örümcek

tropikal ormanlardan çöllere, dağ zirvelerinden apartman izbelerine kadar yeryüzü üzerinde 38 bin civarında türü bulunuyor. bir milimetreden küçük patu digualardan bacakları yirmi santimi bulan, kuşu bile yiyebilen tarantulalara kadar farklı boy ve şekilde örümcekler vardır. sadece tek familya haricinde hepsi avını felç etmek için zehir kullanır. ortalama örümcek ömrü bir yıldır.

eti puf ile yakaladığımız sinekleri atardık ağlarına gelip yemesini beklerdik. önemliydi kıymetliydi gözümüzde çağrı filminden mütevellit

görünce değişik hisler duyduğum eklembacaklılar üyesi.

öyümceek, koyktun mu? diyen bir kız sırf bu söylemi sayesinde beyaz showa çıkmıştı zamanında. milletçe üzülmüştük o zaman tabi.

bazı örümcek türlerinde, anne örümcekler yavruları yumurtadan çıkana dek sabırla başında bekleyip, yavruları yumurtadan çıkınca, yavrularının beslenmesi için kendilerini yem olarak sunuyorlar yavrularına. yavrular anneyi canlı canlı yiyerek ilk besinlerine kavuşmuş oluyorlar ve hayata tutunuyorlar.

çok korkak hayvanlardır. siz yaklaşmazsanız genelde onlar da size yaklaşmaz. tecrübeyle sabittir.

örümcekler kendi türleriyle arkadaş olabilir ve beraber avlanabilirler. avlanabilecekleri, ağ örebilecekleri bir bölgeyi kankisiyle paylaşabilirler. ama tabi bu durumda komşu gibi takılırlar. ağlar bitişik de olsa, kendi ağlarını kendileri örüp, kendi alanlarında sadece kendileri takılırlar. diğer örümcek arkadaşının ağına takılan bir sineğe hareketlenmez. herkes kendi bölgesinden sorumludur.

rüyada görülmesi genellikle hayra yorulan böcek. hatta müjdeler var. tabii bu rüyayı gören kişinin haliyle de alakalı bir durum, son dönemlerinde salih bir müslüman olma yoluna girdiyse bu müjde geçerlidir. bu sabah rüyamda siyah bir örümceği besliyordum, ardından "o bana yetmez" dercesine beni bir süre kovaladı. ama zararı dokunmadı. özel hayatımdaki değişim ise dün yaşandı. hayır olsun.

küçükken örümcek adam hastası olduğum için (ki hala öyleyim ama sadece büyüdüm) sürekli elimde gezdirip beni ısırmaları için her şeyi denediğim hayvanlar. ne yazık ki bir tanesi bile "yazık çocukcağıza ısırayım da bari sevinsin" diye düşünmedi.

tabi bu merak yıllar geçtikçe evde örümcek beslemek gibi büyük sınırlara ulaştı. ben bunların vefakar hayvanlar olduklarını düşünüyordum ama aslında dışarısı fazla riskli olduğu için ev ortamında daha iyi hayatta kalabilen rahatına düşkün terbiyesizlermiş. ondan dolayı sürekli yalandan sevgi gösterisi yapıyormuş, acındırıyormuş bana kendini. evden kovmayayım diye.

herneyse birde suya dayanıklılar asla ölmüyorlar şayet öldürecekseniz sadece sabunlu, kimyasallı sular kendilerine zarar veriyor. yoksa bacaklarını içine büküp size "puhaha!" diye hareket çekerken birde suyun tadını çıkarabilirler sizde kalakalırsınız.

genelde 8 gözleri var ama bu gözlerin 8'ide mükemmel görmüyor genelde dokunma, tat, titreşim gibi özelliklerle etrafında gelişen olayları algılıyorlar. gözler genelde keskin görüş gerektiren zamanlarda (örneğin gece vakti) büyük avantaj sağlıyor bunlara.

örümcek hisleri gerçek. evet, "tehlikeyi önceden haber veren" meşhur örümcek hislerine sahipler. bu hisleriyle doğal ortamlarında düşmanlarına karşı önlem alıyorlar.

eklembacak oldukları için haliyle omurgaları yok. zaman zaman kostüm (kabuk) değiştiriyorlar.

bize göre zayıf gibi gelse de ağları aslında çok güçlü çelik ile eşdeğer oldukları söylenir.

ölünce bacaklarını kendine çekip büzülmelerinin nedeni vücudun artık işlevini kaybetmesi ve ölü oldukları için vücut sıvılarının da tükenmesidir. yaşadığı müddetçe salgılarıyla bacaklarına güç verirler. zıplayıp hoplamaları için çok önemlidir bu salgılar.

son olarak örümcek adam olma hayaliyle tutuşup da bunu es geçmek olmaz. insan ve örümcek dnasını birbirine denkleştirmek esasen mümkün. hem insan hem örümcek dnalarında birbirine uyumlu ve benzer özellikler var ancak günümüz genetik bilimi ve teknolojisi ile bir insan formuna örümcek dnası yüklerseniz elinize geçecek tek şey deforme olmuş, ölü doğmuş embriyodan başka bir şey değil. yani örümcek adam olabilmek için daha yememiz gereken 40 fırın ekmek var bu şu anlık mümkün değil.

