sözlük yanarken saçını tarayan yazarlar

millet suçluyu yine başka yerde arıyor. dünkü entry yazılınca onu destekleyen arkadaşı da uçursa moderasyon kimse birbirine girmeyecek. üstüne bi de radyo yayını yapmış.

ben yazmadım mesela bir şey. zaten yazılması gereken her şey yazılmış. o saatten sonra bir şey yazmaya gerek yok. moderasyon “fazla demokratik” -ki bu da aşırı özgürlükçü düşünce zırvasıdır ya- olmasa olaya bugün de biraz tepki gelir dağılınırdı.

hata da kusur da yönetimde. kimse başka yazarlara boşa savaş açmasın.

şu sözlükte bir şekilde kanıtlanan bu tarz olaylara elimden geldiğince tepkimi vermeye çalıştım şu ana kadar. ha ben mi kurtardım bu ülkeyi , hayır. hiçbir tepki vermesem de bir şey değişmeyecekti yüksek ihtimalle.

bu tarz şeyler insanın kendisine kalmış olan şeyler. önümüze taş koymadığı sürece yorum yapmasa, tepki vermese de olur.

fakat bunun klavye delikanlılığı gibi bir şey olduğunu da düşünmüyorum. kimin suçlu olduğuna twitter'dan karar verilen bir ülke burası.

ben elimden geldiğince kanıtlanmış olan bu tarz olaylara tepkimi koymaya çalışırım. hiçbir şeyden olmasa bile benim içim öyle rahat ediyor sadece.

edit: sonradan aklıma gelen bir şey için tekrar düzenlemek istedim.
eğer (bkz: ayı) da bu konuda bir şey yapamayacağını düşünerek bu konuda herhangi bir tepki göstermeseydi ya da diğer yardımcı olan yazarlar da bu konuda tepkilerini göstermeselerdi horizon isimli şahısa herhangi bir şey olmayacaktı.

ya iki dakika sözlüğe girmedim hemen karışmıs rica etsem biri özet geçebilir mi ?

sosyal medya platformlarının kötü kısımlarından birini tekrar aklıma getiren başlıktır: tweet, durum ve benzeri paylaşımlar yapıp geçerek yeterli tepkiyi verdiğini sanmak.

özellikle ünlüler bu konuda çok linç ediliyor. "neden x ile ilgili tweet atmadın?" "neden ödül töreninde y'den bahsetmedin?" "neden z'yi andın da t ile ilgili hiçbir şey demedin?" şeklinde linç ediliyorlar sürekli. tabi ki sosyal medyada ses çıkarmamız, bir şeyleri gündeme almamız, o konuda yetkililerin istemeseler bile harekete geçmesine sebep oluyor, bunun pozitif etkisini inkar edecek değilim. ha, gönül isterdi ki; hiç duyulmasa bile bütün suçların cezası verilsin, şimdilik maalesef öyle işlemiyor bizim bozuk düzenimiz. ama bir konu hakkında iki satır yazıp, 'görevini yapmış olmak' hissiyle hayatına devam etmek de bu düzeni bambaşka bir yere taşıyor. çünkü herkes insanların bu huyunun farkında. mesela, bu ülkede sgk'dan 8000 tl alabilmek için bebekleri katlettiler. ne yaptık? 2 tweet atıp bela okuduk, sonra hemen gündemimiz değiştirildi. şimdi kimse bunu konuşmuyor. maalesef toplumsal muhalefet ve hak arama sosyal medyada birkaç kelimelik tepkilere indirgendi. bunu bilen bazı ünlüler her konuda bir iki şey karalayıp alkış topluyor, gündemin hızına yetişemeyen ya da bu saçma değirmene su taşımak istemeyen de linç ediliyor.

