normal sözlük yazarlarının karalama defteri
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
261
262
263
264
başlık "makedonyalı" tarafından 08.11.2020 16:43 tarihinde açılmıştır.
3481.
olanları unutup dönemem geriye, sen de gelmezsin zaten dimi.
içimdeki acıyı tarif etmem zor, çok zor. ama deneyeceğim.
bir papatyayı bir hevesle koparırsında sonradan kopardığın, öldürdüğün için bir pişmanlık olur ya içinde acıyla karışık pişmanlık. o var içimde, yanıyor sebepsiz alev alev. sebebini soramıyorum kendime. neyden korkuyorum, neyden kaçıyorum bu kadar?
nerelere geldik, şaşırıyorum şu an geldiğimiz noktaya bakınca. hayallerimiz böyle değildi. birlikteydi. mutluyduk. sarılıp öpüşüyorduk. nefesimiz karışıyordu birbirine. dönebilseydim geriye, ne istersen yapardım. ne istiyorsan alırdım. daha çok kitap okurdum, daha çok çizerdim ve daha çok şarkı söylerdim.
çizim demişken, hala sana son çizdiklerime bakamıyorum. sana gönderecektim ya hazırdı. yanında başka bir hediye daha.hediyeni gönderemeden gittin benden. sen de haklısın ki kim napsın beni *
///
her gece uyumadan görürdüm, dinlerdim sesini. evet herkes gitti, herkes terketti, herkes aldattı. senin gitmen başkaydı.
sen gittin..
ama borcun var bana. sadece bir sarılmak, son kez ve ilk kez ...
eğer görüyorsan, bence görmüyorsun. ama görüyorsan işte belki, ıhlamur ağacının çiçek açması ihtimaline göre görüyorsan bunu fazla görme sadece..
sadece sarılma.
bi umut.
içimdeki acıyı tarif etmem zor, çok zor. ama deneyeceğim.
bir papatyayı bir hevesle koparırsında sonradan kopardığın, öldürdüğün için bir pişmanlık olur ya içinde acıyla karışık pişmanlık. o var içimde, yanıyor sebepsiz alev alev. sebebini soramıyorum kendime. neyden korkuyorum, neyden kaçıyorum bu kadar?
nerelere geldik, şaşırıyorum şu an geldiğimiz noktaya bakınca. hayallerimiz böyle değildi. birlikteydi. mutluyduk. sarılıp öpüşüyorduk. nefesimiz karışıyordu birbirine. dönebilseydim geriye, ne istersen yapardım. ne istiyorsan alırdım. daha çok kitap okurdum, daha çok çizerdim ve daha çok şarkı söylerdim.
çizim demişken, hala sana son çizdiklerime bakamıyorum. sana gönderecektim ya hazırdı. yanında başka bir hediye daha.hediyeni gönderemeden gittin benden. sen de haklısın ki kim napsın beni *
///
her gece uyumadan görürdüm, dinlerdim sesini. evet herkes gitti, herkes terketti, herkes aldattı. senin gitmen başkaydı.
sen gittin..
ama borcun var bana. sadece bir sarılmak, son kez ve ilk kez ...
eğer görüyorsan, bence görmüyorsun. ama görüyorsan işte belki, ıhlamur ağacının çiçek açması ihtimaline göre görüyorsan bunu fazla görme sadece..
sadece sarılma.
bi umut.
devamını gör...
3482.
artık ayılma ırak kalsın aşk
bırak sırasıyla acıları
varsın tanrıya
alışma
yaşlı başına kar yağdırma.
bırak sırasıyla acıları
varsın tanrıya
alışma
yaşlı başına kar yağdırma.
devamını gör...
3483.
yazmak çok rahatlatıyor. ancak üniversite yıllarımda bloglar, sözlükler, günlükler ile başladığım yazı serüvenimi iş hayatında ihmal ettim, baskıladım.
devamını gör...
3484.
şiir defterim
devamını gör...
3485.
“kendimi mutsuz hissediyorum,
son zamanlarda.
yağmurda unutulmuş çamaşır gibi biraz da.
