1.
otizm spektrum bozuklukluğu yani dilimize kısaca otizm olarak yerleşen bu olgu aslında bir nöropsikiyatrik rahatsızlıklar kümesidir. içinde otizm ve asperger bozukluğunu barındırır. erken yaşlarda başlayıp (bebeklikte de teşhis edilebilir) yaşam boyu süren, sosyal etkiletişim, iletişim ve hayal kurma becerilerindeki eksiklikle kolayca tanımlanabilirler. süreklilik gösteren bedensel hareketler / ritüeller, dili anlama ve kullanmadaki zorluklar, planlama / organize etme zorluları, çevredeki değişimleri anlayamama / kabullenememe ve sınırlı ilgi alanı gibi temel problem alanlarında benzerlikler gösterirler.
devamını gör...
2.
bebeklere televizyon izletilmesi ile yakalanması mümkün olan rahatsızlıktır.
devamını gör...
3.
özellikle yaşamın ilk üç yılında ortaya çıkan gelişim düzeyine uygun sosyal etkileşimde bulunamama, çevre ve ortama tepkisizlik, duygusal karşılık verememe, iletişim güçlükleri, içe kapanma, gerçeklikten uzaklaşma, aşırı nesne bağımlılığı, amaçsız, sınırlı, tekdüze ve yineleyici hareketlerle belirgin beynin gelişimini engelleyen gelişimsel bozukluktur.
devamını gör...
4.
erken çocukluk döneminde tanılanması mümkün olan bir spektrum bozukluğu olan otizmin başlıca belirtileri şunlardır;
-göz teması kurmaktan kaçınma/kuramama.
-ekoleli ; tekrar eden anlamlı yada anlamsız sözel ifadeler -çoğunluk ile iletişim kurma amacı olmaksızın ortaya çıkar-
-stereotip; tekrar eden anlamsız davranışlar. - elleri sallamak, dizleri titretmek, saçları kemirmek vb-
-obsesyon; tekrar edici davranışlar.-çamaşır makinesini izlemek gibi net davranışlar gözlenebildiği gibi kalemlerin uçlarının hepsinin karşıya bakacak şekilde dizmek gibi daha az belirgin davranışlar şeklinde de seyredebilir.-
-iletişim becerilerini gerçekleştirmekte zorlanma yada tamamen kuramama.
yukarıda yazılı olan belirtilerden en az birini yada birkaçını aynı anda görmek olası durumlardır. belirtilerin görünmesi halinde ailelerin en yakın özel eğitim ve rehabilitasyon merkezinden bilgi alabileceği gibi en yakın hastanenin çocuk psikiyatrisi servisinden randevu alarak tanılanma sürecini başlatması gerekecektir. psikayrist gerekli gördüğü durumlarda gilliam otistik bozukluk değerlendirme ölçeği gibi tanılanmaya yardımcı testler isteyebilir.
psikiyatristin tanılamasının ardındanheyet raporu alma süreci başlar aile için. alınan heyet raporunun ardından çocuk ilk defa özel eğitim alanı uzmanlarından oluşun bir ekip tarafından rehberlik araştırma merkezinde değerlendirilir. bu değerlendirme çok kapsamlı olmaktadır. çocuğun, bilişsel gelişim,sosyal-duygusal gelişimdil gelişim gibi gelişim alanlarında değerlendirilir ve ortaya çocuğun ihtiyaçlarını gidermeye yönelik ram raporu hazırlanır.
bu raporda çocuğun yaşıtlarını geriden takip ettiği her beceri tek tek bulunur.
aile, sırasıyla almış olduğu heyet raporu ve ram raporu ile dilediği rehabilitasyon araştırma merkezine ücretsiz kayıt yaptırarak ayda 8 saat bireysel ve ihtiyaç halinde 4 saat grup eğitimi olmak üzere 12 saat eğitim almaya başlar.
-göz teması kurmaktan kaçınma/kuramama.
-ekoleli ; tekrar eden anlamlı yada anlamsız sözel ifadeler -çoğunluk ile iletişim kurma amacı olmaksızın ortaya çıkar-
-stereotip; tekrar eden anlamsız davranışlar. - elleri sallamak, dizleri titretmek, saçları kemirmek vb-
-obsesyon; tekrar edici davranışlar.-çamaşır makinesini izlemek gibi net davranışlar gözlenebildiği gibi kalemlerin uçlarının hepsinin karşıya bakacak şekilde dizmek gibi daha az belirgin davranışlar şeklinde de seyredebilir.-
-iletişim becerilerini gerçekleştirmekte zorlanma yada tamamen kuramama.
yukarıda yazılı olan belirtilerden en az birini yada birkaçını aynı anda görmek olası durumlardır. belirtilerin görünmesi halinde ailelerin en yakın özel eğitim ve rehabilitasyon merkezinden bilgi alabileceği gibi en yakın hastanenin çocuk psikiyatrisi servisinden randevu alarak tanılanma sürecini başlatması gerekecektir. psikayrist gerekli gördüğü durumlarda gilliam otistik bozukluk değerlendirme ölçeği gibi tanılanmaya yardımcı testler isteyebilir.
psikiyatristin tanılamasının ardındanheyet raporu alma süreci başlar aile için. alınan heyet raporunun ardından çocuk ilk defa özel eğitim alanı uzmanlarından oluşun bir ekip tarafından rehberlik araştırma merkezinde değerlendirilir. bu değerlendirme çok kapsamlı olmaktadır. çocuğun, bilişsel gelişim,sosyal-duygusal gelişimdil gelişim gibi gelişim alanlarında değerlendirilir ve ortaya çocuğun ihtiyaçlarını gidermeye yönelik ram raporu hazırlanır.
bu raporda çocuğun yaşıtlarını geriden takip ettiği her beceri tek tek bulunur.
aile, sırasıyla almış olduğu heyet raporu ve ram raporu ile dilediği rehabilitasyon araştırma merkezine ücretsiz kayıt yaptırarak ayda 8 saat bireysel ve ihtiyaç halinde 4 saat grup eğitimi olmak üzere 12 saat eğitim almaya başlar.
devamını gör...
5.
konya'nın selçuklu ilçesinde sobe(selçuklu otizmli bireyler vakfı) kurulmuştur, incelemeniz için link bırakıyorum. buradan
devamını gör...
