1.
bir ucu rotil ile tekere diğer ucu da süspansiyon ve araç şasisine bağlanan, arada köprü görevi gören kritik parça.
devamını gör...
2.
salıncak ıı
gün ışır iyiden iyiye, odanın orta yerinde bir kayalık
sarı bir kertenkele... onunla her şey bir iki sıçrar, durur
başkaldırır, düşer
bir çorak bağırışı, bir taşın ikiye bölünmesi işitilir. sonra?
bir su arayışı, bir bozgun... biz buna benzer her şey diyoruz, her şey her şey
her şey
çünkü o, kadın
uzanır, sağar bir yokluğun içinden
gene bir yokluğu sağlar, üşenmez
bir gül çukuru tersine döner, bir alev kıyısı doğurganlaşır
çıkar boş kıyılardan katılaşmış akşamüstleri
böler o bakışları bir sarkaç gibi binlere
ama bir zaman gibi değil, bir sarkaç gibi böler
yani olanlar olmuştur bir kere
bir kartal donakalmıştır sıcaktan. bir u sesi duyulur
yaratılmaya uygun bir ses, u
uzağa bakar kartal. o kadar bakar ki, bakmaz
taş kesilmiştir taş, boynu ileri düşmüştür
tanrım bize bir salıncak!
çok çabuk geçmek için şu olup bitenleri
bir daha, bir daha, bir daha
unutmak unutmak unutmak
tanrım!
taş kesilmemek için taş
bunu evrenin sonsuzluğu diye yorumlar varlığı olmayan bir söz
kadınsa kımıldamak ister, olmaz
yer değiştirmek ister, olmaz
solumak birdenbire
gene olmaz
olacak bir şey boşuna aranır, boşuna boşuna boşuna
bir kaya daha çatlar
başlar ufacık taşlar yuvarlanmaya
eser bir silinti, bir sisin dağılışındaki öz
çıkar o yunus balığı, o heykel
yaz kelebeği, kapı
sonra?
edip cansever.
gün ışır iyiden iyiye, odanın orta yerinde bir kayalık
sarı bir kertenkele... onunla her şey bir iki sıçrar, durur
başkaldırır, düşer
bir çorak bağırışı, bir taşın ikiye bölünmesi işitilir. sonra?
bir su arayışı, bir bozgun... biz buna benzer her şey diyoruz, her şey her şey
her şey
çünkü o, kadın
uzanır, sağar bir yokluğun içinden
gene bir yokluğu sağlar, üşenmez
bir gül çukuru tersine döner, bir alev kıyısı doğurganlaşır
çıkar boş kıyılardan katılaşmış akşamüstleri
böler o bakışları bir sarkaç gibi binlere
ama bir zaman gibi değil, bir sarkaç gibi böler
yani olanlar olmuştur bir kere
bir kartal donakalmıştır sıcaktan. bir u sesi duyulur
yaratılmaya uygun bir ses, u
uzağa bakar kartal. o kadar bakar ki, bakmaz
taş kesilmiştir taş, boynu ileri düşmüştür
tanrım bize bir salıncak!
çok çabuk geçmek için şu olup bitenleri
bir daha, bir daha, bir daha
unutmak unutmak unutmak
tanrım!
taş kesilmemek için taş
bunu evrenin sonsuzluğu diye yorumlar varlığı olmayan bir söz
kadınsa kımıldamak ister, olmaz
yer değiştirmek ister, olmaz
solumak birdenbire
gene olmaz
olacak bir şey boşuna aranır, boşuna boşuna boşuna
bir kaya daha çatlar
başlar ufacık taşlar yuvarlanmaya
eser bir silinti, bir sisin dağılışındaki öz
çıkar o yunus balığı, o heykel
yaz kelebeği, kapı
sonra?
edip cansever.
devamını gör...
3.
sarı bıyığın başrol oynadığı efso bir gerçek kesit bölümüdür.
devamını gör...
4.
sen salıncak mı sallanıyorsun? evet paşam, hadi bin de salliyim, olur mu? olur olur, ben çok iyi sallarım.
devamını gör...
5.
çocukluğumdan beri bayıldığım, her gördüğümde hala içimin gittiği, beni hep gökyüzüne ulaştırdığını düşündüğüm bi eğlence aracı. genelde parklarda oluyor ama bazı bahçelerde, piknik alanlarında özellikle yapılmış ve süslenmiş olanlar da var ve resmen aşığım onlara. her salıncak gördüğümde içim gidiyor gerçekten, içimdeki çocuğu tutamıyorum*.
yaşıma rağmen bulduğumda sallandığım da çoktur ama dayanamıyorum napıyım .
yaşıma rağmen bulduğumda sallandığım da çoktur ama dayanamıyorum napıyım .
devamını gör...
