pazar sabahı

değişik anlam yüklediğim zaman dilimlerinden biri.

pazar sabahları erkenden sessiz eve uyanmayı severim. bu sabahlarda içtiğim kahvenin bile tadının diğer günlerde aynı makine ile yapılan kahveden farklıdır sanki. zaman diğer günlere görece daha yavaş akar ve normalde halledebildiğimden çok daha fazla işi daha kısa sürede hallederim. dediğim gibi sevdiğim, değişik bir anlam yüklediğim belki de bu pozitif güdülenme ile de çok iyi geçen sabahlardır.

bir de bu güzel sabah yerini temizlik ve hazırlıkla geçen dingin pazar akşamlarına bırakır ki tadından yenmez.

bir de pazartesi sabahı diye bir garabet var, işte o sabahlar evlerden ırak!

çok özledim...ama neyi? yeme ve uyuma özürlüyüm, 7 de hortlarım pazarları, ilk iş, o pembe yastık yorganlı iki meleği uyandırmakkkk.
-babaaaaaaaaa bugün pazarrrrr
-ben anlamammmmm
-baba ısırmaaaaaaaaaaaa
-anlamammmm
-ayşe'yi uyandırrr
-ablaaaaaaaaaaaaaaaaa

evrene bugün şu tanım ile güzel bir enerji göndermeyi amaçlıyorum.

pazar sabahı eskişehir'de anadolu üniversitesine yakın, seylap caddesindeki evimde uyanmışım, evde ses yok, zira henüz yalnız yaşıyorum. almışım bir karikatür dergimi, evimin yakınlarındaki bir kafeye oturmaya gitmişim. kahvaltı için şöyle güzel bir pankek, yanına sıcacık çay. karikatür kitabımdan okuyup bir yandan gülüyor bir yandan kahvaltımı yapmışım.

kafeden çıkışta belki bir arkadaşımla buluşma, sonrasında adalarda porsuk çayının çevresindeki biraz gezinti, belki kanatlıya giriş yahut oradan doktorlar üzerinden esparka giderken sol yarafta kalan karga isimli mağazaya uğramışım. güzel bir anahtarlık almışım ev anahtarı için, bir de kolye görüp almışım. sonrasında esparkta da belki bir hamburger.

pazar sabahından öğlene doğru eskişehir'de mükemmel bir geçiş olabilirdi.

hissetmeni arzuluyorum sayın evren, çok büyük şeyler değil, eskişehir'de böyle hoş, keyifli bir hayat yaşamayı arzu ediyorum.

galiba bu sabaha bir (bkz: ferdi özbeğen) şarkısı ile başladım, hadi hayırlısı… kulaklığı taktım ev sessiz sakin… keyifli.

kahvaltı ve evde boş boş vakit geçirme zamanı. en azından benim için öyle. ev temizliğine yardım etmeyeceğim bir günse değme keyfime. birazdan tv başına geçer maç izlemeye ve at yarışı takip etmeye başlarım. oh mis.

bana bir pazar kahvaltısı şarkısını hatırlatan zaman dilimi.

aileyle birlikteysem birlikte geç kahvaltı, kendi başımaysam pazar öğleni benim için. öğlene doğru uyanıp, sallana sallana kahvaltı hazırlayıp, uzuuun bir kahvaltı yapıyorum. orada aldığım keyfi çok az şeyden alıyorum. hiçbir şeye yetişme derdim yok, canım ne isterse onu yapıyorum ya da yapmıyorum. mis.

sevdiceğin kollarında uyanıp,saat 1 de kahvaltı yapmalık haftanın bir günüdür. güzeldir ama bir sonrakı gün iş vardır.

pazar günleri çoğalmalı.. uykumu almış süper enerjiyle kalktım bu sabah.. yaşasın pazarlar.. pazartesiler kötü, pis... menemenimi yaptım, çayımı aldım yanıma yudum yudum koşuşturmadan içiyorum. ayaklarımı uzatmışım koltuğa tatilin tadını çıkarıyorum. kafamı bile istediğim zaman kullanabilirim. bir düşünce geliyor 'git canım keyfimi bozma hade' diyorum geldiği gibi gidiyor. gülüyorum ya mutluyum ben bu sabah.. ve tabii ki bu sabahların pazar günü ile bir ilgisi olmalı. pazar günü bir adam olsa direkt evlenirim.. biri olsa ve haftanın her günü pazar günü hissiyatı verse.. bu pazar sabahı beni güzel duygulara soktu... günaydın..