sevmek vs sevilmek

sevilmek diyorum
sevilmek zarar vermez sevmek verir .

sevdiğim zaman daha mutlu ve üretken oluyorum. merak ediyorum. üzüldüğüm zaman o kadar da üzülmüyorum. içimden geliyor aw. bu sadece ikili ilişkilerde değil tabii. her şeye karşı. sevgimi de hiç dokunarak falan ifade edemem. güvenli alanımda çok gülsem de genel olarak gudubet de bir insanım ama pembe bulutlarda yaşamasam da sevmeyi daha değerli görüyorum. sevilmek sanki lütuf gibi. benim dışımda gelişen bir şey. pasif mucize. sevilmediğimde bir şey kaybetmediğim gibi sevildiğimde kazandığım şey sadece anlık mutluluk olacağından ve sevilme halini kaybetme düşüncesi beni tedirgin edeceğinden sevmek olarak cevap verdiğim versus. *

ikili duygusal ilişkideyse platonikliği ve sadece sevmediğin seven insanla olma halini garip buluyorum. ha olmadı mı? tabi ki oldu. ama garip geldiği için birkaç kere, belki birkaç günlük. çünkü aklıma yatmıyor. "sen nabıııyon ya? bu yaptığın hoş mu?" dedi aklım. gerçekten sevgi verdiğin, sevgini açtığın zaman duvar bile dile gelir. karşı taraf gelmiyorsa, kıymet bilmiyorsa çabalamaya, zihnini meşgul etmeye ne gerek var. buradan tüm bacılarıma da sesleniyorum, özgüveninizi mikip atanları boşverin. mahkum da değilsiniz. seven insanlar var. aramızda yaşıyorlar.

sevmek güzeldir. günde 2,5 litre suyla cildi güzelleştirir.

benim hayat hikayem uc adam ustune donuyor.
alper, murat, anil.

alper bana kopek cekerdi. cok asiktim. toy yillar.
murat elimi sicak sudan soguk suya tutmazdi. bana prenses gibi bakardi. bana cok asikti. ben de asiktim. ama murat daha asikti bana. ben muratla evlendim. bin defa dunyaya gelsem alper mi murat mi deseniz murati secerim. sevmek mi sevilmek mi? sevilmek.

ama bi de cocukluk askim anil var. yoresinde asiri mutlu hissettigim. platonik olarak kalmis. cok hayran oldugum. burda iste benim denklem sasiyor. kavusamadigimdan mi yoksa ona hissettiklerim mi? butun dunyanin erkekleri, istedigini sec deseniz anil i secerim. burda da sevmeyi secen oluyorum.

sanirim her hikaye kendine has.

bir kadın bir erkekten fazla seviyorsa geçmiş olsun. kadın sevilmeyi daha çok hak ediyor. erkek sevsin ama güzel sevsin, değer versin, el üstünde tutsun. zaten karşılığını fazla fazla alır. çok seven kadın, sevmeyen erkek veya çok seven kadın, az seven erkek, bu denklem bir yerde kopuyor.
bir kadın sevilmediğini hissettiği yerde duramıyor, yeşeremiyor. ona çiçek açtıracak başka yerlere, başka insanlara gidiyor. sonra neyi yanlış yaptım diyen erkekler peyda oluyor bir anda.

vs diyorum. ben artık sevmek ve sevilmek görünce hemen uzuyorum. üzülmeye üzmeye hiç gerek yok.

sevmek bir ömür sürer sevilmek bir dakika.

(buradan bakınca mantıklı geldi)
(nedenini açıklayayım mı? tamam)
(birini bir dakikada bile sevebilirsiniz. öyle bir dokunur ki yüreğe bir dakika bile siler canım yılların özlemini ve bir ömür sevmeye değer olabilir o kişi ne diyorsun şappi sen? onu diyorum evet)

dışarısı seviyormuş gibi yapanlarla dolu ve artık “sevmek ve sevilmek” kavramlarını herkes kendi menfaati doğrultusunda kullanıyor ya da kullanıyormuş gibi yapıyor. sorsan herkes sevilmek istiyor, “şöyle sevilmek istiyorum, böyle sevilmek istiyorum.” naraları atarız ama söz konusu istemediğimiz birinden saf sevgi görünce ondan uzaklaşıyoruz, onu kendimizden uzaklaştırıyoruz. sonra ne mi oluyor? bizi hep üzen, bize değer vermeyen insanlara gidiyoruz, adına da sevgi diyoruz.
sevgi bu değil!..

ikisi de değil...
kalanlara başarılar...