6.
çocukluğunda parklardaki hazır salıncaklara binmiş olanların büyüdüklerinde ağaç dalına kurmayı internetten öğrendiğidir.
salıncak kurma aparatı neyim üretmişler şimdilerde. teyzem, yaylaya gittiğimiz ilk gün, bahçedeki dev kiraz ağacına şıp diye kurardı salıncağımızı. şimdilerde evlerde değil de iskelede yahut limanda görülebilen kendirden bir halatla. her şey dahil otelden çıkarsa bir ihtimal halat görebilen nesiller için salıncak kurma aparatı üretmişlermişmiş, hıh.
salıncak kurma aparatı neyim üretmişler şimdilerde. teyzem, yaylaya gittiğimiz ilk gün, bahçedeki dev kiraz ağacına şıp diye kurardı salıncağımızı. şimdilerde evlerde değil de iskelede yahut limanda görülebilen kendirden bir halatla. her şey dahil otelden çıkarsa bir ihtimal halat görebilen nesiller için salıncak kurma aparatı üretmişlermişmiş, hıh.
devamını gör...
7.
kurumuş bir ağacın
gövdesinden
kopmamış son dalına
kurulmuş bu salıncak
kaç kere sallanacak
diye
sorar mı çocuk
devamını gör...
8.
akıllara zarar olay örgüsü ile übersonik deneyimler yaşatan gerçek kesit bölümüdür.
bahsi geçen olayın salıncak ile zerre alakası olmaması biraz hayal kırıklığı yaratsa da favori bölümler sıralamamda hala birincidir.
bahsi geçen olayın salıncak ile zerre alakası olmaması biraz hayal kırıklığı yaratsa da favori bölümler sıralamamda hala birincidir.
devamını gör...
9.
çocukluğumun en sevdiğim aktivitelerinden biri.
devamını gör...
10.
aşşırı çok sevdiğim ama hiçbir zaman özgür olamadığım bi alet,ya koparsa..
devamını gör...
11.
kafama çarpıp ilk ciddi yaralanmamın sebebi olan cocuk parkı itemi. tabi o zamanlar plastik malzeme kullanmak söz konusu değil. demir oturak. ama nasıl güzel. keşke şimdi (bkz: ayder)de olsam. bulutların üzerinde sallansam.
devamını gör...
12.
çocukluğumdan beri sallanmayı beceremediğim tuhaf alet. ama bu konuda kendimle son derece barışığım. insanların %90'ı yapabiliyor ben yapamıyorum sanırım ben malım dlkfjghdfklh
bir de bizim zamanımızda çok uyarırdı aileler çok sallanmayın ters dönersiniz falan diye...
çocukluk dönemi oyuncakları bende çok büyük travmalara sahiptir. bir diğeri de tahtırevalli mi ne şeyim şeyse o işte... onda baya ölüm tehlikesi atlatmıştım.
bir de bizim zamanımızda çok uyarırdı aileler çok sallanmayın ters dönersiniz falan diye...
çocukluk dönemi oyuncakları bende çok büyük travmalara sahiptir. bir diğeri de tahtırevalli mi ne şeyim şeyse o işte... onda baya ölüm tehlikesi atlatmıştım.
devamını gör...
13.
nazım hikmet’in severmişim meğer isimli şiirinde bulutlara girip çıktığı iddia edilen , oturarak sallanılan oyuncak.
genco erkal’ın sesinden dinlemek isteyenler için buradan
genco erkal’ın sesinden dinlemek isteyenler için buradan
devamını gör...
14.
şu yaşıma geldim hala çok severim. arada çocukları parka götürme bahanesiyle gidip biniyorum. yetmiyor kendimi çocuklara ittiriyorum.* çünkü boyum uzun. kendim sallanamıyorum. hepsinde ayaklarım yere sürtüyor. artık bizim için de salıncak yapmalılar. sırf bu yüzden son seferimde salıncaktan düştüm ben. vicdanları rahat mı sorarım o tasarımcı ve üretimcilere.
çok hızlanınca midem bulanıyor ama ya. şöyle yavaş yavaş sallamak lazım.
biz çocukken dedem bize kocaman olanından yapardı. asla tek binemezsin. 8-10 çocuk arka arkaya oturur deli gibi sallanırdık. güzel zamanlardı.
