nazar

ılıman kuşakta köy hayatı yaşayan bütün toplumlarda var olan inanış. helena gibi birkaç soylu istisnası dışında köylü kesime ait bi tür rekabet sancısıdır. işler ters gittiğinde clanda onun kadar şanslı olmayan birinin negatif etkisi yüzünden olduğu düşünülür ve persona non grata ilan edilir. bu kişi genelde toplumda bi sebepten dolayı kendine yer edinememiş insanlardan olur. yabancı, engelli, çocuğu olmayan, hayatın normlarına uyamayan insanların nazarı değdiğine inanılır. bu yüzden direkt olarak kıskançlık ile bir tutulur. tarım hayatı olan tüm coğrafyalarda bu tarz inanışlar yaygınlaşınca orta çağ sıralarında din devreye girmiş. bizim coğrafyada maşallah inşallah denir, batıda tanrı kutsasın tanrının izniyle denir. nazar bir sosyal miras değildir. aydınlanma çağı sayılan milenyum döneminde silinip gitmiştir. zannediyorduk.

bazı insanların büyük nazarı var güzel dediği illa yüzüne bir çizik yer.

zamanın birinde her gördüğü şeyi nazardan çatlatan bir adam varmış.
bu adamın yaşadığı ülke ile diğer ülke savaşa girmişler. düşman ordusu ülkeye yakınlaşınca padişah vezirlerden çözüm için öneriler istemiş.
herkes bişeler söylemiş. vezirin biri de her şeye nazar değdiren adamı götürüp düşman ordusuna kötü nazar etmesini ve düşmanı böylelikle yenmeyi önermiş.
vezirin bu önerisi padişahın hoşuna gitmiş. vezir adamı alıp yola çıkmış. epey bir gittikten sonra vezir uzaktaki dağı adama göstererek "işte bak düşman şu dağın tepesinde" demiş.
adam gözlerinin bozuk olduğunu, düşmanı göremediğini söylemiş. bunun üzerine biraz daha gitmişler. vezir tekrar adama dönüp " şimdi görebiliyor musun?" diye sormuş.
adam yine göremedim deyince düşmana iyice yaklaşmışlar.
adam nihayet düşmanı görmüş ve " bu ne kadar büyük bir orduymuş. dağı taşı kaplamışlar" der demez ordu darmadağın olmuş. herkes kargaşa içinde gerisin geri kaçmaya başlamış.

vezirle nazar değdiren adam geri dönmüşler. olanları padişaha anlatıp müjdeyi vermek için saraya doğru yola çıkmışlar.

padişah bunları görünce hemen vezire durumu sormuş. vezir heyecanla anlattıktan sonra padişah " bir de adamı dinleyeyim, bizi düşmandan kurtardı sonuçta" diye düşünmüş. ve adama sormuş.
düşman orduları nasıl darmadağın oldu?
-padişahım şimdi düşmanı boşverin de, sizin şu vezirde nasıl keskin gözler varmış. birinci tepeyi çıktık vezir düşmanı gördü, ben göremedim. bunun üzerine 2. tepeye çıktık yine göremedim, 3. tepeye çıkınca ancak görebildim. sizin vezirin kartal gibi keskin gözleri var" demiş.
der demez vezir bayılmış. uyandığında bakmışlar ki; vezirin iki gözü de kör...

hikaye belki abartılı olabilir ancak gözleri ile, hasetleri ile araba camını patlatan insanlar var.
allah kem gözlerden korusun...

evde günlerdir önüne geçemediğim bir gerginlik tuhaf enerji var. sirkeli tuz su karışımını koydum kötü enerjiyi çeksin diye. üstüne kıralan tabağa bakar mısınız. kaçta kaç olasılık böyle kırılması.
ortada ki dört parça haricinde ki çevresinde ki halka halinde sağlam duruyor... nazar çıktı çıktı....

şu ara nazardan başıma gelmeyen şey kalmadı dostlarım. siz siz olun nazara inanın kendinizi koruyun. okuyun üfleyin bişi yapın çok zoor.

inandığım şey. insanı salaklaştırıyor.

müslüm gürses'in 79 yılında çıkardığı bağrıyanık adlı albümünde yer alan eser.

bu şarkı sonraları garip dünya olarak da müslüm gürses'in albümlerinde yer aldı.



söz müzik mustafa sayan'a aittir.

mesela elenor'dan çıkan 91 yılındaki yaşamalısın albümünde yer alan versiyonuna girizgahı bir şiirle yapar baba.