6.
otizmde erken tanı ve eğitim çok önemlidir. çocuk ilk doğduğunda otizm belirtileri gösterir. üç yaş civarında otizm belirgin hale gelir. en önemli belirtileri; göz teması kurmama, ismi söylendiğinde tepki vermemedir.
devamını gör...
7.
the accountant filmini kesinlikle öneririm. otizmli bir karaktere odaklanan mükemmel bir aksiyon filmi.
devamını gör...
8.
bir farklılıktır. ortalama insandan üstün özellikleri bulunabilir. otizmli kişinin hayatını genellikle çevresi zorlaştırır ya da kolaylaştırır.
devamını gör...
9.
çocuğunuz ismi söylendiği zaman tepki vermiyor, göz teması kurmaktan kaçınıyor, arkadaşlarından uzak duruyor, iletişim kurmuyor ise bunlar otizm kuşkusu doğuran ve ayrıntılı bir biçimde araştırılması gereken belirtilerden birkaçı.
devamını gör...
10.
son yapılan nörobiyoloji araştırmalarına göre taklit, empati gibi davranışlarda rol oynayan ayna nöronların otizmli bireylerdeki eksikliğinden kaynaklanıyor olabilirmiş.
devamını gör...
11.
tohum otizm vakfının eğitim portalından ücretsiz olarak bilgi edinebilirsiniz. özellikle özet videolarını çok faydalı buldum. buradan
devamını gör...
12.
otizm spektrum bozukluğu kategorisi, yaygın gelişimsel bozukluklarla (pdd: pervasive
developmental disorders) eşanlamlı olup, ileri düzeyde ve karmaşık bir gelişimsel yetersizlik
anlamında kullanılmaktadır. otizm ise, bu şemsiye altında yer alan kategorilerden yalnızca
biridir. amerikan psikiyatri birliği’nin 2000 yılında yayımladığı kılavuza göre (dsm-ıv-
tr), otizm spektrum bozuklukları kapsamında beş ayrı kategori yer almaktadır: otizm (otistik
bozukluk), asperger sendromu, atipik otizm (başka türlü adlandırılamayan yaygın gelişimsel
bozukluk/pdd-nos: pervasive developmental disorder-not otherwise specified), çocukluk
dezentegratif bozukluğu ve rett sendromu.
son yapılan yaygınlık araştırmaları; otizm spektrum bozukluklarının ilkokul yaş grubundaki
yaygınlığının ingiltere’de 100 çocukta bir, abd’de 150 çocukta bir, avustralya’da ise 160
çocukta bir olduğunu göstermektedir. ayrıca, daha kapsamlı veri toplama çalışmalarının
yürütüldüğü abd ve avustralya’da, veri toplanan bölgeler arasında çeşitli farklılıklara
rastlanmıştır. farklı ülkelerde araştırmaya dahil edilen otizm spektrum bozuklukları
farklılaştığı için ülkeler arası karşılaştırma yapmak zor olmakla birlikte, otizm spektrum
bozukluklarının günümüzde yaklaşık olarak her 150 çocuktan birini etkilediği kabul
edilmektedir.
otizmin karakteristik özellikleri bebeklikte (18-24 aylık) bazen belli olsa da genellikle erken çocuklukta (24 aydan 6 yaşına kadar) kendini gösterir. doktora kontrole gittiğinizde bebeğinizin gelişimini anlamak için gelişim taraması yapabilir.
amerika’daki milli çocuk sağlığı ve insan gelişimi ensitüsü (nıchd) tarafından yapılan listeye göre çocuğun 5 ana davranışında otizm araştırması yapılmaktaktadır:
12 aylıkken heceleme yoktur.
12 aylıkken hiç mimik yoktur.
16 aylıkken tekli kelimeler söylememiştir.
24 aylıkken kendi başına ikili kelime grubu oluşturmamıştır.
herhangi bir yaşta dilsel veya sosyal becerilerde kayıp yaşanmıştır.
developmental disorders) eşanlamlı olup, ileri düzeyde ve karmaşık bir gelişimsel yetersizlik
anlamında kullanılmaktadır. otizm ise, bu şemsiye altında yer alan kategorilerden yalnızca
biridir. amerikan psikiyatri birliği’nin 2000 yılında yayımladığı kılavuza göre (dsm-ıv-
tr), otizm spektrum bozuklukları kapsamında beş ayrı kategori yer almaktadır: otizm (otistik
bozukluk), asperger sendromu, atipik otizm (başka türlü adlandırılamayan yaygın gelişimsel
bozukluk/pdd-nos: pervasive developmental disorder-not otherwise specified), çocukluk
dezentegratif bozukluğu ve rett sendromu.
son yapılan yaygınlık araştırmaları; otizm spektrum bozukluklarının ilkokul yaş grubundaki
yaygınlığının ingiltere’de 100 çocukta bir, abd’de 150 çocukta bir, avustralya’da ise 160
çocukta bir olduğunu göstermektedir. ayrıca, daha kapsamlı veri toplama çalışmalarının
yürütüldüğü abd ve avustralya’da, veri toplanan bölgeler arasında çeşitli farklılıklara
rastlanmıştır. farklı ülkelerde araştırmaya dahil edilen otizm spektrum bozuklukları
farklılaştığı için ülkeler arası karşılaştırma yapmak zor olmakla birlikte, otizm spektrum
bozukluklarının günümüzde yaklaşık olarak her 150 çocuktan birini etkilediği kabul
edilmektedir.
otizmin karakteristik özellikleri bebeklikte (18-24 aylık) bazen belli olsa da genellikle erken çocuklukta (24 aydan 6 yaşına kadar) kendini gösterir. doktora kontrole gittiğinizde bebeğinizin gelişimini anlamak için gelişim taraması yapabilir.
amerika’daki milli çocuk sağlığı ve insan gelişimi ensitüsü (nıchd) tarafından yapılan listeye göre çocuğun 5 ana davranışında otizm araştırması yapılmaktaktadır:
12 aylıkken heceleme yoktur.
12 aylıkken hiç mimik yoktur.
16 aylıkken tekli kelimeler söylememiştir.
24 aylıkken kendi başına ikili kelime grubu oluşturmamıştır.
herhangi bir yaşta dilsel veya sosyal becerilerde kayıp yaşanmıştır.
devamını gör...
