sen kimsin

bu başlığı her gördüğümde aklıma bu prezidınt abi geliyor ahahahahaha.

kendisine "kimim ben?" sorusunu sormaya cesaret edemeyenlerin sorduğu sorulardan biridir.

belki benimdir.

ben ayiyim sen kimsin?

bu cevap tartışma ortasında verilmiş olup akabinde kavga çıkmıştır.

komik bir soru.

ınsanın aynada kendisine sorduğunda en can yakıcı sorudur.

birkaç sene önce bir yazarın konferansına katılmıştım. çok güzel ve haklı konuşmuştu yazar. sorulara da layığıyla cevap vermişti. sorulardan biri de "kendimizi nasıl tanırız?" idi. yazar, kendimizi tanımak için nasıl biri olduğumuzu çevremizdekilere sormamızı önerdi. başta bana pek doğru gelmedi bu yöntem çünkü ya gerçek kişiliğimizi saklıyorsak herkesten, o zaman nasıl bilecekler nasıl biri olduğumuzu değil mi? başta böyle düşünüyordum. sonra fark ettim ki yazar haklı fakat ben olduğumu düşündüğüm kişiden öylesine nefret ediyormuşum ki rol yaptığıma ikna etmişim kendimi. kötüyü saklayıp yalnızca iyiliği dışa vuran bir yalancı olduğuma öyle inandırmışım ki kendimi... ben kendimi tanımamışım, anlamamışım, dinlememişim, sevmeye bile çalışmamışım. ve şimdi anlıyorum ki yazar cidden haklı, kendimizi tanımak için doğru insana nasıl biri olduğumuzu sormalıyız. ve kendimize bu kadar gaddar davranmamalıyız.

özfarkındalı: perifrontal korteks ile.

gitmeden yakanıza kırmızı gül koyun sadece 1 tavsiye..

kendimize dürüst olmakla başlarız, zorundayız. realistik ve karamsarlık ayırdına varıp kendimize tekrar bakmalıyız.
içgüdülerimize güvenmeliyiz, bu da çok önemli.
daha sonra kabullenme başlıyor aslında, en azından tecrübelerim bu şekilde.

ben eppur si muove namı diğer kırgın çiçek *

yazdıklarıma bakarsak ne kendimi ne de sizi aldatmak istemeyecek biriyim.
çünkü yazdıklarımın olduğum ve olmak istediğim şeylerle ilişkisi var.

karışık tostum

sahi, kimim?
ne zaman bileceğim, ne zaman biteceğim?
belki de ruhum, bir gün teslim olacak kendi kendine.
o güne kadar diyeceğim: "ben kendimi bilemeyeceğim. "

asıl sen kimsin. evet.