çok hızlanınca midem bulanıyor ama ya. şöyle yavaş yavaş sallamak lazım.
biz çocukken dedem bize kocaman olanından yapardı. asla tek binemezsin. 8-10 çocuk arka arkaya oturur deli gibi sallanırdık. güzel zamanlardı.
devamını gör...
15.
16.
buna binip de kendi kendini sallayanlar var ya, sizi döverim bak. ritmik hareketlerde (o hariç) o kadar kazmayım ki bir türlü beceremedim kendi kendime ivme verip sallanmayı.
devamını gör...
17.
korku filmlerinin en güzel eşyalarından biridir.
önce boş sallanır rüzgarsız havada, sonra üstünde küçük bir kız belirir.
(bkz: the conjuring)
önce boş sallanır rüzgarsız havada, sonra üstünde küçük bir kız belirir.
(bkz: the conjuring)
devamını gör...
18.
rokoko'nun bütün hedonistik tokadını yüzümüze çarpan bir usta jean-honoré fragonard.
"swing/salıncak" adını verdiği resim bu anlamda sanat tarihinde gözümüze soktuğu uçarılığı ve abartılı romantizmiyle eşsizdir. ** resmin güçlü bir erotik yanının olduğunu da görmezden gelemeyiz.
*

sahnede, fırfırlı, büklüm büklüm, uçuşan bir elbise giymiş genç bir kadın, neredeyse sadece onu aydınlatmış çarpıcı bir ışıkta, kıpkırmızı yastıklı bir salıncakta keyifle sallanır. üstelik hemen altında çalılara uzanmış bir erkeğe gözünü işveyle dikmiş bakarken yavru kedi topuklu ayakkabısını bir aşk tanrısı heykeline doğru fırlatır. kadını sallayan biri var hemen arkada; kocası.
resmi erotik kılan unsurlar sadece aşk tanrısına fırlatılan ayakkabı ya da kadın figürünün yarı açılmış bacakları ve zevkle sallanışı değil aynı zamanda çalılar üzerine uzanmış * aşığın kolunun fallik uzanışıdır.
"swing/salıncak" adını verdiği resim bu anlamda sanat tarihinde gözümüze soktuğu uçarılığı ve abartılı romantizmiyle eşsizdir. ** resmin güçlü bir erotik yanının olduğunu da görmezden gelemeyiz.
*

sahnede, fırfırlı, büklüm büklüm, uçuşan bir elbise giymiş genç bir kadın, neredeyse sadece onu aydınlatmış çarpıcı bir ışıkta, kıpkırmızı yastıklı bir salıncakta keyifle sallanır. üstelik hemen altında çalılara uzanmış bir erkeğe gözünü işveyle dikmiş bakarken yavru kedi topuklu ayakkabısını bir aşk tanrısı heykeline doğru fırlatır. kadını sallayan biri var hemen arkada; kocası.
resmi erotik kılan unsurlar sadece aşk tanrısına fırlatılan ayakkabı ya da kadın figürünün yarı açılmış bacakları ve zevkle sallanışı değil aynı zamanda çalılar üzerine uzanmış * aşığın kolunun fallik uzanışıdır.
devamını gör...
19.
çocukluğum.
ağaç dalına yapılanı, evin koridorundaki aralıklı tahtalara yapılanı ile eğlendik bizler.
babannem, bir şeyleri sırtta taşımak için kullandığımız ipi kendi eğirirdi. o iplerden bazıları ile bize salıncak yapardı.
kaba etlerimiz acımasın diye, salıncağın oturduğumuz yerine minder ya da tahta koyardık. sonrası ver elini gökyüzü.
t: her sosyal kesimin oyuncağı olabilen keyifli eşya.
ağaç dalına yapılanı, evin koridorundaki aralıklı tahtalara yapılanı ile eğlendik bizler.
babannem, bir şeyleri sırtta taşımak için kullandığımız ipi kendi eğirirdi. o iplerden bazıları ile bize salıncak yapardı.
kaba etlerimiz acımasın diye, salıncağın oturduğumuz yerine minder ya da tahta koyardık. sonrası ver elini gökyüzü.
t: her sosyal kesimin oyuncağı olabilen keyifli eşya.
devamını gör...
20.
parkların vazgeçilmez oyun aletidir.
hayata çok benzer;
bu aletle ilk tanıştığında seni ilk ailen sallar.
sonra arkadaşların
yeri gelir hiç kimse olmaz çevrende, kendin sallanmayı öğrenirsin.
hayata çok benzer;
bu aletle ilk tanıştığında seni ilk ailen sallar.
sonra arkadaşların
yeri gelir hiç kimse olmaz çevrende, kendin sallanmayı öğrenirsin.
devamını gör...