ömer seyfettin

kaşağı öyküsü ile bir dönem çocuklarına korkulu günler yaşatmıştır.

naaşı kadavra olarak kullanılmıştır.

kendisini yalnızca yazar olarak tanıtmak haksızlık olur diye düşünüyorum . ömer seyfettin aynı zamanda bir asker , öğretmen ve şairdi . edebiyatta türkçülük akımının kurucularından biri olarak hafızalara kazındı . aynı zamanda dilde sadeleşmeyi savunarak buna öncülük eden isimlerden biri hâline gelmiştir. türk edebiyatı , erken yaşta şeker hastalığından ölmesiyle kendisine veda etmiştir. ölümünden sonra en yakın arkadaşı (bkz: ali canip yöntem) ömer seyfettin ve hayatı isimli bir kitap kaleme almıştır ve bu kitap 1935 yılında yayımlanmıştır.

onu bunu bilmem de tam bir fantezi adamıdır. ilkokul zamanı yüksek ökçeleri okumuştum odur budur kafam sürekli kadınların memelerine takılıyor, bilinçaltıma yerleşti resmen, falaka kitabında eşeği falakaya çektirir, başka bir kitabında kafa kestirir kahramanlarına keyifle. çocuklara okutulmadan evvel epeyce düşünülmesi gerektiği kanaatindeyim.

psikopat olduğunu düşündüğüm, cumhuriyet dönemi hikaye yazarı. ya travmatik bir yaşantısı vardı, ya da ciddi derecede psikolojik rahatsızdı.

özellikle diyet adlı kitabı mümkünse toplatılsın, okutulmasın.

türk edebiyatının gelişmesinde önemli rol oynayan kişi. evet.

cocuklugumuzun yazarlarindan ömer seyfettin´in hayati ve cogu insanin bilmedigi hazin ölümü beni hep üzmüstür nedense. hayati hakkinda kisacik bilgi:

11 mart 1884´te gönen, balıkesir´de dogmustur. 10 kitap ve 125 hikayeye imzasini atmistir. türkcülük akiminin kurucularindandir ve türkceye en fazla katki sunan yazarlardandir. yerli lisanimizin yabanci etkilerden arinmasi ve özüne dönmesi icin yeni lisan anlayisini gelistirmistir.

1910´a kadar kendisi bir askerdi, ancak asker-siyaset iliskisi askerlikten sogumasina sebep olmus ve ziya gökalp´in de tavsiyesi üzerine tazminatini ödeyip üstegmen görevinden ayrilip, yazar ve ögretmen olarak hayatina devam etmek icin selanik´e yerlesmistir.

1913´te yunanlilara esir düser. 10 ay sonra esir hayattan kurtulup istanbul´a döner.

1915 sonlarinda calibe hanim ile evlenir. bu evlilikten hatice fahire günel elgen diye bir kizi olur. ancak kizi gercek babasinin kim oldugunu 11 yasina geldiginde ögrenir.

1918´de calkantili bir evlilikten bosanir ve inzivaya cekilir.

kendisi seker hastasidir, ancak o günün sartlarinda seker hastaligi cok bilinen bir hastalik degildir. doktorlar romatizma oldugunu düsünüp bol bol meyve yeyip hosaf icmesini söylerler. haliyle günden güne daha kötü olan ömer seyfettin, mart 1920´de haydarpasa hastanesine kaldirilir ve iki gün sonra 6 mart 1920´de hayata gözlerini yumar. henüz 35 yasindadir.

talihsizlik ya, cenazesine kimse sahip cikmadigi icin, naasi tibbiye ögrencilerinin derslerinde kullanilmak üzere bir kadavra olarak kullanilir. naasina bir kac hafta sonra tibbiye ögrencileriyle ve hademeyle cekilen naasinin fotografi basinda yayinlandiktan sonra sahip cikilir. onu resimden taniyanlar hemen hastaneye gidip bedeninden arta kalanlara sahip cikiyorlar, ancak bedeni coktan parcalanmis, ic organlari cikarilmis, basi da kesilmistir. naasindan kalanlari kadiköy kusdili mahmut baba mezarligi´na defnediyorlar.

