1.
son konservesi kalmış olmasından dolayı türkiye içi satış yapan birilerini aradığım kabuklu tadı güzel canlı.
devamını gör...
2.
müslüman mahallesinde sattırmam.
devamını gör...
3.
halk arasında sümüklü böcek olarak adlandırılan canlı. garibim ne sümüklü ne de böcek oysa ki.
devamını gör...
4.
yazık hayvan, ezmemeye dikkat edin bu elemanı yağmur sonrası. yol ortasında takılıyorsa alın gideceği yöne paralel çimlik araziye koyun. doğal seleksiyona karışmak mı bilemem ama ben öyle yapıyorum.
devamını gör...
5.
sırtımdan soğuk terler döktüren bir canlı olması haricinde* aziz nesin'e ait mizahi hikayelerden biridir aynı zamanda. hikayenin tam adı 'gemiyi istila eden salyangozlar' olup marsilya'nın en ünlü restoranlarında envai çeşit yemekte kullanılması için salyangoz dolu konteynerleri taşıyan bir yük gemisinde yaşanan hem komik hem de epeyce nemli* olayı anlatır.
salyangoz konteynerlerinin kilidi bir gece bozulmuştur ve yüzbinlerce salyangoz geminin ve tayfaların her yerinde dolaşmaya başlar. gemi kaptanı sos ihbarı yapar, çevre gemilerden yardım ister ama bir türlü inanmaz diğerleri acil bir salyangoz durumu yaşandığına. gemi bu korkunç durumla yüzleşerek bir süre sonra marsilya limanına ulaşır.
salyangoz konteynerlerinin kilidi bir gece bozulmuştur ve yüzbinlerce salyangoz geminin ve tayfaların her yerinde dolaşmaya başlar. gemi kaptanı sos ihbarı yapar, çevre gemilerden yardım ister ama bir türlü inanmaz diğerleri acil bir salyangoz durumu yaşandığına. gemi bu korkunç durumla yüzleşerek bir süre sonra marsilya limanına ulaşır.
devamını gör...
6.
aynı anda oğlum ve kızım olabilme özelliğini taşıyan canım yavrum ruhi ve diğer kardeşleri hakkında bilgilendirme;
üzümlü keklerim gövdelerinin altındaki, güçlü kaslarla donanmış, bir çeşit ayak sayılabilecek yassı uzantılardan ötürü karındanbacaklılar ya da karındanayaklılar (yumuşakçalar) sınıfına aittir. ayaklarının üstünde sürünerek ilerlerken hemen sertleşebilme özelliği olan sümüksü bir sıvı çıkartırlar canına yandıklarım. salyangoz öz ucunun (başının) biraz gerisinde yer alan kabuğunun içine tüm gövdesini çekebilir. kabuk, örtenek (manto) denen etli bir yapının salgıladığı tebeşirimsi bir maddeden oluşur. kara salyangozları kabuğunun kenarına yakın küçük bir delikten aldığı havayla solunum yapar. ağzın gerisinde gerisinde iki çift dokunaç vardır. salyangoz arkadaki dokunaç çiftinin ucunda yer alan gözlerini kullanmadığı zaman, bu dokunaçlarını kabuğunun içine çeker.
yumurtlayarak ürerler. iri türlerin yumurtaları sert kabuklu olurlar.
deniz salyangozları hakkında da az buçuk bilgimi konuşturmak isterim müsaade ile;
20 bini aşkın tür kayıt altına alınmıştır. çoğunun yapısında önemli farklılıklar vardır. diğer adı olan denizkulakları, adların kabuk biçiminden alırlar. çoğunun uzunluğu 15 cmyi geçmemekle birlikte kırmızı denizkulağı 30 cm uzunluğa erişebilir. deniz yosunları başlıca besin kaynağıdır.
bilinen bir diğer tür olan denizkülahlarının koni biçimindeki kabuğunda çıkıntısız ve az sayıda sarmal bulunur. daha çok sıcak denizlerde yaşarlar. dışarıya uzattıkları hortumun ucundaki iğneden avlarını felce uğratan bir zehir akıtırlar. iri denizkülahlarının zehri insanı öldürebilir.
düzeltme: her zamanki gibi düzeltmem anlatım bozuklukları ve hatalar dolayısıyla özür dilerim bu anlamda kendimi eğitmeye çalışıyorum teşekkür ederim.
