sevgiliyi kısıtlamak

neden kısıtlayasın ki? seni seven insan, huzursuz olduğun, rahatsızlık duyduğun şeyleri bilir ve onları yapmaktan imtina eder. bunun için karşındaki insanın feraset sahibi olması kafi.

kısıtlamayı değer verme olarak görenler varmış. tekrar araştırmanızı öneririm. umarım troldür*

kıskançlık hissetmek normaldir. bakın sadece hissetmek diyorum.

herhangi bir şekilde kısıtlamaya kalkışmak karşındaki insanın karakterini hakarettir. ha kabul ediyorsa karşındaki kişinin kendi öz saygısına hakarettir.

ne yaparsan yap kim ne yapacaksa yapar. saçma yani.
bir de nedir bu kısıtlamak . karşılıklı konuşulur bunlar. şimdi kız sevgili de sevgilisi varken erkek kankasinda kalmaz. bu kısıtlamak mı.
ya da adamın evi ailesi varken tutup kendi başına üç dört gün tatile gitmez.
herkes her şeyi biliyor da işlerine gelmiyor.

sırf bu yüzden sevgili yapmıyorum. saçma sapan hareketler.

(bkz: beyinsiz olduğunu konuşmadan belli eden hareketler)

en sevdiğim hobim.

ne kadar kısıtlayan insan tanıdıysam hepsi kısıtladıkları şeyleri yapıyordu. yanii kişi kendinden bilir işi.

sadece sol kulağımın meme ucunu öpemez.

(bkz: bak kardeşim, şurdan dümdüz gidince ilk sağda kısmetse olur'u görceksin)

bazı kızlar kısıtlanmak istiyor. kısıtlayınca önemsediğimi düşünüyorlar ve hoşlarına gidiyor * kısıtlamadığım zaman değer vermediğimi düşünüyorlar * ya da kendileri beni kısıtlamak için yol yapıyordu. kızları anlamak zor ağbijim.

hayatınızda olan insanlar köleniz değildir. bunun bilincinde olun ve öyle hareket edin.

bedenine duyulan aidiyet hissi ile ruhunu ve onu o yapan şeyleri kısıtlamaktır.

sanıyoruz ki sevdiğimiz insanların bedenleri bizim, tahakküm kuruyoruz ve sonra ilişki bitiyor.
kimse özgürlüğüne ket vurulmasını istemez çünkü.
(bkz: gaslighting)

karşılıklı olacaksa tamam, tek taraflı olacaksa karşıyı köle yerine koymaktır.

özgüven eksikliğidir. seni sen olarak seven ve sana saygı duyan biri zaten seni kıracak, zedeleyecek bir şey yapmaz. o güveni veremeyen ve o saygıyı kazanamayan birinin zaten söz söylemeye hakkı yoktur.

çayıra salın bırakın. dönerse bağlamayın. yanınızda kalacaktır. dönmezse mutludur. ellemeyin. hayatınızı yaşayın. belki de ilüzyona kapılıp mutluluk peşine gider ve sonra huzurun orada olmadıgını ve dönmek istedigini anlar. ortada ne çoban var ne ahır o sadece sevdiğin biriydi senin kaçıp gittiğin. kendinizi kapatacak yer aramayın. mutlu değilsen karşı tarafı da yorma. hepimize sağlıklı ve iç huzuru yerinde günler diliyorum.
gerisi önemsiz. sevgisiz de yaşanır.

ilkel ve çirkin bir davranış.

avrupa mı lan burası diye tepki verdiğim eleştirilen mevzu.

bak erkek tarafını geçiyorum, türk kadını bunu istiyor zaten. hadi yap bakalım kısıtlamim, boğulmasın, onun da bir hayatı var muhabbeti. aşkım sen bilirsin, aşkım tabi ki git sen kendini bilirsin güveniyorum ben sana filan.

bak 3-5 gün sonra şu eleştirileri alacaksın;

- sen beni niye hiç kıskanmıyorsun?

- ya sen hiç mi merak etmiyorsun beni?

-ama sende her şeye he diyorsun ne biçim erkeksin.

sonrada hayvana bağlamadığın için kendine kızarsın. yani tamam erkeklerimizi sıkıntılı ama kadınlarımız daha bir sıkıntı bu konuda. bizim kızlar aile baskısı ile büyümüşler. birden serbest ortama uyum sağlamıyorlar ve o serbest ortamı bulduklarında da ciddi eksiklik hissediyorlar. üstüne bir de serbest ortamı sağlayan sevgili kişisinin erkekliğine varana kadar eleştiriyorlar.

kısıtlayanı değil kısıtlanmayı kabul edeni bir karşımıza alıp konuşmak lazım.

güvenmiyorsan eğer bu ilişkiyi sürdürmenin gereği yoktur.

bir arkadaşım var. babası biraz baskıyla büyüttü onu. sevgilisi de babası gibi biri her şeyi haber verdiği, izin aldığı falan... hatta sosyal medya hesaplarını falan da kapattırdı ve bu durum hiç anormal gelmiyor ona.
velhasılıkelam nasıl alıştıysa bir insan öyle bir ilişki istiyor. sağlıklı bir ilişki mi bu? baya baya tartışılır. bence değil. çok mühimse haber verilir ama o da çok gerekli değil elin adamı her şeyi bilmesine gerek yok. ki zaten evlilik düşünmediğin birini de tanımayıver. boşu boşuna zihin rahatsızlığı. hiç gerek yok.