bir yerden sonra mide bulandıran bir duygusallıktır.

sanki hayatın tüm yükünü onlar taşıyormuş, feleğin sillesini hep onlar yiyormuş gibi davranıyorlar.

aynen yaa tek siz dert sahibi sizsiniz.
bu arada dert dedikleri de pelinsunun karamel makiyato içmeye davet etmemesi. offf. ne acı ama yaa.
devamını gör...
nefret söylemleri barındıran kişiliklerin gereksiz bulduğu duygusallık türüdür.
devamını gör...
şiir yazmak, özellikle geceleri oturup yazmak insanı ister istemez umutsuz bir melodram bağımlısı yapıyor. birine aşıksanız, hele ki platonikse aman aman. şaraplar, cennet bahçeleri, yangınlar, ah gözlerinde eridiğimler. iyi bilirim. lise yıllarında yazdığım aşk şiirlerine şimdi açıp bakınca, ne kadar yoğun ne kadar abartılı sevmişim diyorum, kendime gülüyorum. sevgi içimde genişlemiş, kelimeler, imgeler iyice cozutmuş. birkaç yılda bir vicdansıza evrildiğimden değil (öyle ama ondan değil) zamanında ne kadar kokuşmuş duygularım varmış diyebildiğimden komik geliyor tabii. velhasıl kelam doğrudur, çünkü sanatsal bir anahtar da istiyor şiir, e o kadar kabarık duygular da söz konusu. ortaya çıkan yapış yapış ürünler, bir bakmışsınız tavrınıza da yapışmış.
devamını gör...
o duygusallık zaten şiir yazdırıyor.
duygu olmadan şiir olur mu?
devamını gör...
bayar efenim insanı.
tamam şiir için gir o duyguya da yani abartmasan mı?

tanrım, böyle bir boy friendim olmuştu; ne büyük bir vakit kaybıydı ama.
insanın duygularını sömüren, duygu kontrolünde oldukça kötü ve alıngan bir erkekti. erkek mi? lütfen, muayyen günündeki bir kadından daha ağlamaklı olanlarından almayayım. çekilmiyor.

sene, üniversite üçü okuduğum seneler olmalıydı ki onunla saçma arkadaş çevrem vasıtası ile tanıştık. görüp görebileceğiniz en drama insanlardan biriydi, tanrım şu koca dünyada her şey sanki onu üzmek için varmış gibi davranıyor, sürekli olarak dertlere, derinlere gark oluyordu efenim. sonradan bu algılama biçimi ile bol bol şiir yazdığını öğrendim ki "duygusal, hassas çocuk demek ki" diyerek, bir de bu karakter bir erkeği tecrübe etmek istedim.

erkek dediğime bakmayın, çükü var diye erkek diyorum yoksa ota boka devasa duygular geliştiren ve her şeye derin manalar yükleyen lisedeki ergen arkadaşım cansu gibi biriydi. gün doğumuna ayrı, gün batımına ayrı şiir yazardı öff, bir de güzel yazsa bari. birkaç tip bunu üzmemek için "iyi yazıyorsun abi, off şahane okuyorsun" filan demişler, bu da işte gaza gelmiş, yazıyor ve fırsatını bulduğu anda şiirlerinden okuyarak kafa açıyordu. o şiir okudukça "kes be kardeşim artık, valla bıktım ha, başlatma aşkının ıstırabından, kafiyene de redifine de sokacağım" dememek için kendimi zor tutuyordum.

duygusal, hassas yapılı insanlarla bir problemim yok, daha duygulu insanları zayıf kişiler olarak algılayacak kadar sığ biri de değilim. hatta bunun bir açıdan iyi bile olduğunu düşünüyorum. bir insan hassas ise hayatın lezzetini, mantığı ile yaşayanlardan daha çok alabiliyor bence. bir müziği dinlerken ona kapılıp ağlayabilen kaç kişiyiz? ya da kuşların bir anda uçuşmasından heyecan duyabilen? demek ki öylesine bir lezzet alabiliyor ve içinde bir yerlere dokunarak onları harekete geçiriyor. bir magnum reklamı gibi düşünün bunu; hayatı, sıradan bir dondurma yerken orgazma ulaşmasını izlediğimiz kadınlar gibi yaşayan insanlardır bunlar. tadına varırlar hüzünle, sevinçle, heyecanla, aşkla...

ben böyle biri olmadım, "ruhsuzsun morticia" lafını da bolca işittim bu boy friendimden. yavrum kimileri dram sevmez işte, anlıyor musun, bokunu çıkarmaz öyle her duygunun? sen de beni anlasan mı bir miktar acaba? bak ben seni anlıyorum. hatta sen beni de anlama, sen bi kendini anla önce çünkü o duyguların yüzünden beyninle irtibatın kesileli baya oluyor.

