sözlükteki sadece depremden konuşmalısınız baskısı

normalde sözlüğe tanım girmeme konusunda kendime söz vermiştim ama bu acı günde bu sözümü bozmak zorunda hissettim. iki çift lafımı dedikten sonra en azından uzun bir süre daha bir şey yazmamak üzerine yoluma koyulacağım yine.

arkadaşlar hepimiz üzgünüz ve çok acılıyız anlıyorum sizleri. ben şahsen antep’te yaşayan teyzemi, eniştemi ve küçük kuzenimi düşünmekten sabahta beri uyku uyumadım şimdi de uyuyamıyorum.

ancak bunların bir önemi yok, şunu söylemek istiyorum size: insanlara sadece deprem hakkında konuşmaları lazımmış gibi psikolojik baskı yapmak gerçekten çok barbarca bir hareket. şu günde kimseyi sen şöylesin, böylesin diye ayrıştırmayalım tanrı aşkına. bugün üzülmek yapabileceğimiz en doğal şey olsa da; bunu sürekli ve sürekli belirtmek ne bize, ne depremzedelere ne de ülkeye fayda getirecektir. bundan sonra yapabileceğimiz en iyi eylem çevremizdekilere moral vermek ve gündelik işlerimize geri dönerek sağlayabileceğimiz en büyük katkıyı sağlamaktır.

hepimiz ya yarın ya başka bir gün normal hayatlarımıza döneceğiz. “en üzgün benim” yarışı yapmanın ne bir faydası ne de samimiyeti var.

bazı ahmak trol cevahirlerinin sürekli kadın cinselliğine ilişkin abazan ağız salyaları, din propagandası için düşmanca sözler, insanları yok yere ötekileştiren faşist önyargıları paylaştıklarını düşününce merak ettim. böyle bir dönemde hangi, hayati önemdeki başlığı açamadılar da içlerine dert oldu?

saf aklın eleştirisi mi tartışmak istedikleri, dünyanın geleceği mi, yoksa kierkegaard mı?
sözlüğü kerhane ve tımarhare sanan yaratıklar, kederliyiz arkadaşım. bi gidin...

deprem haricinde yazmak yasak olmuş sanırım.

30 bin kayıp verilebileceği söyleniyor yabancı istatistik kurumları tarafından. 2 gündür herkes acıyla feryad ederken ve milli yas varken evet sözlük gibi platformlarda başka bir şey konuşamazsınız. gider arkadaşlarınızla kendi aranızda istediğiniz geyik muhabbetini yine yaparsınız. ama bu gibi mecralarda böyle durumlarda konuşacağınız her farklı konu, her kelime kamu vicdanını etkileyebilir. 1 hafta sabredemiyor musunuz? ülkenin milli beraberliğinin ateşlendiği tek durumda bile ikilik çıkarıyorsunuz.

henüz 24 saati yeni doldurduk. biraz abuk subuk yazmazsanız ölmezsiniz değil mi? dikkat çekmeye mi çalışıyorsunuz? insanlar üzgün, insanlar öfkeli ve pek çok yıkıcı duyguyu bir arada yaşıyor. burada, yakınları, akrabaları, dostları deprem bölgesinde olan insanlar var. size oturup ağlayın, sadece depremden konuşun diyen yok (varsa da görmedim) ama güle oynaya saçma sapan yazdığınız şeylere, sıcağı sıcağına bir felaket yaşanmışken, hiçbir tepki gelmemesini bekleyemezsiniz. verilen tepkiler, "akışı bozmayın" denmesi, öncelikli olarak haber paylaşımı yapılmaya çalışılması, bir fayda için çırpınılması "insanlık" dediğimiz şey oluyor.

belki bazılarınıza çok uzak bir tanım. "sözlük benim kafa dağıtma mekanım, ben böyle baş ediyorum, aman da böyle ancak dindirebiliyorum ıstırabımı" mavalı okumayın sakın. köstek oluyorsunuz. bu tartışmalarla dahi (ki artık ben de dayanamadım) insanların enerjilerini sömürüyor, zaten zorlu olan psikolojik ortamda, öfke kat sayısını arttırıyorsunuz. bakın yineliyorum, bir-iki gün, saçmalayarak dikkat çekmezseniz, sözlüğün yıldızı(!) olmazsanız, güle oynaya buralarda gezmezseniz ölmezsiniz. şu tartışmalara bir son verin ve madem bir faydanız yok, en azından ağzınızı kapalı tutmayı becerebilin ya da size tepki geldiğinde bire bir nickaltı kavgalarına, laf sokmalara girmeden durabilin. ayıp artık.

üzerimde hissetmediğim baskı.
ülkenin direkt 15 milyonunu endirekt en az 30 milyonunu ilgilendiren bir felaket ile karşı karşıyayız. böyle bir durumda depremden konuşmanın ya da konuşmamanın şu an canıyla uğraşan insanlara bir faydası olmaz.
içinden gelen başka konulardan konuşsun.
benim içimden gelmiyor.

allah yardımcımız olsun.

süper bir başlık olmuş. çaylakken laf sokan bağzı yazarlar şimdi de yazar olmuş laf sokmaya devam ediyor. sana ne evladım? beğenmiyorsan git. sana inat akışın annesiyle münasebetsiz sohbetler yapasım geliyor.

birincisi insanlar normal sözlüğün de ekşi gibi güncel ve anlık haber kaynağına evrilmesini istiyor tabii ekşi’nin yozlaşmamış haline.birçok yazarın da benimle aynı fikirde olduğundan eminim.

ikincisi benim anamın atamın cenazesinde kendini yırta yırta ağıt yakmayabilirsin ama elinde çekirdekle kahkaha atarsan o cenazede tepki görürsün.

(bkz: reklamın iyisi kötüsü olmaz)