığı vahşi sesler buraya kadar geldi.(bkz: sısısısı)
devamını gör...
140.
bu isimli ulu'da yazan biri vardı, şayet o kişiyse, eğer hafızam da yanıltmıyorsa beni, bu yazarın farklı bir tarzı vardı, bu da kafayı yemiş anlaşılan.
devamını gör...