işte bu şiir, yazı yazıp duran duygusal gençle bir miktar flörtleşir olmuştuk. o zorlama romantik ortamlar hazırlayışı aklıma geldikçe hala midem bulanıyor. efenim bir odanın 38746 farklı yerine mum yakıp oraya buraya güller serpiştirince sadece komik görünüyorsunuz. pembik gelin gerdek gecesine döndürmenin ne alemi var yani atmosferi? bana verdiği kıymettenmiş efenim, bana kendimi özel hissettirmek istiyormuş işte bu romantik şiirci beyimiz. ah tanrım, o kafanın içinde mercimek mi taşıyorsun balım, üç ayda bu kız nelerden hoşlanır ve nelerden hazzetmez az buçuk çözemedin mi?

neyse efenim, yaklaşık 4-5 ay kadar süren ilişkimiz boyunca, her türlü duygusal manipülasyonuna şahit oldum bunun. herhalde şiir yazmak için malzeme çıkarmaya çalışıyordu, başka bir açıklaması olduğunu düşünmüyorum tüm o saçmalıklarının. kendisi ne kadar farkındaydı halinin bilemeyeceğim ama, suni ayrılıklar yaratıyor, söylediğim her şeye alınıyor, öfkeleniyordu. üstelik kibar geçinen bu beyimiz, öfkeliyken dilinin hakimiyetini de çabuk kaybediyor, saldırganlaşıyordu. o kadar ince düşünceli, hassas ve kibar olduğunu iddia ediyorsun da salt kendin alınganlık ediyorsun diye niye beni hedef alıp saldırıyorsun e be salak? kendinin hiç mi farkında olmaz insan? bi dön bak kendine "yaram mı var da gocunuyorum" filan diye, bi dur, bi çöz işte kendini.

işte, bu kadar duygusal olmanın dezavantajlarından biri. duygularınız kontrolü ele aldığında renginizi çabuk belli etmenizdir efenim. bu tipin de rengi belli olmuştu: kendine kör bir cahil.

ettiği hakaretlerle tüm komplekslerini, tüm eksikliklerini her şeyini ortaya döküveriyordu dikkatli bir gözlemcinin önünde. şiirlerini okusanız kibar zannedeceğiniz bu genç, en büyük terbiyesizliği kendisine yapıyordu aslına bakarsanız. kendinin farkında olmayan bir insan kadar acınası daha ne olabilir şu dünyada, değil mi? çok özentiydi efenim çok.

fiziksel görünümüyle de ortalama altı biri olduğunu söyleyebilirim bu tipin, artık kız düşürmek için mi şiir yazıyordu bilemem ama birilerinin ona artık bir orhan veli, bir nazım hikmet, bir cemal süreyya ne bileyim bir özdemir asaf olamayacağını söylemesi gerekiyordu. tanrım insanlar salt iyi hissetsinler, incinmesinler diye onlara niye yalan söylersiniz? onda ne görüyorsanız bunu açıkça söyleyin işte. iyilik yaptığınızı mı sanıyorsunuz?

o gün kafede oturuyorduk ki kendisi yeni şiir yazmıştı ve onu bana okumak için kırk takla atıyordu. tanrım, şiiriyle sahneye çıkmayı bekleyen 23 nisan çocuğunu andırması bir yana, artık iyice sıkılmıştım onun duygularını her fırsatta şiir yoluyla ifade edip durmasından. olm alt tarafı birkaç kelimeyi yan yana yazmışsın ve duygulu bir tonda bunu okuyacaksın. zaten yeni nesil şiir yazmakta ne var? cümleyi devrik yaptın mı al sana şiir; bakın yapalım hemen:

üç fındık lahmacun istemiştim.
salatayı iyi yıkayın.
çok acıktım çabuk getirin.
önden bir çay alırım.

şiirleştirelim;

istemiştim, üç fındık lahmacun...
iyi yıkayın salatayı...
acıktım, çok... getirin çabuk,
alırım önden bir çay...

al buyur işte şiir.

okudu, okudukça okudu.

-ya ayıp olmasın diye bile dinleyemeyeceğim fırat ya kusura bakma, vallahi baydı artık.
-kötü mü olmuş?
-evet kötü bence. diğerleri de kötü. tamam yaz, hobi olarak yine yaz ama insan içinde sürekli okuyup durma bence. daha çok fırın ekmek yemen lazım.
-sen ne anlarsın şiirden?!
-fıratcım, dinleyicin benim değil mi şu an? bana sunuyorsun ve ben de beğenimi dile get..
-tamam morticia tamam ya.
-alınganlık edi....
-tamam!
-bak ne dicem
-...
-fırat, koyim de tur at anacım hadi daha da uğraşamam senin kaprislerinle. sana baay.

nihayet ayrılmıştım ve rahatlamıştım.