13.
dünyanın bence en iyisi olan ve rubik küpler konusunda birçok dalda rekoru elinde bulunduran profesyonel speedcuber max park otistiktir. otizmli bireyler belirli bir şeye odaklanbilirse şaheserler yaratabilir.
devamını gör...
14.
2020 yılı verilerine göre her 54 çocukta 1 görülen yaygın gelişimsel bozukluktur.
otizm içinde çok geniş bir yelpazeyi barındırıyor. ağır durumlarda zeka geriliği, konuşmada gecikme ya da hiç konuşmama, öz bakım becerilerini yerine getirememe, fazlaca takıntılı, amaçsız davranışlar ve iletişime/etkileşime kapalı olma gibi katılaşmış semptomlar görülebilir. otizmin hafif seyrettiği vakalarda (atipik) semptomlar sayıca daha azdır ve gelişime açık haldedir. bazı otizmlilerin zekası ( görsel- işitsel- matematiksel) normalin üzerindedir. otizmin fark edildiği yaş itibariyle aldığı eğitim doğrultusunda gelişim hızı azımsanmayacak düzeydedir.
şu an en bilinen ve yaygın kullanılan yöntem uygulamalı davranış analizi olsa da 6 yaşındaki oğlumun 4 yıldır eğitim aldığı yer nöroplastisite üzerinde durarak duyu bütünleme ve floor time yöntemi üzerine çalışmalar yürütüyor. oğlumda çok büyük gelişmeler yaşadık ve üstüne yenilerini ekliyoruz. bu durumla yeni tanışan ailelere önerim; evet şuan büyük bir boşluk ve karanlık içinde hissediyor belki de herşeye isyan ediyorsunuz, ama inanın ki eğitim verecek iyi bir kurum bulup çocuğunuza kendi kabuguna çekilecek zaman yaratmadığınız, onunla sürekli etkileşim halinde olduğunuz müddetçe gelişecek, kendine yetebilecek ve topluma ayak uyduracaktır.
otizm içinde çok geniş bir yelpazeyi barındırıyor. ağır durumlarda zeka geriliği, konuşmada gecikme ya da hiç konuşmama, öz bakım becerilerini yerine getirememe, fazlaca takıntılı, amaçsız davranışlar ve iletişime/etkileşime kapalı olma gibi katılaşmış semptomlar görülebilir. otizmin hafif seyrettiği vakalarda (atipik) semptomlar sayıca daha azdır ve gelişime açık haldedir. bazı otizmlilerin zekası ( görsel- işitsel- matematiksel) normalin üzerindedir. otizmin fark edildiği yaş itibariyle aldığı eğitim doğrultusunda gelişim hızı azımsanmayacak düzeydedir.
şu an en bilinen ve yaygın kullanılan yöntem uygulamalı davranış analizi olsa da 6 yaşındaki oğlumun 4 yıldır eğitim aldığı yer nöroplastisite üzerinde durarak duyu bütünleme ve floor time yöntemi üzerine çalışmalar yürütüyor. oğlumda çok büyük gelişmeler yaşadık ve üstüne yenilerini ekliyoruz. bu durumla yeni tanışan ailelere önerim; evet şuan büyük bir boşluk ve karanlık içinde hissediyor belki de herşeye isyan ediyorsunuz, ama inanın ki eğitim verecek iyi bir kurum bulup çocuğunuza kendi kabuguna çekilecek zaman yaratmadığınız, onunla sürekli etkileşim halinde olduğunuz müddetçe gelişecek, kendine yetebilecek ve topluma ayak uyduracaktır.
devamını gör...
15.
otizm spektrum bozukluğu yani osb, belirtileri erken çocukluk çağında başlayan sosyal-iletişimsel alanda belirgin yetersizlikler, sınırlı ilgi alanları ve tekrarlayıcı davranışlar ile seyreden nörogelişimsel bir bozukluktur.
genetik olarak aktarım oranı %74-93 gibi yüksek bir orandadır.
otizm için en önemli şey bireyin bakımıyla ilgilenen kişilerdirin farkındalığı ve çocukla olan iletişimidir.erken yaşta fark edilen otizm uygun eğitim ve bakımla etkilerini en aza indirebilmektedir.
ne yazık ki aileler çocuklarına erken dönemlerde bu hastalığı konduramayıp çocukta ki belirtileri göz ardı etmekte ve çevreden gelen uyarılara kulak asmamakta hatta bazı durumlarda şiddetle karşı çıkmaktadır.
otizm toplumca bilgilendirilmesi gereken bir hastalıktır. otizmli bireylerin belli bir gruba ait olamamanın getirdiği dışlanmışlık ve yalnızlık duyguları , depresyon ve intihar girişimleriyle sonuçlanmaktadır. bu sebeple hem çevresel hem de psikatrik destek bu bireyler için önemlidir.
genetik olarak aktarım oranı %74-93 gibi yüksek bir orandadır.
otizm için en önemli şey bireyin bakımıyla ilgilenen kişilerdirin farkındalığı ve çocukla olan iletişimidir.erken yaşta fark edilen otizm uygun eğitim ve bakımla etkilerini en aza indirebilmektedir.
ne yazık ki aileler çocuklarına erken dönemlerde bu hastalığı konduramayıp çocukta ki belirtileri göz ardı etmekte ve çevreden gelen uyarılara kulak asmamakta hatta bazı durumlarda şiddetle karşı çıkmaktadır.
otizm toplumca bilgilendirilmesi gereken bir hastalıktır. otizmli bireylerin belli bir gruba ait olamamanın getirdiği dışlanmışlık ve yalnızlık duyguları , depresyon ve intihar girişimleriyle sonuçlanmaktadır. bu sebeple hem çevresel hem de psikatrik destek bu bireyler için önemlidir.
devamını gör...
16.
elveda otizm kitabı ailelere ışık tutabilecek niteliktedir.
yamulmuyorsam 2 yaşında tanı alan ve ilerleyen süreçlerde tanısını kalkan bir çocuğun annesi yaşadığı süreçleri anlattır.
yamulmuyorsam 2 yaşında tanı alan ve ilerleyen süreçlerde tanısını kalkan bir çocuğun annesi yaşadığı süreçleri anlattır.
devamını gör...
17.
otizmli olduğumu farkettiğim başlıktır efendim.
devamını gör...