şükretmek güzel şey.
çok şükür.
bütün gece sevişmiş gibi yorgunum.
kafamın içinde koşan atlar ile uyandım bu sabah.
yatak, halen uyuyordu.
çok şey düşünüyorum,
hiçbir şey.
kimi ne kadar sevdim bilmiyorum ama dostoyevski dedem olabilirdi.
çekirgeleri yakalamak hiç kolay olmadı benim için,
her defasında karıncaları topladığım yerden gittim.
dünya güzel bir yerdi,
çok yalancıydım.
adımlarımı saydım.
geçtiğim tüm yollarda su birikintisiydim.
bin doğrum vardı, bir doğrum ile değişti.
iki elin birbirine değerken çıkarmış olduğu sesi özledim.
annem kışın üşürdü,
babam her yaz, ölürdü bir kez daha.
yaşarken
sevildiğini hissedebilmek güzel şey
ne kadar hissedebildiği düşünmek hiç.
yarınları cebinde taşıyamazsın dedim,
sabah kalktım; cebimi mandalina kabukları ile doldurdum.
bunu neden yaptım, hiçbir fikrim yok.
tırnaklarımın hepsini yedim,
işaretlerini kullanamıyorum.
ne zaman sonra, bugün üşüdüm.
hava güzeldi aslında,
her şeyi çirkinleştiren hep ben gibi.
derdimi anlatacak kadar küfür öğrenemedim henüz.
kemiklerim sıkılıyor. etimden,
ruhumdan.
bütün olanların adına bir isim veremiyorum
her şeyin bir ismi var.
gidip tüm fikirlerimin ve düşüncelerimin üzerine sigara söndürmek istiyorum şu an.
sev beni.
yeri değilse,
zamanı.”
anonim
son zamanlarda.
yağmurda unutulmuş çamaşır gibi biraz da.
şükretmek güzel şey.
çok şükür.
bütün gece sevişmiş gibi yorgunum.
kafamın içinde koşan atlar ile uyandım bu sabah.
yatak, halen uyuyordu.
çok şey düşünüyorum,
hiçbir şey.
kimi ne kadar sevdim bilmiyorum ama dostoyevski dedem olabilirdi.
çekirgeleri yakalamak hiç kolay olmadı benim için,
her defasında karıncaları topladığım yerden gittim.
dünya güzel bir yerdi,
çok yalancıydım.
adımlarımı saydım.
geçtiğim tüm yollarda su birikintisiydim.
bin doğrum vardı, bir doğrum ile değişti.
iki elin birbirine değerken çıkarmış olduğu sesi özledim.
annem kışın üşürdü,
babam her yaz, ölürdü bir kez daha.
yaşarken
sevildiğini hissedebilmek güzel şey
ne kadar hissedebildiği düşünmek hiç.
yarınları cebinde taşıyamazsın dedim,
sabah kalktım; cebimi mandalina kabukları ile doldurdum.
bunu neden yaptım, hiçbir fikrim yok.
tırnaklarımın hepsini yedim,
işaretlerini kullanamıyorum.
ne zaman sonra, bugün üşüdüm.
hava güzeldi aslında,
her şeyi çirkinleştiren hep ben gibi.
derdimi anlatacak kadar küfür öğrenemedim henüz.
kemiklerim sıkılıyor. etimden,
ruhumdan.
bütün olanların adına bir isim veremiyorum
her şeyin bir ismi var.
gidip tüm fikirlerimin ve düşüncelerimin üzerine sigara söndürmek istiyorum şu an.
sev beni.
yeri değilse,
zamanı.”
anonim
devamını gör...
