1.
7 eylül 1953 tarihinde, yozgat'ta dünyaya gelen yazar, şairdir.
'yaşıyoruz sessizce' adlı şiir kitabını eşi, ömür hanımı, şahgülü hatice erbaşın vefatından 1 yıl sonra yayınlamıştır.
'neden kimse sana benzemiyor hatice' diyerek sitemini dile getirmiştir. okurken çokça üzülüp bazen kendinizi tutamayacağınız şiir kitabıdır.
bunun dışında çırpınıp içinde döndüğüm dünya, kuş uçar kanat ağlar ,otlarin uğultusu altında gibi şiir kitapları da bulunmaktadır.
'yaşıyoruz sessizce' adlı şiir kitabını eşi, ömür hanımı, şahgülü hatice erbaşın vefatından 1 yıl sonra yayınlamıştır.
'neden kimse sana benzemiyor hatice' diyerek sitemini dile getirmiştir. okurken çokça üzülüp bazen kendinizi tutamayacağınız şiir kitabıdır.
bunun dışında çırpınıp içinde döndüğüm dünya, kuş uçar kanat ağlar ,otlarin uğultusu altında gibi şiir kitapları da bulunmaktadır.
devamını gör...
2.
canı cehenneme gibi şiirleriyle politik ve protest duruşunu da gösteren büyük şairdir.
birçok şiiri pek güzel bestelenmiştir. *
birçok şiiri pek güzel bestelenmiştir. *
devamını gör...
3.
4.
'ben ona dedim ki
suyun üç hali var
dördüncüsü sensin.
taşların saltanatında
bir gönül iklimiyim
ağzımda esensin.
rüzgârla yaprağın aşkı
neyse dört mevsim
öyle süreceksin.
eşiğinde duracağım
yıpranmış ve kirli
kirpiğinle sileceksin.
insan adım atmazsa
gidemez ki iyiliğe
hüznümü düzeltensin
benim geldiğim geçmiş
çok açık bir yazıdır
parmağınla okuyansın.
zamanı saymayı
yeniden öğreniyorum
ibresin çekisin yelkovansın.
kalbim
uzun menzilim benim
yolumu karşılayansın.
ben ona dedim ki
bütün kuşlar tünedi
göğsümdeki tek kanatsın.'
suyun üç hali var
dördüncüsü sensin.
taşların saltanatında
bir gönül iklimiyim
ağzımda esensin.
rüzgârla yaprağın aşkı
neyse dört mevsim
öyle süreceksin.
eşiğinde duracağım
yıpranmış ve kirli
kirpiğinle sileceksin.
insan adım atmazsa
gidemez ki iyiliğe
hüznümü düzeltensin
benim geldiğim geçmiş
çok açık bir yazıdır
parmağınla okuyansın.
zamanı saymayı
yeniden öğreniyorum
ibresin çekisin yelkovansın.
kalbim
uzun menzilim benim
yolumu karşılayansın.
ben ona dedim ki
bütün kuşlar tünedi
göğsümdeki tek kanatsın.'
devamını gör...
5.
"bunalıyoruz çocuk, bunalıyoruz. biçim veremediğimiz şeylerin, biçimini alıyoruz."
devamını gör...
6.
“oysa ben bir akşamüstü oturup turuncu bir yangının
eteklerine, yüreği avuçlarımda atan bir can yoldaşıyla
dünyayı ve kendimi tüketmek isterdim. öyle bir tüketmek
ki, sonucu yepyeni bir "ben"e ulaştırırdı beni, kederli dal-
gınlığımdan her döndüğümde...bir ben ki tüm ilişkilerin
perde arkasını görür de gülerdim sessizce yapay ya-
kınlıklarına insanların. kim kimi ne kadar anlayabilir
ömür hanım?”
(bkz: ömür hanımla güz konuşmaları)
eteklerine, yüreği avuçlarımda atan bir can yoldaşıyla
dünyayı ve kendimi tüketmek isterdim. öyle bir tüketmek
ki, sonucu yepyeni bir "ben"e ulaştırırdı beni, kederli dal-
gınlığımdan her döndüğümde...bir ben ki tüm ilişkilerin
perde arkasını görür de gülerdim sessizce yapay ya-
kınlıklarına insanların. kim kimi ne kadar anlayabilir
ömür hanım?”
(bkz: ömür hanımla güz konuşmaları)
devamını gör...