şu an sözlükte de benzerini siz yapıyorsunuz. tepki verilmeli, evet. ama konuyu bilmeyen, anlayamayan, kendi halinde takılan ya da "zaten hukuki süreç başlamış, oh olsun o yazara" diyerek rutinine devam eden yazarları linç etmeyin. bu doğru bir yaklaşım değil. varsa ciddi bir eylem önerisi olan, buyursun anlatsın, biz de katılalım. yoksa da yapabileceğimizi yaptık zaten. dilekçe örneği gelince ben de şikayetçi olacağım. daha ne yapalım ki?

alkış mı tuttular bunu yapan kişiye? el altından destek mi verdiler? yoksa bu zihniyeti meşru mu kılmaya çalıştılar? ne kötü itham bu.

nereden biliyorsunuz herkesin her başlığı okuduğunu? belki tarihli başlık görünce sözlükte sürekli olan olaylardan biri sandı. okusa bile desteğini entry girerek göstermek mecburiyetinde olduğu fikri nereden doğdu?

bazen sorun çözmek değil öfkeyi kusacak yeni hedefler aranıyor. dijital tepkiler, sanal öfkeler. hoş değil.

arkadaşlar halil de horizonda banlandı haliyle çokta uzatmaya gerek yok adalet olmayan ülke de adalet aramak kaldı sadece horizon denen zevat a karşı.

istirham ediyorum artık bir tık durulsun birbirinizi de suçlamayı bırakın. burada sınıfta kalan yönetimdir horizon u banladıktan sonra halilbaba ya ceza verseydi zaten bu mevzu bu kadar büyümeyecekti. krizi yönetemeyip üstünü örtmeye çalışarak yönetim tüy dikti. bu kadar.

olayların o kadar şokundayım ki ne yazabiliyorum ne de anlayabiliyorum. susan yazarlar sadece etliye sütlüye karışmamcılar değil baya bir kısmımız ‘harbiden böyle insanlar var mı böyle olaylar yaşanıyor mu’yu düşünüyor. tek yapabildiğim başlıkları , entryleri okumak , o aşağılık birey ve onun gibi sapkınlıkları , düşünceleri olan sapık zihniyetlere her saniye sövmek. şoku atlatırsam belki bir yerlerden tarak bulabilirim.

sevgili arkadaşlar, dostlarım, sayın romalılar.!
acaba diyorum daha da fazla abartmasak mı. belli ki sorunlu bir kişilik, belki gerçekten bir sapık, belki bunalımlı bir ergen; her ne ise: bir halt etmiş, tekmeyi de anında yemiş postalanmış.. (bu tip olaylara karşı duyarlı olmak, denetim ve hızlı tavır almak yeterlidir. kalanını sözlük yönetim ve hukuk birimine bırakmak gerekir artık. anladığım kadarıyla okumadan beğenide bulunan yazar da hedefe konuluyor. ya o arkadaş doğru söylüyorsa -çünkü tanım üzerine dokunmanız çift tık olarak algılanırsa beğeni sayılıyor unutmayın- bir mikrop yüzünden, diyelim sözlüğe katkısı olan belki yararlı olumlu bir kişiyi harcamış olmaz mıyız. o kişinin yazdıkları yaptıkları tüm profili yok mu sayacağız. bu pire için yorgan yakmak olmaz mı..
olaya gelince. ben okumadım görmedim tanım kaldırılmış kişi sepetlenmişti. kanımca da yeterli ve süratli bir tutumdur.
dava açma, seferber olma meselelerine gelince de.. (deneyimli bir hukukçu sıfatıyla yazıyorum.) kamu ceza davaları kişiler tarafından açılmaz. açılamaz. bir değil elli avukatta olsa bu değişmez. avukatın yapabileceği bir şey yok burada. vatandaş olarak isteyenin sadece savcılığa ihbar imkanı var. (bunu avukat aracılığıyla yapmanın bir anlamı ve gereği de yok.) ki bir kişi bile başvursa yeterlidir. malum olayın teknik kayıtları sözlük server kayıtlarında, savcılıkça talep halinde savcılığa verme yükümlülüğü de sözlük tüzel kişiliğinde. kişiye ulaşılabilip ulaşılmaması, hakkında bir hukuki yaptırım, dava olup olamayacağının takdiri de yetkili c. savcısında. ( diyelim bir kamu davası açılsa dahi, varsa mağdur küçük veli/vasisi ve ilgili bakanlık birimi dışında, davaya kimsenin müdahil olma imkanı hakkı da yok.) biz neden sözlüğümüzü, bir sorunlu kişiliğin eylemiyle, bir kampanya gürültüsünde aleme malzeme yapalım. sözlüğün kirli eylemlere müsait bir platform muş gibi algılanıp anılmasına çanak tutalım. belki de bu kişi sözlük aleyhine kendince hesapları olan birilerinin piyonu, böyle olmadığından emin olabilir miyiz.
bu konuda duyarlı yazar dostları anlıyorum. çocuklarımızı koruma duyarlığını anlıyorum. ben de babayım. kim buna itiraz edebilir, az çok artık birbirimizi yazdıklarından tanır durumdayız. bunun bir tatsız istisna olduğunun farkına varabilmeliyiz.. bunu bir gürültülü cadı avına dönüştürmek, sadece sözlüğe zarar verir, olay konusunda, aslında sizin kadar duyarlı olan tüm hepimize zarar verir. dışardakilerce sözlüğün kirli bir olayla anılmasına imkan verir. bu, kendimize yapılmış bir haksızlık değil mi. konu bir ihbar konusu yapıldığına göre de, biz artık sonucu yargıdan beklemeliyiz.
bunu sözlük, yönetim ya da birbirimiz arasında bir itham ve ihtilafa dönüştürmemeliyiz. (aktardığım hukuki prosedürden farklı düşünen ve hukukçu olduğunu söyleyenle tartışmaya hazırım.)
lütfen sözlük platformumuzu koruyalım.