3486.
hayatımın en büyük yalanı benim.
geleceğe dair iç açıcı hisler beslemiyorum.
en başta kendim olmak üzere çoğu şeyden yoruldum. kimseye anlatamadığım şeyler var ki boğazımda bir yumru olmaktan ileri gidemiyor.
kimseye güvenemiyorum...
nefes alamazmış gibi hissettiğim her saniye denizin yedi kat dibinde çırpınıyormuş gibi hissediyorum.
iyi insanlar halen var, belki onlardan bile değilimdir bunun kararını verecek kişi ben değilim lakin benim canım artık çok yanıyor.
sadece hayatımda bir kaç şeyin iyi olmasını istedim lan.
hiç mi hak etmedim?
canım yanıyor lan.
anlatamadıkça kaçmak istiyorum ama yapamıyorum.
yapamadıkça yoruluyorum.
hissedemedikçe boğuluyorum..
artık yüzmeyi sevmiyorum çünkü derinlere dalamıyorum.
çünkü yolumu kaybettim ve bir çıkış yolu bulamıyorum.
ağlamak istemiyorum sadece sarılmak istiyorum.
ben güçlü görünmek istemiyorum.
ben gamsız değilim.
ben sadece birinin omzuna başımı yaslamak istiyorum çünkü her an yıkılabilecekmiş gibi hissediyorum...
ben sadece geleceğe umutla bakabilmek istiyorum.
ben hayatımda ilk defa birine böylesine ihtiyaç duyuyorum..
geleceğe dair iç açıcı hisler beslemiyorum.
en başta kendim olmak üzere çoğu şeyden yoruldum. kimseye anlatamadığım şeyler var ki boğazımda bir yumru olmaktan ileri gidemiyor.
kimseye güvenemiyorum...
nefes alamazmış gibi hissettiğim her saniye denizin yedi kat dibinde çırpınıyormuş gibi hissediyorum.
iyi insanlar halen var, belki onlardan bile değilimdir bunun kararını verecek kişi ben değilim lakin benim canım artık çok yanıyor.
sadece hayatımda bir kaç şeyin iyi olmasını istedim lan.
hiç mi hak etmedim?
canım yanıyor lan.
anlatamadıkça kaçmak istiyorum ama yapamıyorum.
yapamadıkça yoruluyorum.
hissedemedikçe boğuluyorum..
artık yüzmeyi sevmiyorum çünkü derinlere dalamıyorum.
çünkü yolumu kaybettim ve bir çıkış yolu bulamıyorum.
ağlamak istemiyorum sadece sarılmak istiyorum.
ben güçlü görünmek istemiyorum.
ben gamsız değilim.
ben sadece birinin omzuna başımı yaslamak istiyorum çünkü her an yıkılabilecekmiş gibi hissediyorum...
ben sadece geleceğe umutla bakabilmek istiyorum.
ben hayatımda ilk defa birine böylesine ihtiyaç duyuyorum..
devamını gör...
3487.
bir daha hiç normal olamayacakmış gibi eskide kalacak sanki her şey. çığlık atmak istiyorum aslında ama tek kelime bile edemiyorum. bekliyorum sadece zaman geçsin diye bilmiyorum belki de bir şeyler olmasını bekliyorum. gökyüzü mavisini yitirdi uzun zamandır güzel gelmiyor.
devamını gör...
3488.
bugün kahvaltıda benim küçükken babamla izleyip çok sevdiğim bir filmi tekrar izledik. cumartesileri baş başa oluyoruz, kahvaltıda o filmi açtık. o an, o küçük bir film izleme anında babamın bana dönüp aynı çocukça ifadeyle filmi izleme heyecanını gösterdiği anda bir şey fark ettim.
ben ne yaparsam yapayım o kötülükleri yaşamamış gibi davranıp yoluma devam etmeli ve büyütmemeliyim kendimi. hiç gitmemeliyim buradan. onun gördüğü gibi o küçük kız olmaya devam etmeliyim. beni tüm kötülüklerden koruduğu o küçük kızı olmaya; kötü, iğrenç insanlardan habersiz küçük kız olmaya, evde neşeli neşeli şarkı söyleyen ve hoplayıp zıplayan, babasının tepesine çıkan küçük kız olmaya devam edeceğim.
o an dedim ki, ben gerçekten hiçbir olay ya da kişi yüzünden moralimi bozmak, bu anları bozmak istemiyorum. bir daha yakalayamayabilirim bu anları.