18.
otizm denince aklıma amerikalı hayvan bilim uzmanı, yazar ve otizm aktivisti profesör temple grandin geliyor. colorado üniversitesinde görev yapan hocamızın aynı dertten muzdarip olup neler yaşadığını merak eden varsa kendisiyle aynı adı taşıyan filmi izleyebilir ((bkz: temple grandin- 2010).
devamını gör...
19.
otizm spektrum bozukluğu (osb), sosyal eksiklikler ve stereotip davranışlarla karakterize bir grup nörogelişimsel bozukluğu içermektedir. birçok teori ortaya atılmış olmasına rağmen, osb'nin patogenezi hala bilinmemektedir. otistik hastalarda dopamin sinyallemesi anormallikleri bildiren çalışmalar olsa da, nörobiyoloji ile davranış arasında bağlantı kurabilecek tutarlı bir dopamin hipotezi henüz bulunmamaktadır.
bu yazıda, otistik davranışın beyin orta hattı dopaminerjik sistemindeki işlev bozukluklarından kaynaklandığı bir hipotezden bahsedeceğim. tüm kavramları teker teker açıklamaya dikkat edeceğimden uzun bir yazı olacak.
otizm spektrum bozukluğu (osb), kalıcı sosyal etkileşim ve iletişim eksiklikleri ile sınırlı davranış, ilgi ve aktivite desenleri gösteren nörogelişimsel bozuklukların heterojen bir grubunu oluşturur. farklı teoriler önerilmiş olmasına rağmen, osb'nin patogenezi büyük ölçüde bilinmemektedir. bu, spektrumun aşırı heterojenliğinden kaynaklanmaktadır ve sosyal olmayan davranışsal anormallikleri içeren bir yelpazeyi kapsar.
şizofreni gibi benzer davranış özelliklerini paylaşan diğer nöropsikiyatrik bozukluklar gibi, otizmin dopaminerjik işlev bozukluklarıyla ilişkili olabileceğine dair kanıtlar bulunmaktadır.
gerçekten de, birçok yazar, belirli beyin bölgelerindeki dopamin dengesizliklerinin otistik benzeri davranışlara yol açabileceğini ileri sürmüşlerdir. bu konu dichter ve arkadaşları tarafından detaylı bir şekilde incelenmiştir.
ancak, mevcut görüşler, dopamin sinyalleme anormalliklerinin osb'nin davranışsal özelliklerini nasıl tetiklediğini açıklamada yetersiz kalmaktadır. bu nedenle, konuyla ilgili yoğun araştırmalara rağmen, şu anda bir osb dopamin hipotezi olmadığını kabul etmek zorundayız.
bu gerçekler doğrultusunda, böyle bir hipotez için bir çerçeve daha ileri önermekteyiz. ilk olarak, belirli dopaminerjik işlev bozukluklarının nasıl otistik benzeri davranışlara yol açabileceğini tartışıyoruz. bu şekilde, net bir dopaminerjik osb modeli sunmayı amaçlıyorum.
daha önce belirtildiği gibi, otistik bireyler temel özellik olarak sosyal eksiklikler ve stereotipik davranışlar sergiler. biz, bu özelliklerin, değişmiş beyin orta hattı dopaminerjik sinyalleşmeden kaynaklandığını öne sürüyoruz. otizm spektrum bozukluğunda geleneksel olarak etkilenen işlevleri kontrol eden iki beyin orta hattı dopaminerjik nöron alt grubu bulunmaktadır: ventral tegmental alan ve substantia nigra. bu 2 nöron grubu, beyin boyunca geniş bir şekilde dağılmış bağlantılar oluşturan 2 yaygın modülatör sistemin kaynağıdır.
ventral tegmental: #4653917 "orta beyinde, dopamin salgılayan, uyarılınca haz duyguları yaratan, içindeki dopaminerjik nöronlarla öğrenme, motivasyon ve ilaç bağımlılığında önemli rol oynayan beynimizde yer alan bir bölge."
substantia nigra: dopamin sentezleyen beynin arka tarafına doğru uzanan bölge.
modülatör sistem: nöromodülatör sistemi, beyin ve sinir sisteminin aktivitesini düzenleyen ve modüle eden kimyasal maddelerden oluşan bir sistemdir. bu kimyasal maddelere nöromodülatör denir ve beyindeki sinir iletimini etkilerler. nöromodülatörler, sinir hücreleri arasındaki iletişimi düzenleyerek beyin fonksiyonlarını düzenler, nöronal ağların aktivasyonunu veya inhibisyonunu etkiler. nöromodülatörler, birçok farklı kimyasal sınıfa ait olabilir. örneğin, dopamin, serotonin, noradrenalin, asetilkolin gibi kimyasallar nöromodülatör olarak görev yapabilir. her nöromodülatör, farklı beyin bölgelerinde ve nöronal devrelerde farklı etkiler gösterir.
ilk olarak, ventral tegmental alanından gelen nöronlar, prefrontal korteks ve ventral striatuma (nucleus accumbens'e) projeksiyon yaparak, ödül ve motivasyonla ilgili davranış gibi yüksek düzeyli beyin fonksiyonlarında rol alan mesokortikolimbik (mcl) devre oluşturur ikinci olarak, substantia nigra'dan gelen nöronlar, dorsal striatuma projeksiyon yaparak nigrostriatal (ns) devreyi oluşturur ve hedefe yönelik davranışın motor yönlerini kontrol eder, böylece belirli bir sonuç elde etmek için uygun eylemlerin gelişmesine katkıda bulunurbunları göz önünde bulundurarak, otistik temel özelliklerin bu beyin bölgelerindeki dopamin sinyalleşmesinin bozulmasından kaynaklandığını öne sürmekteyiz.
ilk olarak, ventral tegmental alanından gelen nöronlar, prefrontal korteks ve ventral striatumun nucleus accumbens'ine (nucleus accumbens ve olfaktoryum tuberkülü birlikte ventral striatumu oluşturur) projeksiyon yaparlar ve ödül ve motivasyonla ilişkili davranış gibi yüksek düzeyli beyin fonksiyonlarında rol alan mesokortikolimbik (mcl) devreyi oluştururlar.
