normal sözlük yazarlarının almış olduğu en güzel iltifat

senden çok iyi baba olur.

"abim de yapardı ama o top oynuyor şimdi, hem sen bisikletten daha iyi anlıyosun"

ağustos 2013 / beni apartmana girerken yakalayan bisikletinin zinciri atmış komşu kızı bi ufaklık, yaş 5-6

çiçek gibisin.

aldığım iltifatlardan en güzellerinden biri.

benim biricik çocummm !

seni daha fazla seversem öleceğim diye korkuyorum.

ellerin çok güzel.

çok zekisin - demişti ak sakallı bir dede, rüyamda.

babamın bana "seninle hep gurur duydum ve buna hiç pişman olmadım" demesinin üzerine çıkabilecek bir şey bilmiyorum.

başlı başına bir değersin.
kadın ruhundan anlayan muhteşem bir erkeksin.
yakışıklı erkekler beni hep korkutmuştur sen de o guruba giriyorsun.
dahası var ama bunlar yeterli.

senden iyi baba olur he. demişti biri. onunla olmadı ama olsun. içimde bi şeyleri gıdıklamış tek iltifat.

yokluğunu hissettik.

küçük kuzenim kıvırcıklarına limon sıkar yerim demişti.bundan daha yaratıcı ve güzel bir iltifat almadım daha.

beni övmeye doymayan canım dostuma övülmeye doyamadığım bi esnada "biraz daha öv" diyerek zorla aldığım iltifattır.
.
. ey zat-ı alisi biz faniler için abı hayat hükmünde olan yegane güneşimiz. güneşin günden güne hasta hissetmesinin müsebbibi. elleriniz ki dokunduğu her şey güzellikler bahşediyor. ah ne çok isterdim ellerinizin dokunduğu iplik olmayı. ilmik ilmik beni de örerdiniz. ve ellerinizin dokunduğu o iplikten şahane bir eser çıkardı. insanlarınbakınca müferrah olduğu. ey yüzü bakire meryeminki gibi tertemiz olan meryemimiz ellerinize kucak dolusu selamlar gönderiyorum. haddim değil biliyorum ben ki aciz biçarenin tekiyim. ne haddime ellerinize selam göndermek. yine de affınıza sığınıyorum ey güzel yüzlü azizem....
.
tabi sonrasında alıntı olduğunu itiraf etmişti. iyiki vardı o dostum.

düzeltme alıntı değilmiş. ben her zamanki öküzlüğümle yanlış anlamışım. o dostum da az evvel "alıntı değil ooo" deyip kızgın tatlı suratlı emojilerle sistemlerini iletti. kendi narin parmaklarıyla düşünüp yazmış
canımın iki gözü ya
*

agrili bir arkadşım;
"cano, saçların bizim mahalledeki alettirik ( elektirik) direği gibi.( agrı patnos'ta kaçak elektrik kullanılan bir direkte yüzlerce kablo olması durumu. kacak elektriği asla tasvip etmiyorum, lakin beni teşbih ettigi durumu sevdim) kara maruldur, ha şu sosyetenin yediklerinden. karmaşıktir ama hoştur. sen de alettirik gibi girdiğin hayata ışık veriyorsun."
daha samimisini duymadım.

birisi bana " hayatımda tanıdığım en zeki adamlardan birisin " demişti. tam gururum kabaracak hemen peşine " aynı zamanda en hırsı olmayanlardan". gerçekten insanda biraz hırs da lazım.

kanka çok zekisin.
(bkz: övünmek gibi olmasın ama)

dünyalar yakışıklısı oğlum benim, kızlar rahat bırakmıyo uyuyamıyosun tabi..

o kadar çok varmışki, belki sadece bana iltifat gibi gelmiştir ama, bir kaç tane attırayım :)

ilk aklıma gelen ve en sevdiğim;

*çok yakın ve çocukluktan beri beraber büyüdüğüm mahalleden bir arkadaşım, sweatshirt gibi bir şey almış, 20 li yaşlardayım, ama o benden 7-8 yaş büyük, onun odasında oturuyoruz, çıkardı çekmeceden dediki, bunu aldım ama, emin olamadım, giyip çıkamadım, senin görmeni istiyorum, güzel mi? senin giyeceğin bir şeymi bu?
bende dedimki, çok güzel çok şık,
bana şunu söyledi, hiç unutmuyorum,

"tamamdır o zaman giyerim ben bunu.. sen varya, çok acayip tuhaf bir şeye bile güzel desen, içim rahat bir şekilde giyer çıkarım, kimse de umurumda olmaz, derimki onistanbul ok dedi, o diyorsa bu üstümdeki güzel bir şeydir, biliyorsun bu işi çünkü..."

*hem daha lisedeyken okuldan bir kız arkadaşımdan, hem de erkek kardeşimden duyduğum,

*hayalim, çok parayla seninle alışverişe çıkmak ve seçtiğin herşeyi almak,

o zaman kardeşim sormuştu, kaç para istersin, burayı dolaşıp alışveriş yapmaya, mekan da beymen in outlet mağazası, zaman 2013-14 gibi benim verdiğim bütçe 50 bin tl, çüüş yuuhh, abla sen ne çeşit bi manyaksın, demişti bana..

yine de bu cümleyi birbirini tanımayan iki kişiden duymak, çok hoşuma gitmişti

birde birgün evde uyduruk bir şey pişirmiştim, erkek kardeşim geldi dedimki yermisin, bir şey yaptım ama baharatlı filan, bana demişti ki,
ben senin seçtiğin, yiyecek, içecek, müzik, yer, kıyafet, her şeyi gözüm kapalı kabul ederim, senin zevkine hayranım abla, sen söylüyorsan güzeldir...
mest etmişti beni kerata... :)

genelde istifade ediliyor, ortada bir gusto varsa da, bana bunlar senin işlerin, sen biliyorsun, bir yer yapıyoruz, bir ev var, sen zevklisin, saçıma sen karar ver, anlıyorsun diye gelen her talep benim için iltifat gibi geliyor, genelde de işlerini görüyorum ama artık kendim için çalışıyorum sadece ;)

sen çok iyi ve yardım seversin...