ben ne yaparsam yapayım o kötülükleri yaşamamış gibi davranıp yoluma devam etmeli ve büyütmemeliyim kendimi. hiç gitmemeliyim buradan. onun gördüğü gibi o küçük kız olmaya devam etmeliyim. beni tüm kötülüklerden koruduğu o küçük kızı olmaya; kötü, iğrenç insanlardan habersiz küçük kız olmaya, evde neşeli neşeli şarkı söyleyen ve hoplayıp zıplayan, babasının tepesine çıkan küçük kız olmaya devam edeceğim.
o an dedim ki, ben gerçekten hiçbir olay ya da kişi yüzünden moralimi bozmak, bu anları bozmak istemiyorum. bir daha yakalayamayabilirim bu anları.
devamını gör...
3489.
klasik işte hep içime atıyorum.
içime atıyorum ama nereye gidiyor bunlar ben de emin değilim.
beynim sürekli düşünüyor diye bu kadar aptalım herhalde.
bilemiyorum.
bir yek fan club açıp cahil yazarları davet etmeyi istiyordum lakin planımı şu an değiştirdim.
sadece zeki yazarlar gelsin.
üzüm üzüme baka baka kararır derler ya..
hah bir umut işte beya.
içime atıyorum ama nereye gidiyor bunlar ben de emin değilim.
beynim sürekli düşünüyor diye bu kadar aptalım herhalde.
bilemiyorum.
bir yek fan club açıp cahil yazarları davet etmeyi istiyordum lakin planımı şu an değiştirdim.
sadece zeki yazarlar gelsin.
üzüm üzüme baka baka kararır derler ya..
hah bir umut işte beya.
devamını gör...
3490.
elimizden bir şey gelmiyor. şiir.. kimi kurtarmış şimdiye kadar? acının tarifidir olsa olsa çözümü değil nasıl olsa.. bazı geceler böyle diğerlerine nazaran daha hüzünlü oluverir. birden olur. teoman dinlerken olur mesela. ama o teoman'ı niye dinlersin o zaten asıl mevzu. ağlamak çare değilse gözyaşı bir varoluş sancısı mıdır yoksa? başlar kirpiğin ucunda biter dudaklarında. kimin fikriydi yaşamak? yalnızlığım büyük mü ölçülmüş günahlarımdan? sevmek bile güzel bir şey değilken kitaplarda... "ölüversek mi ne?" hemen şuracıkta. sual sorgu hesap kitap karşı taraftan. epey bir maliyetli öleceğiz bedava yaşıyorsak. hadi şimdi uyuyalım. 'yarın yeni bir gün' ... (eğer uyursak)
devamını gör...
3491.
karalama defterinde bile edebi yazmaya çalışacak kadar dinlenmeye açız.
karala gitsin değil mi yok.
illa süsleyecek o yazıyı.
aman neyse. içim bir daraldı benim. çok yapmam gereken şey var. oturdum kitap okuyorum.
öyle üstü kapalı da yazmayacağım. yds'ye çalışmam gerek. tarot bakmayı öğrenmem gerek. uykum var uyumam gerek ama sıkıntıdan hiçbirini yapasım gelmiyor.
adaçayı ağaç tütsüler var, bir türlü alamadım. normal düz bu sopa gibi olanlardan yaktım odamda. azıcık iyi geldi gibi. muhtemelen psikolojiktir.
her şeyi de bilimle açıklamaya çalışıyorum ne kadar muhteşem bir alışkanlık. aslında öyle çok batıni huylarım yok. batıni huy neyse. işte anlarsınız. batıl inanç anlamında dedim.
ama iyi hissetmek için saplanıp kalıyor insan bazen böyle.
öf gidip mutfakta bir sigara içeyim. elektroniği hüpletmekten bunaldım.
bugün garip bir gün. ütü filan yaptım. gerisi hep boş geçti. yalan dünya izledim biraz. birkaç youtube videosu.
yarın gece iş var. sonra yine var. hep var. bu döngü beni yormaya başladı fazlasıyla.
karaladım yetmedi ama bitireceğim.
karala gitsin değil mi yok.
illa süsleyecek o yazıyı.
aman neyse. içim bir daraldı benim. çok yapmam gereken şey var. oturdum kitap okuyorum.