artık söylenecekler söylendi, verecek tepkimizi verdik. yetkili arkadaşlar da eylemlerini yaptılar. eee daha ne? konu hakkında sadece klavyeden iki saat boyunca vaaz vermenin de bir anlamı yok, iğrençliklere alkış tutulmasın yeter. yoksa iki saat ben de hatiplik yaparım buradan şöyle böyle diye de ne faydası var? bazen söz gümüşse sükut altındır diye bir laf vardır bilir misiniz? atalar boşa konuşmuyor.

ayı'nın yazdıkları ve #3334361 nolu entryde yazılanlar başta olmak üzere, sakinlik çağrısı yapan diğer yazarların tekrar tekrar okunması gerektiğini ortaya çıkaran aşırı tepki hali.
bir önceki entrymde yazdım, tekrar edeyim; sert kaçabilir bu aşamada ama eşeğinizi kaybettiğiniz yerde arayın sayın yazarlar.
sakin olun.
edit: n harfi eklemesi.

yav bırakın arkadaşlar bırakın.
ülkenin içinden geçiyorlar ve ülkenin başı dahil saçını tarıyor.

sözlük demiyorum.
ülke diyorum.

burada ki olayı tam kavrayamadım ama ülkede bazı tarikatlar sübyacılık dahi yapmakta.

olum bir kaç binlira için bebek öldüren çete var ülkede.

sosyal medyada tepki veriliyor sonra iki sonra unutuluyor.
ha halk tepkisiz mi? değil!
filistin için yürüyor ama kendi ülkesi için kendi çocukları için sosyal medyada tepki veriyor.
kabul edelim biz toplum değiliz artık yığınız.

birilerine parmakla suç göstermiyorum, kendimin de dahil olduğu yığına haykırıyorum. *

son durum ne gencler?
çicek bocek bok püsür yazabiliyor muyuz artik?
müsade var mi?
ikna olduydaniz, hemen hemen herkesin ayni fikirde oldugu ama sirf fikir belirtmedi diye milleti o bok kafalarla ayni kefeye koyma imasi bittiyse uzun uzun tanimlar girip ozel mesajlara gececegiz..
gecebiliriz dimi yuksek musadeniz vardir heralde.

sürü halinde hareket etmekten uzak duran yazarlardır. bu ses çıkaran arkadaşları ses çıkarmayanlardan daha duyarlı yapmaz.

misal bazıları ancak buradan atar tutar, başkası ses çıkarmaz ama karşısında görse bu tiplerin gözlerini oyar.

hırsınızdan saracak yer arıyor gibisiniz, etmeyin.

vay arkadaş sanki darbe ihtilal falan olmuş, evet çok garib üzücü falan filan.

yazın gecin ne bu drama.

(bkz: benim güzel saçlarım)