migros

pahalı fakat kaliteli bir market.

fazıl say'ın konserini, filistin'e destek mesajları nedeniyle iptal etmiş iki gözümün çiçeği.

tanım: israil uşağı haydut market.

konseri iptal eden isviçre migros. türkiye ile alakası yok.

migros'un kendi markalarından alışveriş yaparsanız, 3 harfli marketlerle hemen hemen aynı fiyatı ödersiniz, üstelik ürünleri de daha kalitelidir. ancak genel olarak migros'un pahalı olduğu algısı var.

bunun migros hemen versiyonu var bir de insanı sinire sokan not olarak girildiği halde sürekli eksik ürün getiren.

zincir market.

diğerleriyle aynı ucuzlukta olsa bile şubesi sınırldır. adım başı karşınıza çıkan 3 harfliler talep bu nedenle de fazladır.

günümüz alışverişlerinin en öncelikli yerini oluşturan market zinciri. türk markası zannedilse de aslında isviçre kökenli şirket. türkiye'ye girişi de 1954 yılına dayanıyor.
kuruluşu da 1925 yılında, kurucusunun minibüsü ile kahve, pirinç, makarna, şeker, sabun gibi temel gıda ürünlerini çevre köylere dağıtması sonucu başlıyor. bu girişimcilik bir süre sonra market açma ve ardından yeni şubelerin gelmesi ile devam ediyor. daha sonra isviçre'nin devi haline gelen bu marka, türkiye'de o zaman artan enflasyon, hayat pahalılığı, istanbul'un nüfusunun büyümesi sonucu istanbul belediyesi tarafından kendisine yazılan mektuba olumlu dönüş yapıyor ve 1954 yılında türkiye, migros market ile böylelikle tanışmış oluyor. isviçre'deki seyyar hizmet gibi istanbul'da da migros kamyonları semt semt dolaşıp halkın temel gereksinimlerini ayaklarına götürüyordu. böylece halkın takdirini kazanan ve gittikçe benimsenen bu kuruluş türkiye'de de büyümeye devam etti ve istenilen şekilde ürün sıkıntısına çözüm sağlamış oldu. 1975 yılına gelindiğinde de koç holding tarafından migros'un çoğunluk hisseleri satın alınıyor. satın alınmasının ardından ismi migros türk oluyor ve mağazalaşma dönemine giriyor. 90'lı yıllara gelindiğinde de mm migros ve mmm migros mağazaları açılıyor ve mağazalaşma işinde öncülük yapıyor. o dönemde de halka açık bir şirket haline geliyor.

en sevdiğim ulusal market zinciri. mağazalarını gezmekten her zaman keyif alırım. genellikle yiyecek içecek ve atıştırmalık almak için uğrarım. yakınıma açıldığından beri daha da fazla gitmeye başladım. ürünleri kalitelidir. mağazaları ve ürün çeşidi ucuzluk marketlerine göre daha geniştir. çalışanları kibar, güler yüzlü ve daha özenle seçilmiş kişilerdir. pahalı olduğu algısı vardır, kısmen doğrudur fakat migros'un kendi ürünlerinden alırsanız 3 harfli marketlerle hemen hemen aynı fiyatı ödersiniz ve üstelik onlardan daha da kalitelidir. money kart sayesinde bazı ürünleri indirimli de alınabilmekte ve kampanyalardan yararlanılabilmektedir.

benim en sevdiğim kısmı dergi satış yeri. hepsini tek tek inceleyebilirim.bayiliyorum o bölmeye

tek rakibi file'dir.

eskiden 5m leri dolaşmayı çok severdim. şimdi tüm migroslar kapanıp avm içine girmeye çalışıyorlar bu tarz da benim pek hosuma gitmiyor.

gıdada en güvendiğim isim.

yıllardır alış veriş yaptığım market gurubu. kalitesini sitabil tutmayı başardılar. koç grubunda iken ki kalite anadolu gruba geçtikten sonrada korundu. özellikle kendi markalrinda kooperatif tabanlı çalışması çok çok iyi.. migros bize iyi geliyor :))

geçen gün sipariş verdim. sonra camdan sokağa baktım, bir genç, binek bir arabanın bagajından migros poşetleri indiriyor. dedim sipariş mi geldi. hakikaten kapının zili çalmaz mı? dedim doblo'ya ne oldu? dedi "abi bozuldu, sorma ya".
ee, soğuk zincir ne oldu?

fındıklı bisküvisi ile mısırlı balık krakeri favorim.

yiyecek içecek almak haricinde istanbulkart yüklemesi için de uğradığım mekan. yakınıma açıldığından beri daha da fazla alışveriş yapmaya başladım.

her magazasında güvenlikçilerin dolandıgı ancak alışveriş sepetlerini toplayan bir personelin bile olmadıgı,son zamanlarda boş gördügü her yere magaza açmaya çabalayan,boş relkam harcamaları yapan,ürün ve hizmet kalitesi giderek düşen marketler zinciri.

koca bir stand. üzerinde bir dolu porselen kase. indirim 75 lira yazmışlar. bir tane aldım kasaya yanaştm. o 300 tl efendim dediler. ayno standda küçük bir etiket . bu ürün 300 liraymış. ürünün fiyatını daha önce sormasam koş gibi geçecek. tabi gerektiği gibi rezalet çıkardım. alışveriş yapmış bir kadın konuya dahil oldu. ona aynı şeyi geçirmişler. zabıt tuttuk. kadın malı geri verdi. parasını aldı. stand görevlileri alelacele standı topladılar. ne özür ne bir şey. bazı g*tler de bu kadarcık şey için bu kadar kavga edilir mi diye g*t g*t konuştu.
çalışanlarına köpek muamelesi yapan market zinciri. köpek muamelesinin dışında, sendikalaşmak isteyen ve direnen işçileri paralı çakkallar dövdürttüğü söyleniyor.
1960 yıllardan 12 eylül'e kadar devrimci gençlerin kamyonlarını kamulaştırdığı ve içindekileri yoksul mahallelerde halka bedava dağıttığı market. güzel günlermiş.

konum bilgisi.

üç harfli marketlere göre tek artısı alkollü içki satması. evimin 300 metre ötesinde var bi tane. içki alacağım zaman gitmem dışında uğramam migros'a.
üç harfli marketler alkol satmıyor ya her pohu yiyip iş alkole gelince dinsel hassasiyetleri kabaran tayfayı küstürmemek için. bir keresinde çantama küçük bir şişe etil alkol alıp bim'e gitmiştim. şişe kazara yere düşmüş ve içindeki market zeminine saçılmış. ne aksi tesadüf değil mi?