nucleus accumbens: beyindeki bir yapıdır ve limbik sistem ile bazal ganglion arasında bir geçiş bölgesi olarak işlev görür. ödül, motivasyon, zevk, bağımlılık ve duygu gibi birçok davranışsal süreçte önemli bir rol oynar. nucleus accumbens, dopamin, serotonin ve diğer nörotransmitterlerin salınımını düzenleyerek beyindeki ödül ve zevkle ilişkili aktiviteyi kontrol eder. aynı zamanda, motor fonksiyon, öğrenme, hafıza ve motivasyon gibi diğer davranışsal işlevlerle de ilişkilidir.
olfaktoryum tüberkülü: beyindeki bir yapıdır ve limbik sistem ile bağlantılıdır. beyin ödül devreleri, emosyonel davranışlar ve koku işlemeyle ilişkilendirilir. olfaktoryum tüberkülü, özellikle koku algısında önemli bir rol oynar. koku bilgilerini işleyerek duyusal girişleri değerlendirir ve bu bilgileri limbik sistem ve kortekse ileterek koku deneyimini şekillendirir. aynı zamanda ödül ve motivasyonla ilgili süreçlerde de rol oynayabilir.
ikinci olarak, substantia nigra'dan gelen nöronlar, dorsal striatuma projeksiyon yaparak nigrostriatal (ns) devreyi oluşturur ve hedefe yönelik davranışın motor yönlerini kontrol eder, böylece belirli bir sonuç elde etmek için uygun eylemlerin gelişmesine katkıda bulunur. bunları göz önünde bulundurarak, otistik temel özelliklerin bu beyin bölgelerindeki dopamin sinyalleşmesinin bozulmasından kaynaklandığını öne sürmekteyiz.
dorsal striatum: dorsal striatum, beyindeki bir yapıdır ve bazal ganglionun bir parçasıdır. motor kontrol, hareket planlama ve öğrenme gibi işlevlerde önemli bir rol oynar. dorsal striatum, korteksten gelen motor komutları alır ve bu komutları uygun motor tepkilere dönüştürmek için işleme tabi tutar. aynı zamanda alışkanlık oluşumu, öğrenme ve motor bellek gibi davranışsal süreçlerde de yer alır. dopamin ve diğer nörotransmitterlerin salınımını düzenleyerek hareket kontrolü ve motivasyon arasındaki ilişkiyi yönetir.
başlangıçta, osb'de gözlenen sosyal eksiklikler, bir mcl devresi işlev bozukluğunu yansıtabilir. ödül ve motivasyon rolü göz önüne alındığında, bir mcl devresi işlev bozukluğu ödül temsillerinde değişikliklere ve ödüllendirici deneyimleri takip etme motivasyonunun azalmasına yol açabilir. eğer bu değişiklikler sosyal davranışı ilgilendiriyorsa, otistik beyinler sosyal deneyimleri ödüllendirici olarak kaydetmekte zorluk yaşayabilir ve bu da sosyal etkileşimleri arama motivasyonunu ve sosyal becerilerin gelişimini azaltabilir. bu görüş, osb'nin sosyal motivasyon teorisi tarafından ifade edilir ve otistik bireylerin azalmış sosyal motivasyonunun sosyal biliş üzerinde etkisi olduğunu ve sonuç olarak sosyal eksikliklere yol açtığını belirtir.
bu görüşü destekleyen birçok çalışma bulunmaktadır. ilk olarak, otistik bireyler mcl dopaminerjik yolakta sinyal değişiklikleri gösterir, örneğin prefrontal kortekste dopamin salınımının azalması ve nucleus accumbens'teki nöral yanıtın azalması.
dopaminerjik yolak: beyinde dopamin adı verilen bir nörotransmitterin iletiminin gerçekleştiği bir iletişim ağıdır. dopaminerjik yolaklar, dopaminin üretildiği ve taşındığı bölgelerden hedef bölgelere doğru uzanan sinir liflerinden oluşur. bu yolaklar, farklı beyin bölgelerini birbirine bağlar ve çeşitli fonksiyonlarda rol oynar.
benzer şekilde, çalışmalar osb'nin genel olarak ödül sisteminin hipoaktive olduğunu göstermektedir, bu durum hem sosyal hem de sosyal olmayan ödüller için geçerlidir. osb ile ilişkilendirilen oksitosin reseptör geni polimorfizmasını taşıyan bireylerde de azalmış mesolimbik aktivasyon gözlenmiştir, bu da oksitosinin mcl dopaminerjik sinyalizasyondaki kolaylaştırıcı rolünü düşündürmektedir. burun içi oksitosin uygulamasının sosyal eksikliklerin iyileşmesine yol açması osb'nin sosyal özelliklerinin oluşumunda mesolimbik dopaminerjik sinyal anomalilerinin belirleyici bir rolü olduğunu düşündürmektedir.
polimorfizma: genetik bir varyasyon veya farklılıktır. bir popülasyon içindeki bireyler arasında genetik materyalde meydana gelen farklılıklar olarak tanımlanabilir. polimorfizmalar, genlerdeki dna dizisindeki değişikliklerden kaynaklanır ve genetik çeşitlilik sağlar.
mesolimbik aktivasyon, beyindeki mesolimbik yolak boyunca gerçekleşen bir sinirsel etkinliği ifade eder. mesolimbik yolak, ventral tegmental bölgeden başlayarak prefrontal korteks, limbik sistem ve nükleus accumbens gibi bölgelere dopamin taşır. mesolimbik yolak: özellikle ödül, motivasyon ve zevkle ilişkili süreçlerde önemli bir rol oynar. dopamin, bu yolak boyunca taşınarak belirli beyin bölgelerindeki sinir hücrelerinde reseptörlere bağlanır ve iletişimi etkiler. bu, özellikle nükleus accumbens ve prefrontal korteks gibi bölgelerde mesolimbik aktivasyonun yoğun olduğu yerlerdir.
burun içi oksitosin uygulamasının sosyal eksikliklerin iyileşmesine yol açması, osb'nin sosyal özelliklerinin oluşumunda mesolimbik dopaminerjik sinyal anomalilerinin belirleyici bir rolü olduğunu düşündürmektedir. son olarak, bozulmuş mesolimbik dopaminerjik sinyalizasyonun, ödüle dayalı karar verme gibi belirli ödülle ilişkili davranışları otistik bireylerde etkilediği gösterilmiştir. bu çalışmalar bir araya geldiğinde, otistik bireylerin genel olarak mcl devresinde işlev bozukluğu ve buna bağlı olarak değişmiş ödülle ilişkili davranış sergilediğini göstermektedir. dolayısıyla, bunlar osb'de gözlenen sosyal eksikliklerin oluşumunda patolojik bir cascade'in başlangıç olaylarını temsil edebilir.
bununla birlikte, otistik hastalarda gözlenen stereotipik davranışlar, ns yolakının işlev bozukluğundan kaynaklanabilir. ns yolak, stereotipik davranışları iletmek için aracılık eden bir rol oynadığı gösterilmiştir. hedefe yönelik motor davranışları kontrol etmedeki merkezi rolü düşünüldüğünde, ns yolak işlev bozukluğu, amaca yönelik olmayan, stereotipik davranış kalıplarına hapsolma sonucunda otistik benzeri davranışlara yol açabilir. bu farelerde gözlemlenmiştir.
devamını gör...