öyle üstü kapalı da yazmayacağım. yds'ye çalışmam gerek. tarot bakmayı öğrenmem gerek. uykum var uyumam gerek ama sıkıntıdan hiçbirini yapasım gelmiyor.
adaçayı ağaç tütsüler var, bir türlü alamadım. normal düz bu sopa gibi olanlardan yaktım odamda. azıcık iyi geldi gibi. muhtemelen psikolojiktir.
her şeyi de bilimle açıklamaya çalışıyorum ne kadar muhteşem bir alışkanlık. aslında öyle çok batıni huylarım yok. batıni huy neyse. işte anlarsınız. batıl inanç anlamında dedim.
ama iyi hissetmek için saplanıp kalıyor insan bazen böyle.
öf gidip mutfakta bir sigara içeyim. elektroniği hüpletmekten bunaldım.
bugün garip bir gün. ütü filan yaptım. gerisi hep boş geçti. yalan dünya izledim biraz. birkaç youtube videosu.
yarın gece iş var. sonra yine var. hep var. bu döngü beni yormaya başladı fazlasıyla.
karaladım yetmedi ama bitireceğim.
devamını gör...
3492.
çok huzursuz oldum. lavaboda minicik karınca gördüm hareket etmiyor aptal gibi duruyordu. deprem korkusu da kötü etkileniyor karınca korkum da. müstakil evde yaşasam bu canlıyı hep göreceğim o yüzden de bahçede yatacağım galiba sürekli. korkmaktan korkuyorum. level bu.
devamını gör...
3493.
uyuyamıyorum lan defter.
devamını gör...
3494.
3 gündür geceleri hdmi kablosuyla kendimi mi kırbaçlasam yoksa mutluluktan uyuyamasam mı seçenekleri arasında 300 km/s hızla gidip geliyorum. mutluluktan uyuyamamayı tercih ediyorum çoğun. öyle bir mutluyum ki gerçekten, artık mutsuz olmak istiyorum. tiksinmeye başladım kendimden. ne yazık ki sanırım birkaç gün sonra daha fazla mutlulanacağım. her şeyin fazlası zarar. nasıl başa çıkacağım bilmiyorum, kuş gibiyim ulan
devamını gör...
3495.
ne kadar karalarsam karalayayım eskisi gibi yazdıkça hafifleme hissiyatını hissedemiyorum artık. yazdıkça ağırlaşıyorum tam tersine. yük oluyor. her şey yük oluyor. ben bile yük oluyorum kendime. bunu yazmakla bile aşamıyorsam asla aşamayacakmışım gibi. ama durduramıyorum da kendimi bir türlü. bir ihtimal işe yarayabileceğini düşünüyorum hâlâ.
murat menteş 'in de dediği gibi bazı ihtimaller, ihtimal olarak kalmaya mahkumdur belki. bilemiyorum.
murat menteş 'in de dediği gibi bazı ihtimaller, ihtimal olarak kalmaya mahkumdur belki. bilemiyorum.
devamını gör...
3496.
hani hep diyorum ya sözlük kimseye anlatamadığım şeyler var diye...
şeytan diyor git anlat birine, içinde tutma artık.
yapamıyorum.
dilimin ucuna gelen kelimeleri göz yaşı olarak içime akıtıyorum..
" ağlamak güzeldir ama nida, iç ferahlatır. "
ağlamak nah güzeldir,
ağlamak sana güzeldir.
anlamlandıramıyorum lan bu durumu.
içi yanan insana su iyi gelmez mi?
neyse sen en iyisi bir su içip yat nida...
şeytan diyor git anlat birine, içinde tutma artık.
yapamıyorum.
dilimin ucuna gelen kelimeleri göz yaşı olarak içime akıtıyorum..
" ağlamak güzeldir ama nida, iç ferahlatır. "
ağlamak nah güzeldir,
ağlamak sana güzeldir.
anlamlandıramıyorum lan bu durumu.
içi yanan insana su iyi gelmez mi?
neyse sen en iyisi bir su içip yat nida...
devamını gör...