7.
en sevdiğim şair.
bir gülün tenine değmedi hiç elleri
bu yüzden yumuşaklık nedir bilmezler
çiçeksiz büyüttüler çocukları
oyunlarda durmadan yenmeyi öğrettiler
bir büyük oyunda sonra yenildi çokları
sevgisiz büyüttüler çocukları
dal sürmedi hiçbiri kaldılar yoz kıraçta
çiğ yalan bencillik biraz da kindi suları
gölgesiz büyüttüler çocukları
konmadı hiçbirinin sesine yumuşacık
bir yüreğin dalından uçan sevi kuşları
türküsüz büyüttüler çocukları
el vermek nedir dosta dostluk nedir ki
hep bir oyuna gelmekti korkuları
güvensiz büyüttüler çocukları
bir gülün tenine değmedi hiç elleri
bu yüzden yumuşaklık nedir bilmezler
çiçeksiz büyüttüler çocukları
oyunlarda durmadan yenmeyi öğrettiler
bir büyük oyunda sonra yenildi çokları
sevgisiz büyüttüler çocukları
dal sürmedi hiçbiri kaldılar yoz kıraçta
çiğ yalan bencillik biraz da kindi suları
gölgesiz büyüttüler çocukları
konmadı hiçbirinin sesine yumuşacık
bir yüreğin dalından uçan sevi kuşları
türküsüz büyüttüler çocukları
el vermek nedir dosta dostluk nedir ki
hep bir oyuna gelmekti korkuları
güvensiz büyüttüler çocukları
devamını gör...
8.
denemeleri oldukça zengin ve sürükleyicidir. kalemiyle yosun tutmaz yazın dünyasına sürükler okuyucuyu, gerçeklikle tanıştırır. bazen zarifçe bazense öfkeyle, sözcük dizimi insanın yüzüne vuran bir tokat olur. ömür hanım'la güz konuşmaları isimli şiiri bir vakit sosyal medyanın paylaşılmazsa olmazlarındandı. hasan ali toptaş ile "onurlu bir dostluğu" vardır. çok samimi, sevgi ve anlayış dolu bir insan ayrıca.
devamını gör...
9.
bazı dizeleri savaşın en hararetli yerinde insanın etini kaburgasından söken bir mermi eder. insana bu dizeleri yazdırabilecek bir şeyler olmalı bu dünyada, olmak zorunda.
--- alıntı ---
seni öpsem, boğulsa
açtığı acının çukurunda
yüzü kışlar kadar soğuk
o bilinçli kötülük
arınsa ömrümüzün kiri, kederi…
donup kalmasa dudaklarımda
bir suç gibi öpüşün
bencilliği andıran o buruk tadı
mutluluk dokunmasa çoğul yanıma.
seni öpsem ve dünya
kurulsa yeniden
sevgi kadar yumuşak, zengin ve ak
--- alıntı ---
edit: imla.
--- alıntı ---
seni öpsem, boğulsa
açtığı acının çukurunda
yüzü kışlar kadar soğuk
o bilinçli kötülük
arınsa ömrümüzün kiri, kederi…
donup kalmasa dudaklarımda
bir suç gibi öpüşün
bencilliği andıran o buruk tadı
mutluluk dokunmasa çoğul yanıma.
seni öpsem ve dünya
kurulsa yeniden
sevgi kadar yumuşak, zengin ve ak
--- alıntı ---
edit: imla.
devamını gör...
10.
-ayrılık ne biliyor musun?
ne araya yolların girmesi,
ne kapanan kapılar,
ne yıldız kayması gecede,
ne ceplerde tren tarifesi,
ne de turna katarı gökte.
insanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık!
ne araya yolların girmesi,
ne kapanan kapılar,
ne yıldız kayması gecede,
ne ceplerde tren tarifesi,
ne de turna katarı gökte.
insanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık!
devamını gör...
11.
8 ödül almış olan türk şair ve yazar. şiirleri o kadar akıcı o kadar güzel ki güne kendisinin seslendirmiş olduğu şiirleriyle başlıyorum.
"ne yapacağımı sanıyorsun ki?
tenin tenime bu kadar sinmişken
ömrüm azala azala akarken önümde
gittiğin gerçek bu kadar herkese benzerken
senin korkularını
benim inceliğimi doldurup yüreğime
bıraktığın boşluğu yonta yonta
binlerce heykelini yapacağım."
"ne yapacağımı sanıyorsun ki?
tenin tenime bu kadar sinmişken
ömrüm azala azala akarken önümde
gittiğin gerçek bu kadar herkese benzerken
senin korkularını
benim inceliğimi doldurup yüreğime
bıraktığın boşluğu yonta yonta
binlerce heykelini yapacağım."
devamını gör...
12.
kendisine hayran olduğum insandır. geçen sene bir söyleşisinde tanışma fırsatı da buldum. 'bağbozumu şarkıları' şiir kitabını şiddetle tavsiye ederim her okuduğumda farklı hissettir bana.
devamını gör...
13.
14.
'köylüleri niçin öldürmeliyiz' şiiriyle gönlümüze taht kurandır.
devamını gör...
15.
geçenlerde ortalığı kasıp kavuran taciz ifşalarında adı geçen yazar.
bir örnek:
twitter.com/Ayriksiyim/stat...
bir örnek:
twitter.com/Ayriksiyim/stat...
devamını gör...