üzümlü keklerim gövdelerinin altındaki, güçlü kaslarla donanmış, bir çeşit ayak sayılabilecek yassı uzantılardan ötürü karındanbacaklılar ya da karındanayaklılar (yumuşakçalar) sınıfına aittir. ayaklarının üstünde sürünerek ilerlerken hemen sertleşebilme özelliği olan sümüksü bir sıvı çıkartırlar canına yandıklarım. salyangoz öz ucunun (başının) biraz gerisinde yer alan kabuğunun içine tüm gövdesini çekebilir. kabuk, örtenek (manto) denen etli bir yapının salgıladığı tebeşirimsi bir maddeden oluşur. kara salyangozları kabuğunun kenarına yakın küçük bir delikten aldığı havayla solunum yapar. ağzın gerisinde gerisinde iki çift dokunaç vardır. salyangoz arkadaki dokunaç çiftinin ucunda yer alan gözlerini kullanmadığı zaman, bu dokunaçlarını kabuğunun içine çeker.
yumurtlayarak ürerler. iri türlerin yumurtaları sert kabuklu olurlar.
deniz salyangozları hakkında da az buçuk bilgimi konuşturmak isterim müsaade ile;
20 bini aşkın tür kayıt altına alınmıştır. çoğunun yapısında önemli farklılıklar vardır. diğer adı olan denizkulakları, adların kabuk biçiminden alırlar. çoğunun uzunluğu 15 cmyi geçmemekle birlikte kırmızı denizkulağı 30 cm uzunluğa erişebilir. deniz yosunları başlıca besin kaynağıdır.
bilinen bir diğer tür olan denizkülahlarının koni biçimindeki kabuğunda çıkıntısız ve az sayıda sarmal bulunur. daha çok sıcak denizlerde yaşarlar. dışarıya uzattıkları hortumun ucundaki iğneden avlarını felce uğratan bir zehir akıtırlar. iri denizkülahlarının zehri insanı öldürebilir.
düzeltme: her zamanki gibi düzeltmem anlatım bozuklukları ve hatalar dolayısıyla özür dilerim bu anlamda kendimi eğitmeye çalışıyorum teşekkür ederim.
devamını gör...
7.
fındık toplarken biraz yağmur yağarsa gelir kendileri fındık dallarına.
devamını gör...
8.
ben salyangoz. şövalyelerin benimle neden savaştıklarını bilmem. ancak bildiğim bir şeyi sizlere söyleyeyim de dinleyin. yağmur yağdıktan hemen sonra şeffaf şemsiye satıcılarından da biraz sonra ortaya çıkarım. bu nedenle yağmurdan sonra yürürken lütfen daha dikkatli olun ve görün beni. sevgiyle
devamını gör...
9.
yağmur sonrası saklandıkları kovuklardan çıkıp ıslak zeminin tadını çıkaran sürüngenler. üzerlerine basmamak için ultra özen gösteriyorum şu an. genç yaşımda salyangoz katili olmak istemem.
devamını gör...
10.
yağmurlu havalarda gün yüzüne çıkan ve dikkat etmezseniz üzerine basmanız kaçınılmaz olan hayvanlar. özellikle dikkat etmenizi öneririm. ben bir kaç kere yanlışlıkla üzerlerine bastım.
devamını gör...
11.
bizim küçük beyin, sevimli mi sevimli ufak bir salyangoz oyuncağı var. özellikle son zamanlarda bu oyuncağın üzerine inanılmaz düşmüş durumda. salyangoz ortada olmadığında halimiz yaman oluyor. sabah akşam, salyangoz önden bizim ki arkadan kahkahalar atarak ilerliyor. salyangoz tutkunu bir çocuk haline geldi.