3497.
sanatsal olarak uçmuşsun. bilim, spiritüalizm, manyetizma gibi alanlarda mükemmel işçilik çıkarmışsın. makro düzeyde de mikro düzeyde de sonsuzluğa giden açmazlarının yanında bir de zamanı yaratarak hepimizi maymun etmen güzel bir mizah benim açımdan. ince görmüş kaliteyi konuşturmuşsun..
işletim sistemini anlamam da epey vaktimi aldı. he ölüm daha acısız olabilir miydi bu tartışmaya açık çünkü sen de biliyorsun ki canım tatlıdır. özellikle son yıllarda..
sanırım son yıllar senin için de sürpriz oldu kabul edelim ki melekler dahil kimse böyle bir defter düzeni beklemiyordu. sorum da burayla alâkalı; yarattığın ürün (ben) buyken, ben de böyle bir insanken, bu insanı da sen yaratmışken, benden çok da bir şey beklediğini düşünmeyerek hata yapmamış olamam değil mi ¿
bence benim yeryüzünde olduğum süreçte insanlık v doğa benden maksimum performansı aldı. zıplamam gereken gerekmeyen her yere zıpladım. erken final gibiydi insanlık benim için, rüzgâr olarak da yaratabilirdin. ya da bir kavram olsaydım, meselâ 'kötülük' gibi ama adalet olmak isterdim bak. neyse hissetmem şart değildi işte, ya da hücrenin üstünde yürüyen dna moleküleri de olabilirdim. sonuçta zeki yaşam formuna tabi olmadan zekisizlik durumunun dezavantajını yaşamayacaktım. olmadı felsefe olarak yaratırdın. hıı felsefeseydin beni seçenek çoktu, ben sen olsam meselâ bana bir iki donanım daha yükler gezegen yapardım beni, teleskopla izlesin keşfetmeye çalışsınlardı. onlar gelene kadar da kıyameti kopartırdım keşifte ettirmezdim. benden allah olmamış ama fikri bütünlüğünü anlamaya çok kafa yordum o bile yordu yeterince, bir de koordine etmek..
nitekim; varlığına, yokluğuna, dokunduğun dokunmadığın alanlara, yaratıp bıraktığın bu dünya'nı sevmedim. sevmedim hangi ülkenin vatandaşı olursam olayım da sevmeyecektim aynı algı düzeyinde yaratman şartıyla. seninle de bir problemim yok. zaten ben kim köpek..
yalnız hayvan olmadığım iyi olmuş hele ki türkiye'de sokak hayvanı olsaydım afrikada geyik olmayı tercih ederdim. her gün ölmektense bir gün ölmek tarzımdır bilirsin..
yani artık öyle nedir ne değildir türü bir bakış yok. yaşanan her şey beyinde son bulan bir frekans girdisi v algı da bu noktada başka yerdeyken farklı bir yerde hissettirebilecek kadar değişkenlik gösteren bir kurmaca v dahi halüsinasyon yani buradan bakınca; her şey aslında hiçbir şeymiş..
çok ilginç, hayatın boyunca uğraşıyorsun, konuşuyorsun, düşünüyorsun neyse önemin onu bir üst seviyeye çıkarmak için psikoloji harcıyorsun: araştırmalar diyor ki; 'geldiği gruptan statüsünü bir tık üste çıkaran insan sayısı yüzde bir' yani bilimle destekli olan ihtimâllerin azlığını terse çevirmek isteyen yüz kişiden biri, ortaya gereken o mücadeleleri koyup, başarsa dahi yine de finalde hiçliğe bağlayacağı bir organizyonun içerisinde her şeymiş gibi hissederek epey bir vakit geçiriyor olacak. o da zamanı algıladığı kadar, kaldı ki zaman da herkese aynı geçmiyor.