16.
sitem şiiri ile apayrı bir yere sahip dosttur.
ben ona sıkıntılı güz günlerinde
yedi renkli yaz yağmurları dilemiştim
kırmak istememiştim duygu filizlerini
büyük bir ustalıkla susturup içimdeki uğultuyu
rüzgarımı olanca yumuşaklığıyla salmıştım üzerine
incinmesin diye tek
acıyı bile ters yüz eden
incelikli bir gülümsemeyle yüzümde
ben ona gittikçe soğuyan zamanlarda
sıcacık bir sığınak olayım istemiştim
insanlar içinde üşüdükçe
güvenle gelebileceği
kuşların kanatları neden vardır?
bir insan neden ağlar yarı yaşına gelince?
bulutlar gökyüzünün yükü müdür, süsü müdür?
tutsağı mıdır rüzgarın, sevgilisi midir?
konuşayım istemiştim bir yüreğin dilince
yanıtı olmayan sorularda boğmak istememiştim
ben ona sabah olamasam da
dingin bir ikindi olayım istemişimdir
herşeyin usul usul durulduğu saatlerde gelsin
yüzünde uçuk bir gülümsemeyle
yaslasın yorgunluğunu gövdemin yaşlı çınarına
serip üzerine yapraklarımın ağırlıksız yorganını
dinlendireyim istemiştim
üşütmek istememiştim.
ben ona ne istemişsem bu yalnızlık aylarında
gecikmiş... ince... güzel ve uzak...
biraz da kendime istemiştim
sevgi adına
ben ona sıkıntılı güz günlerinde
yedi renkli yaz yağmurları dilemiştim
kırmak istememiştim duygu filizlerini
büyük bir ustalıkla susturup içimdeki uğultuyu
rüzgarımı olanca yumuşaklığıyla salmıştım üzerine
incinmesin diye tek
acıyı bile ters yüz eden
incelikli bir gülümsemeyle yüzümde
ben ona gittikçe soğuyan zamanlarda
sıcacık bir sığınak olayım istemiştim
insanlar içinde üşüdükçe
güvenle gelebileceği
kuşların kanatları neden vardır?
bir insan neden ağlar yarı yaşına gelince?
bulutlar gökyüzünün yükü müdür, süsü müdür?
tutsağı mıdır rüzgarın, sevgilisi midir?
konuşayım istemiştim bir yüreğin dilince
yanıtı olmayan sorularda boğmak istememiştim
ben ona sabah olamasam da
dingin bir ikindi olayım istemişimdir
herşeyin usul usul durulduğu saatlerde gelsin
yüzünde uçuk bir gülümsemeyle
yaslasın yorgunluğunu gövdemin yaşlı çınarına
serip üzerine yapraklarımın ağırlıksız yorganını
dinlendireyim istemiştim
üşütmek istememiştim.
ben ona ne istemişsem bu yalnızlık aylarında
gecikmiş... ince... güzel ve uzak...
biraz da kendime istemiştim
sevgi adına
devamını gör...
17.
"seni hiçbir dünya telaşına değişmedim ben."
devamını gör...
18.
ve güz geldi ömür hanım. dünya aydınlık sabahlarını
yitiriyor usul usul. insanın içini karartan bulutların seferi var
göğün maviliğinde. yağmur ha yağdı ha yağacak. in-
cecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin.
hüznün bütün koşulları hazır. nedenini bilmediğim bir
keder akıyor damarlarımdan. kalbimin üstünde binlerce
bıçak ağzı... ve yüzüm ömrümün atlası; düzlükleri bunaltı,
yükseklikleri korku, uçurumları yıkıntılarımla dolu bir
engebeler atlası. yaşamak bir can sıkıntısı mıdır ömür
hanım?
(bkz: ömür hanımla güz konuşmaları)
yitiriyor usul usul. insanın içini karartan bulutların seferi var
göğün maviliğinde. yağmur ha yağdı ha yağacak. in-
cecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin.
hüznün bütün koşulları hazır. nedenini bilmediğim bir
keder akıyor damarlarımdan. kalbimin üstünde binlerce
bıçak ağzı... ve yüzüm ömrümün atlası; düzlükleri bunaltı,
yükseklikleri korku, uçurumları yıkıntılarımla dolu bir
engebeler atlası. yaşamak bir can sıkıntısı mıdır ömür
hanım?
(bkz: ömür hanımla güz konuşmaları)
devamını gör...
19.
20.
o da biliyordu ki, herkesin ruhunu bedeninin çarmıhına gerdiği, bırakın acıyı, sevincin bile paylaşılamadığı bir dünyada, kimse boyunu incelik ve derinlikle ölçmeye kalkmazdı. ama yine de ‘insanın acısını insan alır’ sözüne inanıyordu bütün yüreğiyle.
insanın acısını insan alır isimli kitabından bir alıntıdır.
devamını gör...