neyse asıl mevzu şu ki; geçenlerde kendisi ile dışarı çıktık, hava da limoni, hafif yağmur atıştırmaya başladı. o esnada parkın kenarında gerçek bir salyangoz gördü. bana feyk atarak salyangoza doğra koşturmaya başladı. tabi bende arkasından. salyangozu eline aldı. sağına soluna merakla bakıyor. hayvancağız kafayı içeri çekince, bizimki kabuğunun üzerinde düğme aramaya başladı. bu esnada bende tedirginim, hayvanı yere atar, kabuğu kırılır falan diye tetikte bekliyorum. allah'tan korktuğum olmadı. sonrasında salyangozu yere bıraktık ve bir süre bekledik. salyangoz hareket etmeye başlayınca bizimki bastı çığlığı, ''cici sayyangoz, güzel sayyangoz.'' diye düştü peşine. 2 yıllık ömrü hayatında ilk kez canlı bir salyangozla karşılaşıyor tabi, o yüzden heyecan dorukta. bir süre salyangozun başında ayrılmadı. ''cici sayyangoz'' nidaları eşliğinde kabuğunu okşadı. sonrasında ben salyangozu aldım ve kendimce güvenli bulduğum bir noktaya bıraktım. arkasını döndü ve salyangoza el salladı; ''hoşçakal, görüşürüz.'' dedikten sonra oradan ayrıldık.
bu olayı takiben kendi çocukluğum geldi aklıma, benim de salyangozlarla bir hayli teşrik-i mesaim olmuştu. çocuk aklı işte, yağmurlu havalarda hemen dışarı fırlar, tehlikeli noktalarda bulunan ne kadar salyangoz bulursam toplar, sonrasında da onları kendimce güvenli bulduğum yerlere taşırdım. zira insanlar dikkatsizdi. üzerlerine çat çat basıp geçiyorlardı. bu da bende ziyadesiyle can sıkıntısı yaratıyordu. birde kurtardığım salyangozların sayısını not alırdım. eve gelir gelmez, not defterime o gün kaç salyangoz kurtardığımı not düşerdim. sayı arttıkça da kendimle gurur duyar ve böbürlenirdim. en son 10 binler gibi bir sayı hatırlıyorum. ne kadar doğru hatırlıyorum orasını bilemem tabi. bizim küçük beyin salyangoz efendi ile tanışması işte ben de aynı böbürlenme hissini yarattı; ''ya ne olacağdı, babasının oğlu işte!'' deyiverdim kendi kendime.
büyüyünce kahramanlık işlerini bıraktık tabi, ama siz yine de yağmurlu havalarda adımlarınıza dikkat edin. oğlum kabuğu kırılmış bir salyangozu ne kadar geç görürse o kadar iyi. şimdiden hepinize teşekkür ederiz.
tanım: vücutlarında yüksek oranda su bulundurduğu için soğuk havalarda donma tehlikesi ile karşı karşıya kalan, spiral kabuklu sevimli yaratık.
ek bilgi: salyangozları muhakkak tuzdan uzak tutmak lazım. diyetleri mühim. tuzlu yedirirseniz ölmelerine neden olursunuz.
neyse asıl mevzu şu ki; geçenlerde kendisi ile dışarı çıktık, hava da limoni, hafif yağmur atıştırmaya başladı. o esnada parkın kenarında gerçek bir salyangoz gördü. bana feyk atarak salyangoza doğra koşturmaya başladı. tabi bende arkasından. salyangozu eline aldı. sağına soluna merakla bakıyor. hayvancağız kafayı içeri çekince, bizimki kabuğunun üzerinde düğme aramaya başladı. bu esnada bende tedirginim, hayvanı yere atar, kabuğu kırılır falan diye tetikte bekliyorum. allah'tan korktuğum olmadı. sonrasında salyangozu yere bıraktık ve bir süre bekledik. salyangoz hareket etmeye başlayınca bizimki bastı çığlığı, ''cici sayyangoz, güzel sayyangoz.'' diye düştü peşine. 2 yıllık ömrü hayatında ilk kez canlı bir salyangozla karşılaşıyor tabi, o yüzden heyecan dorukta. bir süre salyangozun başında ayrılmadı. ''cici sayyangoz'' nidaları eşliğinde kabuğunu okşadı. sonrasında ben salyangozu aldım ve kendimce güvenli bulduğum bir noktaya bıraktım. arkasını döndü ve salyangoza el salladı; ''hoşçakal, görüşürüz.'' dedikten sonra oradan ayrıldık.
bu olayı takiben kendi çocukluğum geldi aklıma, benim de salyangozlarla bir hayli teşrik-i mesaim olmuştu. çocuk aklı işte, yağmurlu havalarda hemen dışarı fırlar, tehlikeli noktalarda bulunan ne kadar salyangoz bulursam toplar, sonrasında da onları kendimce güvenli bulduğum yerlere taşırdım. zira insanlar dikkatsizdi. üzerlerine çat çat basıp geçiyorlardı. bu da bende ziyadesiyle can sıkıntısı yaratıyordu. birde kurtardığım salyangozların sayısını not alırdım. eve gelir gelmez, not defterime o gün kaç salyangoz kurtardığımı not düşerdim. sayı arttıkça da kendimle gurur duyar ve böbürlenirdim. en son 10 binler gibi bir sayı hatırlıyorum. ne kadar doğru hatırlıyorum orasını bilemem tabi. bizim küçük beyin salyangoz efendi ile tanışması işte ben de aynı böbürlenme hissini yarattı; ''ya ne olacağdı, babasının oğlu işte!'' deyiverdim kendi kendime.
büyüyünce kahramanlık işlerini bıraktık tabi, ama siz yine de yağmurlu havalarda adımlarınıza dikkat edin. oğlum kabuğu kırılmış bir salyangozu ne kadar geç görürse o kadar iyi. şimdiden hepinize teşekkür ederiz.
tanım: vücutlarında yüksek oranda su bulundurduğu için soğuk havalarda donma tehlikesi ile karşı karşıya kalan, spiral kabuklu sevimli yaratık.
ek bilgi: salyangozları muhakkak tuzdan uzak tutmak lazım. diyetleri mühim. tuzlu yedirirseniz ölmelerine neden olursunuz.
devamını gör...
12.
sevimli, vıcık vıcık bir hayvan. sümüklü böcek de denir. sevişerek çoğalıyorlarmış bunlar.
salyangozlar çiftleşmeden hemen önce eşine kalsiyum karbonatlı ok saplıyor. salyangozlar, ok saplandıktan sonra 420 dakika yani 7 saat sevişiyor.
sümüklü böcek mi eros mu belli değil yani anlayacağınız.
salyangozlar çiftleşmeden hemen önce eşine kalsiyum karbonatlı ok saplıyor. salyangozlar, ok saplandıktan sonra 420 dakika yani 7 saat sevişiyor.
sümüklü böcek mi eros mu belli değil yani anlayacağınız.
devamını gör...
13.
hemen her kara salyangozu yenilmeye müsaittir ve fransızca 'salyangoz' anlamına gelen "escargot" şeklinde adlandırılan meşhur bir yemek de vardır. hatta yanlış hatırlamıyorsam 'the platform' adlı filmde ana karakterlerden biri olan 'goreng'in favori yemeği bu salyangoz yemeğiydi. ayrıca bu yemeğe malzeme olan birçok salyangoz kara salyangozu olmalarından ötürü hermafrodit canlılardır. yani hem eril hem dişil üreme organlarını yapılarında bulundururlar.
devamını gör...
14.
yağmurdan sonra eğer dışarıya çıkarsam ve karşıdan karşıya geçen salyangoz görürsem-ki genel de görüyorum-: kabuğundan tutup ezilmemesi için, karşıdan karşıya geçiriyorum.
devamını gör...
15.
avrupalıların ve afrikalıların afiyetle yedikleri, bir kaç çeşidi olan yumuşakçalar grubuna ait sürünen bir hayvan.
devamını gör...
16.
yağmurdan sonra her yerden çıkan sürüngenler. hala vicdan azabı çekiyorum fark etmeden bazılarını ezdiğim için.
devamını gör...
17.
çerez gibi yenebilen fırında güveci ile rakıyla güzel bir uyum sağlayan yumuşakça.
devamını gör...
18.
19.
her yağmur sonrası yürüyüşümde "aman ezilmesinler" diye kaldırımdan kenarı taşı taşı epey bir zamanı alan sevimli hayvanlar.
devamını gör...
20.
bende elma salyangozu var yani suyun içinde yaşıyor. çok ilginç bir hayvan cama yosun yapıştırırdım gelir yerdi. acıktığında hep besledigim yere gelecek kadar akıllı.
devamını gör...