20.
ilk başta bu alıntıyı paylaşmak isterim.
"otizm spektrum bozukluğu, hayatın ilk yıllarında ortaya çıkan, erken teşhis ve erkenden özel eğitimle desteklenmesi gereken nöro-gelişimsel bir farklılıktır. insan beyninin yapısal değil işlevsel olarak farklı çalışmasından kaynaklanan, bireyin yaşamında dünya ile ilişkisini, diğer insanlarla ilişkisini, sosyal etkileşimini olumsuz yönde etkileyen nöro-gelişimsel bir engel durumudur. bu spektrumda olan bireylerin her birisi kendi içerisinde biricik ve kendine özgü olmaktadır." www.kttb.org/dunya-otizm-fa...
hassas konular üzerinde konuşması zor, özellikle bu konu çocukları ilgilendiriyorsa çok daha zor. çocukların büyük bir kısmı yetersiz kötü şartlarda yetişiyor, otizm bu durumu daha da kötüleştiriyor. çeşitli sebeplerden dolayı yeterli desteği alamayan çocukları düşünmek kalp kırıcı.
yıllar önce üniversitenin başlarında otizmle ilgili bir sunum yapmıştım. ona hazırlanırken kelimelerimi cümlelerimi seçerken zorlanmıştım. bir hastalık üzerine konuşur gibi değil de bir farklılık üzerine konuşur gibi olmalıydı.
dağınık bir tanım oldu, yazmaktan çok konuşmak daha uygun geliyormuş bana demek ki.
belirtilerin erken çocukluk döneminde başladığı, sosyal etkileşim ve iletişimde yetersizliklerin, tekrarlayıcı davranışların ve sınırlı ilgi alanlarının görüldüğü nörogelişimsel bir bozukluktur. otizm spektrum bozukluğu şeklinde ifade edilir çünkü hangi belirtilerin görüleceği ve bu belirtilerin şiddeti değişkenlik gösterir. örneğin bazı durumlarda hiç konuşamama görülebilirken bazı durumlarda da normale yakın bir konuşma görülebilir. normal veya yüksek zekaya sahip olma durumu yüksek işlevli otizm olarak adlandırılır.
son yıllarda otizm sıklığı gittikçe artmaktadır. araştırmalara göre sıklığı değişmekle beraber %1-2 civarında bir sıklıktan söz edilmektedir. tanı kriterlerindeki değişiklikler,farkındalığın artması, ileri anne-baba yaşı, çevre kirliliği gibi çevresel faktörler bu sebeplerdendir. aşıların otizmi arttırdığı iddiası bilimsel değildir. erkeklerde 4 kat civarında daha fazla görülür, kızlarda daha az görülür ama klinik tablo daha şiddetlidir.
etyopatogenezi* tam net olmamakla birlikte yatkınlaştırıcı çoklu genetik faktörlerin çevreyle etkileşiminden ortaya çıkmaktadır. bu etkileşimler sonucunda ortaya çıkabilen nöronal bağlantılarda bozukluk, hücre göçü anormallikleri gibi bozukluklar otizme sebep olabilir. beynin bazı bölümlerinde yetersiz bağlantı sonucu senkronizasyonda bozulma olurken bazı bölümlerde de aşırı bağlantı oluşur.
dsm-5'te temel belirtiler 2 kategoride incelenir.birincisi sosyal-iletişimsel yetersizlik diğeri de tekrarlayıcı davranış ve sınırlı ilgi alanlarıdır.
örneğin selam vermek, gülümsemek gibi konularda sorun yaşayabilirler.
konuşmayı başlatma ve karşılıklı konuşmada güçlük yaşayabilirler. nerede nasıl konuşacağını bilemeyebilirler. ilgilerini duygularını paylaşmada güçlük yaşayabilirler. tamamıyla kendi dünyasında olup çevreye insanlara karşı kayıtsız kalabilirler, yanıt veremeyebilirler. örneğin ismiyle çağrıldığında duymuyormuş gibi davranabilirler.
azalmış ortak dikkat görülebilir yani diğer insanların dikkatini çeken bir şey onun daha az dikkatini çekebilir örneğin bulunduğu odaya birisi girdiğinde diğer insanlardan daha az dikkatini çekebilir. bulunduğu ortamda insanlara karşı ilgisizlik gösterebilir örneğin doktora gittiğinde muayene odasına odada kimse yokmuş gibi girebilir.
sözel olmayan iletişimsel davranışlarda da yetersizlikler olabilir. sıra dışı göz teması kurulabilir mesela bazen hiç göz teması olmazken bazen de delip geçici bakışlar şeklinde olabilir. beden dili veya jestleri anlamakta ve kullanmakta sıkıntı yaşayabilirler, karşıdaki insanın duygularını,niyetini anlamayabilirler. duygularının yüz ifadesine,beden diline yansımasında eksiklikler olabilir.
toplumsal ortamlara uygun davranmakta sorun yaşayabilirler. örneğin sınıfta nasıl davranması gerektiğini bilemeyebilir, ortamın kurallarına uymakta zorlanabilir.
