sürekli gelecekteki güzel günleri beklemek

gelecekse gelsin zira ben beklemekten yoruldum.

"ben yarınları bugünden tanırım
o yüzden umutlarım tek tek azalıyor "
sagopa kajmer - sessiz ve yalnız

yıllardır bekleniyor ama gelmiyor. bizim mi onun ayağına gitmemiz lazım ???

şu anın neyi varmış.
indirim günlerini mi kaçırdınız yoksa mağazalar önceden aslında duyuru yapmıştı.
neden hep bir gelecekteki bir şeyler için üzerine sözler ve yeminler ediyorsunuz?
şu anın gönlü bu yaptığınız şeye çok kırılıyor.
yok gelecekteki kocam/eşime seseleniş, yok gelecekteki bana mektup, yok gelecekteki sevgiliye not/mektup...
diye devam eder ama benim anlamadiğım şey şu anın ne suçu var ayol???
anı yaşa geç ileriyi düşünmek biraz saçma değil mi millett?!!

kişiyi zihnen yoran bir durumdur. bir benzeri de sürekli "geçmiş bir zamanda yaşasam daha mutlu olurdum" düşüncesidir. içinde bulunulan anın tadını çıkarmaya engel olduğu gibi sürekli bir bekleyişin verdiği üzüntüyle de derin iç çekişlere sebep olur. yapılmaması gerekir ama bir yandan da yapmamak imkansızdır.

yarınlar hep güzel olacak derler,
oysa bugünlerde dünlerin yarını değil miydi?

şimdiiii
yarınları güzelleştirmek elbette bizim elimizde. elimizde ama her zaman bir şeyler yaparak hayatınızı güzelleştiremezsiniz canlar. bazen bir şeyler yapmadan hayatınızın güzelleşmesi gerekir ve güzelleşir. hah işte asıl olay o güzel günlerin kıymetini bilmekte bence. yoksda mükemmele yakın bir günün ertesinde daha mükemmel bir gün beklemek hem rehavet olur hem ahmaklık.

tr insanının içinde bulunduğu durum.

kendimi optimizm şelalesine sürükleyemeyeceğim kimse kusura bakmasın ama realist olarak anımı yaşamaya odaklanıyorum. o gün güzel hissetmekte kötü hissetmekte sizin elinizde ve inanın siz nasıl hissederseniz hissedin hayat aynı akışında gidiyor.

"ilerideki güzel günler,
beni görmeyecek onlar,
bari selam yollasınlar."

güzel günlerin ne kokusu geliyor, ne selamı.

geberiyorum!

gelecek güzel günlere,

gelecek mi, gidecek miyiz. başlayacak mıyız, bitecek miyiz. yaşayacak mıyız ölecek mi. boğdu seni yaşam hayır yaşam değil yaşamama hali sıktı seni. bu anlam arayışından bıktın hayır sen anlam bulamamadan bıktın. derda anlam vermeden anlam bulamazsın. hayata karşı ilk adımı sen atmalısın. kazanmak için piyonları feda etmek zorundasın. kazanmak için vazgeçmelisin. sen kaçtın. insan kendinden ne kadar kaçarsa. yakalandın derda. hem de bir aynaya! o küçük kafanın içindeki her şeyi yendin de bütün gerçekliği en yalın haliyle gösteren bir aynaya yenildin. hayır yenilmedin vazgeçtin. çünkü korktun. sen korkaksın derda. korkmak normal , korkularını unutmuş gibi yapmak korkaklık. sen korkmadın, korkaklık yaptın. işte bu yüzden içindeki dünyadakileri yenip , dünyana yenildin. bütün bu savaşlara son vermek istedin. çıktın sandalyeye, 11 lambalı şatafatlı avizeye uzandın, geçirdin ipi. rüzgar yok..sallanan hayır salladığın sensin.hayatın. son sigaranı içtin. son suyunun tadına baktın. bardağı bitiremedin. bardak yarım kaldı, hayır kalmadı sen yarım bıraktın. zaten ölü bir insandan bahsediyoruz derda, senden. sen gidince o bardak yarım kalacak ya heh işte öyle olmayacak aslında, sen dünya nazarında bütün suyunu içmiş olacaksın. yani derda herkes nasibi kadar. o şatafatlı avizeye takılı, ip değdi boynuna. kaşındı. artık anlamı yoktu zaten. gözgöze geldin kendinle pencerede. sahi kaç ay olmuştu terk edeli kendini,kaç yıl. ne kadar olmuştur silmeyi camı, gökyüzünü selamlamayı bırakalı. durdun. yıllardır ilk defa durdun derda. hem de bir sandalye üstünde, kaşındırırken ip boğazını. kazandın derda. kendine geldin. avizedeki fazlalıkları attın. heybene yüklediğini bıraktın. taşımayı bıraktın derda. yaşamayı yük ettin kendine. yaşadın be derda . ilk defa. yeni başlıyorsun hayata. yeni doğan çocuk gibi önce ağlayacaksın..sonra yeteceksin kendine .kendine yetmek bu dünyanın ez özel şeyi derda. bunu başaracaksın. gelecek güzel günler demiştik ya en başta. gelmeyecek derda. sen gideceksin yaşama. eve dönerken mesela kediyle konuşmayı öğreneceksin. kendinden önce bir kedinin midesini dert edineceksin. güneşle beraber kendini doğuracaksın. kitapları alacaksın okuyup okutacaksın. öldürülen çocukları dava edineceksin derda. inadına yaşayacak, inadına yaşatacaksın. ağaçları büyüteceksin.büyüyeceksin derda en baştan! sil baştan! ayakkabısı olmayan çocukların ayakkabası olacaksın. üşüyenleri ısıtacaksın. parıl parıl parlayacaksın derda. derda öyle bir yaşayacaksın ki hayat kıskanacak seni. öyle gür güleceksin ki baharlar gelecek. öyle seveceksin ki gökkuşağının 8. rengini göreceksin. renklendireceksin. yani derda güzel günler sana gelmeyecek sen gideceksin. güzel günler gölge gibi derda sadece durursan seninle. yoksa bilmem kaç km hızla koş kendine yetişemezsin. derda , dur. soluklan. hayat güzel. hayatı güzelleştir. derda gelecek güzel günlere, o bardaktaki yarım suyu iç. afiyetle..iyi yaşamalar huzurla ölmeler

hayata tutunmanın bir yolu. güzel şeyler düşünmezsek, hayal etmezsek nasıl geçer. ben o geminin geleceğine inananlardanım. olacak. :)

hayatında bir şeyler yolunda gitmeyen insanların sığındığı tek şey.

"düzelicez inşallah be."

içinde bulunduğum andır.

geçmişte hiç olmayan günleri belki gelecekte vardır inancıyla beklemektir. pek umut olmasa da.

valla benim planlarımdaki güzel günler yakın gelecekte mümkün gözüküyor o yüzden beklemekten de gocunmuyorum pek bu zamanlarımı da yakın geçmişte beklemiştim sonuçta

güzel günler yakın,
tüm gereksiz anıları yakın.

bekledikçe değişmeyecektir. bekledikçe bir bok değişmez.

bana şimdi şu anda ma anad sheela ve rael'i verin o güzel geleceği tekrar yaratalım

müflis tüccarın eski defterleri karıştırmasın benzeyen bekleyiş.
'motorları maviliklere süreceğiz'... valla maviler gri oldu motor paslandı.
umut bu topraklarda lanetlenmiş bir sabırdır.