migren

gerçekten illettir. bir başladı mı üç gün kesintisiz sürer.

t: migren hastalığı başlığı.

auralı migren hastasıyım.baş ağrımı benzodiazepin türevleri ve antipsikotikler hariç hiçbir ilaç geçirmiyor.

başımın belası. açsam tutar müzik dinlersem de tutar hatta çok kahkaha atmışsam da tutar ...

bir de bunun aurali versiyonu vardır ki akıllara zarar. çok havalidir adı, sanki iyi bir şey. yok be yahu bildiğin migrenin göz ağrısı ve kipraşmasiyla birleşmiş hali işte.

tedavisi bulunamayan hastalık.. çünkü tam olarak sebebi de belli değil. tetikleyen şeyler çok fazla; ışık, çikolata, süt ürünleri, yorgunluk, stres, haksızlığa uğrama, duruş bozukluğu... say say bitmez. çoğunlukla psikolojik etkenlerden maruz kaldığım hastalık. dolorex kurtarıcımdır. eğer ağrı başlar başlamaz içmezseniz daha da zorlar. hayattan soğutur. beynini alıp bir kenara bırakasın ya da sanki bir yeri tozlanmış da bir bezle siliveresin gelir.

ömür törpüsüdür.

ilk başlarda zengin hastalığı iken, zamanla popüler olması münasebetiyle fakirlere de sirayet eden baş ağrısı nedenselliği.

derdin fizyolojiye de sirayet etmiş halidir.

çocukluğumdan bu yana çektiğim bir hastalıktır, nörologların hemen hepsinin antidepresan vererek başında savdığı hastalar yıllarca bu ağrıya mahkum yaşamak zorunda kalıyorlar. tıbbın bu kadar ilerlemesine rağmen hala etkili bir çözümü olmayan ağrıların hayat kalitesindeki düşüklüğü azımsanamayacak kadar çoktur. atakların sebepleri kişiden kişiye değişiklik göstermektedir. avmler düğünler kapalı ve kalabalık yerler hep kâbusum olmuştur.

karıncalı görüyorsanız bozuk bir televizyon gibi, durduğunuz yerde kayan yıldızları seyrediyorsanız, dibine kadar sersemlemiş hissediyorsanız eğer, bilirsiniz ki bir saate kalmadan hayatınız kayacak.
(bkz: auralı migren)

elimde dabanca olsa kafama sıkacak kadar sızlatıyor namıssız .

tıbbi tanımını bilmem de duvara kafa atmak, etkili tedavi yöntemlerinden biridir. sanki kafamın içinde san marino maçı oynanıyor.gelen atıyor giden atıyor.

bütün hayatımı, evdeki tüm günümü yarasa gibi karanlıkta geçirmeme sebep olan hastalıktır. hem sesten hem de ışıktan nefret etmenize sebep olur. tüm işlerinizi gece lambasının en kısık ayarıyla halledersiniz.

migren örgütünün saldırılarına karşı korunmasız olan bireyler, her türlü ağrı kesiciye bağışıklık kazanmıştır. duygu durum değişikliğine sebep olduğuna, sinir yaptığı kısma girmiyorum bile.
doktora ne zaman geçer diye sorduğumda "menopoza girince" cevabını aldığım hastalık türüdür ayrıca.*

yaklaşık 5 yıldır sahip olduğum rahatsızlık. net bir sebebi ve net bir çözümü/tedavisi yoktur. benimkisi aurasız migren. şimdiye kadar çok şiddetli ataklar yaşadığım da oldu ama nadiren. şimdiye kadar ağrı kesici olarak (bkz: avmigran) ve (bkz: dolorex) kullandım ve ağrı başlar başlamaz alınca genellikle işe yaradı.

onun dışında, farklı farklı dönemlerde, düzenli olarak (bkz: sibelium) kullandım ve faydasını gördüm. umarım bir şekilde hayatımdan çıkar gidersin lanet hastalık.

şahsen cataflant kullanıyorum mis gibi geliyor .

kendimi bildim bileli benimle olan hastalık. sahip olduğum bazı dengesel rahatsızlıklardan dolayı ataklarım çok şiddetli geçiyor. mediven inemiyorum, uzun süre ayakta kalamıyorum atak esnasında. dört günde altı atak geçirdiğim de oldu. bazen diazeme mecbur kalıyorum. migrex kullanıyorum. eğer atağın kendini yeni yeni gösterdiği bir zamanda içip uyursam işe yarıyor. bazen de ilk atağın daha kısa sürmesini sağlıyor ama ikinci atak gelirse bir işe yaramıyor. hafif bir sızı şeklinde kendini gösterdiğinde majezik duodan iki üç tane içiyorum. düzenli kan bağışı yapmak atakları seyreltiyor. normal zamanlarda şiddetli sesten ve ışıktan uzak olmak, kan şekerini belli bir seviyenin üstünde tutabilmek için uzun süreli yemek aralıkları koymamak gibi ufak tefek alışkanlıklar da atakları geciktirebiliyor.

genelde ergenlik dönemlerinde başlayan baş ağrısı tarzı bir rahatsızlık.

bir fincan hafif sıcak reyhan çayına (bkz: sıcak meyve suyu) taze nane yaprağı atıp yavaşça tüketirseniz midenizdeki bulantıyı hafifletip gaz çıkarmanıza yardımcı olur, bulantınızı hafifletir. fincanı bitirince vücudunuzu sıcak tutarak parlak ışık almayan sessiz bir odada 2 saat uzanın. mutlaka vücudunuzu sıcak tutun (battaniye vs alın), hafif terleyebilirsiniz ama çok değil. bu süre içinde gözlerinizi kapatıp dinlendirdiğiniz ölçüde migreninizi tetikleyen her neyse zamanla geri çekilecektir ve ağrı hafifleyecektir. uyuyabilirseniz daha kısa çözüm olur ama kendinizi uyumak için zorlamayın, göz kapaklarınızı kasmadan gözünüzü kapatın ve uzanın.

ayrıca reyhan suyunun rengi de tadı da çok güzeldir. az şekerle ya da balla tatlandırın.

migren semptom ve tedavi açısından kişiye göre farklılık gösterebilir. geçmiş olsun.

beyninin rastgele belirli bölgeleri ağrıyanlar kulübüne hoşgeldiniz. ayağınızı sıcak, kafanızı serin tutunuz.

dayanılması çok zor baş ağrısı ile kendini gösteren hastalık. kabul ediyorum çok zor bir hastalık. ama gerçekten bir çok histerik, conversif, borderline insanda anlamlandırmadığım şekilde migren var. hepsinde mi migren olur ya. migren böyle bir şey mi? böyle basit bir şey mi? eskiden çok az insanda migren vardı ve gerçekten duyduğumda çok üzülürdüm. şimdi etrafımdaki 5 kişiden 2 sinde sözde migren var. varsa bu konuda bilgisi olan beni bi aydınlatsın bir zahmet ya

üstteki yazarın serzenişine hak veriyorum. her şiddetli baş ağrısı migren değil. kimseye bunu tek tek soramazsın fakat doktor tescilli olmasa da çoğu kişi migrenim var diyor. buna da hayır bak o iş öyle değil diye açıklama yapmaktan sıkılıp, peki cınım geçmiş olsun madem deyip, kendimi yormayı bıraktım.

gerçeklere dönersek; migren ciddi anlamda hayat kalitesini düşüren bir hastalık. hayattaki her şey mi baş ağrısı yapar? yaparmış. koku, sıcak, soğuk, açlık, fazla tokluk, her türlü ulaşım aracı, üzüntü, heyecan, fazla sevinç, krem, parfüm, sıcak su, soğuk su.... yazamayacağım kadar çok ve bir o kadar da hayatın içinde var olan her şey etkiliyor.
hiçbir zaman hiçbir yerde tam anlamıyla mutlu olamamak demek bu. çünkü ne kadar dikkat edersen et, illa tetikleyecek bir etken çıkıyor. herkes mutlu mesut eğlenirken, sen içten içe kendinle uğraşıyor oluyorsun. hiçbir şeye tam adapte olamamak demek bu.

saniyelik girdim mi bitti geri dönüşü yok. ilaç, cık faydası yok. raporlu raporsuz kullanılan hiçbir ilacın faydası olmadı şimdiye kadar. bitkisel yağlar, çaylar vs. hiçbir faydası olmadı.
baş ağrısı şiddetlenince kusmak kaçınılmaz zaten. gerçi tüm ilaçlar < kusmak. bir nebze de olsa faydası var.
karanlık ve sessiz bir odada uyumak lazım fakat şartları sağlasan da, gözlerin çıkacak şekilde, başını koparıp atmak isteyeceğin ağrıdan uyumak imkansız. o yatak batar, öyle bir illet. en son bir noktada vücut artık dermansız kalıyor, o zaman sızma şeklinde uyuyabiliyorsun. bitti sanma, umarım biter ama dün bu süreci yaşadıktan sonra, bugün hala ağrım devam ediyor. artık vücudum yorulmuş, dayak yemiş gibiyim. ortalama 3. gün bitiyor genelde.

hani korona çıktığında herkes bi ben geçirdim galiba diyordu da, asıl korona olanlar, geçirseniz o farkı anlarsınız diyordu ya, işte bu da onun gibi. şiddetli baş ağrısıyla, bunu yaşayan aradaki farkı anlar.
anlatılmaz yaşanır bir şey yani.
tabii umarım kimse yaşamaz.