çocuklar taklit ederek öğrenirler, otizmde taklit etme davranışı olmayabilir taklit etmemeye meyillidirler. çocukluk döneminde görülen hayali oyunlar görülmeyebilir, örneğin oyuncak arabayı gerçek arabaymış gibi oynamayabilir,oyuncak bebeği gerçek bebekmiş gibi beslemeyebilir. oyuncaklarla amacı dışında oynayabilirler özellikle parçalarına ilgi duyabilirler. oyuncukları belli bir sırayla dizmeye veya çevirmeye ilgileri olabilir, örneğin oyuncak arabayı sürerken eğilip arabanın tekerleklerinin dönmesini büyük bir ilgiyle izleyebilir.
arkadaş edinmekte ve arkadaşa ilgi duymakta zorluk yaşayabilir.
soyut sözcükleri, mizahı deyimleri anlamakta sorun yaşayabilirler.
tekrarlayıcı davranış ve sınırlı ilgi alanları tanı kriterlerinin 2.kategorisidir.
basmakalıp hareketler(stereotipik hareketler) görülebilir örneğin parmak ucunda yürümek,kendi etrafında dönmek, farklı el hareketleri, sallanma vb şeklinde olabilir. dönen nesneleri uzun süreler izlemek gibi davranış örüntüleri olabilir. belli cümleleri kelimeleri sürekli tekrarlama görülebilir, örneğin belli bir repliği veya insanların dediklerini taklit edebilir. kendine özgü bir dil oluşturup kelimeleri farklı kullanabilir örneğin zamirleri farklı söyleyebilir.
rutinlere sıkı sıkıya bağlı olabilir, küçük değişiklerde bile aşırı kaygı hissedebilir. mesela odasında sandalyesinin yerinin değişmesi aşırı kaygılandırabilir. yeni şeylere geçişte zorlanabilir örneğin okula hep aynı yoldan gitmek isteyebilir, hep aynı kıyafeti giymek isteyebilir. ritüelistik davranışlara meyilli olabilirler. bazı nesnelere karşı aşırı ilgileri olabilir. nesneleri aşırı koklama veya dokunma görülebilir bu yolla nesneyi tanımaya çalışabilirler.
sıradışı ilgi alanları olabilir ve bu alanlara çok vakit harcayıp aşırı bilgili olabililer, diğer insanlara da sürekli bu konulardan bahsetmek isteyebilirler. örneğin uzay,dinazorlar,meteoroloji vb. özellikle çocukluk döneminde bu tarz ilgi alanlarından çok bahsetmelerinden dolayı diğer çocuklar tarafından dışlanabilirler.
duyusal olarak az veya aşırı duyarlı olabilir. örneğin ağrıya karşı çok duyarsız olabilirler, bazı seslere aşırı tepki verebilirler ya da tam tersi bu ses ilgilerini çok çekebilir. ışıklı hareketli nesnelere karşı çok ilgileri olabilirken bazen de çok rahatsız edici bulabilirler.
genellikle 5-6 aydan itibaren fark edilebilir belirtiler oluşur ama ailelerin bunları fark etmesi sıklıkla 1 yaşı geçer. sosyal gülümsemenin olmayışı, çevresine karşı ilgisizlik etkileşime girmekte yetersizlik,konuşmayla ilgili sorunlar, çevresindeki insanları taklit etmeme, tekrarlayıcı davranışlar ipucu olabilir.
otizme eşlik eden durumların başında dehb, öğrenme güçlükleri gelir. anksiyete bozuklukları,okb gibi durumlar epilepsi tourette sendromu gibi nörolojik durumlar eşlik edebilir.
erken tanı çok önemlidir. zeka geriliği olmaması, konuşmanın erken başlaması yeterli özel eğitim alabilme iyi bir aile desteği durumu iyi etkileyen faktörlerdendir. otizm tedavisinde birincil yaklaşım özel eğitim ve terapilerdir. otizme özel ilaç tedavisi yoktur ama bazı belirtiler için ilaç kullanılabilir.
"otizm spektrum bozukluğu, hayatın ilk yıllarında ortaya çıkan, erken teşhis ve erkenden özel eğitimle desteklenmesi gereken nöro-gelişimsel bir farklılıktır. insan beyninin yapısal değil işlevsel olarak farklı çalışmasından kaynaklanan, bireyin yaşamında dünya ile ilişkisini, diğer insanlarla ilişkisini, sosyal etkileşimini olumsuz yönde etkileyen nöro-gelişimsel bir engel durumudur. bu spektrumda olan bireylerin her birisi kendi içerisinde biricik ve kendine özgü olmaktadır." www.kttb.org/dunya-otizm-fa...
hassas konular üzerinde konuşması zor, özellikle bu konu çocukları ilgilendiriyorsa çok daha zor. çocukların büyük bir kısmı yetersiz kötü şartlarda yetişiyor, otizm bu durumu daha da kötüleştiriyor. çeşitli sebeplerden dolayı yeterli desteği alamayan çocukları düşünmek kalp kırıcı.
yıllar önce üniversitenin başlarında otizmle ilgili bir sunum yapmıştım. ona hazırlanırken kelimelerimi cümlelerimi seçerken zorlanmıştım. bir hastalık üzerine konuşur gibi değil de bir farklılık üzerine konuşur gibi olmalıydı.
dağınık bir tanım oldu, yazmaktan çok konuşmak daha uygun geliyormuş bana demek ki.
belirtilerin erken çocukluk döneminde başladığı, sosyal etkileşim ve iletişimde yetersizliklerin, tekrarlayıcı davranışların ve sınırlı ilgi alanlarının görüldüğü nörogelişimsel bir bozukluktur. otizm spektrum bozukluğu şeklinde ifade edilir çünkü hangi belirtilerin görüleceği ve bu belirtilerin şiddeti değişkenlik gösterir. örneğin bazı durumlarda hiç konuşamama görülebilirken bazı durumlarda da normale yakın bir konuşma görülebilir. normal veya yüksek zekaya sahip olma durumu yüksek işlevli otizm olarak adlandırılır.
son yıllarda otizm sıklığı gittikçe artmaktadır. araştırmalara göre sıklığı değişmekle beraber %1-2 civarında bir sıklıktan söz edilmektedir. tanı kriterlerindeki değişiklikler,farkındalığın artması, ileri anne-baba yaşı, çevre kirliliği gibi çevresel faktörler bu sebeplerdendir. aşıların otizmi arttırdığı iddiası bilimsel değildir. erkeklerde 4 kat civarında daha fazla görülür, kızlarda daha az görülür ama klinik tablo daha şiddetlidir.
etyopatogenezi* tam net olmamakla birlikte yatkınlaştırıcı çoklu genetik faktörlerin çevreyle etkileşiminden ortaya çıkmaktadır. bu etkileşimler sonucunda ortaya çıkabilen nöronal bağlantılarda bozukluk, hücre göçü anormallikleri gibi bozukluklar otizme sebep olabilir. beynin bazı bölümlerinde yetersiz bağlantı sonucu senkronizasyonda bozulma olurken bazı bölümlerde de aşırı bağlantı oluşur.
dsm-5'te temel belirtiler 2 kategoride incelenir.birincisi sosyal-iletişimsel yetersizlik diğeri de tekrarlayıcı davranış ve sınırlı ilgi alanlarıdır.
