patates

her pişirme şekli ile kalpleri kazanmış bir bitkidir. kızartması olur, püresi yapılır yemeklerin yanına servis edilir her şekilde tamamlayıcıdır.

1770'lerin kuzey avrupa'sını kıtlıktan kurtaran, 1845'li yıllarda bir mantarla zehirlenmesi sonucu irlanda'da 2 buçuk milyon insanı öldürdüğü söylenen tarihi eskilere dayanan bir yiyecektir. başta hayvanlara veriliyor olsa da kıtlığın olduğu ülkelerde halkın da yediği bir yiyecekti. fransa'da bir dönem kral, halkı patates tüketimine yönlendirmek için bir araziye patates ektirip etrafına nöbetçiler koyar. çok önemli bir şey yetiştiriliyormuş izlenimi verilince halk, normalde belki çok da yüzlerine bakmayacakları patatesi gece gizli gizli alabilmek için araziye girmeye çalışırmış. tarihte olduğu kadar şimdi de fazlasıyla tüketilir ve sevilir.

bir alman için çalışmak ne kadar önemliyse patates de o kadar önemlidir.

yani patates = alman besin kaynağı.
(bkz: die kartoffeln)

son 3 aydır çilem. evde üç kişi yaşıyoruz ve öyle aşırı da yemek yediğimiz söylenemez. annem 2 çuval patates almış ama nasıl patates onlar nerenin patatesi. haşladan olmaz kızartsan olmaz üzerine soslar döküp fırına verdim ince kestim cips yaptım yok olmuyor bir türlü. tek çarem patates baskı yapmak kalan 1,5 çuval patatesle.

yeni dunya-amerikanın keşfedilmesi ile dünyaya yayılan bitki. ekmek niyetine millet patates tuketmeye baslamıs.

her hâli bir başka efsanedir. sevmeyenine denk gelmedim.

yiyip yiyip doymadığım tek yiyecek.

survivor adlı yarışmada bozok adlı yarışmacının hakan adlı yarışmacıya hakaret şeklidir.
(şimdilerde düşünüyorum da açlıktan, küfürleri bile sebzelere dönüşmüş garibanların)

şişko hobbit'in gollum'un yakaladığı körpe tavşanları pişirirken kullanmak istediği sebzedir.

henüz sevmediğini söyleyen birisine denk gelmediğim küresel çapta beğenilen sebze.
(bkz: barış manço)

fırında üstüne yağ ve a101 sebze baharatı atarak deneyiniz biraz da kekik.ranch sosa da banarsanız düşük bütçeyle gurme lezzetlerin kralını görürsünüz.

anavatanı (bkz: and dağları) olan bu bitki yaklaşık olarak 10 bin yıl önce evcilleştirildi. ancak dünyanın her yerinde tanınıp tüketilmesi için 8500 yıl daha beklemesi gerekiyordu.

(bkz: inka uygarlığı)'nın resmi yiyeceği olarak tabir edilen patatesin bölgeden çıkışı 1532-1572 yılları arasında ispanyol işgali sonucu olmuştur. avrupa'ya ulaştığında hayvan yemi olarak kullanıldı. ispanyollar ve avrupalılar patatesi ilk gördüklerinde (bkz: truffle) mantarına benzettikleri için bu isimden türettikleri turmas, kartoffel gibi isimler vermişlerdir. anadolu'nun çeşitli yerlerinde patatese kartol denmesinin kökeninde bu yatmaktadır.

(bkz: sanayi devrimi) ile beraber kırsal nüfus kentlere göç etmiş ve tarımda düşüş ve dolayısıyla kıtlık baş göstermiştir. o dönem hayvan yemi olarak kullanılan patates sofralara gelmeye başlamış.

bir de patates cipsinin tesadüf eser keşfiyle ilgili bir anekdot yazalım. yıl 1853, yer new york. george crum adındaki bir aşçının restoranına gelen bir müşteri patateslerin çok kalın ve vıcık olmasından şikayet etti. aşçı sinirlendi ve patatesi cips şeklinde incecik keserek kızarttı. sonuç olarak müşteri bu kızartmayı çok beğendi ve restorana her gün bu kızartmanın ünün duyanlar gelmeye başladılar. george crum zenci olduğu için cipsin patentini alamadı. çünkü o yıllarda zenciler patent başvurusunda bulunamıyorlardı.

patates avrupa'ya ilk getirildiğinde dinci yobazlar tarafından şeytanın yiyeceği olarak adlandırılmış, yerin altında yetiştiği için. sadece hapishanede mahkumlar ve çok fakir insanlar tarafından tüketilirken, kıtlık ve açlık başlayınca, gözde olup hayat kurtarıcı olmuştur. ya papaz efendiler, açlık şeytan yiyeceği falan dinlemez, sizi bile pişirip yer insanlar.

kereviz denen sebzemsi ucubenin bakıp bakıp utanması gereken yenebilir tanrı parçacığı.

kızarmışı biranın yanında şahane giden bitkisel ürün.

ödemiş ilçesinin önemli geçim kaynaklarından biri.

dünyanın açık ara en iyi gıdası.

kızartma olarak yapılınca en sevdiğim yemek olur kendileri.

her hali ayrı güzel yahu.

içine girdiği her şeyi guzellestiren sebze.