1241.
atatürk ve demokratik türkiye - halil inalcık
devamını gör...
1242.
saramago ; körlük .
devamını gör...
1243.
benim uzun zamandır okuduğum bir kitap yok. çalıştığım kitaplar var ama onlar sayılmaz herhalde. birtakım akademik sorunlar.
devamını gör...
1244.
daha diktatör bir dünya olabilir - ragıp kayyum erguvan
devamını gör...
1245.
son senfoni, robert seethaler
devamını gör...
1246.
yeraltından notlar - dostoyevski
devamını gör...
1247.
jules verne - ay'a yolculuk
devamını gör...
1248.
başarısızlığın olmadığı okul - william glasser.
devamını gör...
1249.
yol- cormac mccarthy.
devamını gör...
1250.
dan brown - ihanet noktası
devamını gör...
1251.
bulantı-jean paul sartre.
devamını gör...
1252.
devamını gör...
1253.
köpek kalbi - mihail bulgakov
devamını gör...
1254.
marcus aurelius antoninus - (bkz: kendime düşünceler)
devamını gör...
1255.
iktidar-robert greene
devamını gör...
1256.
cemil meriç-bu ülke
devamını gör...
1257.
(bkz: foundation’s edge)
(bkz: isaac asimov)
2 şeye çok seviniyorum. birincisi bu adamdan sonra doğduğum ve eserlerini okuyabildiğime,
ikincisi de bir sürü eser bırakmış olduğuna.
oku oku bitmiyor. resmen politik-sosyolojik-bilimkurgu orgazmı yaşıyorum.
(bkz: isaac asimov)
2 şeye çok seviniyorum. birincisi bu adamdan sonra doğduğum ve eserlerini okuyabildiğime,
ikincisi de bir sürü eser bırakmış olduğuna.
oku oku bitmiyor. resmen politik-sosyolojik-bilimkurgu orgazmı yaşıyorum.
devamını gör...
1258.
senin hakkından yedi şey düşündüm (birini söyleyeceğim) - berrak yurdakul
devamını gör...
1259.
henüz yayımlanmamış bir kitap. iş işte neylersin.
bu tip şeylerin işe dönüşmesi sanıldığı kadar güzel değil, aslında çok kötü de değil sadece oldukları gibiler işte, öyle-ce. gazetede çalıştığım sıralar mesela, ne gazete ne dergi okuyabildim çünkü satırlara baktıkça bi yandan kusma isteği geliyodu bi yandan da meslek hastalıkları baş gösteriyodu: "bunun burasını niye böyle yapmışlar ki? hmm bak burada hata var." sus be adam. susmadı. oysa ne kadar severdi bu adam ilgilendiği alanlarda dergiler almayı, okumayı. özenle öldürdüler.
kitaptaysa durum farklı. sıradan, oturup, öylece keyif için kitap okuyamıyorsun çoklukla ama bi yandan da iş olarak kitap okuyosun falan. güzel bir şey.
- cenk abi, napıyosun?
+ kitap okuyorum, bitirmem lazım bi iki saate kadar. sonra çıkarız.
- sıkıcı değil mi ya?
+ alşsdöasş sıkıcı mı? yavrum benim ya, daha çok gençsin. iş hayatı böyle bir şey, sıkıcı şeyler yapıyoruz biz para kazanmak için. hatta öyle ki, iş olarak bişiler okumayı sol koluna falan tercih edecek milyonlarca insan bulabilirim sana. aralarında en keyiflilerinden biri bu emin ol.
neydi, dandik bi söz vardı: "dans ederek gitmediğiniz işi bırakın" mıydı öyle bir şey. öaşlsdşlasd iş hayatı çoğunlukla en keyif aldığınız şeyleri bile sıkıcılaştırma üzerine kurulu bu toplumsal düzende. yani dans ederek gittiğiniz işi de maksimum 1 ay sonra bırakmanız gerekiyor bu mottoyla.
- sevdiğiniz işi yapın ve bu denli keyif aldığınız şeyden nefret etmenin nasıl bir şey olduğunu size gösterelim.
bu tip şeylerin işe dönüşmesi sanıldığı kadar güzel değil, aslında çok kötü de değil sadece oldukları gibiler işte, öyle-ce. gazetede çalıştığım sıralar mesela, ne gazete ne dergi okuyabildim çünkü satırlara baktıkça bi yandan kusma isteği geliyodu bi yandan da meslek hastalıkları baş gösteriyodu: "bunun burasını niye böyle yapmışlar ki? hmm bak burada hata var." sus be adam. susmadı. oysa ne kadar severdi bu adam ilgilendiği alanlarda dergiler almayı, okumayı. özenle öldürdüler.
kitaptaysa durum farklı. sıradan, oturup, öylece keyif için kitap okuyamıyorsun çoklukla ama bi yandan da iş olarak kitap okuyosun falan. güzel bir şey.
- cenk abi, napıyosun?
+ kitap okuyorum, bitirmem lazım bi iki saate kadar. sonra çıkarız.
- sıkıcı değil mi ya?
+ alşsdöasş sıkıcı mı? yavrum benim ya, daha çok gençsin. iş hayatı böyle bir şey, sıkıcı şeyler yapıyoruz biz para kazanmak için. hatta öyle ki, iş olarak bişiler okumayı sol koluna falan tercih edecek milyonlarca insan bulabilirim sana. aralarında en keyiflilerinden biri bu emin ol.
neydi, dandik bi söz vardı: "dans ederek gitmediğiniz işi bırakın" mıydı öyle bir şey. öaşlsdşlasd iş hayatı çoğunlukla en keyif aldığınız şeyleri bile sıkıcılaştırma üzerine kurulu bu toplumsal düzende. yani dans ederek gittiğiniz işi de maksimum 1 ay sonra bırakmanız gerekiyor bu mottoyla.
- sevdiğiniz işi yapın ve bu denli keyif aldığınız şeyden nefret etmenin nasıl bir şey olduğunu size gösterelim.
devamını gör...
1260.
hayatınızın amacı - dan millman.
devamını gör...