spor yapmayan erkek

bütün gün işte yoruluyor olabilir. eski işimde bütün gün ayaktaydım. 12-10 mesai ile günde 10 saat çalışıyordum. günde 20bin adım attığım oluyordu. ayakjaslarım çalışıyor ama hafiften göbekten kurtulamıyordum. ee bu yorgunluğa sabah kalkıp birde spora mı gidilir.

hakkında nefret söyleminde, saygısızlıkta, olumsuz herhangi bir fikirde bulunulamayacak erkektir. erkek, kimse için erkek değildir. vücudu da, zihni de kendisi içindir. herhangi başka bir kadın veya erkeğin "ideal vücut" algısı veyahut "vaham vücut" algısı sınırlarında değerlendirilemez.

eskiden birçok sporu uzun süreler boyu yapmış, ikisinde ciddi anlamda mesafe kat etmiş ve ileriye gitmiş birisi olarak şimdilerde hayatım biraz bunalımlı gidiyor. param yok, zamanım yok, kimsesizim. bunca sorun içerisinde sporla zaten bağım yok. tek yapabildiğim, gün içerisinde acıktıkça elimden ne geliyorsa yemek ve başımı kaldırmadan işimi yapmaya devam etmek. insanların sebepleri olabilir. bozuk görünen bir bedeni istemiyor olabilirsiniz, ama o bedeni kötü ve kara şekilde itham etmeniz aşağılamaktır. aşağılayanlar, aşağılık olanlardır genellikle.

eğer ki kriterleriniz kaslı erkek vücudu ise, o erkekle olun, diğeriyle olmayın. ama insanlara kadın veya erkek, yağlı veya aşırı zayıf fark etmeksizin zorbalıkta bulunmayı kesin. haddinize değil.

40'ına geldiği zaman memişleri çıkar 20'lik kız gibi.

buyrun.

spor yapmayan erkek olur. yapmaya vakti bile olmayan erkekte olur. spor yaptığı halde erkek olamayan bile olabilir. çünkü erkeği nasıl algılayıp tanımladığınızla ilgili. göbekli erkek göbeksiz erkekten başka, birçok kriter var çünkü. malum erkekler marul değil, maruldaki göbek önemi, erkeği belirlemede tek kriter olamaz herhalde. kadın için anlam ifade ettiğine ve erkekliği kadın tarafından not'a konu olacaksa durum daha da farklı. spor salonunun yeminli referansı da işe yaramaz malum. göbeksiz kaslı bir erkek belki kadın dergileri, giyim, spor dükkanlarında iş bulabilir, ama bu da yeterli değildir; çünkü cinsel tercihine bağlı olarak belki bizzat kendisi erkek sayılmak istemeyebilir. ama hayatını sadece vücut resmini pazarlamakla kazanmayı düşünüyorsa, erkekliği böyle bir şey sayıyorsa olabilir de bir şey diyemeyiz.
ama bana sorarsanız, siz kadınlardan da fikir alın derim. daha işin içine güç girecek, para girecek, kariyer, çevre, güven, karizma girecek, bunları taşırken yakıştıran kişilik girecek.. daha neler neler. ha bu arada, bunca giren nedeniyle erkeklikte göbek ve kasa sandığınız kadar yer kalmayabilir. hazırlıklı olun.!

tercihini bu yönde kullanan erkektir.

zaten spor yapanların büyük bir bölümü bu olayı kendileri için değil de başkaları adına yaptıkları için fark yoktur,

ben. erkek dedigin spor yapmaz zaten.

spor salonuna gidip ağırlık kaldırıp indiriyorsa o spordan sayılmaz.
erkeğin yapacağı spor doğada olur. snowboard olur, kaya tırmanışı olur, yamaç paraşütü olur, dalış olur, rafting olur.

not: rafting ve snowboard dışında hepsini lisanslı olarak yapıyorum.

spor salonunda yapılan spor sayılmıyormuş.
bi kere gel beraber bi antreman yapalım, görürüz bakalım ertesi günü yataktan çıkabiliyor musun ağrıdan, yorgunluktan.

sağlıksız olması ve çabuk yorulması muhtemeldir. mesela benim yine başlamam lazım ve bırakmamam lazım sporu. hem mental hem fiziksel iyi geliyordu. pull up ile sırt kası çalışmak baya zevkli ya. en ağır orada çalışıyorum ama mesele en çok ağırlık olması değil, çalışan kas grupları ve hareket tipi acayip hoşuma gidiyor, içimdeki hayvanı hissediyordum.

sünüktür. süner böyle.

geçen sene haftalık 150km bisiklet antrenmanı yapardım, bol bol rampa tırmanır, düz yolda sprint atardım. demir gibi, fişek gibiydim. bu sene bir yamuldum sorma. acilen yeniden başlamam lazım.

salonda çalışmak bile dinç yapıyor insanı. salona para ayıracak lüksüm olmadığı için şu an muay thai, mma tarzı bir şeye geri döneceğim sanırım ben. antrenmanlarda dayak yemek hoşuma gidiyor.

ben. şınav dahi cekemiyom, barfiks, marfiks yok. gobegimle mutluyum ben, kimseye bulasmiyom zaten. evet.

en azından yürüyüş yapmasını tavsiye ettiğim biraderlerim.

o kadar çok şeye faydası var ki... kan dolaşımına (evet, oraya da), hafızaya, ruh haline, dış görünüşüne, hayat düzenine...