maalesef mezarinda da rahat yoktur kendisine. tam 19 yil sonra 23 agustos 1939´da mezarinin üzerinden yol gececegi icin naasi asya´dan avrupa´ya zincirlikuyu asri mezarligi´na defnedilir.

kaynak

edit: imla

islamcılık adı altında türk düşmanlığı yapan kişilerden nefret ediyorum
- ömer seyfettin

"ömer seyfettinn
vidaları gevşettinn" diyerek andığım yazar. (duymayanlar da ritmi bir şekilde tahmin eder inş. ehehe)

türk edebiyatının en iyi hikaye yazarıdır. genelde ortaokullara okutulur ama bence bazı hikayeleri lise seviyesine uygundur. seçip okutmak gerekir yani. her konuda hikayesi mevcuttur ama en etkili olanları konusunu tarihten alanlardır. ( pembe incili kaftan, kütük, topuz vs.)

maupassant tarzı hikaye (olay hikayesi) yazar hatta hikayeleri guy de maupassant'ın hikayelerinden çok daha güzeldir. boynuz kulağı geçmiş gibi bir durum yani.

türk edebiyatı'nın ikonik isimlerindendir. belirli sebeplerden ötürü kendisini sevmem ve kitaplarını da zevkli bulmam.

ilkokul ve ortaokullarda kaşağı ve benzeri hikayelerinin okutulmaması gerektiğini düşündüğüm yazar. fakat bir hikayede çocuk olmasını onun çocuklara uygun olması anlamına geldiğini sanan insanlar olduğundan bir çok çocuğa hala okutulmaya devam ediliyor.

hikayelerinin dili, mesajı iyi hoş da psikolojiyi alt üst ediyor yaş ufakken. dikkatli olunmalı.

"al diyetini" nedir ya?

bazen çok boş yapan ruh hastası ve sapık kişi.

milli mücadele dönemi türk edebiyatının kurucularındandır. olay hikayeciliğinin türk edebiyatındaki en önemli ismidir. milli değerlerimize dikkat çeken, sade bir türkçe ile eser vermeyi savunan öykü yazarıdır.

çocuklarının youtube kullanmasına izin veren insanlar, başlığına ilkokul ve ortaokullarda kaşağı ve benzeri hikayelerinin okutulmaması gerektiğini düşündüğüm yazar yazmış, komik.

kaşağı başta olmak üzere bir çok hikayesi okunması gereken hikayeler. okutulması daha doğru bir kelime olur. bizim okumamız bir şey değiştirmeyebilir ya da değiştirir mi acaba bilemedim. okuyun okutun en iyisi.

ilkokulda perili köşk diyet ve kaşağı'yı okumam önerilmişti. hangisini bitirdim hangisi yarım kaldı hatırlamasam da ilkokul düzeyi için dilini ağır bulmuştum. aslında ağır yanlış oldu, kullandığı kelimelerin çoğu günümüzde kullanılmadığı için o yaşta anlamakta zorlandmıştım daha sonra ortaokulda yalnız efe'yi okuyup sevmiştim. muhtemelen ilk kez bir güçlü kadın karakter okuduğum içindi, şimdi okusam ne düşünürüm bilmiyorum. lisede küfe şiirini okuyup çok sevmiştim. bence toplumu çok iyi gözlemliyor ve ben de bir çocuğu toplumun büyüttüğünü ve onun hayatını etkilediğini düşündüğüm için şiirin anlatış tarzını başarılı bulmuştum.

türk kısa hikâyeciliğinin kurucu ismidir.

türk edebiyatının öncüleründen olan ömer seyfettin cumhuriyet dönemi yazarıdır ,olay hikayesi türünde hikayeleri olup başlıca eserleri falaka ,perili köşk , kaşağı , diyet gibi bir çok eseri vardır .bizlere her hikayesinde yeni bir ders, yeni bir bakış açısı, yeni bir hayat öğretir .