çok büyük kompozisyonlar, çok büyük adaletsizlikler olduğunu düşünüyorum. bilmem ne kadar önemsersin beni ama buraların kaosu arşı aştı 'göklerin v yerin arasındakilerin yaratıcısı' varlığın bu halinin çok da ikna edici olmadığını düşünüyorum.
düşündükleriyle gidip gittikleriyle var olacak milyarların geçiş bir süreci kafasına bu kadar dert ettirecek şekilde süslediğin v hissettirdiğin için daha varlıklı bir hiçlik halinin merakındayım.
var mıyım ¿ dokununca, düşününce öyle gibi. fakat varlığın bu olmadığını ikimiz de biliyoruz.
varlığımızı yokluğun içinde hacimlendirip, kütleyi de enerjilendirmişsin. buna da ruh dedirtmişsin. kontrolün dışında isim bile koyamamış garibimler, bazen kendini de eğlendiriyorsun gibi tövbe estağfurullah şeyler geliyor aklıma. neyse, olur öyle..
işletim sistemini anlamam da epey vaktimi aldı. he ölüm daha acısız olabilir miydi bu tartışmaya açık çünkü sen de biliyorsun ki canım tatlıdır. özellikle son yıllarda..
sanırım son yıllar senin için de sürpriz oldu kabul edelim ki melekler dahil kimse böyle bir defter düzeni beklemiyordu. sorum da burayla alâkalı; yarattığın ürün (ben) buyken, ben de böyle bir insanken, bu insanı da sen yaratmışken, benden çok da bir şey beklediğini düşünmeyerek hata yapmamış olamam değil mi ¿
bence benim yeryüzünde olduğum süreçte insanlık v doğa benden maksimum performansı aldı. zıplamam gereken gerekmeyen her yere zıpladım. erken final gibiydi insanlık benim için, rüzgâr olarak da yaratabilirdin. ya da bir kavram olsaydım, meselâ 'kötülük' gibi ama adalet olmak isterdim bak. neyse hissetmem şart değildi işte, ya da hücrenin üstünde yürüyen dna moleküleri de olabilirdim. sonuçta zeki yaşam formuna tabi olmadan zekisizlik durumunun dezavantajını yaşamayacaktım. olmadı felsefe olarak yaratırdın. hıı felsefeseydin beni seçenek çoktu, ben sen olsam meselâ bana bir iki donanım daha yükler gezegen yapardım beni, teleskopla izlesin keşfetmeye çalışsınlardı. onlar gelene kadar da kıyameti kopartırdım keşifte ettirmezdim. benden allah olmamış ama fikri bütünlüğünü anlamaya çok kafa yordum o bile yordu yeterince, bir de koordine etmek..
nitekim; varlığına, yokluğuna, dokunduğun dokunmadığın alanlara, yaratıp bıraktığın bu dünya'nı sevmedim. sevmedim hangi ülkenin vatandaşı olursam olayım da sevmeyecektim aynı algı düzeyinde yaratman şartıyla. seninle de bir problemim yok. zaten ben kim köpek..
yalnız hayvan olmadığım iyi olmuş hele ki türkiye'de sokak hayvanı olsaydım afrikada geyik olmayı tercih ederdim. her gün ölmektense bir gün ölmek tarzımdır bilirsin..
yani artık öyle nedir ne değildir türü bir bakış yok. yaşanan her şey beyinde son bulan bir frekans girdisi v algı da bu noktada başka yerdeyken farklı bir yerde hissettirebilecek kadar değişkenlik gösteren bir kurmaca v dahi halüsinasyon yani buradan bakınca; her şey aslında hiçbir şeymiş..
çok ilginç, hayatın boyunca uğraşıyorsun, konuşuyorsun, düşünüyorsun neyse önemin onu bir üst seviyeye çıkarmak için psikoloji harcıyorsun: araştırmalar diyor ki; 'geldiği gruptan statüsünü bir tık üste çıkaran insan sayısı yüzde bir' yani bilimle destekli olan ihtimâllerin azlığını terse çevirmek isteyen yüz kişiden biri, ortaya gereken o mücadeleleri koyup, başarsa dahi yine de finalde hiçliğe bağlayacağı bir organizyonun içerisinde her şeymiş gibi hissederek epey bir vakit geçiriyor olacak. o da zamanı algıladığı kadar, kaldı ki zaman da herkese aynı geçmiyor.