kalp kırıksa gönül sever mi dersin
bir daha sevip de darbe mi yesin
zaten yaralıyım çok çaresizim
sevmem sevmemeye yeminler ettim

yılları uğruna harcadım boşuna
sevdim seni gönülden
layık değilmişsin benim temiz aşkıma

nazar mı değdi aşkımıza sevgimize
düşman kesildik birden ikimiz de

kanına girmişler seni benden geçmişler
dudağından içmişler inandın el sözüne
seni kötü etmişler

dünya garip şu garip alemde
her şey garip seven garip
aşkım garip ömrüm garip

nazar mı değdi aşkımıza nazar

gözlerim yaşlarla doldu
doldu boşaldı benim
yandı şu kalbim yandı
yalnız kaldı

sevginle hayal kurdu
ağlayıp durdu selin
kaderim çile çekmek oldu benim
ne günahım var seni sevmekten başka
söyle ne suçum var benim

korktuğumuz başımıza gelen.ç def etmeye çalıştığımız..


yüce mevlam nazarlardan korusun ...

bakış, göz manasına gelen kelime. birinin sizi haset ve kıskançlıkla izlemesi o bakışın uğursuzluk getireceğine yorulur halk arasında ve bu inanışa göre de renkli gözlülerin nazarı daha çok değermiş.

nazar etmemi isteyenler için irtibat: (bkz: prada black)

eveett, sırf bunun için çıkartma yaptım şimdik:

bir sakız markası.

nazar'a nazar kaç yazar?

gerekli gereksiz ama benim de asiri inandigim olay. kotu bisey basima geldiginde nedenini bilsem bile nazara bagliyorum hemen. mutlulugumu paylastigim en ufak bi gorsel ya da haberden sonra basima muhakkak baska kotu bisey geliyor. ya da birisine bir seyler anlatiyorum aninda o sey ters gitmeye basliyor. bazen bak bu senin salakligindan oldu hayir nazar degil desem bile kem gozleri dusunup nazara atiyorum sucu. salakligimdan yaptigim seyleri nazara baglamakta ayri bi salaklik tabi

bir zamanlar ankara çankaya ilçesinde hüküm(!) süren süpermarket zinciri. sahipleri para kazanmaya başlayınca "bizim başımız kel mi" moduna geçip inşaatçılığa başlayınca hem marketle battı. hem de inşaat işleri bitti. tabi sahipler bu işten yırttı olan bunlara mal ve para verenlere oldu.

kem göz anlamına gelir, genelde güzel olan her şeye ve herkese nazar değer çünkü sadece o şey veya o kişi kıskanılır.
canlı veya cansız bir varlığın başına kaza veya belâ gelmesine neden olduğuna inanılan bakış olarak tanımlanır.

nazardan korunmak için ise nazar boncuğu takılmaktadır.

güzelliğe gelmesinden korkulan zarardır.
bir batıl inançtır, gözden korunmak için yine paradoksal biçimde üzerinde göz olan nazar boncuklu aksesuar takılır.
nazara sadece güzel bireyler inanır çünkü sadece güzel olana nazar değer. güzel olan kıskanılır.

nazar/ göz demektir.

halk arasında olan çoğu batıl inanca ben inanmam. ama bu nazar olayına inanıyorum ya. birinin bir eşyasında bir kıyafetinde başarısında vs gözün kalıyor ve bir süre sonra o güzel şeylere bir zarar geliyor.

not: ben burada nazara gelenim, nazar eden değil.

bana çok değen şey.

nazara nazar kaç yazar, nazar sakızları

birinin size yoğunlaşıp kötü gözle ile bakması (kötü bir duygu ile) durumunda başınıza gelen kötü olaylara verilen genel tanımlamadır.

daha dün gece büyük boyutlu bir olay yaşamış bulunmaktayım. duş alırken, duşun camlarından biri olduğu gibi patladı ve ellerim kesildi. şükürler olsun ki sadece ellerim kesildi ve bacaklarımda ufak sıyrıklar var. yüzüme, gözüme ya da vücudumun herhangi bir yerine saplanan bir cam olmadı. allahım beni korudu diyorum. burnum bile kanamadan çıktım içinden.

ailemdeki herkes bu olayın nazar sonucu olduğu görüşünde. iyi bir mevkide, yeni bir işe başladım ve bir çok insanın gözü haliyle üstümde. işe başladıktan 2 hafta sonra bunu yaşamış olmak, ailemi nazar konusunda çok tetikledi.

yani olur mu olur. niyeti kötü insan her yerde beladır. nazara pek insani olarak yapılabilecek bir şey yok. bol bol dua okuyun ve rabbime sığının. size bakan kaç milyon kişi içerisinde kimin gözü sizde kalıyor/ sizi kıskanıyor/ fesatlanıyor/ size zarar vermek istiyor bilemezsiniz sonuçta. nazar hiç bir zaman sizinle alakalı bir husus değildir. nazar tamamen size bakan kişinin size nasıl bir duygu beslediği ile alakalıdır. kötü gözle bakan insan etkiliyor sizi.


not: duşlarınızı camlı yaptırmayın. camlar çok tehlikeli. küvet veya eski usul duş perdesi kullanın. her türlü cam çok tehlikeli. ben iyi çıktım içinden , şükürler olsun ki tek parça çıktım.





not 2: eğer bu nazardan olduysa, bu nasıl bir göz kalmasıdır; kaç kişinin gözüdür bilmiyorum.