(bkz: korktun mu korkmadın mı)

- 400 milyon yıldır dünyada yaşıyor.

- 30 milyon yıl önceki örümceklerle bugünküler hemen hemen aynılar, bunu fosiller bize gösteriyor.

- 40.000 türü var.

- 7 farklı bezden 7 farklı türde ipek üreterek ördükleri düşen avı yakalayan yatay tabaka ağları ve uçan avı yakalayan dikey kafes ağları mimari ve geometrik şaheserlerdir.

- karnının altında, ipeği üretmek ve işlemek için kullandığı, 6 tane memecik vardır.

- genellikle geceleri ördüğü ağını inşa etmesi 1-3 saat sürer,

- ağı oluşturan eğriler merkezden çevreye doğru sürekli büyürler ama bu ağın genel görünümünde hiçbir değişiklik yaratmaz.

- bir aşamasında örümcek, ağın yeterli yoğunluğa sahip olması için, aralarındaki mesafeyi eşit tutmaya çalışarak ardışık dönüşler yapar. bu aritmetik spiral denilen örgüyü meydana getirir.



aritmetik spiral'in tanımı şöyle: (i[[alıntı]]
: "iki boyutlu düzlemde, orijinden çıkan ve sabit açısal hızla dönmekte olan bir doğru üzerinde, sabit hızla dışarıya doğru ilerleyen bir noktanın izleyeceği eğridir.") buna arşimed spirali de denir.
[[/alıntı]]

avlarını yemez emerler. ağa düşen avlarını avın boyuna göre birkaç yerden sokar ve bir süre beklerler. ava enjekte ettikleri sıvı iç organların eriyip bir sıvıya dönmesine neden olur. daha sonra gelip bu sıvıyı emerler.
çok dayanıklı canlılardır. yumurtadan yeni çıkmış yavrular yaklaşık bir metre boyunda bir ip salgılayıp rüzgarın bu ipi götürmesini beklerler. rüzgarın uçurmasıyla da tek başlarına asla gidemeyecekleri uzak yerlere giderler. bunların bazıları stratosfer görevi yapan balonlarca donmuş olarak toplanmış. aşağı indirilip buzları eritilince hiç donmamış gibi yaşamaya devam etmişler.

havanın sıcaklığı sebebiyle açık olan balkon kapısı ve pencereden girip odamı işgal eden canlı. bir daha baktığımda aynı yerde bulamıyorum, en korkuncu bu.*

ağaçlık yeşillik hatta müstakil bir eviniz varsa bence dokunmayın . şu uzun bacaklı olanlara tabi. türkiye de et yiyen örümcek var galiba güneydoğu anadolu da.
baska öyle zehirli örümcek var mı bilemiyorum.

benim odanın sağ sol duvarında var iki tane. ama iki üç tane yuvaya izin veriyorum ancak.
o da çok büyük olmamak kaydıyla. ağı bozuyorum kendilerine dokunmuyorum.

neden çünkü odam da böcek oluyor. maalesef çeşitli çeşitli böcekler oluyor. gözlemledim bu örümcekler onları hep yiyor öldürüyor. ağ da görüyorum.
geçen kışlık elbiseleri kaldırırken içinde değişik bir böcek gördüm ölmüş orda. korkutucuydu.

örümcekler zaten insana yaklaşmıyor büyük olanlar ince bacaklilar. o duvarda öylece duruyorlar.
işte böyle bir birlikteligimiz var maalesef.

kutsal kuran'da şu şekilde geçer;

allah’tan başka dostlar edinenlerin örneği, kendisine ev edinen dişi örümceğin örneğine benzer. gerçek şu ki, evlerin en çürüğü (en güvensizi) dişi örümceğin evidir. keşke bilselerdi !(29:41)

www.mucizeler.com/en-guveni...

bir hayvan olacak olsam kendisi olmak isterdim. tür farketmez. uzun bacaklı duvar örümceği bile olabilir.

eklembacaklılar şubesinin örümceğimsiler sınıfından, bilimsel adı araneae olan canlı türü.
kanatsızdır/ 8 bacaklıdır. tuzak kurmak amaçlı ağ örerler.
40.000 türü olduğu bilinmektedir.

bir tanesi ısrarla pencerenin boşluklarına yerleşmiş. çok hızlı koşuyor. zabah bi açıyom camı, aynı hayvan. kağıtla alıp duvara koyum yukarıya mı çıkar aşağıya mı iner artık derken yine boşluğa girdi. belki camdan çıkar da defolur gider diye tüm gün cam açık bunun yüzünden.

korktun mu diye devam eden sozcuk. korkmadin mi.