örneğin selam vermek, gülümsemek gibi konularda sorun yaşayabilirler.
konuşmayı başlatma ve karşılıklı konuşmada güçlük yaşayabilirler. nerede nasıl konuşacağını bilemeyebilirler. ilgilerini duygularını paylaşmada güçlük yaşayabilirler. tamamıyla kendi dünyasında olup çevreye insanlara karşı kayıtsız kalabilirler, yanıt veremeyebilirler. örneğin ismiyle çağrıldığında duymuyormuş gibi davranabilirler.
azalmış ortak dikkat görülebilir yani diğer insanların dikkatini çeken bir şey onun daha az dikkatini çekebilir örneğin bulunduğu odaya birisi girdiğinde diğer insanlardan daha az dikkatini çekebilir. bulunduğu ortamda insanlara karşı ilgisizlik gösterebilir örneğin doktora gittiğinde muayene odasına odada kimse yokmuş gibi girebilir.
sözel olmayan iletişimsel davranışlarda da yetersizlikler olabilir. sıra dışı göz teması kurulabilir mesela bazen hiç göz teması olmazken bazen de delip geçici bakışlar şeklinde olabilir. beden dili veya jestleri anlamakta ve kullanmakta sıkıntı yaşayabilirler, karşıdaki insanın duygularını,niyetini anlamayabilirler. duygularının yüz ifadesine,beden diline yansımasında eksiklikler olabilir.
toplumsal ortamlara uygun davranmakta sorun yaşayabilirler. örneğin sınıfta nasıl davranması gerektiğini bilemeyebilir, ortamın kurallarına uymakta zorlanabilir.
çocuklar taklit ederek öğrenirler, otizmde taklit etme davranışı olmayabilir taklit etmemeye meyillidirler. çocukluk döneminde görülen hayali oyunlar görülmeyebilir, örneğin oyuncak arabayı gerçek arabaymış gibi oynamayabilir,oyuncak bebeği gerçek bebekmiş gibi beslemeyebilir. oyuncaklarla amacı dışında oynayabilirler özellikle parçalarına ilgi duyabilirler. oyuncukları belli bir sırayla dizmeye veya çevirmeye ilgileri olabilir, örneğin oyuncak arabayı sürerken eğilip arabanın tekerleklerinin dönmesini büyük bir ilgiyle izleyebilir.
arkadaş edinmekte ve arkadaşa ilgi duymakta zorluk yaşayabilir.
soyut sözcükleri, mizahı deyimleri anlamakta sorun yaşayabilirler.
tekrarlayıcı davranış ve sınırlı ilgi alanları tanı kriterlerinin 2.kategorisidir.
basmakalıp hareketler(stereotipik hareketler) görülebilir örneğin parmak ucunda yürümek,kendi etrafında dönmek, farklı el hareketleri, sallanma vb şeklinde olabilir. dönen nesneleri uzun süreler izlemek gibi davranış örüntüleri olabilir. belli cümleleri kelimeleri sürekli tekrarlama görülebilir, örneğin belli bir repliği veya insanların dediklerini taklit edebilir. kendine özgü bir dil oluşturup kelimeleri farklı kullanabilir örneğin zamirleri farklı söyleyebilir.
rutinlere sıkı sıkıya bağlı olabilir, küçük değişiklerde bile aşırı kaygı hissedebilir. mesela odasında sandalyesinin yerinin değişmesi aşırı kaygılandırabilir. yeni şeylere geçişte zorlanabilir örneğin okula hep aynı yoldan gitmek isteyebilir, hep aynı kıyafeti giymek isteyebilir. ritüelistik davranışlara meyilli olabilirler. bazı nesnelere karşı aşırı ilgileri olabilir. nesneleri aşırı koklama veya dokunma görülebilir bu yolla nesneyi tanımaya çalışabilirler.
sıradışı ilgi alanları olabilir ve bu alanlara çok vakit harcayıp aşırı bilgili olabililer, diğer insanlara da sürekli bu konulardan bahsetmek isteyebilirler. örneğin uzay,dinazorlar,meteoroloji vb. özellikle çocukluk döneminde bu tarz ilgi alanlarından çok bahsetmelerinden dolayı diğer çocuklar tarafından dışlanabilirler.
duyusal olarak az veya aşırı duyarlı olabilir. örneğin ağrıya karşı çok duyarsız olabilirler, bazı seslere aşırı tepki verebilirler ya da tam tersi bu ses ilgilerini çok çekebilir. ışıklı hareketli nesnelere karşı çok ilgileri olabilirken bazen de çok rahatsız edici bulabilirler.
genellikle 5-6 aydan itibaren fark edilebilir belirtiler oluşur ama ailelerin bunları fark etmesi sıklıkla 1 yaşı geçer. sosyal gülümsemenin olmayışı, çevresine karşı ilgisizlik etkileşime girmekte yetersizlik,konuşmayla ilgili sorunlar, çevresindeki insanları taklit etmeme, tekrarlayıcı davranışlar ipucu olabilir.
otizme eşlik eden durumların başında dehb, öğrenme güçlükleri gelir. anksiyete bozuklukları,okb gibi durumlar epilepsi tourette sendromu gibi nörolojik durumlar eşlik edebilir.
erken tanı çok önemlidir. zeka geriliği olmaması, konuşmanın erken başlaması yeterli özel eğitim alabilme iyi bir aile desteği durumu iyi etkileyen faktörlerdendir. otizm tedavisinde birincil yaklaşım özel eğitim ve terapilerdir. otizme özel ilaç tedavisi yoktur ama bazı belirtiler için ilaç kullanılabilir.
devamını gör...