çok büyük kompozisyonlar, çok büyük adaletsizlikler olduğunu düşünüyorum. bilmem ne kadar önemsersin beni ama buraların kaosu arşı aştı 'göklerin v yerin arasındakilerin yaratıcısı' varlığın bu halinin çok da ikna edici olmadığını düşünüyorum.
düşündükleriyle gidip gittikleriyle var olacak milyarların geçiş bir süreci kafasına bu kadar dert ettirecek şekilde süslediğin v hissettirdiğin için daha varlıklı bir hiçlik halinin merakındayım.
var mıyım ¿ dokununca, düşününce öyle gibi. fakat varlığın bu olmadığını ikimiz de biliyoruz.
varlığımızı yokluğun içinde hacimlendirip, kütleyi de enerjilendirmişsin. buna da ruh dedirtmişsin. kontrolün dışında isim bile koyamamış garibimler, bazen kendini de eğlendiriyorsun gibi tövbe estağfurullah şeyler geliyor aklıma. neyse, olur öyle..
devamını gör...
3498.
bugün kedileri seyrettim, konuştum onlarla. sokak kedilerini sevdim. sevgiyle çağırdım karşısında eğilip, gelmesini bekledim. umutsuz bir sevgiyle ellerimi uzatıp ısrarla, sevgiyle, şefkatle dokunmak istedim ona, sabırla gelmesini bekledim. gelmedi, gelmeyişini seyrettim. dişi olanlar alımlı, pırıl pırıl ve rangarenkti; erkek olanlar ise pasaklı ve yorgun, üstelik miskinlerdi biraz. böyle söyleyerek haksızlık mı ediyorum onlara? yağmur sonrası çamurlu su birikintilerinin olduğu bir köşede umarsızca bekliyorlardı...
devamını gör...
3499.
bir yanda ampute olmuş kollar bacaklar bir yanda oğlumla top koşturuyoruz paylaşımı yapan insta mommyler. geçen kırık tabağını çanağını gösteren hesaba dayanamadan yazdım. evet çok etkili bir afet evet sizin de değer verdiğiniz yasam tarzınız ve öncelikleriniz değişti. göstermek istiyorsunuz ama sırası mı ? her derdiniz önceden eşyaydı kabul ediyorsunuz şimdi değişti derken bile eşya çektiğinizi göremeyecek kadar körsünüz. 50bin insan vefat etmişken insanlar dna verip teşhis edilemez haldeki parçalara kavuşmayı bekliyorken tabak göstermek mutfağı çekmek çok ayıp geliyor bana. birinin acıyan yanına değen paylaşımlar yapmak çok sığ. evin ayakta durmuş. yan binada insanlar inleye inleye can vermiş eve girip evin haline bak diyebiliyorsun. bunu anlamıyorum mesela. ben normalleşmeyi bu olarak da görmüyorum. anneler gününde babalar gününde normalde de paylaşım yapmam. bana göre eksikleri olan insanlara karşı göstere göstere kutlamak normal günde bile incitici iken şu sıralar canım ailem güzel ailem paylaşımları da can acıtıcı geliyor. kendimiz iyi ve mutlu olalım tek istediğimiz bu herhalde.
devamını gör...
3500.
bir gün geleceğim üzerimde kan kırmızı toprak kokan sokaklardan geçeceğim bir gün ben de eseceğim titrek eller yumruk olacak düşmanı dara çekeceğim o gün işte bir gün yakındır hakkı bilene uzaktır gafile bir gün işte o gün nefesler kesilecek kurdun kuzu boğması gibi kafalar ezilecek dağ patlaması sanki kulaklar dikilecek işte o gün dostlar ben doğacağım kanatlar ateş rengi yok başka bir yerde dengi işte o gün dostlar ben olacağım intikam değil adalet gelecek aptalın dilini kesecek alay edenin başını yiyecek.
devamını gör...
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
261
262
263
264
"normal sözlük yazarlarının karalama defteri" ile benzer başlıklar
karalama
2