buhranı, draması asla bitmeyen, yazdıkları sçıntıları eserden sayan şiirci çocuklardan uzak durmanız tavsiyemdir hanımlar; bunların arasından çok az çıkıyor cidden kültürlüsü, saygıya değeri, serin kanlısı; gerisi olduğu gibi çöp. hassas yapılı filan diye sakın ola ki acımayın bunlara, manipüle ederler hemen. ergen ergen haller vallahi koca koca insanlarda hiç çekilmiyor.
devamını gör...
iyi gömülmüşüz bugün de. duygusal erkek çöptür evet atın bizi. sonra gidip it kopuk, yüzeysel ve sığ tiplerin yanında sevgi arayın ki bulasınız.
devamını gör...
şiir sevmem de gitsin.
devamını gör...
şiir sevmeyen kişilerdeki gereksiz mallık.
devamını gör...
şiir yazmak değersiz değildir. duygular dahil. ama bazı düşüncelerin değersizliği tartışılmayacak kadar nesneldir.
devamını gör...
şuraya yazacaktım uzun uzun değmez, okumaz ve anlamaz.
kısaca şiir sevenden zarar gelmez.
devamını gör...
şiirden anlamayanlarin, şiirden anlayıp seven yazan insanlar üzerinden yaptıkları gereksiz duyar.
devamını gör...
şiir seven adamdan zarar gelmez en fazla çocuğunuz olur bi tane nolucak..
devamını gör...
inme mi iniyor bazılarına nedir. böyle tuhaf bir bilinçaltı var. kızlar romantik tipte heriflere yaylanır diyerekten eşeğin bir tarafına su kaçıran çok entel türedi. bunlar boş işler arkadaşlar.

hani bir sevdiceğin olur iki kelam güzel laf, bir dal şiirle açarsın meramını da aptal saptal küçük iskender formunda, ne anlattığı nereye varacağı belli olmayan dörtlükler nedir allasen.

bahar çamı gibiydi yaprakların
tavşanlı ormanda karanlıktaydı
havuç bitti. biz bittik.

şöyle şiirler var abi. bunlara aldanan da saf kızlarımız var. çok üzülüyorum bazı kızcağızlarımızın ruh haline. böyle saçmalıkları nasıl kendilerine yakıştırıyolla bilmiyorum.

yazık. şiir ne lan.
devamını gör...
lan delinin biri kuyuya taş atmış öbür deliler de gelmiş demişler niye attın o taşı daha büyüyecekti kaya olacaktı demişler.
devamını gör...
üç beş cümle sallayıp, sesini derinleştirip şiir okuyunca kendini şair zannediyor bizim millet.

yazdıkları da bir boka benzese keşke, ne ölçü var, ne kafiye. kulaklarımıza hitap edecek bir ses uyumundan dahi aciz. ama sorsan “ serbest şiir yazıyorum, ondan öyle” der. hasstırrr ulen…
devamını gör...
aşırı duygusal insanlarla hiç anlaşamıyorum ben. ruhum çekiliyor , daralıyorum, sıkılıyorum. tabii ki herkesin duygusal olduğu anlar olur normaldir ama bunu sürekli yapınca baygınlık geliyor.
devamını gör...
hoşuma gitmeyen şey.

serbest şiirden de iyice nefret ediyorum zaten. bari ölçülü uyaklı yazsalar azıcık zahmetine katlanıp. o da yok...

öyle başı sonu belirsiz bir şiir yazacağına bi' "yavrumm!" desin, daha çok etkilenirim yalan yok. içimde bir vahşi var, yapacak bir şey yok.

bu arada, karakteri 5 para etmez şairler var. şiir yazınca insan oğlu insan olmuyor bazıları. öküz her daim öküz.

sevenlerine lafım yok. alan ve veren razıysa bize şiir dinlemek düşer.
devamını gör...
şiirli miirli diye okuduk. bu ne be #1675770 içim şişti resmen.


ama böyle başlık da açılmaz. şiir zaten duygu işi.

kastedilen gerekli olan duygusallığın ötesi ise;
gerekli olan duygusallığı nasıl saptadınız?
şiirden anlıyor olmalısınız.
evet anlıyor musunuz?
şu sözlükte şiir tahlili yapabilecek yapmayı geçtim şiir tahlilinden bahsedebilecek kaç yazar var? azlar.*

gelelim gereksiz duygusallık kısmına.
bu şiir yazanlar şiir yazabiliyorlarsa
yazdıkları şeye şiir diyebiliyorsak
nasıl bir gereksizlikten bahsedeceğiz?
bahsedemeyeceğiz. nedir onun adı?
bilemem. şiir harici bir şey o.
şiir harici bir şey yazan ama şiir gibi sunanlardaki gereksiz duygusallık diyeceksiniz!
şiir yazan kişilerdeki gereksiz duygusallık demeyeceksiniz!

şiirin ş'sinden anlamayanlarla şiir yazanları aynı kefeye koyamazsınız!

evet troll bir tanımı ciddiye aldım ama
yok mu bir gerçeklik payı?
bi zahmet!

imgelerimi kabartmayın rica ediyorum.

ha bir de her zamanki gibi;
bilmediğiniz konularda ahkam kesmeyin. cut.
devamını gör...
böyle olmayı ben istemedim, dünya beni fazla üzdü
devamını gör...
şiiri bazı insanlar sever, bazıları sevmez ama sırf şiir yazıyor diye de kötü muamele etmek garip olsa gerek.

ama sunu bilirim. ; kör olan icin yüz süslenir mi?sağır olana kuş cıvıltıları ne fayda?
degerli hazineler herkese gösterilmez. gösterilecekse kuyumcuya gösterilmeli, eskiciye değil...
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"şiir yazan kişilerdeki gereksiz duygusallık" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim